Kalın


Nets, "Brooklyn Nets" olduğundan beri Yahoo'nun canlı anlatım sayfalarında göz(üm)e çarpan bir şey var. Başkaları da denk gelmiştir. Oraya çok girip-çıkan bilir zaten, takım logosu ve skorun hemen altında o takımın renklerinden birinin yer aldığı bir şerit vardır. Brooklyn için o şerit, pembeye yakın bir kırmızı. E Brooklyn'in renkleri sadece siyah-beyaz ama?

Şu anda NBA'de iki renge sahip tek takım var, o da Nets. Bunun ileride değişeceğini düşünüyorum, fakat şimdilik herhangi bir işaret yok. Siyah ve beyaz sadece. Durum buyken, birkaç sezon sonra 3. forma çıkartacakları zaman, nasıl yapacaklar?Kestirmeden gri ya da gümüşü düşünebiliriz, ama bu üçlüye sahip ikinci bir takımın ligde yer alması acaba kabul görür mü, bilinmez. Ayrıca ligde herhangi bir takımın, asıl iki formasıyla alakasız renkler içeren bir 3. forması var mı, aklıma gelmiyor.

O şeritte kırmızı kullanmalarının görünürde 2 sebebi olabilir: 1. Takım renkleri değiştikten sonra, belirgin olmayacağı için siyah ya da beyazı kullanmayıp, önceki gibi kırmızıyı orada bırakmaları. 2. Kırmızıyı orada unutmaları. Ki bu pek olası görünmüyor. Elbette saha içinde herhangi bir karışıklık olmaz, ama şu ufak şeritte bile sorun çıkarıyorsa sadece iki rengin olması, buna 3. forma faktörünü de katarsak, renk planlamasında hata yapmışlar diyebiliriz. Ya da belki, bütün ligde 3-4 renkli takımlar varken, onlar farklı bir yoldan gitmek istedi. Kısa vadede açıklığa kavuşacaktır bu.





Kris Kross



Her yerde var haber zaten. Shaq'in formayı ters asmışlar salona. İsmini arkaya değil, formanın ön yüzüne yazmışlar. Ayıptır. Sorumlu orospu çocuğu istifa etsin.

ps: herhangi bir forma mevzusunda lappappa'dan önce konuya girip post atınca değişik bir gurur yapıyorum. ay çok zevkli.

Açık


92 Barcelona Olimpiyatları'ndaki İspanya futbol takımı. Tanıdık isimler var elbet. Abelardo, Luis Enrique, Alfonso, Pep, Ferrer. Benden başka çıkmadı, bir el atın.

Çiko


Katalanlık pazubandındaki asil çizgilerde mevcuttur.

Filika


  "Valla... Ne yapacağımdan pek emin değilim" dedi Teddy. "Ama eminim, okullarda ilk öğrettikleri öğretmekle işe başlamazdım herhalde." Kollarını kavuşturdu ve kısaca düşündü. "Sanırım, tüm çocukları toplar, onlara meditasyon yapmayı gösterirdim. Onlara kim olduklarını nasıl keşfedeceklerini göstermeye çalışırdım; adlarını ya da buna benzer şeyleri değil yani... Sanırım, bundan da önce, anne-babalarının ve herkesin onlara söylediklerinden arındırırdım onları. Yani, anne-babaları onlara sadece bir filin kocaman olduğunu bile söylemiş olsa, o fikirden bile arındırırdım onları. Bir fil ancak yakınındaki bir şeye göre kocaman olabilir - bir köpeğe veya kadına göre örneğin." Teddy bir an düşündü. "Bir filin hortumu olduğunu bile söylemezdim onlara. Bir fil gösterirdim onlara eğer mümkünse, ama bırakırdım yanaşıp file baksınlar, filin onlar hakkında bileceğinden fazlasını bilmeden. Otlar için de, başka şeyler için de aynı. Otların yeşil olduğunu bile söylemezdim onlara. Renkler adlardır yalnızca. Yani, onlara otların yeşil olduğunu söylerseniz, otları, aynı derecede iyi, hatta daha iyi bir başka açıdan görecekleri yerde, belirli bir açıdan -sizin açınızdan- görürler... Bilmiyorum. Anne-babaların ve herkesin onlara ısırttığı elmanın hepsini kusturmaya çalışırdım."
  "Peki, böyle, küçük bir karacahiller kuşağı yetiştirmenin hiçbir sakıncası yok mu sence?"
  "Niye olsun? Bir filden daha da cahil olacak değiller ki. Ya da bir kuştan. Ya da bir ağaçtan" dedi Teddy. "Bir şey, belirli bir biçimde davranacağı yerde, belirli bir biçimde varolduğu için cahil sayılmaz ki."

Retro 267


Karper



Not: Resimleri yeni sekmede açın.

Kirk Hinrich. Lebron James'in yanından geçip smacı vurmasına izin verebilir. Vermiyor. Vücuduyla teması sağlıyor. Sert bir temas. Lebron buna rağmen faulü aldıktan sonra şutunu atıyor. Girmiyor ama atabiliyor. Birkaç dakika sonra bu sefer daha açık bir alanda karşı karşıya geliyorlar. Bu sefer Hinrich, Lebron'un temastan sonra şutu atmasını engellemek için işini garantiye alıyor. Faulü yaparken aynı zamanda sarılıyor da. Buradan izleyebilirsiniz. Tekrarlayalım, Lebron James'in yanından geçip smacı vurmasına izin de verebilirdi. James serbest atışlarda 3/4 attı. 4/4 de atabilirdi. Smaç da 2 sayı, serbest atış da 2 sayı. Değil işte.



Taj Gibson. İlk resimdeki faul ikincisine göre çok daha sertti. Resimde belli olmuyor olabilir ama ilkinde direkt olarak kafasına çok sert bir darbe indiriyor. Lebron yere düştükten sonra kendisine zor geliyor zaten. İkincisinde de arkadan omzuna doğru çok sert bir kol darbesi daha. Önce flagrant çalındı, sonra bana göre de doğru bir kararla geri alındı. Buradan bakabilirsiniz. Yine de çok sert fauller. Çok, çok sert. Gibson bunları yapmayabilirdi. James yine 3/4 attı. 4/4 de atabilirdi. Gibson bunları yapmasa 4 sayı yiyeceklerdi. Yaptı, 3 sayı yediler. 4 de yiyebilirlerdi. Neredeyse aynı rakam. Değil işte.



 Jimmy Butler. Chicago topu kaybediyor. Wade ileride yalnız. Miami'li oyuncular topu hemen ona aktarmaya çalışıyorlar, ki Wade bir an önce topu alsın ve boş smaçla farkı 3'e indirsin. Maçın en kritik dakikaları. Skora tam olarak yansıtamasalar da üçüncü çeyrek başıyla beraber Miami maçı tamamen ele geçirmiş durumda. Yavaş yavaş da Chicago'nun ensesine yapıştılar. Wade topu alıyor. Top biraz yavaş ve dengesiz atılıyor Wade'e ama yine de Wade topu alıyor. Potayla arasında kimse yok. Jimmy Butler bayağı bir gerisinde. Yetişiyor. Yetişiyor ve faulle durdurarak smacı basmasına engel oluyor. Jimmy bu koşuyu yapmayabilirdi. Bu çabayı, bu fedakarlığı göstermeyebilirdi. Pozisyona yetişmesi zordu ve her halükarda potasında sayı görecekti zaten. Wade 1/2 atıyor. 2/2 de atabilirdi. Öyle de 2 sayı, böyle de 2 sayı. Değil işte.




Nate Robinson. Bu pozisyonu da maçın kısa bir özeti gibi gördüğümden anlatmak istedim. Nate topla beraber Battier ve Cole'un arasından geçmeye çalışırken topu kaybediyor. Yerde topu çalan Norris Cole, Wade'e aktarıyor ve Miami için hızlı hücuma çıkma şansı. Nate hemen yerden kalkıyor ve Wade'e arkadan sinsice yaklaşıp az önce kaptırdığı topu çalıyor. Hemen Jimmy Butler'a veriyor, Jimmy'den Taj'a, Taj'dan tekrar Nate'e. Miami'yi savunmada eksik ve hazırlıksız yakalıyorlar. Wade ne olduğunu anlamadan Nate köşeden bomboş üçlüğü atıyor ve rüzgar iyice Bulls'un arkasına geçiyor.

Aslında son anlarda çok kritik bir top çalma pozisyonu daha var. Kirk Hinrich topu Chris Bosh'un ellerinden alıyor hırsı ve inadıyla ama pozisyon çok aleni bir faul olduğu için koymadım. Zaten üstteki kareler yeterli. Derrick Rose ve Joakim Noah'dan yoksun Chicago Bulls, 27 maçtır kazanan Miami Heat'i, sezonu istikrarsız geçiren Deng'in 4/8 üçlüklü 28 sayılık performansıyla veya Boozer'ın 21-17'siyle veya Jimmy'nin, veya Nate'in skora katkılarıyla yenmedi. Elbette bunlar da önemliydi ama Chicago Bulls bu maçı savunmada rakibine ekstra güç sağlayacak her pozisyona karşı koyarak, gerektiği zaman vücuduyla engel olarak, önce fiziki sonra psikolojik şekilde ince ince ezerek kazandı. Oyunu çirkinleştirmeden sertleştirdiler. En sonunda Lebron James'in bile kontrolden çıktığını gördük. Şuna bakınız ve dime'da değinmeyi düşündüğüm maç sonu açıklamaları.

Miami Heat'i ancak böyle durdurabilirsiniz. Oyunu onlara bırakamazsınız. Korktuğunuzu belli etmemelisiniz. Diş geçirebileceğinizi onlara maç içinde hissettirmelisiniz. Savaştan kaçmamalısınız. Gerektiği anda gereken sert faulleri yapmalısınız. Bu oyunu çirkinleştirmek değil. Özlediğimiz NBA rekabetlerini son senelerde pek sık görmüyoruz. Oyuncular saha içinde birbirlerini öldürmek istese de maç biter bitmez sarmaş dolaş oluyorlar. Bunun olmasına gerek yok. Bunun olmasının alkışlanacak bir tarafı yok. Ben artık sert maçlar izlemek istiyorum. Hem saha içinde, hem saha dışında sert ve nefret dolu maçlar. Bu yüzden teşekkürler Chicago Bulls, kavgadan kaçmadığınız ve Miami Heat'in nasıl yenileceğini tüm dünyaya gösterdiğiniz için.