Dime #16


-Philadelphia 76ers için her açıdan ilginç ve zor bir yıl oluyor. Şubat ayını 7 maçlık mağlubiyet serisiyle kapattılar ve bu serinin 6. maçı ligin en kötü takımlarından Orlando Magic'e karşıydı, sahalarında. Yukarıda maç bitmeden koç Doug Collins'in salonu terkettiğini görüyorsunuz. O maçtan sonra da uzun bir basın toplantısı vererek takımdaki sorunlar hakkında, tabir-i caizse şikayetlerde ve serzenişlerde bulundu koç. Bazı alıntılara şuradan ulaşabilirsiniz. Sixers genç ve dinamik bir takım — en azından kağıt üzerinde böyle olmaları gerekiyor, ancak biraz akılsızlar. Sene boyunca Bynum'ın dönüşüyle beraber bu takımın bir playoff takımı olacağının altı çizildi. Onlar da Bynum'ı beklemeye o kadar konsantre oldular ki sahada yapabilecekleri doğruları yapamamaya başladılar. Yapamadıkları şeylerin başında topu dolaştırmak, sahaya yerleşebilmek, pick and roll, pick and roll savunması, pick and roll hücumu vs. geliyor. Normalde böyle genç takımlardan enerjik bir oyun oynamalarını beklersiniz. Çok koşarlar, potayı zorlarlar. Hayır. Sixers ligin en az faul kullanan takımı maç başına 16.8 (son sırada Magic var) ile. Organizasyonda heyecan verici isim sayısı çok az. Jrue Holiday, Molly Sullivan, eh biraz Thad Young, biraz da Evan Turner. Magic gibi bir takıma karşı sahalarında 21 sayı geriye düşmeleri kabul edilemez bir durumdu. En acayibinden — koçun da değindiği üzre, geçen sene hiç şans vermeyip takasla gönderdikleri Vucevic 19 ribaunt alırken Hawes'in ribaunt sayısı yalnızca 1. Sahalarında Magic'e 98-84 kaybettiler ve bu Orlando'nun 10 maçlık deplasman yenilgi serisinin sona ermesi demek oldu. Philly taraftarı acımasızlığıyla bilinir, takımlarını ikinci yarı boyunca yuhaladılar. Mart ayına Warriors galibiyetiyle başlasalar da playoff treni çoktan kaçmış gözüküyor ve bir kötü haber daha, Bynum muhtemelen dönmeyecek. Sezonun işkence halinde geçtiği yetmiyormuş gibi sezon sonunda da onları önemli bir karar alma aşaması bekliyor.

-Business Insider'dan Cork Gaines NBA'deki en ucuz ve en pahalı bira satan salonların araştırmasını yapmış. Geçen sene ligdeki ortalama bira fiyatı $6.96 iken bu sene bu fiyat $7.08'e yükselmiş. Meraklıları için NFL'de ortalama fiyat $7.28, MLB'de $6.10, NHL'de ise $7.07. Neyse, resimde göreceğiniz gibi NBA'de en ucuz bira $5 ile Spurs ve Thunder'a ait. En pahalıysa $9 ile Knicks ve Suns. New York'u anlayabiliriz, peki Phoenix? Robert Sarver'ı kutlamak gerekiyor. İyi iş başarmış.

-Mark Cuban iyi ki var. Ciddiyim, Mark Cuban iyi ki var. Bugün ligimiz daha eğlenceli, daha keyifli bir halet-i ruhiye içindeyse bunu Mark Cuban'a borçluyuz. Önce amnesty ile ilgili Orkun Çolakoğlu'nun yazdığı türkçe kaynağı okuyalım. Sonra Dallas Mavericks'in sahibi Cuban ne demiş ona bakalım; "If you look at their payroll, even if Dwight comes back, you’ve got to ask the question: Should they amnesty Kobe?" hmm güzel fikir. Lakers yönetimi durur mu, hemen yapıştırmış cevabı; "We’re aware of Mark Cuban’s comments. We feel they’re inappropriate. As far as the issue itself, we’re not going to comment publicly on the amnesty issue as it relates to any of our players." bence John Black çıkıp "HAHAHAHAH" diye gülseydi daha güzel bir cevap olurdu ya neyse. Esas olaya daha gelmedik. Bu atışmadan sonra geçtiğimiz pazar yerel saatle (LA) 10.00'da Mavs deplasmanına çıktı takım ve Kobe 38 sayısıyla — aslında daha önemlisi son çeyrekte üst üste basket bulduğu üç zor pozisyonla, maçı takımına kazandırdıktan sonra şu tweet'i attı: "Amnesty THAT". Göktuğ da bana "twitter tarihinin en güzel tweet'i :(" dedi. Ben de tüm bu olanlara Sacre tepkisi veriyorum.

                      

-Indiana Pacers ve kavga kelimeleri yanyana gelince akıllara Pistons maçından başka bir maç daha gelecek artık. Kabul ediyorum, Artest'in, S-Jax'in, Pistons seyircisinin yanından bile geçmez, lafı bile olmaz ama en azından ortalama üstü kavgalardan birine daha tanık olduk. Zaten bu hafta iyi kavga yaptı, Will Bynum, Jarrett Jack-Greg Stiemsma, Carmelo Anthony-Spencer Hawes-Tyson Chandler, Iman Shumpert-Basketbol topu. Ama dediğim gibi, zirvesi yukarıdaki olay oldu. Şimdi neler olmuş tekrar göz atalım. Sırayla bakmanızı istediğim isimler var. Olay Roy Hibbert ile David Lee arasındaki ribaunt mücadelesi esnasında çıkıyor. Önce sadece Lee'yi izleyin. Hibbert'a ilk fiziksel müdahaleyi o yapıyor, sonra bir kez daha birbirlerine omuz atıyorlar ve ortalık karışıyor. İkinci kavgaya girmeyen belki de tek isim. Hatta sonlara doğru Hibbert yanından geçiyor ve Lee onu görmüyor bile. İşte buna çok güldüm. Şimdi başa saralım ve Curry'i izleyelim. İtişmeler başladığı esnada Curry oralı değil. Olayları normalden geç görüyor ama en hızlı reaksiyon veren isimlerden biri. Teğmen, "muhtemelen niyeti kötü değil, ayırmaya koşuyor" falan dedi, bana da öyle geldi ama bu Hibbert tarafından iki kere püskürtüldüğü gerçeğini değiştirmiyor. Hibbert'ın seviyesinde kesinlikle değil, tamamen haksız rekabet. Üzücü. Şimdi olayı normalden geç gören bir kişi daha var, onu izleyelim. David West. Yeni Indiana Pacers'ın saha içi lideri Paul George ama soyunma odası ve saha dışında esas abi rolünü hep West üstlendi bu takımda geldiğinden beri. Geçen sene playoff'ta AAA'den galibiyetle ayrıldıkları maçta da takım arkadaşlarının sevincini abartmaması gerektiğini, bir an önce soyunma odasına girmeleri mesajını veren West'ti el hareketi ve mimikleriyle. Burada da kavgaya geç tepki gösteriyor, yavaş tempo koşuyla olayın içine giriyor ve Warriors'lu oyuncuları bir tarafa, kendi oyuncularını bir tarafa tek el hareketiyle ayırmayı başarıyor. İşte ABİ diye buna derim. Şimdi Biedrins'i izleyip haykıra haykıra gülebilir ve Pacers kenar yönetimini izleyip takdir edebilirsiniz. Her açıdan çok acayip bir kavga olmuş.

-Bilek sakatlıkları çoğu zaman pek önemli sakatlıklardan olmamıştır. Normal bir vatandaş sokakta bileğini burksa alçıya alınır, belki bir ay yürüyemez ama NBA oyuncuları bu sakatlıkları yaşadığında — ki sıklıkla yaşıyorlar, genelde birkaç gün dinlendikten sonra sahaya geri dönerler. Hatta bazen pozisyonun tekrarında neredeyse bileğinin kırılmaya ramak kaldığını görürüz oyuncunun ama soyunma odasına girip bir sonraki periyot oyuna geri döner ve buna artık şaşırmayız bile. Bunun en meşhuru da Isiah Thomas'ın Lakers'a karşı NBA Finalleri'nde tek ayak bileğiyle üçüncü çeyrekte 25 sayı gönderip takımı Detroit'e maçı kazandırmasıdır. Neyse, Tony Parker'a geleceğim. Kings karşısında Spurs 130-102 kazanırken bir pozisyonda Parker, Isaiah Thomas'ın (tamamen rastlantı) üzerinden turnike bırakıyor ve ayağına yüksek bir mesafeden düşüp ters basarak bileğini burkuyor. Video burada. Bunun üzerine en az dört hafta diyor doktorlar. Şu an Batı'da lider durumda olan Spurs'ün muhtemelen son kurşununu atacağı senedeyiz (böyle diyorum ama hepimiz biliyoruz ki en az üç sene daha buralarda dolanacaklar, belki daha fazla). Saha avantajına fazlasıyla ihtiyaçları var ve Tony Parker bu sene Lebron James ve Kevin Durant'in ardından MVP yarışında birçok kişinin adını Carmelo Anthony'den veya Chris Paul'den önce andığı isim gibi oynuyordu. Yine de Spurs bir sistem takımı ve bu sakatlığı lehlerine çevirme şansları var. Parker %100 dönerse ve Patty Mills ile Nando De Colo onun açığını mümkün olduğunca kapatıp sisteme tamamen alışırlarsa neden olmasın?

-Birtakım videolar ve yazılar. Ty Lawson, Thunder'ı yıkan game-winner'ı gönderiyor ama daha etkileyici olanı shimmy shake. Üç güzel Harlem Shake videosu var, en güzelinden en kötüsüne Miami Heat, Toronto Raptors, Inside The NBA. Bir de Şanlı Spurs'ün Harlem Shake'e cevabı. Zach Lowe röportajlarına devam ediyor, sırada Sacramento Kings koçu Keith Smart var. Kings demişken, Lebron James'in (tamamen rastlantı) 40 sayı, 16 asist, 8 ribauntla oynadığı maçta — bunu 28 senede başarabilen tek oyuncu, Heat Kings'i iki uzatma sonucunda 141-129 yeniyor ama maçın sonunda Tyreke ile Wade'in... neyse uzatmayayım buradan bakın. Phil Jackson'ın Sports Illustrated'a verdiği güzel röportajı buradan okuyabilirsiniz. Lang Whitaker da GQ'ya Spurs organizasyonunda kazanmanın her şey ve hiçbir şey olduğunu yazmış. Billups'ın DeAndre Jordan'a mutlaka görmeniz gereken asistiyle paragrafa noktayı koyalım.


-Tarih 27 Şubat 2013, Çarşamba. Yerel saatle akşam 19.00 ve yer Madison Square Garden. Batı'da playoff  yerini sağlamlaştırmak isteyen Golden State Warriors, Doğu'da bu sene Miami Heat'e kafa tutabilen takımlardan olmak isteyen New York Knicks deplasmanına geliyor. Bir önceki maçta David Lee ile Roy Hibbert kavgası sonucu Lee bir maç ceza almış ve o akşam oynayamayacak. Ancak bir oyuncu var, alev alması için ortam bir hayli müsait. Ki önceki gece de Bankers Life Fieldhouse'ta 7/10 üçlükle 38 sayı göndermiş rakip potalara. Maça pek sıcak girmiyor. İlk çeyrek sadece 4 sayı atıyor. Ancak ikinci çeyrek yavaş yavaş ısınmaya başlıyor. Bir üçlük. Bir üçlük daha. Bir tane daha. Sonra bu sene ilk defa forma giyen Kenyon Martin'den sıyrılıp içeri kıvrılıyor. Sonra bir üçlük daha. İkinci yarı başlıyor, o kaldığı yerden devam ediyor. Maçtan sonra Carmelo Anthony "The performance was unreal.", Tyson Chandler "There's nothing we could have done.", Mike Woodson ise "We trapped him some and he beat our traps, shot it before you could actually get the trap on him. He just had a phenomenal game." diyecek. Tam 11 üçlükle, ki 13 denemede gelen 11 üçlükle, yanına çok çok önemli 7 asist, 6 ribaunt, 3 top çalmayı da ekleyerek 54 sayı atıyor Stephen Curry. Özeti şuradan izleyebilirsiniz ama eğer hala izlemediyseniz maçın tamamını bir yerlerden bulup kesinlikle izleyin. Belki Warriors'un kazanmasına yetmedi bu performans, hatta belki de kazanamamalarının sebebi Curry oldu son anlarda yediği bir blok ve yaptığı bir top kaybıyla ama ben iddia ediyorum bu performans Kobe'nin 61'inden de Lebron'un 52-13-9'undan da daha iyi ve izlemesi daha keyifliydi. Mark Jackson'a oyuncusunu 48 dakika boyunca sahada tuttuğu için teşekkür ederim. Hayır gerçekten. Böyle bireysel performanslara arada sırada ihtiyacımız var. Bu oyunun eğlence olduğunu hatırlamak adına... Teşekkür ederim Mark Jackson. Teşekkür ederim Madison Square Garden. Teşekkür ederim Bay yetenekli Stephen Curry.

-Bazen NBA'de oynanan her maçın birbirinden keyifli olduğu geceler vardır. Uzun süredir tanık olmuyorduk ama 27 Şubat gecesi tam da böyle bir geceydi. Sırayla kısaca maçları hatırlayalım;

GSW 105-109 NYK: Yukarıdaki paragrafa ek olarak Mark Jackson'ın da koç olarak evine döndüğü maç. Sam Amick, USA Today'e güzel özet geçmiş. Ha bir de Tyson Chandler'ın 28 ribaundu var. İlk çeyrekten 13 tane toplamıştı bile. Mesela Charlotte Bobcats de Enes'in 22 ribaunt çektiği maçta Utah Jazz karşısında toplam 24 ribaunt aldı. Mesela.

TOR 92-103 CLE: Kyrie Irving'in sakatlığından dolayı oynayamadığı üst üste ikinci maç ve Cavaliers'ın kazandığı üst üste ikinci maç. Hmm.

SAC 125-101 ORL: Jason "White Chocolate" Williams maçtaydı ve onu gören Tyreke Evans'tan zamanında onun yaptığına benzer bir asist geldi. "What a pass! Oh if you don't like that, you don't like NBA Basketball."

DET 96-95 WAS: Çok, çok ilginç bir son saniye anı. Ariza'nın köşeden üçlüğü belki basket olmuyor ama hem Pistons broadcast'ini, hem de Wizards broadcast'ini yanıltmayı başarıyor. Gerçekten çok pis top ve komik bir durum. Wizards'ın bir sonraki maçına Steve Buckhantz bakın neyle gelmiş.

MIL 110-107 HOU: Monta Ellis'in basketbol tanrılarına ettiği dualar nihayet karşılık buldu.

DAL 84-90 MEM: Mavericks ligin en iyi savunma takımlarından birine karşı çeyreğe 38-19 ile başlıyor. Memphis devreyi 16-4'lük seriyle kapatıyor. Üçüncü çeyrekte 24 sayı atarlarken sadece 5 sayı yiyorlar. Devre sonu ve üçüncü çeyrek sonu arasındaki seri 40-9. Arada bir de franchise rekoru 24-0'lık seri var. İstedikleri zaman epey korkutucu olabiliyorlar. Dirk bir sonraki seneye kadar sakallarına dokunmayacak korkarım.

NOH 74-119 OKC: Kevin Durant 27 dakikada 18 sayı, 11 ribaunt, 10 asistle triple-double yaptı.

PHO 105-101 SAS: Rodeo Road Trip dönüşü Spurs, OT'ye giden maçta Phoenix'e evinde yeniliyor. OT skoru 5-1 Phoenix lehine. Wes Johnson'ın maçı uzatmaya götüren buzzer'ı ve o ana kadar evinde oynadığı 24 maçtan sadece 2'sini kaybeden San Antonio Spurs.

ATL 102-91 UTA: Al Horford ligin en formda pivotu ve bu maçta da 34 sayı, 15 ribaunt, 5 blokla oynadı. Olağanüstü.

DEN 111-109 POR: Lamarcus Aldridge'in son saniye imza atışı girse 10/10 ile perfect night olacaktı ama yine de bu maça bir şans verin.

-"Please LeBron, get in the dunk contest. I’m going to put up a million dollars. A million dollars to LeBron. Please get in the dunk contest. I go every year. I want to see you out there. A million to the winner." Magic Johnson. Bunu söylemesinin nedeni şu, şu ve şu. Artık Heat taraftarının maçlara erken gelmek için bir sebebi var. Ama Magic Johnson... ilgi çekmek için senin bir sebebin yok. Lebron James ve slam dunk contest muhabbetinden gına geldi. Yeter artık.

0 yorum: