Jenerik 24

Bahoz


Ufak bir araştırma sonucu, en azından yakın zamanda, numaralarda sarıyı kullanmadıklarını görüyoruz. Son dönemde koyu renk ağırlıklı 1. formaya sahip takımların beyazdan sonraki seçimi olduğunu biliyoruz sarının. Çoğuna yakışıyor da. Fakat burada tabii, daha farklı bir anlam taşıyor. "Oradan" bakınca, belki geç bile kalınmış bir tercih. İlerde birilerinin çıkıp "anayasa'ya aykırıdır" falan diyip cıngar çıkarabileceğini de düşünmüyor değilim ayrıca.


Nerden Nereye 161





Doğrudan kıyas edemeyiz tabii, biri Finaller 2. maçı. Ama diğeri de daha zor pozisyon.

Kısrak


Otobüsün lafını etmiştik daha önce sanırım, ama kart zaten daha yeni. Lacivert ortada yok.


Nerden Nereye 160





Retro 321


Tir


Buradan İspanya Futbol Federasyonu'na teşekkür ediyorum. Sayelerinde Cadiz'le dışarda oynadılar, ve biz de bunun sonucunda Villarreal'in de deplasman forması olduğunu yıllar sonra hatırladık, görme imkanı bulabildik.


Nerden Nereye 159




O değil de, Kostas çok iyi girdi NBA'e.

Edit, Şubat '16: Nazar mı değdirdik ki, o kadar çabuk övüp ya.

Koca


Çerçeveyi (ç)almışlardı (üşenmek, arşive bakamamak). Şimdi ortadan girdik. Yakında birileri de fonta dalar, tam oluruz.


Retro 320


Bakambu


Kardeş takım olmaya yeter mi, yetmez sanırım. Formalarını taklit edebilirler tabii, sorun olmaz nasılsa.

Ol


Geçen bizimkiler yüzükleri aldıktan sonra ayrıntılı fotoğraflar da yayıldı falan tabii ortalığa. Ön tarafta kupayla birlikte mahmuz var işte. Sol kenar da yukarda gördüğünüz gibi. "Lan bu ne, ne kırıyoruz, neler oluyor" dedim ilk bakışta. Çok geçmeden anladım:


Kendi çapında meşhurdur aslında bu sözler, zamanında NBA Stüdyo'da Kaan Kural da bahsetmişti hatta, Türkçesi için şuradan.

Sonra merak edip önceki yüzüklere bakınca, 2003 hariç hepsinde kullanılmış olduğunu gördüm. Harika gelenek, bize de bu yakışır zaten mına koyim. Nasıl da siktik ama sahil ibnelerini. "Ben seni sahilde çok sevdim Sedat."






Retro 319


Nerden Nereye 158






Selo


Bizimki yakın zamanda saç ektirmişti malum (bkz. en aşağı), ama bu yaz artık nedendir bilinmez (!), iş daha kötüye gitmiş. Ve artık gizlemeye de çalışmıyor gibi. Basın önüne böyle çıkıyor falan. Daha beteri, headband da artık kapatmadığından, maçlarda da manzara kötü.



Künefe

Hazır Utrecht'e gelmişken ve 5 ay burada yaşayacakken maça gitmemek olmazdı. Şehrin takımı FC Utrecht 1970'ten beri Eredivisie'de oynayan kendi halinde bir takım. Sıralamaları genelde 8-14 arası değişiyor. 2012-13'te ligi 5. bitirmişler, iç sahada da iyi bir takım. Geçen sene stadı Galgenwaard'da oynadığı 17 lig maçının 10'unu kazanmış. Ben de arkadaşlarla mutlaka bir maça gitme niyetindeydim, ödev-gezi derken ancak geçen hafta fırsat bulabildim. Lig lideri PSV gelince gidelim dedik, stadyum için yola koyulduk.

Bisikletle şehir merkezinden 10 dakika süren bir yolculuktan sonra stada vardık. Biraz daha ufak bir stad bekliyordum ama 24 bin kişilik bir stadyum görünce şaşırdım haliyle. Biletleri almak için içinde her yaş grubu ve cinsiyet için ürün olan store'a yönlendik. Bilet almak istediğimizi söyledik, "kulüp kartı lazım" dediler. Onun formunu doldurduk, sonra taraftar grubunun olduğu kale arkasından 25 euroluk biletlerden aldık. Tabii kasadaki tatlı teyze nereden olduğumuzu sorup öğrenci olduğumuzu öğrenince bir de "Kimseye söylemeyin" diyerek 18 yaş altı indirimi yapınca bir bilet 15 euroya geldi. Buradan tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.

Pazar günü maça yarım saat kala stadyumdaydık. PSV olmasına rağmen stadyum tam dolmamıştı; ama yine de güzel bir atmosfer vardı tabii. Tribünler de beklediğimden daha yakındı. Adeta bir İngiliz köylüsü gibi biramızı almaya çalışırken az kalsın santrayı kaçırıyordum ama olsun. Bira izleyerek maç izlemedik de demeyiz.


Maçta işler pek yolunda gitmedi tabii. 10. dakikada geri düştük (birinci çoğul). 22'de 10 kişi kalıp penaltıdan 2. golü yedik, derken 3 oldu. Hakem de epey doğradı. Her hakem hatasından sonra bizim tribünün yaptığı bir tezahürattan sonra skorbordda uyarı çıkıp duruyordu. Devre arasında ne demek diye baktım, "Takımı destekleyin. Olumsuz kelimeler kullanmayın." diyormuş. "İbne hakem" diyorlardı herhalde. İlk yarı 3-0 bitti, devre arasında küçük yaş grupları için etkinlik vardı (direğe vurma yarışması). Başarılıydı da kopiller.


İkinci yarıya başarılı forvetimiz Ruud Boymans'ın güzel kafasıyla başlayınca biraz umutlandık ama sonrası pek gelmedi. Boymans da geçen sene 2. ligde 27 gol atmış, bu sene de Eredivisie'de 5 maç - 6 gol. İyi topçu gibi duruyordu. 81'den sonra saçma bir şekilde 4. golü, 90'da da kornerin kontrasında 5. golü yedik, maç 5-1 bitti. Üzüntü vardı genel olarak ama kendini kahreden tipler yoktu. Maç sonrası birasına dağıldı sanırım herkes.


Sonuç olarak güzel bir tecrübeydi. Güzel bir stadyum, kaliteli çimler, hızlı-eğlenceli futbol, bira. Fırsatım olursa muhtemelen birkaç maça daha gitmeye çalışacağım. Belki de Amsterdam'da Ajax maçına da gidebilirim, belli olmaz. Yabancı bir ülkede, yabancı bir stadyumda maç izleme "hayalini" de gerçekleştirmiş oldum. Darısı Bernabeu'ya ve Premier Lig'e.


Nerden Nereye 157




Lor


Geçen hafta cumartesi günü öğle sonrası vakitlerinde bir arkadaşla konuşurken, "Abi, Dortmund Federasyon'dan izin almış, bu maçlık Ş. Ligi formasını giyecekmiş" dedi kendisi. Önce "Oha, yok artık" dedim, birkaç saniye sonra ise hak verdim. Adamlar o günden önceki 5 maçın dördünü kaybetmişti, üçü arka arkaya olmak üzere. O gün de kaybettiler...

Dün Trt'nin ipnelikleri sağolsun, maçı oradan izleyemedik. Linkle de uğraşmayayım dedim. Twitter malum, videolar-fotolar düşüyor maç esnasında. Ulan bir baktım, Dortmund bu kez de (genelde lazım olmadığından senede 3 kere giymediği ve bu maçta da gerekmeyen) siyah formasını giymiş... Peki işe yaradı mı, cevap malumunuz. Bu sezon 3. formaları da olmadığından, daha da gidecek kapı kalmadı. Kış forması ise henüz çıkmadı, çıkana kadar işler düzelmezse, bir de o denenir.


Retro 318

Ira


Bu sezonun Arsenal iç saha formasında çok şık bir ayrıntı var. Ense kısmında. Takımın ana renkleri ve klasik dış saha renklerini aynı şerit üstüne, çaprazlama koymuşlar: Beyaz, kırmızı, lacivert, sarı ve altın. Bunların dördü zaten bu sezonun formalarında var, sadece altın yok. Ben böyle detaylara bayılıyorum.

Kıyas her zaman yanlış, fakat söylemek gerek; bu bizde çok zor görülecek bir şey. Galatasaray, beyazı bile hala tam olarak benimsemiş değil. Beyaz formanın giyilmediği sezonlar bile oluyor, görüyoruz. Ki beyazın bizim üçüncü falan değil, bir nevi "iki buçuğuncu" rengimiz olduğunu (parçalı altına beyaz şort) düşününce, daha da saçma hale geliyor.

Yaptıklarını düşünelim, aynısını ya da benzerini: Sarı, kırmızı, beyaz, siyah. Beşinci füme olur sanırım. Aslında fümenin siyaha yakınlığını düşününce mor daha doğru olur belki, ama moru da yalnızca iki kere kullandık. Ki benzer durum Arsenal'de de var, sarı ve altın.


El-Kol 16


Muhtemelen bu son dönem saçmalıkları gibi değil, anlamlı bir şeyler var bilmesek de, fakat seriye koymaya engel değil tabii.

Retro 317


Nerden Nereye 156





Abraham

Bu sezon NBA formalarında iki (ufak ama) çok temel değişiklik var. Daha pek görülmedi sezon başlamadığı için, ama ilerleyen günlerde sıkça lafı edilecektir.


İlki, Lig logosunun arkaya atılması. Bu değişim, zamanla gözümüze batacak ve bizi rahatsız edecek (alışkın olmadığımızı geçin). Çünkü bunun sonucunda formaların ön görünümü, takım ismi hariç bomboş kaldı. Ve bu boşluklar yüzünden sanki oyuncuların üstünde korsan formalar varmış gibi manzaralar göreceğiz. Aşağı baksanıza.


Sadece bazı takımların formalarındaki "20. yıl" falan gibi özel logolar kurtarır bu manzarayı. Onlar da geçici zaten. Reklam falan mı gelecek acaba zamanla.


İkincisi, şampiyonluk sahibi takımların formalarının ense kısmında yer alacak olan sarı parça. Bu daha da tartışma yaratabilecek bir değişim. Futboldaki yıldız hesabı işte. Ama daha az görünürlüğe sahip. Şu en üstteki fotoğrafı bulana kadar ben ne olduğunu anlayamadım açıkçası. Bayağı 1-2 gün bunu merak ederek geçti. Spurs-Fenerbahçe Ülker maçında ve 2K15'te arka arkaya formalarda görünce "Lan bu ne ki"? diyip durdum.
Orada şampiyonluk sayısı yazıyor(muş), fakat bunu bırakın Tv'den görmek, dibine girmedikçe anlayamazsınız.

Başka bir şey, madem uzaktan bu sarı parça her takım için aynı gözüküyor, Boston da şampiyonluk sahibi (17), Portland da (1). İkisi de "standart görüş mesafesinde" aynı şekilde temsil edilmiş oluyor. Madem formalara şampiyonlukları simgeleyecek bir şeyler eklenecek, bu doğru tercih değil sanki. 


Ligdeki takımlardan yarısının şampiyonluğu var. Bunların da hepsinin formasının arkasında "sarı bir şey" yer alacak. Hepsinde aynı. Bunu (da) çözmeleri gerekiyor.

Diğer forma haberleri için de yine şuradan.