Takasa Gel...

ESPN'in az önce geçtiği habere göre Wolves ve Grizzlies takasa girdi. Mayo, Jaric, Antoine Walker ve Greg Buckner'ı Tennessee'nin azgın rüzgarına yollayan Minnesota; Kevin Love, Mike Miller, Brian Cardinal ve Jason Collins'i kadrosuna kattı. Bana sorarsanız kafadan Minnesota kârlı, hem Love, daha da önemlisi belki de Mike Miller. Hayırlı uğurlu olsun.

2008 NBA Draft- Birinci Tur

Hemen Salih'ten bayrağı devralayım. Teker teker seçimler, değerlendirmeleri. 11'den sonra pek bir değerlendirme yapamayacağım sanırım, zira bu seçimler zaman içinde ne kadar değerli olup olmadıklarını gösteriyorlar. Önce ilk tur listesi:

1

Chicago Bulls Derrick Rose, Guard, Memphis

2

Miami Heat Michael Beasley, Forward, Kansas State

3

Minnesota Timberwolves O.J. Mayo, Guard, USC

4

Seattle Supersonics Russell Westbrook, Guard, UCLA

5

Memphis Grizzlies Kevin Love, Forward, UCLA

6

New York Knicks Danilo Gallinari, Forward, Italy

7

Los Angeles Clippers Eric Gordon, Guard, Indiana

8

Milwaukee Bucks Joe Alexander, Forward, West Virginia

9

Charlotte Bobcats D.J. Augustin, Guard, Texas

10

New Jersey Nets Brook Lopez, Center, Stanford

11

Indiana Pacers Jerryd Bayless, Guard, Arizona

12

Sacramento Kings Jason Thompson, Forward, Rider

13

Portland Trail Blazers Brandon Rush, Forward, Kansas

14

Golden State Warriors Anthony Randolph, Forward, LSU

15

Phoenix Suns (from Atlanta) Robin Lopez, Forward, Stanford

16

Philadelphia 76ers Marreese Speights, Forward, Florida

17

Toronto Raptors Roy Hibbert, Center, Georgetown

18

Washington Wizards JaVale McGee, Center, Nevada

19

Cleveland Cavaliers J.J. Hickson, Forward, N.C. State

20

Charlotte Bobcats (from Denver) Alexis Ajinca, Center, France

21

New Jersey Nets (from Dallas) Ryan Anderson, Forward, California

22

Orlando Magic Courtney Lee, Guard, Western Kentucky

23

Utah Jazz Kosta Koufos, Center, Ohio State

24

Seattle SuperSonics (from Phoenix) Serge Ibaka, Forward, Spain

25

Houston Rockets Nicolas Batum, Forward, France

26

San Antonio Spurs George Hill, Guard, IUPUI

27

New Orleans Darrell Arthur, Forward, Kansas

28

Memphis Grizzlies (from L.A. Lakers) Donte Greene, Forward, Syracuse

29

Detroit Pistons D.J. White, Forward, Indiana

30

Boston Celtics J.R. Giddens, Guard, New Mexico


1) Chicago Bulls- Derrick Rose (Guard- University of Memphis) :

Rose zaten söylemişti, "Chicaho'da oynamak istiyorum" diye. Memleketi zaten. Sağlam gard, yeni Wade bana göre. Şutu pek iyi olmamasına rağmen atletizmi, kuvveti ve oyun görüşüyle iyi bir seçim denebilir. Aklıma takılan ise "takıma liderlik getireceğim" sözü oldu. Tamam guard filan ama biraz fazla iddialı.

2) Miami Heat- Michael Beasley (Forvet- Kansas State University):

2 gündür aptal aptal dedikodular dolaşıyordu. Yok efendim Heat Beasley kalırsa seçmeyecekmiş de Mayo'yu seçecekmiş de... Olur. Bence Bulls'un Beasley'i seçmemesi hataydı. 25-10 ortalaması tutturan ilk freshman tarihte. Kolları aşırı uzun, ribaunt yeteneği diğerlerinden iyi düzeyde ve iyi bir şutör. Tek soru işareti savunması. Eğer beklediğim olur da Marion giderse sezon başlamadan, savunma yönünde sıkıntı yaşayabilir Heat Franchise'ı. Marion'la Beasley yan yana oynar mı? Anasını bile beller.

3) Minnesota Timberwolves- Ovinton J'Antoni "O.J." Mayo (Guard- University of Southern California):

Bu elemanı biliyoruz. 7. sınıftan beri medya önünde. Aslında direk gireyim. Şu ana kadar gördüğüm mock draftların yüzde 70'inde 4-5ti Mayo, Lopez'di 3 numara hep. Aşağıda görürsünüz nerede Lopez. Minnesota bildiğiniz gibi direk rebuildingde. Süper seçim. Mayo'dan daha iyi bir direk bulamazlardı 3. sıradan. Kevin McHale'ın yaptığı en iyi hamle. Okan'a da hayırlı olsun.

4) Seattle Supersonics- Russell Westbrook (Guard- University of California at Los Angeles (UCLA)):

UCLA'i Final Four'a taşıdılar Kevin Love ile birlikte. Patlayıcı gücü had safhada. Kevin Durant'ın yüzünü görünce iyi bir seçim olduğuna karar verdim, umarım öyledir.

5) Memphis Grizzlies- Kevin Love (Forvet- University of California at Los Angeles (UCLA)):

UCLA'in Final Four'unda ikinci adamdı. Bütün sezon boyunca uzun pasları ve potadan potaya şutlarıyla bir quarterback'i andırdı ve şimdi Grizzlies'ın yeni Gasol'u olma yolunda. Benim tek sorum: Gasol'ü bağışlamasaydınız seneye neler yapabilecek olduğunuzu biliyor musunuz?

6) New York Knickerbockers- Danilo Gallinari (Forvet- İtalya):

GM'i "benim içime sinmeyen bir seçim yapacağız" diyen bir takımdan ne beklersiniz. Gallinari'yi seçtiler. Bağlantıları açıklıyorum. D'Antoni'nin annesi İtalyan, ve Gallinari'nin babasıyla aynı takımdalarmış, şu anda da çok iyi arkadaşlarmış. Draft sıralaması açıklandığındaki telefon konuşmaları da cabası. Soner Yalçın'a sesleniyorum; abi bunu Efendi 3'e koy.

7) Los Angeles Clippers- Eric Gordon (Guard- Indiana University):

Gordon bir combo guard değil. Point ya da shooting guard da değil. İşte problem burda, hepsinin ortasında sıkışıyor, hiçbirisini de tam yapamıyor. İyi bir skorer. Olup olabileceği maksimum Sam Cassell.

8)Milwaukee Bucks- Joe Alexander (Forvet- Western Virginia University):

R-Jeff takasından sonra Alexander'ı da alarak sağlam bir play-off takımı oldular. Bir dahaki sene için benim sürprizim kendileri. Sağlam ribauntçu, Tayvan doğumlu vesaire.

9) Charlotte Bobcats- DJ Augustine (Guard- University of Texas):

Bobcats gibi bir takıma gidecek bir oyuncu. NBA seviyesi oynamaya da hazır. Feltonla iyi bir ikili olabilirler.

10) New Jersey Nets- Brook Lopez (Pivot- Stanford University):

Nets yılın seçimini yaptı bana göre. Biraz da şanslılardı desek yalan olmaz. 3. seçileceği tahmin edilen adam 10.sıraya kadar kaldı. Jefferson gitmeseydi eski günlere dönebilirlerdi ancak şu anda her şey Jianlian'a bakar.

11) Indiana Pacers- Jerryd Bayless (Guard- Arizona):

Hemen şöyle gireyim, Pacers seçimi olmasına rağmen Bayless Trail Blazers'a gönderildi. Yanına Ike Diogu'yu koyup karşılığında Brandon Rush, Jarrett Jack ve Josh McRoberts'ı aldılar. Bayless'ı yollamazdım ben olsaydım. Portland da az ballı değil.

Draft

Efenim Draft bu gece yapılmakta. İlk 3 sıra Rose-Beasley-Mayo oldu. Mayo daha aşağı bekleniyordu. Takımlar da Chi-Mia-Min şeklinde. Ayrıntıları Hüseyin bildirecek Siedıl'dan...

Yuro İkibinsekiz

Her katıldığımız Avrupa Şamp.'da daha fazla yükseliyoruz. "Bir dahakinde final oynayabiliriz" veya "şampiyon olabiliriz" diyebileniniz var mı? Bence vardır. Biz Gaz milletiz, gerekli gazı aldığımızda yapamayacağımız iş yok. Bu olanları görüp de "bir sonraki şampiyonayı alırız hacı" diyen vardır, ben tanıyorum memleketimi.
Ben meseleye biraz tersinden bakmak istiyorum. Tabii ki bir gazetede filan yazmıyorum, okuyan da kısıtlı olacak ama, ne de olsa bu ülkede gerekli mercilerin tavsiye almakla veya öneriyle uzaktan yakından alakası olmadığını bildiğim için, öyle "ah okunsun vah eleştirilsin" gibi bir kaygım yok. Yazanlar da kaale alınıyor mu ki?

3 kez sıçradık...
(Hemen araya giriyorum. Şu anda Rusya-İspanya özeti var. Rusya kaleye ilk şutu 89'da attı. Bizim 30'da iki direğimiz vardı. İnsanın içi acıyor işte.)
Evet, 3 kez sıçradı çekirge, 4.cüde sıçtı. Şimdi bu, bir açıdan normal.
Şöyle ki;biz yarı finale çıktık belki ama, bunu yaparken ne düzen, ne sistem, ne belli bir yapı yoktu. Ve bunu bilen ve futboldan anlayan kişi, bu kazanılan başarıyı içine sindiremez. Sevinir ama, işin iç yüzünü bilir. Eksikleri görür.

Bu takımın, son hazırlık maçındakiyle, ilk grup maçındaki kadrosu arasında ne sistem, ne de oyuncular açısından benzerlik yoktu. Grup maçlarında hele hiç yoktu. Fatih hoca'nın fi tarihinde uygulayacağını açıkladığı 2-2-2-2-2-2-2-2-2-2-2-2, pardon fazla gitti, 2-2-2-2-2'den zaten eser yok. Kafasına göre oynadı hoca.
Eğer ortada bir başarı varsa, ben bunu "gaz" ve "iman gücü" kavramlarıyla açıklamayı öneriyorum. Sağı-solu olmayan bir milletiz işte.

Geçen duydum, Fifa, bizim Çek maçını son 50 yılın maçı seçmiş. Haksız sayılmazlar.
Tam 3 kez geriden geldik ama, öne geçince olmadı Böyle de cins bir yapı.

İşte doğru-düzgün oynamadan buraya gelince, o zaman da oynamaya kalkarsan, futbol senin yüzüne çarpar gerçekleri. Bir maç "oynayarak" kupa alınmaz mesela, alamadık da.
İkincisi;karşımızdaki takım, benim yukarda söylediğim bütün meseleleri halletmiş bir takım;bir ekol. Hoca değişimleri filan hikaye. Bu takımın bir karakteri var. Aslında bizim de var da, ona dengesizlik diyorlar.
İşte biz ne zaman Almanya-vari bir yapıya, sisteme sahip olacağız, o zaman başarı gelir ve başarı "içe siner". Önemli olan bu. İyi oyna, yenil, elen. Belli bir duruşun olsun. Tabii Terim sonrarı gelmesi beklenen hoca da Ertuğrul Sağlam'mış. Onla da ne duruş olur ya... Dua okur çıkarız biz sistem yerine.

Evet sakatlıklar, kart cezalıları büyük şanssızlıklar ama, sorunun temeli de belli.Bu gözardı edilemez.
Şu gerçek ki, bu turnuvada yediğimiz halt uzun süre konuşulacak, akılda kalacak. Ama 3 maçı son anda kurtarıp da sonradan yarı finalde "oynayarak" elenmek, bize diğer turnuvalarda başarı getirmez. Bunu düşünmeliler. Fatih Hoca da gidiyor, onun "gaz"ı da yok artık, ne yapacaklarsa.

Serveeet... Serveeett....

“Hocam öl de, öleyim. Şimdiye kadar üzerime düşen görevlerden hiçbir zaman kaçmadım. Yine fedakarlık yapmaya hazırım. Ayağım kopsa da oynamak istiyorum”

Yoklukta Notlar

-Milli Takım bokunu çıkardı. Düdük çalmadan maç bitmez abi. Yediğimiz golden sonra, bütün millet köşedeki köfteciye uçmuştu. Tek izleyen bendim neredeyse. Benim "gooaaallksndslnasnald" şeklindeki hönkürüşüme geldiler. Penaltılarda ise zaten "Yenebilir miyiz?" diye düşünmedik ki. Biliyorduk böyle olacağını.
Sonrasındaki geyikler daha fena. Henüz az önce bir arkadaş şunları söyledi:"Abi, Almanya maçında 0-5 geri düşeriz, sonra da 6-5 yapar finale çıkarız nedir ki yani". Daha ne.

-Herkesin kendine göre bir gerçeği olması, bu dünyanın en büyük aldatmacalarından bir tanesi. Bu yanılsama yüzünden Dünya bu halde. Gerçek birdir. Ama ego var ya işte ego... Bu farklı görüşler silsilesi bittiği zaman sorun kalmayacak işte.

-Tabi yaa...

Melo: Takas ya da sadece "Danışma"


Şu anda bu satırları okuduğunuza göre Carmelo Anthony'nin polisle ne kadar başı belada olan bir tip olduğunu da biliyorsunuzdur. Bir buçuk ay önce, play-off'tan elendikten hemen sonra bu paşamız sarhoş ve otun etkisinde araba kullanırken yakalanmış, para karşılığı sarıverilmişti. Bu olaydan sonra Nuggets yetkililerinin de tabii ki bakış açısı biraz değişti, hatta takası her zamankinden daha fazla düşündükleri iddia edildi.

Bugün Melo ve menajeri Nuggets ofisiyle bir araya geliyor. Amerika basını takas da takas diye tutturmuş durumda. Özellikle ESPN cephesi. Menajeri de çıktı, "sadece tutuklanma olayı görüşülecek" dedi. E tabi müşterisinin takasını görüşmeye gittiğini söylemeyecek ya...

Kişisel görüşüm Melo'nun önümüzdeki sezona Nuggets formasıyla başlamayacağı. AI da kalıyor, cap space olayı aştı. Eğer Miami'ye gelirse draft sonrası bir takasla kimse şaşırmasın, benden söylemesi.