Naz Aydemir



Bu kadar forma manyağı olmamın sebeplerinden birincisi, farklı renk formalardır-deplasman formaları veyahut. Çünkü bu formalar, artık bahsi geçen takım kimse, o takımın her zaman alıştığımızdan farklı renklerle sahada yer almasını sağlar. Böyle bir ferahlık gelir, o aynı takımı değişik renklere boyanmış halde görmek hoşa gider. En azından benim hoşuma gidiyordu, hala da gidiyor.Kulüp takımlarında bu var malum, ama milli takımlarda yok. Her milli takımın 2 veya 3 rengi var, ve kendilerine özgü forma desenleri var. Çok nadir bunların dışına çıkıyorlar. Hep kafamdan geçer, eğer milli takımların da farklı renk forması olsa, nasıl olur. Tabii bu mantık-dışı.

Yani düşünsene, Türk milli takımı'nın siyah forma yaptığını? Kulüp takımı olsa tamam dersin, bir kırmızı, bir beyaz, bi' de 3. forma niyetine siyah kondurmuşlar dersin. Ama milli takımda yok böyle bi'şey. Olmaz da. İstisnası vardır belki de.

Yakın zamanda Bayan Voleybol milli takımı'nın siyah formasını gördükçe, bende yukardaki bahsettiğim düşünce alevlendi. Ablalar siyahla filan çıkmış böyle. Errea'lar. Dedim işte bu.

Benim acayip hoşuma gitti. Ha nedir, çoğunluk "milli takımda kırmızı-beyazdan başka renk olur mu kardeeeeeşim" çeker, biliyoruz. Haksız da değiller. Ama ben bu formaya bittim.
İlk önce dedim, lan acaba kırmızı veya beyazdan biri yok mu da siyah yapmışlar. Hayır, diğer iki temel renk de var. Birini şu üstteki, diğerini de altta görebilirsiniz. Hepsi güncel, son şampiyonadan resimler.


Peki 2 forma/renk yetmiyor mu voleybolda, neden 3. var? Kesin bilgim yok, ama bir tahminim var. Ben çok içli-dışlı değilim voleybolla fakat, hiç izlemişliğimiz yok değil. Hani kimi zaman sahadaki kadroda bi abla farklı renk forma giyer, sanırım libero oluyor o. İşte onun farklı renk forma giymesi durumuyla ilgili bi'şey olabilir bu siyah formanın yapılması. Onun dışında nedir, ne değildir bilemem. Bilgisi olan varsa yorum kısmına bekleriz. Ya da şu ablalardan birisi akrabası-eşi dostu-bacısı olan varsa, sorsun etsin. Bi'şey yapın la.

Molde Fk


Kaç kişi biliyor acaba Norveç takımı Molde'yi ? Biz bilmiyoruz da onları, onlar forma işini iyi biliyor anlaşılan. Umbro baba sağolsun yine kusursuz bir iş çıkartmış. Retro forma dediğin böyle olur. 1911 yılında kurulan kulübün 100. yıl özel forması. Kendi storelarında yapılan bir forma değil ha, Umbro yapmış. Hatta kuruluş günlerine maç denk gelmiş ve bu formayı giyeceklermiş. Onların acaba taraftar potansiyeli bizimkinin ne kadarı ? Hani hep derim ya ben diğer blogda da; "Adidas bizi pek iplemediği için çıkartacağımız her forma maliyeti bize giriyor diye. Bu sebeple (umarım o sebepledir) takım pek fazla özel forma yaptırmıyor Adidas'a" diyorum ya hani. E peki Molde denen takıma bu ekstra maliyet olmuyor mu ? Taraftar çıkartabiliyor mu parasını formanın ? Belki sınırlı sayıda üretim falandır. Ancak adamlar düşünmüş ve bunu çok güzel uygulamışlar. Biz Molde FK'nın, Adidas da Umbro'nun zilyon gerisinde.

Göğüs reklamı falan da yok he, dikkat çekerim. Kulübün normalde var göğüste reklamı.

Apustas



Ve de Espanyol'un 08-09 kırmızı deplasman forması. Uhlsport.


Dünya Kupası'nda Sırbistan'ın 1. forması.
Tamam arak değildir diyelim filan da, e aynı nerdeyse be abi. Ne bileyim, sola koysan haçı olmaz mı.

Us


Kralsın...

Mesut


Real Madrid'e ilk transfer olduğu dönem benim için Şıvaynşıtayger'den bir farkı yok demiştim. Onu sevmediğimden değil, Mesut'u Real'e gelmeden önce de çok severdim. Ancak inatla Türk olduğunu söyleyenlere ve Real Madrid'e gitmesini ülke gururu yapanlara karşı kurmuştum tepedeki cümleyi. Ben o adama bakınca Türk görmüyordum.

Yanılmışım. Mesut zaten genetik olarak Türk. Yani anası Türk babası Alman falan değil. Çift tarafı da, soyu da sopu da Türk. Ancak soy sop bir süre sonra önemli olmuyor, senin ne hissettiğin daha önemli. Kendini Türk gibi hissetmemesi normal. Ben de onun yerinde olsam, ben de orada doğup büyüsem. Orada gelişsem. Üstelik mesleğim futbolculuk olsa ve Türk Milli takımını seçsem 1 adım ilerleyemeyeceğimi bilsem, ben de kendimi Alman hissederim.


Bir arkadaşım uzun zamandır Twitter üzerinden Mesut Özil ile konuşuyor. Zaman olarak uzun bir süre, ancak herhalde 4-5 sorusuna veya ilettiği cümlelere cevap vermiştir. Bir kere ben Karadenizli bir Türk'üm lafı var. Her cevabını Türkçe vermiş. Hatta bizim ukala önce Almanca sormuş, o Türkçe cevaplamış sorusunu. Sürekli olarak buradan giden destekler için teşekkür ediyor. Türk olduğuna vurgu yapıyor. Ayrıca Twitter Bio'sunda yukarıda yazan şey yazıyor. Bu adam en doğrusunu yaptı Alman Milli takımını seçerek. Dünyanın en pis karısının başbakanlık yaptığı bir ülkede Alman Milli takımını seçmeseydi vatandaşlığını da kaybedecekti. Bana göre, kendimi Alman hissediyorum demesi 21 yılını orada geçirmesi sebebiyle duyduğu aidiyet hissi. Ancak hiçbir zaman Türklüğünü inkar etmeyen ve unutmayan bir adam. Benim fikrim değişti. Şıvaynşıtayger gibi görmüyorum kendisini. Sadece başka bir forma giyen bizim Mesut. Bu sayede Dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük kulübünde oynayan bizim Mesut. İzlerken artık daha bir tüylerimi diken diken eden adam.

Sparta'yı Sparta'da

Uzun süre sonra gece internetle içli-dışlıydım nihayet, fakat o anlarda inanılmaz şeyler olmuş ve ben birini gece sonradan farkettim, birini de az önce tam olarak gördüm.

İlki Pacers'ın hayvanlığı. 3. çeyrekte Denver'a 54 sayı attılar. Büyük ihtimalle rekordur diyordum, ne rekoru, NBA tarihinde 4. sıradaymış. En çok sayı bir çeyrekte, Buffalo Braves tarafından kaydedilen 58'miş. Taa 72-73'te.
Daha büyük hayvanlık, adamlar bu çeyrekte 20/21 atıyor. Dahası, kaçan şut da son şut. Yani Pacers oyuncuları 3. çeyreğin bitimine birkaç saniye kala 20'de 20 atmış vaziyette. Lan manyak mısınız? Canlı izliyor olsam bir yerden sonra "hasiktir lan ordan" diyip kapatırdım herhalde.

İkincisi kişisel bir hayvanlık. Ama çok büyük. Paul Millsap, Miami'yle Miami'de yaptıkları maçta ("Heat'i Heat'te yenicez") normal sürenin son 28 saniyesinde 8 sayı geridelerken, attığı 3'ü üçlük olmak üzere, 11 sayıyla maçı uzatmaya götürüyor. Ve bu adamın geride kalan 5 sezonluk kariyerinde yalnızca 2 üçlük isabeti var. Sonra sen gel, Miami'yle deplasmanda yaptığın maçta son 28 saniyede 3 tane üçlük çak. Ray Allen sanki mübarek. Toplamda da 46 sayı atıyor Millsap. 19/28 ile. Box Score'a baktım sabah, 3/3 üçlüğü görünce şaşırdım tabii ama, böyle bi'şeyi nerden aklıma getireyim. Şurdan bakın abi. Üçlükler zaten beklenmedik ve harikulade ama, son isabet tek başına bile büyük iş. Miles'ın üçlüğü kısa düşüyor, Millsap topu yamularak tamamlıyor, ve top süre tamamlanmadan hemen önce giriyor.
Bu aşmış performans sonrası yenilen Heat de kendine gelemez inşallah. Amına kodumun toplama takımı.

Kıssadan hisse:İzle(ye)meyip netten takip ediyorsan bile, efendi gibi takip et maçı. O anda tarihi bi'şeyler gerçekleşiyor olabilir.

Raptor


Raptor:Hacı yine başladınız 2 günde 1 maça, bünye mi dayanır buna amınakoyym

Curry:Sorma kanki, zaten Dünya Şampiyonası ayağına dolaştırdılar bizi bok var gibi, babamın hatrına hayır da diyemedim. Gül gibi muhasebeci olucaktım, bırakmadı şerefsiz peder.


Es Pilsen


Beşiktaş garip takım. Adamların bildiğin kırmızı forma kültürü var, kullanmıyorlar. Nerede lan kültürü diyen biri çıkarsa karşıma, 80-70 arası tarihlerde BJK'nın üzerinde kırmızı formalar vardı diye cevabımı yapıştırırım. Yani aslında bizim beyaz forma gibi BJK'nın ilk alternatif forması kırmızıydı. 90'larda da giyildi epey, 2000'lerin başından ortalarına kadar da vardı aynı gaz.

Bu sene beyaz-siyah ve siyah beyaz 3 forma yaptı BJK. Bir tane de gelecek zaman için gümüş düşünüyorlar. Tamam gümüş de bir mesafe ancak zaten beyaz forma giyen bir takımın gümüş ile gezinmesi saçma (belki Avrupa forması olarak düşünülebilir bizim sarı gibi). E tarihinden gelen kırmızın var ortada. Yapsana kardeşim. Fenerbahçe psikolojisine girip ezeli rakipte kırmızı var diye giymiyorsan ayıp ediyorsun.

Bu seneki kaleci formasını görünce -ezeli rakipte aynı renk var, ben giymem- psikolojisini çok fazla derecede taşımadıklarına kanaat getirdim (belki biraz). FB'de kırmızı kaleci kazağı da yok malum. Beşiktaş'ın armasında ki Türk Bayrağı'nın 2 renginden çok güzel bir kaleci forması çıkartmışlar, üzerinde hiç oynamadan gelecek sezon da kırmızı-beyaz (kırmızı ağırlıklı) bir forma çıkartmaları onlar için en büyük temennim olur. Ankaragücü bile Gençlerbirliği'nin renginde kırmızı forma yapıyorsa, senin tarihinden gelen bu formayı yapmaman ayıp.

Bu arada Beşiktaş en son ne zaman kırmızı forma giydi ? 2003-2004 sezonu yanılmıyorsam. Peki Yıldırım Demirören ne zaman başkan oldu ? 2004 yılında sanıyorum. Bu kırmızı vetosunu o mu yapıyor diye düşünmeye başladım hacılar.

Nerden Nereye 33



Türk spor medyasının da ta amına koyim. Adamlar kaç sene aynı takımda oynadı bi' düzgün resimleri yok.