Denyıl


- Lan takas olmuş

- Siktir lan

Evet, NBA'i takip ettiğini sanan çakal bir arkadaşla aramızda geçen muhabbete ortak ettim siz, okurlarımı (ba ba ba triplere bak). Üstümde o derece ''bu sene takas makas olmaz yeaa'' tarzı bi' dalkavukluk vardı ki, inanamadım. Ya da inanmak istemedim. Malum, genelde All-Star araları genel olarak biz NBA kıroları için ''trade'' haftasıdır. Ancak bu senenin genel durumu ile alakalı olarak pek bi' büyük takas umudu yoktu bende. İşte geçen gün arkadaşlarla takılıyoruz... Neyse, goygoyun gittiği yer ayak yolu, giremedim mevzuya. Bu yüzden direkt olarak olayı dallandırıp, budaklandıralım.


Bucks, NBA'deki en kıl olduğum takımlardan biridir. Özellikle yönetim itibariyle (cCc John Hammond cCc)... Golden State de aynı şekilde ''kıl top 5'' listemi zorlayan takımlardan biridir. Her ne kadar bu kıllık tohumlarının son dönemlerde Baron Davis, Stephen Curry gibi isimler sayesinde çimlenmesini engelleseler de, hala gözümde gereksiz bir takımdır. Taraftarı iyidir haa, ona laf yok. Ama çok gereksiz bir organizasyon, orası başka. Velhasıl takasa geleyim. Takasın odağındaki iki isim: Monta Ellis ve Andrew Bogut... Ellis dediğimiz adam, ligdeki en kaypak skorerlerden biri. Her ne kadar son birkaç senedir oyununu gözle görülür bir şekilde ilerletse de, hala o klas oyuncular sınıfına girmiş değil benim gözümde. Kötü oyuncu diyemem, ama çok iyi de diyemem onun için. Olgunlaştı her şeyden önce son zamanlarda. Özellikle Baron Davis'in gidişinin hemen ertesinde, takım tam da onun üstüne kurulacakken motosikletle yaptığı kazanın ardından bayağı bi' olgunlaştı. ''Feleğin sillesini yedik babaley'' kıvamına geldiğinden herhalde bu olgunlaşma şeysi. Bucks'taki oyun sistemine ne derece uyar, açıkçası merak ediyorum. Jennings'le yakalayacağı uyum sanırsam buradaki kilit nokta. NBA'deki en deli guard ikilisini oluşturacakları kesin ancak top paylaşımı konusunda her an bi' mevzu patlak verebilir, öhöm duyurulur. Ellis'in zaman zaman Curry gibi mülayim bir adamla bile sorun yaşadığı düşünülürse bu ortaklık pek olumlu sonuç doğurmayabilir. Kwame Brown ve Udoh hakkında pek yorum yapmaya gerek yok gibi. Skiles'ın rotasyonunda 5-10 dakika takılırlar arada.


Bu takasın gerçekleşmesinin en büyük etkenlerinden birisi de zannımca, Ersan'ın son zamanlarda gösterdiği performans. ''Ersanity'' Bogut'u aratmıyor şu dönemde. Bogut'un hala ederi varken elden çıkarılması iyi oldu aslında Bucks için. Zati yaşadığı sakatlıklar vs. derken adam akıllı oynayamıyordu. Doğudaki -belki- Howard'dan sonraki en iyi pivottu ama bu kağıt üstünde kalıyordu maalesef, sakatlıklar yüzünden. Golden State'e gidişi belki de iyi oldu. Golden State'de Biedrins ile çetin bir forma savaşına (!) gireceğinden eminim en azından. Stephen Jackson ise bir bakıma Bogut'un bonusu oldu, Golden State için. Ellis'in ilk beşteki yerini alacaktır büyük ihtimal ama vereceği katkı açıkçası meçhul. Zira bu sezon deyim yerindeyse, pek bi' bok oynadığı yok. Curry, Lee ve "The Paçoz" Dorell Wright üçlüsünün yanına pek sırıtmayan iki adam eklediler. Ama... Ama işte, sürekli ''ama''larla bölünüyor Golden State'in hikayesi. ''Mevzubahis istikrar ise, gerisi Golden State'dir'' diyenlere ve diyecek olanlara selam ederler sanırım yakında. Nate Robinsonsuz bir NBA dileyerek kapatalım tükkanı.


2 yorum:

oğuzhan dedi ki...

uslubün çok güzel hocam bi solukta okunuyor yazıların, arada kahkahayla da gülüyorum, böyle devam etmeni diliyorum

anilka23 dedi ki...

eyvallah, sağ olasın :)