Shaka Hislop


Böyle boş boş dolanırken aklıma birden 2006 FA Cup finali geldi. İzlediğim en iyi final olması itibariyle benim için önemlidir. Belki de tarihin en iyi FA Cup finaliydi, güzeldi, salaktı, malcaydı. En son Lazio'da faşoluk faaliyetleriyle uğraşan Scaloni'nin sağ kanattan yerden gönderdiği topta Jamie Carragher kaleyi şaşırıp 1-0 öne geçirmişti West Ham'ı. Bayağı iyi götürüyorduk maçı. O golün üstünden 7-8 dakika geçmişti ki genç yaşta sakatlık belasına futbolu bırakan Dean Ashton ortaya çıkıp skoru 2-0'a getirmişti. Etherington'ın şutunu kontrol edemeyen Reina'ya selam olsun buradan. Ne olduysa oradan sonra oldu. Gerrard'ın 2005 Şampiyonlar Ligi finaline selamı çakmasıyla Liverpool'un geri dönüşü başlamıştı. Yüz yılın en çapsız golcüsü Djibril Cisse'ye yaptığı asistle bir korku salmıştı tüm West Ham takımına. Amına kodumun Cisse'si ayrı bi' kafada zaten. Futbolun Dennis Rodman'ı aynı model ayakkabının farklı teklerini giyerek oynuyordu. Saç stiline girmiyorum, orası ayrı bi' dünya. Taklacı ibine(Winning Eleven oynayanlar ne demek istediğimi anlamıştır herhalde). Cisse'nin bu sezondan sonra hayatı kaymıştı hatırlayanlar vardır belki. Fransa'nın 2006 Dünya Kupası kadrosunun 1 numaralı forveti olarak gösteriliyordu. Sonra hazırlık maçlarında ayağını kırdı. Derken Liverpool'dan ayrıldı, falan filan. En son QPR'da aldı soluğu.
Neyse Liverpool'un alamet-i farikasına geçelim.

Gerrard'ın peygamberlik durumu vardı o sezonlarda. Alonso'nun içeri açtığı orta kafalardan sekip abimizin önüne düştü. Öyle bir vurdu ki herifçioğlu topun ağları delip geçmesi muhtemeldi. En azından şundan eminim top kalede bulunan Shaka Hislop'a denk gelseydi onu da sürükleyip yine içeri girerdi. Zaten amk Shaka Hislop nedir? Adama sorsan dünya haritasında ülkesinin yerini gösteremez, ne işi var West Ham'da(Trinidad Tobago eşrafından abimiz). Shaka gibi kaleciydi. Öhöm, iğrençleşmeyelim şimdi(dalga bi' kenara iyi kaleciydi). İvmeyi arkasına alan Liverpool'un buradan alıp yürüyeceğini düşünüyordu herkes artık ama öyle olmadı. Geçtiğimiz sezon Roy Hodgson referansıyla Liverpool forması giyen Paul Konchesky orta şut karışımı bir vuruşla(bu kalıbı hep kullanmak istemişimdir) West Ham'ı kupaya yaklaştırıyordu. Dakikalar 90 civarına geldiğinde Liverpoollular centilmenlik gereği topu bizimkilere veriyordu. Yamulmuyorsam Scaloni gelen tacı havaya dikerek maçı bitirmek istedi ama gerizekalı beceremedi. Top Liverpoollu oyuncularda kaldı. Steven Gerrard yaradana sığınarak Liverpool'dan vurdu ve gol oldu. AMK. Penaltılar zaten herkesin malumu, efsane Sheringham dışında penaltıyı gole çevirebilen oyuncu yoktu West Ham'da. En sonunda maç içinde sıçışlardan sıçış beğenen Reina, Ferdinand'ın penaltısını kurtarıp takımı kupaya taşıdı. Aynı zamanda da kahraman oldu. Gerrard zaten peygamber, kahramanlık iddiasında bulunacağını pek zannetmiyorum.

Bu arada postu niye attığımı unutup maça daldım, üstte fotoğrafta görüldüğü üzere Türk bayrağı dikkatimi çekti. Ne diye çektiyse. Sevindirik oldum gibi bi' şey... Maçın özetine de buradan ulaşabilirsiniz, belki izlemek isteyen olur.


2 yorum:

Burak Eken dedi ki...

Shaka Hislop sevdiğim bir kaleciydi. Dünya Kupası'nda Trinidad Tobago'yu neredeyse gruptan çıkaracaktı. Hele o İsveç maçı... Ibra, Larsson, Ljungberg, Allback gibi abilerimizin maç boyu yaklaşık 43682795 şutunda -bazen şansın da yardımıyla- kaleyi kapamıştı.

İngiltere maçında da iyi direnmişti eşşoğlu. Lan o maça ilk yarı/maç İngiltere'ye oynamıştım. İlk yarıda Shaka ve Crouch yüzünden kupon tek maçtan yatmıştı.

anilka23 dedi ki...

bu sezonun hemen akabininde dünya kupası başladı. ben de severdim, sempatikti. hafiften bizim shorunmu'ya benzetirdim. süprize açık bi' takımdı zaten trinidad tobago. ben birchall'ı severdim o kadrodan, ingiltere alt lig seviyesinde oynayıp, kendi kalibresinin üstündeki premier lig topçularına kök söktürmüştü :)