Ahududu

(Merhaba, ben Lap. Bir süre önce Yücel güzel bir öneriyle geldi. Bu işlerin klasiği olduğu üzere biraz saldık falan ama, yetiştirdik sayılır. Bakarsınız geleneksel hale getiririz. O arada ana akım medyaya geçiş yapmazsak tabii. Ben kendimi dışarda tuttum. Çünkü bu işlerden fazlasıyla anlayan adamlar görüşlerini belirtmişken lakırdı etmek haddim değil. 4 kişi blogdan, 4 kişi ise tivitre ve bloglardan aşina olduğunuz arkadaş ve abilerimiz. Güzel oldu gibi. Yücel'in emeğine sağlık. İyi okumalar.)


1. MVP?

@BayKerahet: Lebron James. Durant, O İstanbul'daki Durant'ten çok daha farklı, komple bir adam ortaya çıkıyor gün geçtikçe. Uzun kollarını yüksekten şut atmaktan çok daha verimli işlere kullanıyor. Kobe tek başına takım sırtlayıp play-off savaşı verdi, hatta Nash gibi bir adamın geldiği sezon kariyerinin en yüksek asist ortalamasını yaptı. Cidden sevmediğim bir oyuncu olsa da üzülüyorum adama artık. Bitsin sezon rahatlasın. Melo, sezonun son ayında üst üste harika performanslar gösterdi ve NYK adına mükemmel bir galibiyet serisi yarattı, çoğu maçta tek başına. Ancak Melo'nun bariz eksiklikleri ortada. Hatta abartıp, Lebron - Kobe - Durant seviyesinin bir parça altında derim. Lebron, sezon genelinde mükemmel ortalamalar yakaladı. Asist ve Ribaund dalında kendi kariyer rekorlarını kırdı, açık ara kariyerinin en yüksek saha içi isabet yüzdesini yakaladı. Takımı, NBA tarihin en iyi ikinci galibiyet serisini yakalarken hep sahadaydı, geri dönüşlerde başrolde o vardı. Bütün rolleri üstlendi. Asist yaptı, içeriyi zorladı, savundu, üst üste üçlüklerle rakibinin direncini kırdı. Örneğin bir Boston maçında Green'e karşı üst üste iki başarısız hücumu oldu, sinmedi; inat etti üçüncüsünü yaptı ve maçı tuttu. 4th time NBA Most Valuable Player, Greatest Athlete of All Time. eheh.

@FritzFasbender: Lebron James. Temel kategorilerde rakamsal olarak en parlak yılı olmayabilir ama açık ara en verimli sezonunu geçirdi. Oynadığı her maç sahadaki en iyi basketbolcu olduğunu hissettirdi. Ben bir oyuncunun bu kadar “zekice” bir oyun oynadığı az sezon hatırlıyorum.

@goktugerce: Lebron James. Son 20 yılda gelmiş en iyi oyuncu henüz hala 28 yaşında ve oyunu inanılması güç bir şekilde domine etmeye devam ediyor. Geçen sezon üçlüklerini kıstıktan sonra yükselttiği şut yüzdesini bu sezon üçlük de atmaya başlayarak %56'ya çıkardı. 26.9 sayı, 8.1 ribaunt, 7.2 asist, 1.7 top çalma, 0.9 blok, %56 şut, %40 üçlük, 27 maçlık galibiyet serisi, ligin en iyi derecesi. Çok fazla konuşmaya gerek yok, son 5 senedeki 4. MVP geliyor. (2. Kevin Durant, 3. Tony Parker)

@metebudak: LeBron James. Kuşkusuz normal sezonun en özel adamıydı kendisi. İstatistikleri bir tarafa koymak gerekirse, saha yönetimi ve neredeyse her pozisyonu verimli şekilde oynayabilecek kadar oyununa konsantre olması bu sezonu takımıyla çok farklı yerde noktalamasıyla tamamlandı. 27 maçlık seri ile birlikte de MVP tartışmalarına nokta koyulmuş oldu.

@dombili: LeBron James. Sanırım bu kategori hakkında yorum yapmaya pek gerek yok. (Runner ups: Kevin Durant, Chris Paul)

@beercholic: Lebron James. Nisan ayında kırmızı kar yağmadığı müddetçe (çünkü kar yağdı) bu ödül hakkında bir şeyler yazmak bile çok yersiz. Şüphesiz Lebron James. Geçen seneye göre sayı ortalaması düşse de Miami’deki en yüksek ortalamaları 8.0 ribaunt ve 7.3 asist, ve kariyer zirvesi %56.5 fg, %40.6 üçlük yüzdeleri. 27 maçlık seri, 82 maçta 66 galibiyet, bu galibiyetlerin neredeyse tamamında büyük payın ona ait olması… Tüm bunlar yine de onu tanımlamaya yeterli değil. 2003 sonrasının görüp görebileceği en büyük dominasyonu sergiliyor ve bunu öyle rahat gerçekleştiriyor ki onu izlerken kafanızda hep “bu adam daha iyisini de yapabilir” diyorsunuz. İşte en korkutucu olanı da bu. Geçen sene kazandığı şampiyonluk onu daha da rahatlattı ve olumsuz düşünceleri kafasından tamamen silip yeteneklerine daha çok konsantre olmaya başladı. Hater’ları için üzücü bir gerçek: bu sene kazanacağı şampiyonlukla seneye daha da acayip bir adam izleyebiliriz. Durant 50-40-90 sınıfına girerek çok muazzam bir iş başarmış olsa da bu sene Miami’nin OKC’ye karşı 2-0 olması da James’in adını düşünmeden seçmek için bir başka etken.

@obsidyen_: LeBron James. LeBron'un bu sezonki performansını tanımlamak için veya övmek için pek laf sarf etmeye sebep yok. Çünkü hepsi havada kalacaktır. Kevin Durant, Carmelo Anthony veya Kobe Bryant(playoff?) da şu noktada olabilirdi belki onun yerinde. Hepsi de MVP'yi hak etti kanımca ama LeBron bu sezon başka bir boyut, başka bir galaksiden gelmiş gibi oynadı. Boş lafa gerek yok. Eminem'in Till I Collapse'ını dinleyin sadece. Resmen o anlatılıyor o şarkıda.

@filelisepet: Lebron James. Şut seçimleriyle ilgili güzel bir makale yayımlanmıştı geçenlerde. [link: http://www.grantland.com/story/_/id/9109245/how-lebron-james-transformed-game-become-highly-efficient-scoring-machine] Hemen her alanda yüzdelerini yükselttiğini, orta mesafeli şutları azalttığını, post oyununu geliştirdiğini, 3'lük için doğru şut tercihleri yaptığını istatistiklerden de görebiliyoruz. Tabii maçları izlerken, tüm rakamların ötesinde bir kudretle basketbola hükmettiğine şahit oluyoruz. Neyi ne zaman yapması gerektiğini, hangi anlarda oyuna ağırlığını koyması gerektiğini mükemmel bir istikrarla tespit edip uyguluyor. LeBron bu sezon diğer tüm adayları ezip geçmekle kalmadı, son 20 senenin en fantastik all-around performansını sergilemiş oldu. MVP ödülü için Hulk, Ktulhu veya Allah'la yarışıyor olsa bile muhtemelen sonuç değişmeyecekti.

     

2. COY?

@BayKerahet:
George Karl. Spoelstra dahi olabilir. Galibiyet serisi, Galibiyet yüzdesi, Deplasmanda kazanma oranı, Ligdeki bütün takımlara karşı galibiyet alması... Ancak bu adam almazsa "E adamın MVP'si var, Wade'i var, Bosh'u var" gibi savunmalar mümkün. Aynı şekilde Popovich. Adam saha kenarında olduğu her gün "Coach of the Year" adayı. Spurs hakkında sezon boyunca konuşuluyor. Bir takım bu kadar güzel olmamalı. Yoksa Doc Rivers da aday olabilir mesela, iyi tutundurdu Boston'ı. Sakatlıklara, eksikliklere rağmen hala çekinilecek takım TD Garden'da. Ancak geçmişten getirdiği şeyler var. O yüzden bu iki adamı "Son 10 yılın en iyi koçu" dalında yarıştırmak daha makul olabilir. Mark Jackson sanırım bu ödüle olası aday isimler arasında en "yeni" koç, sadece 2 yıldır orada. Golden State'in durumu da ortada. Hatta sakatlık riski çok yüksek iki tane 5 oyuncusuyla başladı, öyle ya da böyle iyi götürdü. Ancak -Allah korusun, amin- uzun bir Steph Curry sakatlığı takımı ne hale getirir şüpheli.

Denver, süphesiz ligin en heyecan verici takımlarından biri. Batı'nın play-off takımlarının çoğuna karşı sezon maçlarını önde götürdüler, avantajı sağladılar.Gerçek anlamda "önplanda" bir süperstar performansı çıkartamazsınız takımdan. Herkes işini yapıyor; bazen ekstra katkı sağlıyor, bazen görevini yerine getiriyor. Mart ayında sadece 2 maç kaybettiler, ikisi de deplasmanda. Pepsi Center'da mükemmel maç sonu performansları izledik. Hepsinden galip ayrıldılar. Andre Miller dışında 30 yaşının üstünde oyuncuları yok, ondan sonra en yaşlı oyuncular 27'lik Corey Brewer. Ligin en genç dördüncü takımı. Hiçbir oyuncuları şu an herhangi bir istatistik dalında ilk 5'te değil, ancak takım neredeyse en iyi 5 takımdan biri. Bu durum, diğerlerinden daha iyi bir takım yaratmanın göstergesidir bence. O yüzden oylar Carl'a.

@FritzFasbender: Erik Spoelstra. Geç oldu ama sonunda Miami iki yaz öncesinin beklentilerini karşılayan oyunu oynamaya başladı. Elinde Lebron varken herşey daha kolay oluyor ama Lebron’un yeteneklerini maksimize edecek planı geliştirdiği için de Spoelstra’ya saygı duymak lazım. Ayrıca elindeki malzemeye göre oynattıkları oyunla Mike Woodson ve Mark Jackson’ın da hakkını vermek gerek.

@goktugerce: George Karl. Sezona berbat fikstürün etkisiyle kötü başlamış olsalar da her zaman muhabbeti yapılan "superstarsız takım" Denver'ı (büyük ihtimalle) Batı üçüncüsü yapmak ve bunu yaparken herkese zevk vermek kolay bir iş değil. İçeride 38-3'ler. George Karl'ın Yılın Koçu ödülünü Spoelstra'ya kaptıracağını düşünüyorum ama 57-25'lik dereceleri muhteşem. (2. Erik Spoelstra, 3. Tom Thibodeau)

@metebudak: George Karl. Kaç sezondur "ha geldi, ha gelecek, Denver batıda kafayı gösterecek" derken Karl sonunda birçoğuna göre "süperyıldızı olmadan" Denver'ı iç sahada yenilmez bir takım haline getirdi. Geçen sezon fazlasıyla dalga malzemesi yapılan ve Nene-Mcgee'yi de içinde bulunduran takastan Mcgee'nin (Hakeem'e selam), genç potansiyellerden Faried ve Lawson'ın gelişiminde de büyük rol oynayarak Denver'ı elit takımlar arasına soktu.

@dombili: George Karl. Sezon başında takımını o denli zorlu bir takvimden çıkarması, rotasyonları sorunsuzca halletmesi (özellikle guard pozisyonunda), ben her ne kadar "yıldızı olmayan takım" sözünden pek hoşlanmasam da, yıldızı olmayan bir takımı bu seneki Batı Konferansı'nda 3. sıraya oturtması, evlerindeki 36-3'lük dereceleri vs. gibi bir çok şey sıralanabilir kendisinin bu ödülü niye hakettiğini göstermek için. (Runner ups: Erik Spoelstra, Frank Vogel) 

@beercholic: George Karl. Bir bakalım, Karl Nuggets’ın başına 2004-2005 sezonunda geldi. Takip eden dört sene boyunca takımı Playoff’a kalmayı başardı ama ilk turda elendi. 2008-2009’da kurulan kadroları birbiriyle çok uyumlu ve izlemesi çok keyifliydi ama Batı Finali’nde o sene şampiyon olacak Lakers’la kafa kafaya oynamalarına rağmen elendiler. Hemen sonraki seneye daha iyi başladılar, Karl da kariyer senelerinden birini geçiriyordu ve 2010 All-Star maçında Batı’nın koçluğunu yaptı. Ondan kısa bir süre sonra kanser meselesi patlak verdi ve sene sonuna kadar takımının başından ayrılmak zorunda kaldı. Playoff’a saha avantajıyla kalan Nuggets yine ilk turda, bu sefer Utah’a elendi . Bir sonraki sene takımının başındaki yerini yeniden almıştı ama bu sefer de sezon ortasında süperstarı Carmelo Anthony’nin Knicks’e gidişi gerçekleşti. 2010-2011 ve 2011-2012 onun ve takımı Nuggets için geçiş sezonu oldu ve tabii ki yine Playoff ilk turunda elendiler.

2012-2013’se George Karl’ın Nuggets’a geldiğinden beri kafasında oluşturmayı planladığı takım. İlk iki ay fikstürleri NBA’in en zorlu (belki de gelmiş geçmiş?) fikstürüydü. Yoğun ve deplasman ağırlıklı. O fikstürden epey yara alarak çıksalar da takip eden dört ay boyunca, özellikle Pepsi Center’da harika oynayarak (koşarak?) Batı’yı 3. sırada bitirdiler. 8 senede 7 kez ilk turda elendikten sonra 2. kez ilk turu aşma fırsatları var önlerinde çünkü Golden State Warriors’a karşı saha avantajı onlarda ve sezon içindeki 38-3’lük iç saha derecelerine bakılırsa bu turu geçmeleri zor olmayacak. Yani üzgünüm Gregg Popovich, Mark Jackson, Frank Vogel ve tabii ki Erik Spoelstra.

@obsidyen_: Mark Jackson. Yıllarca NBA'in en çapsız takımı olarak ligde takılan Golden State Warriors bu sezon nihayet o saçma hüviyetten kurtuldu. Artık ligin elit ve tehlikeli takımlarından birisine dönüştüler ve bu dönüşümün de kuşkusuz en önemli sebebi coach Mark Jackson. Her şeyden önce Golden State savunma yapmaya başladı onun yönetiminde, ki yaklaşık 7-8 senedir yapmadıkları bir şeydi kulüp olarak. Herkesin bildiği üzere şuursuz hücum etme Golden State'in düsturlarından birisidir. Bu da değişti ve daha organize daha kompakt bir takıma dönüştüler. Mark Jackson sadece bunları sağlamadı. Steph' Curry ve Klay Thompson gibi oyuncuların gelişiminde de büyük rol oynadı. Hatta artık ligin veteranlarından sayılabilecek Jarret Jack ve David Lee'nin bile oyunlarının olgunlaşması konusunda ciddi katkısı oldu. Tüm bunların yanında takımı bir de playofflara soktu. Daha ne olsun?

@filelisepet: Gregg Popovich. Spurs geçtiğimiz sene ligin en verimli hücum eden takımıydı. Fakat Popovich tarihin en güçlü müdafaa takımlarından birini tarihin en akıl almaz hücum takımlarından birine dönüştürürken, savunma verimliliği istatistiklerinde takımının gerilemesine mani olamamıştı (Geçen sene 10. sıraya inmişlerdi.). Bu sezon hem yeni ayalamalarla (Splitter'ın esas 5'e yerleşmesi) savunmasını daha iyi hale getirdi, hem de hücum verimliliğinin düşmemesi için -Anayasa kalınlığındaki playbook'a- küçük şablonlar eklemeyi ihmal etmedi.

Spurs'un efsanevî kadrosu son senelerini yaşıyor; sakatlıklar kadroyu sardı, Ginobili gibi oyunu tamamen değiştirebilen bir oyuncu artık eski kuvvetinde değil, pek çok ana parça yaşlanmak bir yana torun torba sahibi oldu... Pop, sezon boyunca dakikaları hayal edilebilecek en ideal şekilde paylaştırdı. Kadroyu mükemmel idare ederken oyunun teknik kısmını geliştirmeyi de başardı. Spoelstra ve Karl'ın takımları için en iyi stratejiyi oluşturduklarını biliyoruz. Fakat darağacında olsak bile son sözümüz Popovich.



3. ROY?

@BayKerahet: 
Ligin en çok maç yapan, maç başına en çok süre alan, sayı ve asist ortalaması en yüksek olan, en fazla top kullanan çaylağı. Bunların dışında sadece çaylaklar değil, lig genelinde de bu alanlarda ilk 25'de hep. Pek tartışmaya açık değil bence. Kim alacak zaten? Waiters ve Beal iyi performanslar sergiledi ancak Damian'a "o kadar da" yakın değiller. Davis, "uzunların gelişimizi daha çok zaman alır"dan ekmek yiyor. Böyle diyince "haketmedi 1. sırayı" der gibi oluyor ama değil. Gerçekten bir uzuna daha fazla zaman tanımak gerekir. Son 20 yılda sadece 5 kez bir uzun almış o ödülü. Son 10 yılda sadece Okafor "yılın çaylağı" ödülünü alabilmiş uzun kontenjanından NBA'e gelen oyuncular içerisinde. Aynı sezon Howard var bir de. İyi uzun yapmış o sıra. Neyse. Davis'in az daha zamanı var. Tam potansiyelini göstermedi diye düşünüyorum. Lillard alır, almalı. Aksi bir durum bayağı bir şaşırtıcı olur.

@FritzFasbender: Damian Lillard. Büyük beklentilerin olduğu bir draft sınıfının karizmasını tek başına kurtardı. Kolej basketbol sisteminin çarpık ve çirkin taraflarına rağmen çok ekstra yeteneklere sahip olmayan topçular için orada geçirilecek ekstra yılların ne kadar değerli olabileceği konusunda bir örnek oluşturabilir. 

@goktugerce: Damian Lillard. Kolejde 4 yıl geçirdiği ve 22 yaşında olduğu için benim çaylak tanımıma çok fazla uymuyor ama belki de ödülü en garanti olan oyuncu o. 19.1 sayı ve 6.5 asist ortalamaları çaylak bir oyuncu için fazla iyi, üstelik ilk sezonunda en çok üçlük atan oyuncu oldu. Anthony Davis de beklentileri karşıladı ama hem Davis'in sakatlıkları, hem de Lillard'ın etkileyici son çeyrek performansları ödülü Lillard'a götürecek. (2. Anthony Davis, 3. Bradley Beal)

@metebudak: Damian Lillard. İçimden her ne kadar kendisini "çaylak" olarak anmak gelmese de pratikte öyle olan ve kuşkusuz bu sezona damga vuran çaylaktı Lillard. Hızının yanında oyun görüşü, zekası ve uzatmadan; bir guard'dan beklediğiniz çoğu şeyi yapabilmesi, dengeli oyun profili onu 2012 girişli oyuncular arasında çabuk ortaya çıkarttı.

@dombili: Damian Lillard. Bu kategori de MVP kategorisi gibi tartışmaya açık değil. Sezon boyunca belli dönemlerde parlayan çaylaklar oldu (Beal, Drummond, Fab M-) ama Lillard tüm sezon boyunca istikrarlı bir oyun ortaya koyduğu için ödülün açık ara sahibi. Davis sezon başından bu yana sakatlıklarla boğuşmasaydı, iki isim arasında sıkı bir yarış olabilirdi ama şu haliyle ROY ödülünü hak eden isim Lillard. (Runner ups: Anthony Davis, Andre Drummond)

@beercholic: Damian Lillard. James’in MVP ödülü kadar olmasa da 2012-2013 normal sezon ödüllerinin ikinci “kırmızı kar yağmadığı takdirde şüphe yok” ödülü. Her şeyden önce Lillard’ın gerçekten de bir rakibi yok, eğer 82 maçın tamamında oynayıp 3167 dakika parke üzerinde kalan Lillard’ın karşısında 18 maç kaçıran ve 1846 dakika süre alan Anthony Davis’i bu ödülün runner-up’ı olarak görmezseniz. Kolejde görece göz önünde olmayan takımlarda iyi işler başarıp NBA’e gelince şüpheyle yaklaşılan ama rakiplerini alt etmeyi başaran (George Hill – IUPUI, Stephen Curry – Davidson, Paul George – Fresno State) böyle adamlara bitiyorum. Lillard Weber State’ten gelip draft’te 7. Sırada seçildi ve tam anlamıyla son birkaç senede iyi miydi kötü müydü asla anlayamadığımız Blazers’a yepyeni bir heyecan kattı. Sezonu 13 maçlık mağlubiyet serisiyle kapatsalar da dört ay boyunca playoff tablosunda tutunabilmeleri ve tabii ki 19 sayı, 6.5 asist ortalamaları Lillard’ı birkaç adımdan daha fazla öne çıkarıyor. Yine de Davis daha büyük oyuncu olacaktır, injury prone olmadığı takdirde.

@obsidyen_: Damian Lillard. Sanırsam herkesin üzerinde mutabık kaldığı isim Damian Lillard'dır bu ödül için. 1. sıra seçimleri daima bu ödül için en büyük adaydır tıpkı sene başında Anthony Davis'in olduğu gibi ama Davis'in geçirdiği vasat sezon bu ödülü almasına yetmeyecek maalesef. Lillard'a gelirsek, draft zamanı geleceğine şüpheli bakılan isimlerden birisiydi okuduğu okul yüzünden. Çoğu kişi kaydettiği istatistiklerin şişirme olduğunu düşünüyordu fakat ona inanan kişiler de vardı. Velhasıl Portland olumsuz yorumlara kulak asmayarak bir kumar oynadı ve bu kumar da tuttu açıkçası. 19,6 sayı ve 6,5 asist gibi kalburüstü ortalamalarla şimdiden ligin önemli oyun kurucuları arasına girdi. İlerleyen yıllarda oyununu geliştirip daha üst seviyelere çıkacağından eminim. Tabii Portland'ın cenabetliği onun üzerine de bulaşmazsa.

@filelisepet: Damian Lillard. Lillard'ın çok verimli olmadığını, önümüzdeki senelerde kendi draft sınıfındaki birkaç ismin daha iyi oyuncuya dönüşebileceğini iddia etmek mümkün. Fakat ortaya koyduğu karakterle, sezon boyunca takımını sırtlamasıyla hem ödülü kaptı, hem de istatistikî verilerle algılayamayacığımız bir karaktere sahip olduğunu gösterdi. Lillard özel bir oyuncu.


4. DPOY?

@BayKerahet: Joakim Noah. Şu dala kazanan seçmek benim açımdan en zor olan herhalde. Her ne kadar istatistikler önemli veriler sağlasa da, çok fazla maç - oyuncu izlemeden buraya aday yazmak çok zor. Defansı kuvvetli takımlardan aday belirlemek en makulu tabii. Noah, geçen sezonun en iyi savunmacısı (chandler fazla rahat savunma yapıyor, kabullenemiyorum) ve bir yandan da gönlümde Tim Duncan var, kişisel favorim Larry Sanders var. Sayı + Ribaund + Blok triple double'ı, bir uzunun gelebileceği en güzel yerlerden biri. Bu sezon üç oyuncu yaptı bunu yanlış bilmiyorsam. Sanders, Hibbert ve Noah. Sanders'ın biraz daha yolu var gibi. Yine de Hibbert ve Noah'ın yanına koyduğumuzda daha etkileyici durduğu kesin. Neyse, Hibbert'ın performansını Noah kadar genele yayılmadığı malum. Ayrıca Hibbert'ın 8.3 ribaund ortalaması hiç kabul edilir değil. Noah'ın triple'ı 23-21-11 bu arada. Bu performans (20-20-10 triple'ı), NBA tarihinde sadece 6 oyuncu tarafından gerçekleştirildi. Bu dalda çok emin olmasam da, takım + performans + diğer olası adaylara kıyasla Noah'ı bir adım öne yazarım.

@FritzFasbender: Joakim Noah. Potayı koruyan uzundan çok daha fazlası olduğunu kanıtlaması için hücumun da merkezi olup dikkat çekmek gibi ironik bir tarafı da olsa ağır yaralı takımını uzun süre savunma liderliğiyle taşıdı. Marc Gasol’e de selam edelim ayrıca.

@goktugerce: Joakim Noah. Biraz taraflı bir seçim olacak belki ama Bulls bu kadar fazla sakatlığa rağmen hala doğu 5. siyse en büyük pay kariyer sezonu geçiren Noah'nın. Hem boyalı alan savunması, hem de Bulls'un savunma anlayışı nedeniyle sık sık karşı karşıya kaldığı perimetre oyuncularına karşı yaptığı savunma muhteşem. (2. Marc Gasol, 3. Roy Hibbert)

@metebudak: Serge Ibaka. Savunma bilinci, daha doğrusu savunmada neler olup bittiğinin ve rakibin hücum silahlarının farkında olmak blok istatistiklerinden daha değerli. Blok bu işin bir parçası evet, ama daha fazla şeyi kapsıyor ilk cümle. Ibaka, blok istatistiklerinin yanında bence Thunder'a savunmadaki sertliğini kazandıran en önemli parçaydı ve tüm sezon boyunca bu oyunda savunmanın nasıl olması gerektiğinin kısa bir özetiydi.

@dombili: Marc Gasol. Basketbolu seviyorsanız Marc Gasol'u sevmekten kolay bir şey yok. Elbow bölgesinden hücumu ara ara bir guard gibi yönetmesi, saha görüşü, pas yeteneği, arada attığı baby hook'lar, estetik oyunu vs. birçok şey söylenebilir. Ancak bu sene savunmada olağanüstü işler yaptı. Kendi başına çok iyi bir savunmacı olduğu yetmiyormuş gibi, takım arkadaşlarının savunmadaki açıklarını da çok iyi kapatıyor. Conley bu sene ligin en iyi savunma yapan PG'ıysa bunda Gasol'un etkisi büyük. Memphis, Gay takasından sonra daha iyi savunmacılara sahip bir takım olduğu için Gasol'un yükü biraz daha azaldı belki ama onun Memphis'in savunmasındaki önemi yadsınamaz. (Runner ups: Joakim Noah, Kevin Garnett/Tim Duncan) 

@beercholic: Marc Gasol. Bana göre sezonun en çekişmeli rekabeti bu ödülde yaşandı. Tabii ki diğer isim Joakim Noah. Gasol’ü seçmemin birkaç nedeni var. Noah bu sene 16 maç kaçırdı, Marc Gasol sadece 2. Bu belki ana neden olamaz ama Memphis sezonu maç başına 89.3 sayı yiyerek (bu alanda NBA 1.si) kapatırken Gasol’ün olmadığı 2 maçta sırasıyla Boston’dan 106, Washington’dan 107 yemeleri, Gasol saha içindeyken Grizzlies’in 100 pozisyon başına 95.4 yerken (99.8 yiyen lig lideri Pacers’tan 4.4 daha az), Gasol kenara geldiğinde 102.8 yemeleri ana neden olabilir. Ribaunt ve blok rakamları her şey değil. Gasol’ün herhangi bir maçını izleyince nasıl bir savunma IQ’su olduğunu ve Tony Allen’ın, Mike Conley’nin, Tayshaun Prince’in, Zach Randolph’un bulunduğu Grizz’de nasıl savunmanın lideri olduğunu görebilirsiniz. Ya da şunu izleyin yeter.

@obsidyen_: Joakim Noah. NBA'in en iyi çember savunucusu Joakim Noah bu sezon Ömer'in de ayrılışıyla beraber pota altında savunma konusunda tek başına kaldı(Boozer selam). Buna bağlı olarak da dakikaları ve istatistikleri katlandı. Maç başına 11.4 ribaunt, 2.2 blok ve 1.2 top çalma istatistikleriyle kariyerinin her alanda zirvesine çıktığı şu sezonda en iyi savunmacı ödülünü alamazsa ayıp olur. 

@filelisepet: Marc Gasol. Savunmayı istatistiklerle ölçmek pek mümkün değil. Mesela Gasol'un potaya yüklenen uzunları durdurduğundan bahsederken her post-up başına yalnızca 0,67 sayıya izin verdiğini söyleyebiliriz. Fakat son 10 senede değişen NBA kuralları basketbolun da tamamen değişmesine sebep oldu; artık savunmalar hemen herkesin hareket halinde olduğu, sonu gelmeyen yardımlarla inşa edilmiş girift yapılara benziyor. Takımın Gasol sahada olduğunda/olmadığında kaç sayı yediğine bakmak ilk anda daha tutarlıymış gibi görünebilir (Grizz, Gasol sahadayken 100 pozisyon başına yalnızca 95,4 sayı yiyor. Sahada olmadığındaysa 102,2) ama Gasol'un dahiyane savunmasına vakıf olabilmek için üşenmeyip maçları izlemek lazım. Tüm boşlukları devasa cüssesiyle dolduran, tüm pas ve cut alanlarını kapayan, rakibin her hamlesini sezip en doğru hareketi tercih eden, defansın çapası olduğu için harket ettikçe Tony Allen ve Conley gibi olağanüstü savunmacıları da sanki bizzat kendi uzuvlarıymışçasına hareket ettiren Gasol, kendi takımının savunma pratikleri çerçevesinde hayal edilebilecek en ihtişamlı performansı gösterdi ve HEPSİNDEN ÖNEMLİSİ benim oyumu kazanmış oldu.


5. MIP? 

@BayKerahet: Greivis Vasquez. Ömer, Sanders, Jrue, Paul George, Greivis. Ciddi anlamda şu adamların arasında tercih yapmakta zorlandım. Vucevicler falan var bir yandan. Kim alırsa alsın, memnun olmayan NBA takipçi sayısının en fazla olacağı alan. Ben de kim alırsa "ya diğerlerinden biri de olabilirdi hani" diye düşünecem. 3'e falan bölseler en adaletlisi olacak. Neyse. Şuna karar vermenin en kolay yolu sahaya bakmak gibi. Her gece, her maçı izlemek imkansız, kendi izlediklerimizden gönlümüzü kaptırdığımıza bakacaz. 2013 NBA Most Improved Player: Greivis Vasquez. Ligin en çok double double yapan guardı, 20+ sayı, 10+ asist, 5+ rib performans maçları. Dibine kadar hakediyor.

@FritzFasbender: Greivis Vasquez. Bu ödülde kötü takımların oyuncularına çoğu zaman haklı olarak şüpheyle bakılır ama Vasquez en iyi iki oyuncusu bütün sezon sakatlıkla boğuşan takımın en istikrarlı ismiydi. Sezon başı “belki ortalama bi takımda yedek oyun kurucu olur” olarak görülürken şimdi herkesçe saygı görüyor. Kawhi Leonard ve Jimmy Butler’ı da analım.

@goktugerce: Chandler Parsons. Karar vermesi en zor kategori herhalde, çünkü en çok aday burada var. Ben PER 36'ları çok değişmeyen ama süresi 2 katına çıkan oyuncuların yanıltıcı olduğunu düşünüyorum (Ömer, Vucevic) gibi. Kalan adaylar Parsons, Vasquez, Jrue, Sanders, George. Ben burun farkıyla Parsons'ı önde görüyorum. (2. Larry Sanders, 3. Greivis Vasquez)

@metebudak: Greivis Vasquez. Yeniden yapılanma içinde olan Hornets'ın Davis'ten sonraki en büyük kazanımlarından, zaten iyi olan oyunu okuma ve saha görüşü özelliklerini parkeye yansıtmayı başardı. Asist-top kaybı oranında ligin en iyilerinden, şutunu ise üst basamağa taşıdığı kesin.

@dombili: Jrue Holiday. Bu kategori o kadar karışık ki, yaklaşık 10 isimden herhangi biri seçilse kimse itiraz etmez sanırım. Holiday, Hickson, Sanders, Blatche, Vasquez, Harden*, Aşık, Parsons, Durant (evet, Kevin Durant) gibi isimler şu an aklıma gelenler. Ancak illa ki bu ödül birine gidecekse, benim adayım Jrue Holiday. Esasında Jrue Holiday'in gelişimi de Harden'ın gelişimine biraz benzer. Dakikaları ve sorumluluğu geçen seneye göre arttığı için haliyle istatistikleri de gelişti. Ancak Holiday'in istatistiklere yansımayan (aslında yansıyan ama Synergy Sports kullanmayanların göremediği) ama geçen seneye oranla kendini geliştirdiği birçok alan var. Top hakimiyeti, oyunu okuma yeteneği ve oyun kurabilme yeteneği geçen seneye oranla büyük derecede gelişti. Bunun sebepleri hakkında konuşulabilir (Iguodala'nın yokluğu en büyük sebeplerden biri) ancak Holiday'in bu sene geçen seneye oranla daha komple bir point guard olduğu gerçeği yadsınamaz. Yine de dediğim gibi, yaklaşık 10 isimden kimi söyleseniz, itiraz eden pek çıkmaz sanırım. Ben ödülü Vasquez'in alacağını düşünüyorum ki o da yanlış bir seçim olmaz, ama benim oy kullanma hakkım olsa oyum Jrue Holiday'e giderdi.

*Harden her istatistiksel kategoride gelişme göstermiş olsa da, onun gelişimi aldığı süreyle paralel. Elbette geçen seneye oranla daha da gelişti, ancak rakamlarının yükselmesindeki en büyük pay aldığı süre.

@beercholic: Greivis Vasquez. Bu ismi duyduğum zaman 2008-2009 sezonu NTVSPOR’un yayınladığı İsmail Şenol ve İhsan Bayülken’in anlattığı ACC konferansı kolej maçları geliyor aklıma. Duke taraftarıyla ilk tanıştığım gün, Ty Lawson-Danny Green-Wayne Ellington-Deon Thompson-Tyler Hansbrough’lu kadrosuyla sezonu domine eden North Carolina, Jack McClinton’ın Duke’e karşı bugün bile konuşulan 5/6 üçlüklü 34 sayılık performansı, Wayne Ellington’ın Maryland’e karşı 7/9 üç sayılık performansı, Dante Cunningham’in Villanova’sının biricik UCLA’imizi NCAA Turnuvası’nda perişan edişi ve Final Four yolculuğu, Durrell Summers’ın Robinson üzerinden vurduğu smaç, smaç demişken Blake Griffin, bir de nedense Hasheem Thabeet…

Ne diyorduk? Wayne Ellington’ın Maryland’e karşı 7/9 üç sayılık performansı. Farkında olmadan Greivis Vasquez’i de ilk o gün izlemişim. O gün iyi şut atmayıp 2 asist, 4 top kaybıyla oynasa da 18 gün sonra aynı North Carolina’ya karşı 35 sayı, 11 ribaunt, 10 asistle oynayıp maçı da takımına uzatmada 88-85 kazandırıp Maryland’i, North Carolina’yı o sene yenen dört takımdan biri yapmayı başarmıştı. Neyse anılar anılar… 

2010-11, 12:18 MIN, 3.6 PPG, 2.2 AST, 1.0 REB, %40.8 FG, %29.1 3PT, %77.3 FT
2011-12, 25:48 MIN, 8.9 PPG, 5.4 AST, 2.6 REB, %43.0 FG, %31.9 3PT, %82.1 FT
2012-13, 34:23 MIN, 13.9 PPG, 9.0 AST, 4.3 REB, %43.3 FG, %34.2 3PT, %80.5 FT

Chris Paul sonrası dönem Hornets’in (Ehem Pelicans’ın) oyun kurucu eksikliğini tamamen gidermiş olduğu kesin. Daha iyi bir takımda yedek pg olmasının onun için daha iyi olabileceğini düşünenler vardı ama kendi takımında esas adam olabileceğini bu seneki performansıyla gösterdi. 9.0 asist ortalamasıyla ligi üçüncü sırada kapadı ama 704 toplam asistiyle bu alanda ligin ilk sırasında. Bunu rahatlıkla diyebiliyoruz ki bu Venezuela’lı çocuk ve takım arkadaşları sayesinde gelecek Hornets’in. (Ehem Pelicans’ın)

@obsidyen_: Greivis Vasquez. Caracas’ın bağrından kopup gelmiş gözükara, bıçkın bir delikanlı Vasquez. Benim için Venezuela: Hugo Chavez(Allah rahmet eylesin. Kabri Kur’an nuruyla dolsun) , Juan Arango ve güzellik yarışmalarından ibaretti. Greivis Vasquez'in de gelişiyle liste biraz genişledi. Caracas’ına karagözüne bakarak MIP olmasını istemiyorum adamın(lap sırf bana benzediği için almasını istiyor, çözemedim) müthiş istatistik kastı asıl mevkiisi 1 numara olmayan bir adam için. Ödülü o alamazsa cümle NBA ahalisinin amınakoyarım.

@filelisepet: James Harden. MIP ödülünün net bir tanımı yok. Oyuncuların daha iyi performans göstermesinin pek çok sebebi olabiliyor; dakikaların artması, üstlenilen rolün değişmesi, çaylak sezon sonrası doğal gelişim... Harden'ın ulaştığı seviye, onu diğer adaylardan farklı kılıyor. Thunder'ın üçüncü adamı rolünden sıyrılıp, pick&roll devrinde NBA'in kaderini belirleyen oyuncular arasına girdi. Bu fikrî devrimi, Rockets'la çıktığı ilk maçtan itibaren gösterdi üstelik. Hem pick&roll esnasında, hem de penetreyi takiben 3'lükçüleri bulabilen, potaya giden, şut atan, faul alan, tüm Rockets hücumunu yöneten Harden, artık MVP tartışmasına terfi etmiş durumda.


6. 6th?

@BayKerahet: Jarrett Jack. Sezon başından beri en çok takip ettiğim 3 takımdan biri Golden State. İstatistikler JR smith, Crawford, Kevin Martin, Jeff Green hatta Gordon Hayward gösterebilir. Ciddi iş yaptılar bu sezon. Sağlam clutch performansı bile izletti bazıları sağ olsun. Ancak sezonun genel yayılımına ve sayıdan ziyade sahadaki komple katkısına bakarsak "Yılın Altıncı Adamı" ödülü Jack'e daha çok yakışıyor gibi. Golden State'in yapısı itibarıyla sahada her zaman yer bulabildi kendine. Thompson'ın istikrarsız geceleri ve Curry'nin çılgın şutör maçlarında sahayı daha bir sakinlikle kontrol eden adam rolünde durdu. Asist katkısı da yaptı bol bol, Double-double performanslarını izledik. Diğer adaylardan farkı, sezon boyunca daha az "etkisiz" performans göstermesi olabilir. Örneğin olası aday diğer oyuncuların, "2/11, 1/7, 3/14" gibi dehşet şut performanslarına çok şahit olduk. Jack, şutundan kaçırırsa asistinden ekliyor, sahada doğru işleri yapıyor. Diğer adaylar bir yerden batarsa, sahada zarar oluyor; ancak Jack hepsinden daha olgun bir oyun sergiledi, daha az hata yaptı. O yüzden altıncı adam adayım o. Herkesin "kötü şut attığı" bir gece olabilir, ancak sahada sadece kötü şut atmak benim gözümde kabul edilebilir değil. Şutun olmadıysa, yanındakine oynarsın, topu doğru yere ulaştırırsın, iyi savunma yaparsın vs. Jack, bu rolü hakkıyla oynadı. Altıncı adamım o. JR Smith alırsa da her türlü kabulum. Kişisel oyuncu tercihimden Jack önde.

@FritzFasbender: J.R. Smith. Oyuna girip maçın ritmini değiştirdi, giden maçı getirdi, son toplarda sorumluluk aldı, maç kazandırdı. Bütün bunları yaparken de normalde “astarı yüzünden pahalıya” gelen bi topçuyken takımına zarar vermeden oynamayı da başardı.

@goktugerce: JR Smith. Yine sahibi en garanti olan ödüllerden biri. 33.5 dakikada 17.8 sayı, 5.2 ribaund ve son çeyreklerde kazandırdığı bir sürü maç. Jamal Crawford sene başındaki formunu sürdürebilseydi aynı şeyleri onun için yazıyor olacaktım ama Jarrett Jack'le birlikte daha arkada kaldı. (2. Jamal Crawford, 3. Jarrett Jack)

@metebudak: JR Smith. Şut seçimlerini gelmiş geçmiş en kötü yapan oyunculardan birinin sayıya gidebilmenin tek yolunun aldığını atmak olmadığını keşfetmesinin en güzel örneği oldu Smith bu sezon. Şut seçimleri hala sorgulanabilir ki bu konuda da daha iyi ama yeteneklerini daha kararlı bir tavır içinde göstermeye çalışması Knicks'in uzun zaman sonra kazandığı normal sezon sıralamasında büyük pay sahibiydi.

@dombili: JR Smith. Bu soruyu şu an değil de 1 ay önce cevaplasaydım cevabım Jarrett Jack olurdu ancak Smith son 1 aydır çok iyi oynuyor. All Star arasından önce bu ödülü Jamal Crawford'ın alacağı kesin gibiydi (ben Crawford'ın o zaman da en iyi 6. adam olduğunu düşünmüyordum), ancak Jamal Crawford'la alakalı şöyle bir sorun var; kendisi savunma yapmıyor. Niye böyle bilmiyorum ancak basketbolu takip eden büyük bir çoğunluk genelde defansın oyunun diğer yarısı olduğu gerçeğini göz ardı ediyor. Jamal Crawford her ne kadar hücum anlamında efektif bir sezon geçiriyor olsa da, savunmada herhangi bir varlık göstermiyor (kendisinden böyle bir şey beklenmiyor da zaten). Jarrett Jack ise hem skor üretmesini biliyor, hem de savunmada bir varlık gösterebiliyor. Jack elit bir savunmacı değil, ancak savunmada ayak bağı olmadığı da kesin. Özetle, kendisi Crawford'a oranla daha komple bir oyuncu. JR Smith için de aynı şey geçerli. Smith, Jack'den daha iyi bir savunmacı değil ancak Smith savunmada genelde ayak bağı olmadığı gibi hücumda da daha verimli. Smith ve Jack bu kategoride benim için başabaş giden oyunculardı, ancak Smith burun farkıyla önde bitirecek sezonu son -yaklaşık- 10 maçta oynadığı oyun yüzünden.

Ryan Anderson için de yukarıda söylediklerimin aynısı geçerli. Onun Vasquez'e çok bağlı oynaması bir eksi olarak gösterilebilir (genelde 6. adamlardan kendi şutlarını yaratmaları beklenir çünkü) ama bu sezon gözlerden uzak bir şekilde gayet iyi oynadı. (Runner ups: Jarrett Jack, Ryan Anderson)

@beercholic: Jr. Smith. %42.2 ile şut atarak Jarrett Jack’in üzerinde bu ödülü alabilmek için çok ekstra şeyler yapmanız gerekiyor. Neyse ki ekstra şeyler yapmak Jr. Smith’in göbek adı. Carmelo’nun 15, Amare’nin 53, Felton’un 14, Chandler’ın 16, Rasheed’in 61, Shumpert’ın 37 maç kaçırdığı Knicks’te Novak’ın (81) ardından 80 maçla en çok oynayan adam. Sakatlıkların üst üste geldiği bölümde takımın başında hep Jr. vardı ve 18.1 sayı, 5.3 ribaunt, 2.7 asist ile kariyer rakamlarına ulaştı ligdeki 9. senesinde. Daha iyi mi şut seçiyor? Hayır. Daha mı isabetli? Tabii ki hayır. Ama çok daha olgun ve çok daha istikrarlı. Her gece çıkıp Melo’nun takımında önemli bir yardımcı liderlik üstlenmek, üç maç üst üste kenardan gelip 30 sayı göndermek ve bir altıncı adam olarak sezon içinde biri Bobcats deplasmanında, biri Suns deplasmanında iki buzzer-beater gönderip takımına maç kazandırmak kolay değil. İşte bunlar ekstra şeyler oluyor. 

@obsidyen_: JR Smith. Ligin kadrolu ''6th man of the year'' adaylarından JR Smith sonunda ödülü alacak gibi. Geçtiğimiz sezonun başını Çin'de, vücudunu nasıl o kadar dövme ile doldurduysa istatistik kağıdının sayı kısmını da o derece doldurmuştu. O sezonun sonlarında lige dönüp New York'ta 6.adam rolünü üstlenmiş, NBA kariyerine kaldığı yerden yani ikinci beşin skor yükünü çekme işine devam etmişti. Bu sezon başı Mike Woodson'un ikinci beşinde isolation manyağı olarak en iyi bildiği işi yapmaya devam etti ve bence bu ödülü hak etti.

@filelisepet: Jarrett Jack. Crawford bu sezon asist üstünden bol bol sayı atıyor. Yalnızca izolasyon oynamak yerine hücumun bir elementi olarak katkı vermesi çok önemli. Keza JR Smith de iq seviyesini yükseltmişe benziyor. Fakat Warriors'un yapısını değiştiren Jarrett Jack, benim için bir adım önde. Jack sahadayken Curry ve Thompson mükemmel bir skorer ikilisi oluşuturuyor. Jack'in maç sonlarında oyunu dikte ettirmesi de başka bir önemli etken.


7. Executive?

@BayKerahet: Daryl Morey. Bu soruya çok detaylı bir cevap veremeyeceğim, ancak takımların durumuna ve bu sezon başındaki hamlelerine bakarak Houston Rockets'in çalışmalarını ödüllendirmek gerekli derim. Geçen senenin en büyük çıkış yapan oyuncularından Lin, OKC'nin son dakikada elinden çıkardığı James Harden ve bu seneki performansıyla NBA'in en iyi pivotlarından biri olduğunu söyleyebileceğimiz Ömer Aşık. Bu üç hamle üzerine kurulan takım, yanlarına bir de D-Mo ve Delfino. Takımdaki oyuncuların NBA tecrübesi ortalama 1.9 yıl, yaş ortalaması 24.4. Bu sayılar en genç ve en tecrübesiz takımı olduklarını gösteriyor. Buna rağmen sezonu iyi bir noktada bitirdiler ve gelecekleri oldukça açık. Daryl Morey, en kuvvetli aday. 

@FritzFasbender: Daryl Morey. Aslında herşeye rağmen bu ödülü Mitch Kupchak’in hak ettiğini düşünsem de sonuçlar yüzünden adı bile geçmeyecektir. Harden takası öncesi Morey’nin yaz hamlelerini (Scola’yı amnesty etmek, Lowry – Dragiç ikilisini gönderip daha büyük paraya Lin’i getirmek, takımı çaylak forvetlerle doldurmak) çok kötü buluyordum ama tek bir hamle kışı yaza çevirdi. Riskliydi ama şimdi yeniden play-off heyecanına dönen, herkese zevk veren bi basketbol oynayan ve Morey’nin hep kovaladığı büyük isimleri de cezbedecek bi potansiyel taşıyan bir takım var ortada. Ve bütün bunları sadece sözleşmesi biten Kevin Martin ve Jeremy Lamb’i kaybederek başardı.

@goktugerce: Bob Myers. Yücel bu ne gereksiz soru ya :( Bob Myers ödülü hak ediyor sanırım, Jarrett Jack'i ve Carl Landry'yi getirmesi, Barnes seçimi, en önemlisi -sağlıklı kalırsa- Stephen Curry'nin harika kontratı ve yıllar sonra gelen playoff. (2. Gary Sacks -Clippers-, 3. Rob Hennigan -Magic-)

@metebudak: Daryl Morey. Houston'ın playoff potasından gittikçe uzaklaşan profilini Harden-Ömer-Lin üçlüsüyle bambaşka bir noktaya taşıdı. Delfino bonusu. Takımın şimdisi ve geleceği, bu iki alan için de yapılabilecek tüm doğru hamleleri yaptığına inanıyorum.

@dombili: Daryl Morey. Harden trade'i, CBA'i efektif bir şekilde kullanarak (Arenas provizyonu sayesinde) başta birçok kişinin tepkisini çekmesine rağmen şu an NBA'in en iyi kontratlarından biri olarak görülebilecek Ömer Aşık ve Jeremy Lin'le imzalaması ve son draft'ta 5. sıradan seçilen Thomas Robinson'ı rotasyon oyuncuları karşılığında alması vs. gibi bir çok sebep var onun bu ödülü niye hakettiğinin kanıtı olarak gösterilebilecek. Tüm bunların yanında, böyle bir kadro kurmuş olmasına rağmen Rockets'ın geleceğe yönelik cap esnekliğini (hem de ne esneklik) de kaybetmemiş olması bu günün NBA'inde çok ama çok büyük bir artı. Rockets şu an bir oyuncuya daha max kontrat verebilecek lükse sahip ve Morey'in yapacağı bu hamleyi iple şekiyorum.

Kendisi elimizde de büyüdüğü için hafif sempatimiz var tabii. (Runner ups: Pat Riley, Mitch Kupchak)

@beercholic: Mitch Kupchak. Sezon başında hepimiz Howard’ın gelmesi için Bynum’la Pau’dan aynı anda vazgeçmenin doğru olup olmayacağını düşünürken bunu Pau’yu da elde tutup başarmak. Bundan önce Fisher ve Sessions’ın ilk beş çıktığı pozisyonu Nash’le upgrade etmek. Zayıf bench’e tecrübeli Jamison ve sisteme uyabilecek boş üçlükleri atacak Meeks eklemeleri. Takımın sezon içinde yaşattığı hayal kırıklıkları, üst üste gelen sakatlıklar, şampiyon olacağına kesin gözüyle bakılan kadronun playoff’a girmeyi normal sezonun son gününde garantilemesi… Bunların hiçbiri Kupchak’in off-season hamlelerinin başarısız olduğunu göstermiyor. Nash-Kobe-MWP-Gasol-Howard beşini bu ligde bir araya getirmek kolay bir iş değil ve hayır, bunun şehrin Los Angeles olmasıyla alakası yok. (Eeeh, biraz var aslında)

@obsidyen_: Mitch Kupchak. HAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAH. 

@filelisepet: Daryl Morey. Kadro inşa etmek uzun senelere yayılan meşakkatli bir süreç. Haliyle kadro mühendisliğini kısa vadeli başarılarla değerlendirmek gerzekçe. Yani bu ödül benim için bir nevi gerizekalılık abidesine benziyor. Fakat lappappa okurları için bu dandik konuya bile kafa patlatacağım. En büyük favori muhtemelen Morey. Onun basketbol fikirleri takımın her istatistiğinde yansıyor. Rockets'ın şut tercihleri, Jared Dubin'in tabiriyle "efficiency nerd's wet dream"e benziyor. Sonsuz sayıda 3'lük ve çember altı şut atıyorlar. Oynadıkları basketbola (4 şutör, hızlı tempo, zilyonlarca pick&roll...) uygun bir kadroları var. Morey'in yaptığı hemen her hamle işlerine yaradı. Mesela Lin driplingle içeri girip yay etrafındaki şutörleri bulma konusunda usta (Lin'in bazı defoları olduğunu iddia etmek mümkün ama kontratı orta vadede sona erecek zaten.). Ömer sahayı sürekli koşan savunmacı uzun rolünde en çok parlayan isimlerden biri oldu. Harden zaten NBA'in pick&roll devrinde ideal süper yıldız yeteneklerine sahip. Birkaç sene sonra büyümesi beklenen kadronun sezon sonunda playoff yapmış olması da Morey'nin şansını yükseltiyor.


8. Sezonun en unutamadığınız maçı?

@BayKerahet: Bu son 3 soru, objektiflikten ziyade kişisel olması adına güzel. Ancak bu soruya cevap veremeyecem sanırım. Mesela yıllardır Beşiktaşlıydım, sorsan "unutamadığım beşiktaş maçı" bile söyleyemem. Geçen seneki play-off serisinde GS maçları işte. Bir de Efes'i yenip şampiyon olduğumuz maç. Şimdi o kadar maç içerisinden bir tane maç çıkarıp "Abi ben bunu unutamam" demem imkansız çünkü gerçekten bayağı maç izledim bu sene. Komple sezon genel olarak "unutamadığım" sezon olacak. Yıllar sonra basketbolla tekrar bu kadar içli dışlıyım iki senedir. Eskiden, Iverson Philadelphia'dayken böylesine takip ederdim oradan hesap etmek gerek. Bu sene uzayan okul, işi bırakıp "e mezun olalım" derken boşta kaldım. Sabahlara kadar maç izledim. Muhtemelen hayatımın NBA ile bu kadar içli dışlı olma konusunda son senesiydi. Önümüzdeki sezonla birlikte özetlerden takibe döneceğiz gibi. Ben sezonu "personal best" geçeyim. İlla bir maç yazacaksam, 27 Şubat 2013, Steph'in 54 sayılık MSG deplasmanını yazayım. O performansın galibiyetle taçlandırılamaması büyük dram. O sayıların galibiyeti getirememesi performanstan çok maçı unutulmaz kılacak benim adıma.

@FritzFasbender: Chicago Bulls – Miami Heat 27 Mart. “we said, we said, we said / this time was gonna be different” http://www.youtube.com/watch?v=QqSN9vhx0lE

@goktugerce: Heat-Bulls. Bill Simmons'ın yazısına göre tarihin en muhteşem normal sezon maçı. NBA tarihinin en uzun ikinci galibiyet serisi, NBA'in en önemli salonlarından birinde, 2011 yılındaki Doğu Finalleri'nden sonra Rose'un sakatlığı olmasa uzun yıllar boyu sürecek olan bir rivalry'nin iki tarafını karşı karşıya getiren maçta Bulls Rose'suz, Noah'sız ve Belinelli'siz 101-97 kazandı. Gerektiğinde rakibinin sinirlerini bozacak kadar ileri giderek. Bu maç Hinrich'in Lebron'a tackleı, Taj'ın yaptığı sert fauller, sonrasında da Lebron'un Boozer'a dirseği, ve Lebron'un son anlarında yenileceğini anlayınca maçı bırakmasıyla hatırlanacak. (2. Warriors-Knicks -54-, 3. Warriors-Lakers -Curry 47, Kobe aşil-) 

@metebudak: Celtics vs. Heat. Açıkçası hem izlediğim maçların içinden seçmemin gerekmesi hem de öznellik faktörüyle Rajon Rondo'nun sezonu kapattıran sakatlığının oyuncular tarafından henüz bilinmediği ve Celtics'in kazandığı bu maç sezonda aklıma gelen ilk maç. Celticsli oyuncuların sakatlığı maç sonunda öğrenmesi ve Pierce'ın surat ifadesi hala aklımda.

@dombili: Curry'nin 27 Şubat'ta Knicks'e karşı 54 sayı attığı maç. Maçı oynandığı anda izleyebildiğim için şanslı sayıyorum kendimi, çok özel bi performanstı. (Objektifliğimi bırakırsam, Rondo'nun sakatlandığı haberinin geldiği Miami maçı ve Garden'daki Lakers maçı benim asıl unutamadığım maçlar)

@beercholic: Los Angeles Lakers 99-93 Indiana Pacers. Bu soruyu tamamen kişisel değerlendirmesem cevabım 27 maçlık seri bitiren Heat-Bulls, Nuggets’ın Thunder deplasmanındaki galibiyeti ya da Steph’in 54 sayılık performansı olabilirdi. Bu soruyu tamamen kişisel değerlendirmeme rağmen cevabım eğer canlı izlemiş olsaydım Lakers’ın dışarıdaki Warriors galibiyeti, içerideki son Warriors galibiyeti, son Houston galibiyeti de olabilirdi. Ya da Clippers’ı 4 maçın 1’inde yenebilseydik o olabilirdi. Ancak hiçbiri değil, Indiana deplasmanı. Kobe’nin bilek sakatlığından dolayı sadece 12 dakika sahada kalabildiği (ilk çeyreğin tamamı), Howard’ın savunması ve Steve Blake’le Antawn Jamison’ın üçlük performansıyla yürek koyduğu, bugünlerin sinyalini veren Indiana Pacers deplasmanı.

@obsidyen_: Miami Heat-Chicago Bulls. Chicago'daki boğaları bilen bilir hepsi gül suyu ile kutsanır. İşte o kutsananlardan bi' tanesi. Öhöm. Sezonun en unutulmaz maçı çoğu kişi için Miami-Chicago'dur herhalde. Hatırlanacağı üzere Chicago, Miami'nin 27 maçlık galibiyet serisini bitirmişti bu maçta. Üstelik Joakim Noah olmadan. Gerçi önemli olan öbür dünya'daki(playofflar) seri de... Neyse.

@filelisepet: Simmons, Heat'in serisini bitiren Bulls maçı için "tarihteki en iyi normal sezon maçı" demişti; "Daha önce normal sezonda hiçbir maçın playoff serisi 7. maçı gibi oynandığını hatırlamıyorum. 80'lerde Celtics'le Sixers'ın veya Celts'le Lakers'ın playoff seviyesinde maçlar oynadığını biliyorum ama hiçbiri serinin 7. maçına benzemiyordu." Tüm maçları hatırlamaya üşendiğim için Simmons'a katılıyor ve Bulls vs Heat'i bu sezonun en unutulmaz maçı olarak gösteriyorum.


9. Sezonun en unutulmaz performansı?

@BayKerahet: Şu dünyada en çok sevdiğim iki basketbolcu: 1- Serhat Çetin, 2- Deron Williams. (ciddiyim) Sorunun cevabı da gelmiş oldu zaten. Deron vs Washington. Toplam üçlük adedinde Nets franchise rekoru, NBA tarihinde bir devrede en fazla isabetli üçlük. Washington "adımızı tarihe böyle yazmayak" demese, bir de Deron da biraz inat etse maç boyu isabet ettirilen üçlük rekoru da gelecekti ya neyse. Kötü başlayan, All-Star arasından sonra "iyileşip" eski günlerine dönen Deron'a iyi geldi bu. Bu "sakatlığa rağmen oynama" mevzusu yanlış mı doğru mu tartışmak gerek bir yerde. Kendi kariyerleri açısından sıkıntı, takıma da zarar verme ihtimali var. Ancak bir fedakarlık durumu da var. Deron sızlanmadan bir şekilde götürdü ilk yarısını sezonun. Bilmiyorum, kariyer korkusundan daha takdir edilesi bir durum bence.

@FritzFasbender: Stephen Curry, New York karşısında 54 sayı.

@goktugerce: Stephen Curry, 54 sayı. Bu soruya Lebron'un herhalde 10 maçını falan koyabilirdim ama hem onunkileri yazmayacağım hem de Curry'nin 54 sayısı çok tuhaf ve unutulmazdı. (2. Melo -Heat'e 50 sayı, 18/26 FG-, 3. Noah -Pistons'a 30 sayı, 23 ribaunt, 6 asist, 2 blok, 2 top çalma-)

@metebudak: Stephen Curry vs. Knicks. Maçı şans eseri canlı olarak izlemem mi beni çok etkiledi bilmiyorum fakat o gece MSG bir kez daha rakip takım oyuncusunun "büyük" çaplı şovuna ev sahipliği yaptı. Zaten sezonun en yüksek skoruna ulaşırken Curry, takımı hücumda muazzam yönetmişti. Kaybetmeleri ise o geceye dair tek kötü şeydi.

@dombili: Bu soru bir önceki sorudan pek da bağımsız değil. Curry'nin Knicks karşısındaki oyunu bu sezonun en etkileyici performansıydı. Ama bir farklılık olsun diye LeBron'ın Kings'e karşı oynadığı maç (http://www.basketball-reference.com/boxscores/201302260MIA.html) da aday gösterilebilir (14 Şubat'ta OKC'le oynadıkları maçtaki performansı [http://www.basketball-reference.com/boxscores/201302140OKC.html] da etkileyiciydi).

@beercholic: Stephen Curry’nin 54 sayılık MSG maçı. “Büyük oyuncular en büyük performanslarını Madison Square Garden’da sergiler.” 27 Şubat 2013 gecesi Stephen Curry tüm dünyaya ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu gösterdi. İlk periyotta sadece 4 sayı attıktan sonra kalan üç periyotta Knicks potasına tam 50 sayı bıraktı. Takımın ikinci yıldızı David Lee’nin cezalı olduğundan dolayı oynayamadığı maçta 48 dakika sahada kaldı ve toplam 13 denemede gelen 11 üçlükle 54 sayısının yanına koyduğu 7 asist, 6 ribauntlık performans. Takımının kazanmasına engel olamadı ama kesinlikle ve kesinlikle Kobe’nin 61’inden de Lebron’un 52-13-9’undan da daha büyüleyici bir MSG performansıydı.

@obsidyen_: Derrick Rose'un #thereturn zımbırtısındaki performansı. Şöyle alalım: tık! 

@filelisepet: Heat'in 27 maçlık serisi. Spoelstra kendi kadrosu için en ideal stratejiyi inşa etti. 4,5 kısanın yay etrafına dağıldığı, oyuncuları sürekli paslaştığı, topsuz hareket ve pick&roll'un içiçe geçtiği bu oyun, Heat'in kadrosu için biçilmiş kaftan. Savunmada agresif yardımlar getirerek, PnR'da rakip ball-handler'ı tuzağa düşürerek topu ele geçiriyor (rakibi top kaybına zorlama reytinginde 4. sıradalar, rakibin top kaybı sonrası sayıya ulaşma istatistiğindeyse 3. sıradalar) rakiplerini terörize ediyorlar. Heat, 2000 Lakers'tan beri en ihtişamlı normal sezon performansı gösteren takım. Ve 27 maçlık seri bu unutulmaz performansın simgesi oldu.


10. Sezonun hayal kırıklığı?

@BayKerahet: Wallace, Humphries, Johnson. Sezon başı ideal 5'ler yazılırken bu üç adam Brooklyn'in Deron Williams - Brook Lopez arası üçlüsüydü. Hayalkırıklığı sıralamasını Humphries, Wallace, Johnson şeklinde yapabiliriz. Geçen sezon 14 sayı, 11 rib, 1.2 blok ortalaması vardı bu Humphries'in. Ondan önceki sene de yine double double ortalamasıyla bitirmişti sezonu New Jersey'de. Bu sezon bir türlü olmadı, 5.5 sayı, 5.5 ribaund. Avery Johnson ile de, PJ ile de aynı dönemden geçti. "5 başlayacak, rotasyon dışına atılacak, biraz süre alacak". Ölü sezon. Çaptan düşüşü çok hızlı oldu. Bugün adını google'a yazınca basketboldan önce Kim Kardashian haberleri çıkıyor. Gerald Wallace, kariyeri 10 sene geriye gitti. Sayı, Ribaund ortalamaları ilk kez tek haneye indi. Tamam, yaşlanmak atletik özelliklerinizden götürür ki Wallace tarzında oyuncu için esktra sıkıntılı bir durum bu. Ancak isabet yüzdelerinin düşüklüğü fena. Serbest atış yüzdesi bile 10 seneyi çöpe atacak kadar düştü. Humphries kadar olmasa da, ciddi sorun var. Geçen bir yazar "NBA menopozu" dedi onun için, en güzel açıklama o. Joe, yine bir "yaş" muhabbeti. O da Wallace ile beraber 10 sene geriye gitti. Çok büyük "hayalkırıklığı" olmasa da, sezon boyu istikrarsızlığı çile gibiydi. Son bir sakatlık dönemi atlattı, umarım play-off'larda toparlanma olur. Yoksa Mr.Clutch olarak güzel şeyler izletti. Paul Pierce'ı yere yatırdığı hareket yılın en iyi 10 cross'undan biri NBA'de.

@FritzFasbender: Lakers – Celtics el ele hep beraber tribüne.

@goktugerce: Lakers. Çok fazla yazmaya gerek yok aslında. Yazın -saçma bir şekilde- hakkında 72-10'luk rekoru kırar mı diye sorular sorulan takım playofflara son gün kaldı. (2. Rose'un normal sezonda hiçbir maçta oynamaması, 3. Sezon boyunca yaşanan çok sayıda uzun süreli sakatlık)

@metebudak: Lakers. Bunu çok fazla açmaya ihtiyacımız yok sanırım, sezon başında bambaşka bir yerde olması beklenen Lakers'ın playoff'ları son maçta yakalaması kimsenin kolay kolay tahmin edebileceği bir şey değildi. Her ne kadar kendi adıma "şampiyonluk adayı" yorumlarına katılmasam da ben de özellikle savunma tarafında bu kadar umarsız bir takım görmeyi beklemiyordum, dolayısıyla bu noktayı.

@dombili: Bir Celtics taraftarı olarak sezonun en büyük hayal kırıklığı elbette Rondo'nun sakatlanmasıydı, ancak meseleye genel bir pencereden bakarsam cevabım yine sezon boyunca takımların yaşadığı sakatlıklar olur herhalde. Rondo, Kobe, Love, Granger, Gallinari gibi isimlerin sezonu kapatmasının yanında, bu listeye Nowitzki'nin sezonun neredeyse yarısını kaçırmış olmasını, Rose'un ve Bynum'ın sakatlıklarından bir türlü kurtulamamasını da eklersek bu senenin sakatlıklar konusunda ne kadar illet bir yıl olduğu daha net bir şekilde görülebilir.

Bu soru için verilebilecek bir diğer cevap da Lakers olabilir ancak onların bu denli kötü durumda olmaları niye hayal kırıklığı olsun anlam veremiyorum. İzlerken gayet eğleniyoruz biz. SI kendilerini zamanında boşuna kapağa koymadı: http://i.imgur.com/omJDt1R.jpg

@beercholic: Los Angeles Lakers. Şu andan itibaren klavyeye dokunduğum her tuşta yüreğimin bir parçasını yerinden çıkarıp üzerine basıyormuşum gibi hissedeceğimden dolayı pek uzun tutmayacağım ama Lakers işte. Yalnız kabul edin çok şanssızdık ya. Howard’ın bir türlü sakatlığını atlatamaması, Gasol’ün dizleri, Nash ve Blake’in uzun süreli yoklukları, Hill’in sezonu kapaması, MWP’nin sakatlığı ve son olarak Kobe’nin aşil sakatlığıyla 9 ay parkeden uzak kalacak olması. Yine de Lakers…

@obsidyen_: Sam Presti. Perkins'i amnesty etmeyip Harden'ı takas et, Scott Brooks'un ''başarılı''(?) olduğunu söyleyip gönderme, bundan sonra anca eski dostlar şarkısında hatırlanacak olan Derek Fisher'a kontrat ver... Sezonun kesinlikle en büyük hayal kırıklığı Sam Presti.

@filelisepet: Sanırım Yücel bu maddeyi Lakers'tan bahsetmek için eklemiş.

Jant


Geçen haftasonu önce yukarıdaki gibi, sonra da aşağıdaki gibi manzaralar gördük. İlki hiçbir şekilde normal (ve kabul edilebilir) değil, diğeri ise -ideal fakat- buralar için alışıldık değil. İkisini art arda görmek de beyni yakabilir. İkinci örneğin çoğalması dileğiyle.


Kel


Tamamen tesadüf. T-Mac'in bizimle imzalamasının üstünden 2 gün geçmeden, odada temizlik yaparken, eski sidilerin arasından. Tam "Hey gidi"lik. Hatırlayanlar?


Nerden Nereye 113



Bu kez hepten farklı bir nerden nereye postu var. Ucu açık. Beklediğimiz gibi sonuçlanırsa, 3. fotoğrafı da ekleriz.


SLX

Bu sabahki Hawks - Raptors maçı. Bir gariplik var diye gözüme çarptı maç başında. Jeton düştü hemen, bütün takım bant takarak çıktı sahaya. Capsleri, kamera Atlanta benchine dönükken aldım. Dikkat edersek maç başında saha içi - yedekler herkes kafasında bantla oturuyor. Boston Maraton'unda yaşananlarla falan alakası var mıdır diye bile düşündüm. Amerikalıda zeka kırıntısı aramam. Goygoydan bol bir şey yok sonuçta ama o da değilmiş. Biraz twitter'dan falan baktım, kimse bir anlam verememiş. Normal sezon son iç saha maçı esprisi falan yapmışlar herhalde diyip geçilmiş. Foto'yu tam boyut yaparsak daha iyi görülür. Bir teknik kadro bant takmamış maşallah.


Gelgelelim alışmadık don götte durmuyor misali, ikinci çeyrekte "takımdaşlık" fire verdi, bantlar düştü. Şaka gibi amına koyim.



şöyle bir tivit varmış resmi ağızdan, ekleyeyim.


Retro 269


Tarık


Nike Barcelona'ya yüzyılın kıyağını çekmiş. 100. yılında giydikleri formayı yeniden üretmişler. Etiket metiket bile o dönemden kalma. Kalıp biraz daha oturaklı sadece. Böyle bir seri başlatırlar mı bilmem, başlatırlarsa Galatasaray'a ne yaparlar ?