Meyan



PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilk röportajı yapan Yalçın Küçük, birçok şeyden olduğu gibi, Galatasaray ve futboldan da anlamayan bir yazar. Bekaa'da tişörtü ve bermudasıyla "Kardeşim Apo"yu dinlerken, bir ara ilginç bir kesinti olduğu söylenir.

Apo, "Hocam, izin verirseniz, iki saat kadar bir işim var, siz burada dinlenin, ben işim bitince geleceğim" der ve Küçük'ün yanından ayrılır. İki saat sonra Apo, Küçük'ün yanına geldiğinde çok bozuk bir ifade taşımaktadır.

— Sevgili Başkanım, hayrola bir şey mi oldu?

Sorma hocam, bizimkiler üç tane yedi!

Küçük, Apo'nun bu açıklamasını bir çatışmada üç gerillanın öldürülmesi olarak anlar.

— Ya öyle mi? Nerede?

İzmir'de!

Küçük'ün merakı iyice artmıştır. Demek ki PKK'nin İzmir yöresinde de silahlı faaliyeti var, diye düşünür. Küçük, ayrıntı peşindedir:

— Peki Başkanım, nasıl olmuş, ayrıntılı bilgi alabildiniz mi?

Radyodan aldık, naklen veriyor, zaten sürekli dinleriz

diyen Apo'ya garip garip bakmaya başlar Yalçın'ların Küçük'ü. Önce "Yahu radyo PKK'nin çatışmalarını ne zamandan beri naklen yayınlamaya başladı?" diye sorar kendi kendine, sonra da "Radyo" deyiminden PKK'nin telsiz şebekesini kastettiğini tahmin eder.

— Cenazelerinde eylem tasarlıyor musunuz?

sorusu, üzgün olan Apo'yu kendine getirir.

— Ne cenazesi hocam, ben bizimkiler derken, Galatasaray takımından sözediyordum. İzmir'de Altay'a üç sıfır yenildiler. Radyo maçı veriyor, e bizim biraz Galatasaraylı olma durumumuz var da, dinleriz yani, Metin Oktay zamanından beridir, bir yerde bir kurtuluş çabasının parçası yani...

Galatasaray'ın yenildiği günler "Kürdistan"da "Eyvah, Abdullah Bey bu akşam bir korucu köyü bastırır herhalde" cümlesini duymak mümkün.

Futbol Kültürü, sayfa 252-253


Bunu Ekşi'de falan da okumuştum sanırım, ama tam halini görünce aktarmak istedim.