Tour Sırası #2: Yeşil

Coldplay sarı rengi hakkındaki şu meşhur şarkısını çoğunuz biliyordur. Bilmeyenler için birkaç satırla ufak bir özetini yapalım:

Look at the stars
Look how they shine for you
And everything you do
They're all yellow.

Sagan ve Cannondale dün bu şarkının "Green" versiyonunu bütün pelotona ve bizlere tam 110 km boyunca dinletti. Hep aldığı desteğin azlığından dem vurulurdu Peter Sagan'ın. Cannondale, iki yıla yakındır dillendirilen bu eleştirilerin hepsini tek etapla yere çarptı. Bu uzun ve hummalı çalışmanın tek sebebi vardı: Peter Sagan'ın birkaç gündür giydiği yeşil mayoyu orada tutmak. Peki, işler nasıl oldu bu noktaya geldi? Yeşil mayonun kaderi nasıl oldu da bu bir tek etaba böylesine düğümlendi? 2013 Tour'un halen yarım da olsa sonu ufukta gözükmeye başlayan yeşil mayo hikayesini için okumaya devam edin.

Aslında hikayenin başladığı an, ASO'nun 2013 Tour parkurunu açıklamasıyla gelmişti. Pescheux yönetimindeki ekip, Tour'un 100. kez yapılmasının şerefine çok sert bir parkuru yarışa uygun görmüştü. Sert tırmanış etaplarından önce gelen "düz" etaplar bile sprint trenleri ve liderleri için pek "düz" ve kolay sayılmazdı. Yarışla ilgili aşağı yukarı tüm öngörüler Sagan'ın bu parkurdan avantaj çıkaracağını söylüyordu. Biraz şans, biraz şanssızlık ve biraz da taktikle, Sagan avantajdan çok daha fazlasını çıkardı: Son etap hariç kalan üç düz etap öncesinde, 2013 yeşilinin tescilli sahibi olmaması için hiçbir sebep kalmadı.

Korsika'da başlayan yeşil mayo ve Tour mücadelesinin ilk etabı, Orica - GreenEdge otobüsü ve ASO'nun skandal finiş kararıyla bir katliama dönüştü. İlk etaptan sarı mayo ve bol bol puan bekleyen en önemli üç sprinterin üçü de ya bisikletinin ya da kazaların azizliğiyle yolda kaldı. Sarı mayo ve en önemli puanlar Marcel Kittel'e, geriye kalanlar da rekabetin daha sonraki evresinde önemi kalmayacak isimlere gitti. Kısacası, Cavendish ve Greipel için en uygun etaplardan biri hiçbir kazanç getirmeden geçmişte kaldı. Onlar için tek olumlu taraf, Sagan'ın kazada kalıp bu fırsattan yararlanamamış olmasıydı.
Ama sonraki etaplar da sorunlar çıkmadı değil: En önemli sorun, giderek artan tırmanış sayısı ve zorluğuydu.  Ne Cavendish ne de Greipel dördüncü seviye üstü tırmanışları alabilecek bacaklara sahip değildi. Sprint takımları da yokuş alan tırmanışçılardan değil, düz yolda hız yapan rulörlerden oluşuyordu. Jan Bakelants'ın kazanıp sarı mayoyu devraldığı ikinci etapta bu faktörün etkisi açıkça gözüktü. Sagan ve ekibi önde sprint kovalarken, Cavendish ve Greipel arkada etabı bitirmeyi başarmak için pedal basıyordu. Bu kez de tek teselli Sagan'ın etabı birinci değil ikinci bitirmiş olmasıydı.
Sprinterlerin belalısı haline gelen Korsika adasındaki son etap da bir önceki orta seviye dağlıktı. Yani Manx Missile ve pelotonun Alman gorili yine pek yarışıyor denemezdi. Sadece etabı bitireceklerdi. İkisinin de şansı yine biraz olsun yanındaydı. Sagan yine birinci değil ikinci olmuştu. Ama ikinciye de hatırı sayılır bir puan veriliyordu ve ikilinin iki etaptır bitişlerden çıkardığı puan sayısı bir bile değildi. Şansları, felakete dönüşüyor gibiydi. Slovakyalı Tourminator yavaş yavaş farkı açmaya başlıyordu. Greipel'le Cavendish acilen bir hamle yapmak zorundaydı, yoksa genç adam, 23 yaşında üst üste ikinci kez yeşil mayoya doğru pedallamaktaydı.
Sonraki iki etap, iki isimden gelen iki etap zaferiyle sonlandı. Önce İngiliz, sonra Alman sprinter takım trenlerinin tam manasıyla ortalığı kırıp geçirdiği iki etap sonuyla rahat rahat sprint bitişini kazandı. Ama birbirlerinin önünü de kesmişlerdi. İçlerinden birini yeşil mayo için çok iddialı hale getirebilecek 90 puan, 45'er puan olarak ikisine dağılıp Sagan'ın ekmeğine yağ sürmüştü.  Yine,  başka küçük bir sorun vardı: Sagan her iki etapta da podyumda kalmış, yine çok önemli puanları hanesine yazdırıp açtığı farkı korumuştu. Yeşil mayo, etap kazananlara verilen mayo değil, etapları en önde bitirip en çok puanları toplayana verilen mayoydu. Ve Sagan, daha etap kazanamamış olsa da etapları önde bitirme konusunda pelotondaki en yetkin isim olduğunu dört farklı etapta göstermişti. Daha hiç etap zaferi alamamıştı ama kaza yaptığı ilk etap ve takım zamana karşısı olarak yapılan dördüncü etap hariç her etabı podyumda bitirmişti.
Bugün koşulacak tırmanış etabı öncesi, yeşil mayo için büyük avantaj sağlama fırsatı Montpeiller'den Albi'ye doğru seyreden yedinci etaptı. Art arda dizilmiş orta seviye tırmanışlar, sprint takımlarını dağıtabilirdi ve onlar dağıldığı zaman, Sagan sprint konusunda rakipsizdi. Cannondale bu fırsatı çok iyi gördü ve çok iyi kullandı. 205 km'lik etabın 110 km'sinde önde Cannondale'in yemyeşil trenini tempoyu arttırırken gördük. Lotto Belisol ve OPQS trenleri iki dakika geride yokuşu geçmek için çırpınırken, Cannondale geçen seneki Sky'ı hatırlatan bir disiplin ve istikrarla farkı arttırdı ve 30 km kala geridekilerin pes etmesiyle "oyunu" kazandı. Geriye etabı kazanmak kalmıştı. Son kilometreye Sagan dahil üç yarışçıyla girerek pillerinin her şeye yettiğini ispatladılar. Yeşiller, büyük hedefine ulaşmıştı. Günün sonunda, Sagan 65 puanla sprint puanlarında "full çekerken" Cavendish ve Greipel koca bir hiçle takım otobüslerine dönüyordu.
Sonuç? Peter Sagan, 94 puanla yeşil mayo klasmanının açık ara lideri. Bugün ve yarın koşulacak tırmanış etaplarını treniyle ve yeteneğiyle en az yorularak geçecek sprinter. Ayrıca hala koşulacak dört düz etabı kazanmaması ya da yine podyumda bitirmemesi için hiçbir sebep yok. Cavendish ve Greipel ya rakiplerinin başına gelecek bir felaket için dua edecek ya da kalan düz etaplarda tulum çıkaracak. Her iki ihtimalde de yeşil mayoyu kazanma şansları bugünkünden çok da fazla değil.

0 yorum: