Pff


Yorumsuz. "Erken final". Tabii.

Güzel Formalar 5


Evet, belki Gs tarihinin en iyi formalarından biri, ama, ama...
O aria reklamı ne be anacım, ha? O renklerin arasına açık mavi aria reklamı gidiyor mu? Bir forma ancak böyle piç edilir. Zaten doğru düzgün resmi bile zor buldum.
Böylece Petre'yi de anmış olduk. Severdim bu elemanı. O dönemde çok adam boku bokuna ayrıldı kulüpten.

Güzel Formalar 4

Çok da açıklamaya gerek yok. 03-04 sezonu deplasman forması. İnter her sene, beyazın yanında bir de sarı forma yapmalı.

Yenilgi

Kızların ilk maçı kazandığını yazmıştım sanırım, 8 sayılık bir avantaj kalmıştı geriye içerdeki ilk maçtan. İşe yarar diyorduk ama, olmadı.
17 sayı farkla bitti 2. maç ve final şansımızı kaybettik. Ben çok üzülmüyorum gene de. Sonuçta bu takım daha 2 senedir ligde ve böyle bir başarıya ulaşıyor. Bence çok iyi bile. En azından 90'lardaki takımın final-four kapılarından dönmesinden daha kötü değil. Daha iyilerini görürüz inşallah.

!&^@!!

İnternete sadece "karı-kız" tavlamak için giren zihniyeti sikeyim. Bunlar bir şekilde karşınıza
çıkıyor, ne kadar kaçsanızda. Okey oynarsın onlar, sözlüğe girersin onlar, arkadaşlık sitesi desen keza öyle, forum desen şahı o işlerin. "Ee, ne bekliyordun" diyen olursa, ben de "biliyorum amk" derim. Ama bu kadarı da fazla sanki. Ne kadar berbat bir ülkede yaşıyoruz...Ne kadar berbat bir dünya ve zamanda daha doğrusu. Pff.

Yeni Nesil Brezilya


Julio Cesar, Rafinha, Maicon, Marcelo Santos, Dani Alves, Alex, Juan, Lucas Leiva, Diego Ribas, Baptista, Rafael Sobis, Robinho, Pato ve Luis Fabiano.
Yeni nesil Brezilya. Merakla bekliyoruz...

Yalçın Hoca

Hocam yine konuşmuş Yeni Harman'a:

"Ben, kitaplarımda, ak-ist'lere hükümet verilmesini Osmanlı için "redd-i miras" olarak yazmıştım. "Musul'daki bütün iddialardan vazgeçmek için kuruldu" diyordum. Bugün o gündür... Bunu Kıbrıs'ın izlemesini bekleyebiliriz... Türkiye, çok zor bir durumda bırakılmıştır. Gates'in ziyaretinden bir gün geçmeden, sabahında ve Bush'un "çekilin" işaretinin anında, toptan çekilmeyi, izah etmek çok zordur. Ülke dışında Türkiye'nin bağımsızlığı tartışılabilir hale gelebilir; üzücü bir haldeyiz. Devlet olma iddiamız tartışmalı bir hal aldı, büyük üzüntü duyuyorum."

Serdaramus

"Böyle bir fiyat yok o şehirde. 250 doları gözden çıkardığınızda aklınıza gelebilecek ve gelemeyecek her türlü ilşkiyi kurabilirsiniz. Biliyorum buna inanmayanlar çıkacaktır ama pezevenk demeyeceğinizi bilsem kötümser olana istediği türde, istediği tür kız için 250 ve aşağı dolara bulurum."

Böyle muhabbet olamaz ya. Seviyorum bu adamı.

Gırgır


Şu son dönemde Nba beni çok güldürdü sağolsun. Zaten en büyük neşe kaynaklarımızdan, hayatı sevme sebeplerimizden biridir, ama şu son 3-4 günde yardı geçirdiler.
Mesele, geçen pazar Ntvspor'da Suns-Spurs maçı sırasındaki bir jenerikle başladı. Genelde hep aynı görüntüleri verirler sağolsunlar (!), baktık farklı bir şeyler geçiyor, yapıştık ekrana tabii. Birden Donyell Marshall'ı, lacivert atletle sahaya dalarken gördük: "Nooluyo lan!". Bir anladık ki, Donyell abi, antrenman tişörtü ile formayı da çıkarmış sahaya giriyor. Yukarıda gördüğünüz gibi (tabii bu hali, tam olarak olayın farkına varıp da formayı giyerken). Kameralar o arada Lebron'a dönmüş ve eleman hakikaten yarılmakta. Biz de gülelim mi şaşıralım mı bilemedik. Yüzümüzde garip bir tebessüm kaldı.

Ardından maçta Shaq'ın topu kurtarayım derken, koltuklara uçması. Tabii bu çok komik değildi ama, komik bir olayın baş kısmıymış. Sonradan anladık. Ayrıca Suns seyircisi için de Shaq'a gaz verme fırsatı oldu. Gözlerine girdi eleman, atladı vs.

Ve sonuncu. Beni haberdar eden Hüseyin oldu sağolsun. Donyell'in olaydan konuşurken söyledi. Sonra izledik hemen, Youtube'dan. Dün geceki Suns-Grizzlies maçında, yne dışarı çıkmak üzere olan topu almaya yelteniyor, tam kendi takımının benchi önüne geldiğinde ise bench toptan boşalıyor. Herkes gülüyor, spiker bile. İzleyen zaten yarılıyor. Shaq da gülüyor, ne yapsın.

Son olarak:Donyell, abi sende de ne göt var ha. Bu göt varken, Ludacris'e benzemek bile kar etmez adama.

Niv Cörzi

Takas sonrası Nets kadrosu hakikaten çok iyi ve benim de hoşuma gidiyor. Düşünüyorum da, sezonu Play-Off'a kapağı atarak bitirirlerse, final olmasa bile, bir konferans yarı finali falan olabilir mi acaba? Valla bence olabilir, neler gördük Nba'de. Bu kadroyla, eğer adam gibi oynarlarsa, final bile olur.
Bu takımın bir şekilde başarı görmesini istiyorum. Kidd varken, o kadar çok bekledik ki onların birşeyler yapmalarını -finaller sonrası dönemi kastediyorum- , hala sempatik geliyorlar bana. Hem de halen ellerinde R-Jeff ve Vinsanity var.
Şu anda ellerindeki kadro cidden hiç fena değil. Bir kere kadrodaki iki oyun kurucu da genç, gelecek vaad eden, potansiyelli gençler. Marcus Williamshenüz 2. sezonunda. Devin Harris de emin olun Mavs sonrası kendini kanıtlamak isteyecektir. Hele de Kidd karşılığı takas edilmişken!

Şu anda Cavs karşısında ilk çeyreği 15 sayı önde bitirdiler. Hmm.

Devin Harris ilk 5 çıkıyor takas sonrasında. Geri kalan ilk 5, Boone, R-Jeff, VC ve dönen Krstic'den oluşuyor. Benchte ise Marcus, Diop, Hassell, Sean Williams (umut var), Nachbar, Stromile Swift, Darrell Armstrong, Maurice Ager.
İyi kadro.
Sikerim, Hawks gideceğine Nets gitsin Play-Off'a.

Uefa

Adamlara "güzel formalı" filan dedik, nazar değdirdik. İlk maçtaki 3-1'lik skora rağmen, 2-0 yenilip elendiler. Kötü oldu.
Gece, 2 tane sonucu penaltılarla belli olan maça sahne oldu:Everton-Fiorentina ve PSV-Tottenham. Fiorentina ve PSV turu geçti. Tottenham devam etsin isterdim.
Münih 5-0'ın rövanşında 2-1 kaybetti, Serhat gol atmış. Getafe de Benfica'yı 1-0 yenip turu geçti.
Leverkusen bizimle yetinmedi, Hamburg'u da kenara itiverdi. Bakalım nereye kadar gidebilecekler.
Yarın da 2 önemli maç var, bakalım kimler tamamlayacak çeyrek final'i.

Hırr!!


Bu ırkını sevdiklerim yine puan farkını 8'e çıkardı. Bi' Atletico, bi' Villarreal çaktı, oldu 8. İş bayağı zorda bu kez. Hafta başından beri yazmayayım dedim ama, dayanamadım.
Bu hafta Real, Deportivo ile, dışarda karşılaşacak. Eskiden olsa, umutlanırdık. Şimdi beraberlik olursa, yarabbi şükür. De Guzman da demiş ki, bu maçta gol atayım, 1 sene seks yok. Ortalıkta bu kadar dolaşan "şu olursa şunu yaparım" lafı varken, benim de "De Guzman gol atsın, yensinler, ben de g..ü vermezsem şerefsizim" diyesim var yeminle.

Ronaldo

Vatan'ın internet sitesinde bakınıyorum. Haber şu, daha doğrusu başlık: "Her sabah seks, iyi gelir". Yarıldık kardeşimle. Aklıma hemen Ronaldo'nun maçlardan önce seks yaptığını, bu sayede başarılı olduğunu söylediği demeci geldi. Harbiden işe yarıyordu görünüşe bakılırsa. Şimdi ise, neredeyse kariyeri bitti. Nereden nereye a.k. Aaah ah.

Hüseyin'le akşam akşam

Ulan sevgili okurlar (girişe bak, çay demle),

Zaman zaman yorumlar alıyoruz oradan buradan, bizi takip edenlerden. Bugün bir soru geldi, ben neden çok yazmıyormuşum, hep Salih yazıyormuş diye. Kardeşim bizim aramızda sen yazdın, ben yazdım davası pek olmaz, hatta yazacağımız şeyleri birbirimize filan söyleriz. "Hacı sen yaz beyav" diye. Yani ha o ha ben. Çok fark etmez. Gelelim akşam notlarımıza:

-Okul dönemi bitiyor Allah'a şükür, biraz istirahat iyi gelebilir.

-İçimde acayip bir sıkıntı var, hayrolsun inşallah.

-Okulun kitapçısına işe giriyorum sanırım, kitap sektörüne bir yerden girmek lazım diye sıçış yapmak istemiyorum, zira burası sadece okul kitabı satıyor.

- Türk NBA oyuncuları azdı. Siz de farkındasınız.

-Oda toplamak kadar iğrenç bir şey yok dünyada.

- Bazen düşünüyorum da, daha çok İngilizce yazmak Türkçe yazma kabiliyetini düşürür mü diye, bilmiyorum. Ancak iki dilde birden yazabilmek çok güzel bir şey.

-Son iki gündür İtalyan, İspanyol, Alman... Ne gazete bulursam okuyorum. Google Translate sağ olsun. Daha Türkçesi yok.

-Hababam Sınıfı olayını abarttım günde üç postaya çıkardım.

- Bu sene buradaki son üç ay üç günüm. Dördüncü gün "cennet vatan"dayım inşallah.

-Dwyane Wade ile alakalı ayrıntılı bir yazı yazacağım yakında. Ama şu an hiç mi hiç hal yok.

ve son olarak,
-Bizi adamdan sayan, fikirlerimizi soran, biz sorduğumuzda açıklayan, arada bir kıçıkırık blogumuza gelip bakan, "o öyle olmaz, şuraya dikkat et" diyen yazar çizer abilerimize çok teşekkür ediyorum kendim adına. Tanıdığı olmayan insan Türkiye'de başarılı olamaz olayını yıkacağız hep beraber. Çok Muro gibi oldu son cümle.

Ben gider.

Merak

Alakanızı kestiğiniz bir insandan, daha sonra herhangi bir şekilde haber almak veya haberdar olmak ne kadar değişik bir durum. Merak ediyorsunuz, "ne yapıyor" gibisinden. Bilmek istiyorsunuz, sizi hatırlayıp hatırlamadığını. Veya duruma göre, sizi hala önemseyip önemsemediğini. Her zaman kişinin sizin için ne kadar önemsiz olduğu, onla bağları koparmak için yetmiyor çünkü.
Ne bileyim, belki de ben çok meraklıyım.

Futbol Vs

Futbolda her zaman her şey kontrolünüzde olmayabiliyor.
Geçtiğimiz hafta sonu oynanan L'pool- N'Castle maçında olduğu gibi. Araya atılan topu Jose Enrique uzaklaştırmak isterken, top yanındaki Pennant'a çarpıyor, ve sonra kaleden biraz açılmış olan kalecinin üstünden kaleye giriyor. Buna ne yapılabilir şimdi? Kimin hatası denebilir? Veya "hata" denebilir mi? Bu pozisyon olmasa belki Newcastle, bu deplasmandan bir puan çıkarabilecek. Belki daha sonra gol yemeyecek. Ama, böyle garip bir pozisyon sonucu maçın seyri değişebiliyor işte.
Fakat daha sonraki 2 gol, tamamen ilk golün zıttı mahiyetteydi. Hele de 2. gol. Gerrard'ın olağanüstü pası, sonra Torres'in kaleciye vücut çalımı ve vuruşu. Son gol de tam tersi. Torres'ten ara pas, Gerrard vuruyor, gol.

Memo

Memo kazana düşmüştü hatırlayacaksınız bir reklamda. Yeni yeni öyle kazandan çıkmışçasına oynuyor. Bu akşam 27 sayı-11 ribaunt ve daha önemlisi yüzde 85 şut isabeti ve 6/7 üçlük isabetiyle oynayarak galibiyette kilit rol oynadı. Spurs yorgunu Denver ise pek bir varlık gösteremedi.