Forklift

 (Yine konuk yazar var. Kalecilik işlerinde uzman sayılabilecek Uçmalı arkadaşımız, Süper Lig kalecilerini ele aldı.)

Öncelikle s.a.

    Teğmen sağ olsun kalbi kadar temiz bir sayf- Mevzu bahis bu sene 3 İstanbul takımının kalecilerinin (Muslera, Volkan, McGregor) performansları. Belki de geçmişten bugüne en çok gol yiyen kaleciler oldular bu sezon. En çok eleştirilenler Volkan ve McGregor iken Muslera zaman zaman hatalı gol yese de galibiyetin %20lik bir payı ona verildi –tabii Burak hayvanlaşmasaydı %50 verilirdi amına koyim.

    Mevzuyu uzatmadan, lig sıralamasına göre başlayalım:

-Fernando Muslera:

Bu sezon 35 maça çıkmış. Elazığspor maçında ise kırmızı kart görmüş. –ibne melo– toplamda 38 gol yemiş. Maç başına 1,08 gol ortalaması düşüyor. Her maç gol yiyor diye bakılıyor zira bu ülkede. Maç içinde, kırılma anı dediğimiz bölümlerde kurtardığı pozisyonlar ise belki de bu sayıların 2 katı. İlk olarak akıllara Schalke maçları, Bursaspor maçında Belluschi’nin “çatal”a giden topu gelir ki benim için yeterlidir. Çok takımın “emeğini çalmış” demek oluyor. 7,6 milyon euro (yazılı-görsel basının yalancısıyım amk) gibi bir paraya, elit bir kaleci alan kulüp yöneticilerini de tebrik etmek gerekir.


AMA ELLERİ KÜÇÜK  (Kazım selam)

-Volkan Demirel:

Senelerce “hatalı gol yiyor”, “saçlarını jöleliyor”, “artist”, “itici” diye lanse edildi. Şimdi ise “yeniçeri” diyolla. 2 senede 1 görenlerin bile hayrete düşüp “abi nasıl yiyor ya” dedikleri cinsten gol yiyor. Bu sene ise hatalı/saçma gollere ağırlık vermiş durumda. Yine de bu ülke topraklarının –izlediğim kadarı ile- en iyi kalecisi. Tüm antipatikliğine rağmen. –lincoln’ü kovalaması aşlskdfja- ayrıca bu sene çok gol yiyor olması da önündeki 4’lüden 3’ünün sürekli değişim göstermesinin de payı yüksek –Gönül sürekli oynuyor-. Geçmişten günümüze Volkan için yapılmış en güzel tespit ise şudur: “amın evladı, maçın ilk 15 dakikasında spekteküler bir kurtarış yapıyor, sonra uğraş didin gol atacam diye”.



-Allan McGregor

Sene başında #feda diyen Beşiktaş’ın aylarca Ospina’nın peşinde koşmasından sonra -amiyane tabir ile- “piyangodan amorti çıkmış” gibi geldi kaleyi teslim aldı. 6 yıl Rangers’ın kalesini korumuş, hatta 2008’de Zenit ile UEFA Kupası Finali’ne -neredeyse- tek başına çıkaran kaleci olmuş. Buraya geldiğinde ise “çöp” diye bakılıyordu. Bu adamın kaleyi alması tamamen "Cenk Gönen a.k.a. özgüven abidesi"nin suçudur. Neyse oraya girmeyeceğim. Bu sezon hemen her maçta gol yedi. Lakin, kimsenin görmek istemediği maç ortadayken/kritik anlarda yaptığı kurtarışlarla birçok puan kazandırdı Beşiktaş’a. Bu adamın tek sorunu aslında Celtic’ten değil de Rangers’tan transfer olmasıydı. Bunlar ülkedeki kuru Celtic dilenciliğinden.


Bu arada, Onur Recep Kıvrak ve Tolga Zengin’in de ağzına sıçayım. Ayrılın artık oradan.

1 yorum:

Muratonovic dedi ki...

Sergen ve Tümer beraber oynadı da Tolga Zengin ve Onur Kıvrak niye beraber oynamasın ? Sen buna cevap ver!