Kim Jong-Un


1994 Dünya Kupası zamanını şöyle-böyle hatırlıyorum. O yazdan aklımda yer etmiş birkaç şeyden biri de bu forma. Hangi gazete hatırlamıyorum, Dünya Kupası rehberi gibi bi' şey vermişti. Orada Güney Kore'nin aşağıdakine benzer bir toplu fotoğrafı vardı. Belki de aynısı, bilemiyorum.


Diğerlerine hiç benzemiyordu, o yüzden bayağı bir kafamı meşgul etmiş, ilgimi çekmişti. O zamanlar elbette şimdiki bilgim ve zevkim yok. Ama yine de bir şekilde dikkat çekmiş.


Aradan birkaç sene geçip, bu işlere ciddi merak salmaya başlayınca, bir yerlerde yine görmüştüm bu formayı. Ve o zaman daha bir şaşırtmıştı. Çünkü zamanının ötesinde bir formaydı bu. Yaka kısmı, fazlasıyla 90'lar forması olduğunu belli eder şekilde tasarlanmış. Eğer onun yerine daha "modern" bir v yaka koysanız, ciddi ciddi şimdi bile giyilir bu forma. Gelmiş-geçmiş en iyi milli takım forma tasarımlarından biri olabilir.



Şu dayı da belli ki bu işlere meraklı. Eski formaları çizme işine girmiş. Üstteki görseli oradan aldım. Ki hangi formanın kupada hangi maçta giyildiğini de yazarak, amme hizmeti yapmış.



İnternette olan fotoların nerdeyse hepsi bunlar. Ki bunları da kaç farklı arama sonucu bulabildim. Hep diyorum, 2005 yılından bir maçtan fotoğraf bulmak bile kimi zaman büyük sıkıntı. Öncesi hele...


Formayı üreten firmanın adı Rapido. Kendi adıma pek de bilindik bir marka değil. Ama şahsen böyle bir tasarıma imza attıkları için ben büyük takdir ettim. İnanılmaz.

Bu fotoğraflar için bakınırken, sürprizvari bir şeyle de karşılaştım. Meğer Güney Kore'nin yeni deplasman formasında, 94 Dünya Kupası'na giyilen bu formalara "selam çakılmış". Yenilenmiş versiyon da diyebiliriz. Çok da iyi etmişler.





Tabii bu tasarım akla yine "milli formada farklı renk olur mu?" sorusunu getiriyor. Belki çok yer kaplamıyor ama, sarı ve siyahın görülmesi söz konusu yine de.

Edit: Yazıyı bozmadan buradan gireyim: son foto, yorumlarda Burak'ın da söylediği gibi, gerçek değilmiş. Yeni Kore deplasman forması, aşağıda gördüğünüz.

Entegre


Abi sizce de bi' sıkıntı yok mu bu iki formaya bakınca? Yani "aha arak var" filan demem ama... Fena mı "pişti olmuşlar", ya da çakışmışlar mı diyeyim, bilemedim. Talihsizlik belki.



Başlık



Kayıt düşmek adına. 2008-2009 sezonundan. Sivas her zaman olmasa da, kalıcı hale getirmese de, çubuklu altına siyah şortu giyiyor ve çok da güzel oluyor. Onu en azından ara-sıra görüyoruz. Ama açık renk forma-koyu renk şort giyen takımlara karşı tam tersini giyen (iç saha ya da deplasman forması) takım bizde nadir görülür. Kayseri de malum, siyah olsun, beyaz olsun, giymeyi çok seviyor. Hatta o kadar ki, geçen Lig Tv'de şu eski maçların gösterildiği Dünden Bugüne'nin Kayserispor-Trabzonspor bölümünü izlerken çok garip bir şeye şahit oldum. Dayılar 4 sezon üstüste içerde Trabzonspor'a karşı siyah formayı giymiş. Maçları arka arkaya göstermese bunu farketmek olanaksız tabii. Burada da şort ile forma farklı kombinasyonların olmasına rağmen durumu iyi kurtarmışlar.

Retro 179

Kol


Dün ortamlara şöyle bi' şey düştü. Bu üç yeni sezon işinin formaları zaten sızmıştı -United'ınki çok erken, Barça'nınki de erken, Arsenal'ınki yakın zamanda. Buarada garip olan, kombinasyonlar. Tabii ben "sızmıştı" diyorum ama, herkesin gördüğü anlamına gelmiyor bu. Birçok kişi Manutd iç sahayı dün gördü daha -Hasan naber?

Bunların kesin olduğunu varsayarak başlayalım:

1. Nike zırtapozluk yapmayı sever tamam da, koca kulübün renklerini değiştirmek nedir abi? Bildiğin laciverte dönmüş mavi. Ve devamında çorabın mavi olması? İyice?

Gördüğüm tepkilerin çoğu olumlu. Tamam, kendi içinde iyi forma. Ama bu, "Barcelona iç saha forması" değil. Giyilirse bile değil. Bir şeyi değiştirmez yani. Galatasaray da kaç senedir... Anladınız. Dahası, forma "çubuklu" bile değil. Bu nedir la böyle.



2. Arsenal önceki sezonlarda (yukarıda ve aşağıda gördüğünüz gibi) siyah ya da siyaha yakın renklerde katkılı iç saha formaları giymişti. O yüzden çok bir gariplik yok. Ama bu kez hem formada siyahın kapladığı alan artmış, hem de çorap siyah. Yani "bu kadarını" kabul etmeyebilir Arsenal taraftarı. Ki hak veririm.



3. United'ın iç saha ve mavi-siyahlı 3. forması sızalı uzun süre olmuştu. Ama tabii "bunlar onlar mı?" emin olunmuyor erken dönemde. Görünüşe bakılırsa evet, onlar "bunlar". Burada da kritik olarak bir çorap sorunsalı var. Tarihte kırmızı çorap giymişlikleri varmış -teşekkürler Ozan-, en son 1971'de iç saha formasında kırmızı çorap görülmüş. Öncesinde de var. Yani tarihi bir gönderme ise kırmızı çorap, eyvallah. Ki öyledir.

Şimdi bütün bunları saydık döktük. Ama fotoğrafı gören çoğu kişinin dile getirdiği gibi, burada yapılan her neyse, sunum ya da başka bir şey, o esnada çorapların modellere yanlış giydirilmiş olma ihtimali az da olsa var. Ya da belki bu formalar henüz kesin değildir. Ya da başka şeyler. Yani şu ay ve gün itibariyle, formaların kesin olması lazım. O açıdan bakınca, bunların son kararlar olma ihtimali yüksek. Göreceğiz.

Retro 178

Tarik


Duymuş olmanız muhtemel, bir süre önce Amare'nin erkek kardeşi vefat etti. O da sonrasında bu dövmeyi yaptırmış. NBAsever bünye bu dövme şeklini daha önceden Larry Hughes'dan hatırlayacaktır.


Kardeş acısı az şey değil, eyvallah. Suratının ortasına böyle bir dövme yaptırıp acını daimi kılmak ne kadar doğru peki?
Ya bunu deneyimlemişizdir, ya da etraftan şahit olmuşuzdur. Ölüm ya da başka türlü acılar; bir şekilde bununla yaşamayı öğreniyorsunuz. Gerçekleştiği anda muhtemelen içimizden "böyle bir şey varken ben bir daha nasıl gülerim" tarzı cümleler geçiyor. Ama öyle olmuyor. Devam ediyor hayat. Bir şekilde bunu arkada bırakıyorsunuz -belki kendi çabanla, belki zamanla farkına bile varmadan. Aradan bir süre geçtikten sonra Amare'nin (veya Larry diyelim) aynada yüzüne bakıp bu dövmeden pişman olma ihtimali nedir? Hiç de az değil gibi. Çünkü zamanla, bu dövmenin kardeşini olması gerekenden daha fazla aklına getirdiğini fark edecek. Ve o ölümden sonra geride kalan hayata alışma süreci sekteye uğrayacak. "Gösteriş yapmak için" bu dövmeleri yaptırdıklarını aklıma getirmek bile istemem. Ölümden prim yapacak adamın aklına sıçayım.

İnsanlar öncesinde hiç düşünmüyor. En yakınlarımız, yakınlarımız, akrabalarımız, tanıdıklarımız,
az tanıdıklarımızın başına bu gelmeden önce aklımızdan pek geçmiyor. Ama geçmeli. Başımıza gelmeden önce ölüm düşüncesiyle haşır-neşir olmalıyız. Ki zamanı gelince aptal olmayalım. Kendimizi alakadar eden kısmı ise bambaşka zaten.

Fiction


Gezginler Kralı Ceyhun Eriş'in bu kez de "yavru vatan"a zıpladığını duymuştum da, kulübü hakkında bilgim yoktu. Doğan Türk Birliği imiş. Onlar da forma konusunda "anavatan"dan "esinlenme" yoluna gitmiş gördüğünüz üzre.

Retro 177

Mam


Sırf şu adamı izlemek için rafa kaldırdığım "lan League Pass alsam mı?" sorusunu yeniden gündeme getiresim var. Çok dolambaçlı oldu sanki lan. Neyse, zaten biliyorsunuz olanları. 5. maç oldu, durmuyor. Yaza filmi de çekilir.