Çivit


Selamın aleyküm. Son dönemde okuduğum spor kitaplarından bahsetmek istedim biraz, öneri mahiyetinde de.

1. Lanet Takım: Brian Clough'un hayatı/hikayesi zaten merak edilesi, okunasıyken, David Peace olayı daha ötelere taşımış. Bir yerlerde Clough'un ailesinin "kitapta bazı gerçek olmayan şeylerin" anlatıldığıyla alakalı dava açtığını okumuştum, ama zerre umrumda değil, öyle söyleyeyim. Başta Ekşi, bir sürü yerde filmle ilgili tonla övgü cümlesine denk gelebilirsiniz. Film çok iyi evet, ama kitap inanılmaz. Yazılmış en iyi futbol kitabı muhtemelen.

2. Bu Maçı Alıcaz: Söylendiği kadar varmış. Ülkede yazılmış en iyi futbol kitabının, futbol kitapları akımının öncüllerinden olması çok tuhaf. Keşke Kozanoğlu futbol hakkında yazmaya tövbeli olmasa da, yine ondan futbol okuyabilsek.

3. Michael Jordan ve Yeni Küresel Kapitalizm: Kitaptan, almadan birkaç saniye önce haberim oldu. Hiç duymamıştım daha önce. Memlekette müzik ve spor kitapları konusunda pek çeşitlilik yok, ama hiç beklemediğiniz şeylere toslayabiliyorsunuz.
Jordan'ın kendi hikayesi ile teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu "tüketim toplumu" dediğimiz şeyin oluşumu ve yükselişi paralel anlatılıyor. Jordan'ın nasıl bu sürecin simgesi olduğu, bu yeni dönemin ana figürlerinden biri haline geldiği vs.

4. "Ah abi İlhan'ı bi' oynatsalardı": Kitaplıkta Mehmet Demirkol'un Tae Han Min Guk'unun yanına konacak, 2002 Dünya Kupası maceramızla ilgili (eğer yanılmıyorsam bir 3.sü yok) ikinci kitap. Bedri Baykam akıllılık etmiş, "O dönemde ne oldu, birileri kayıt tutmalıydı" demiş ve uğraşmış. O günleri hatırlamak adına, ya da hiç hatırlamayan yeni neslin biraz derinlemesine ne olmuş-bitmiş, öğrenmesi için verimli olabilir.


Tokyo


Buradan Fenerbahçeli yetkililere sesleniyorum. Şu adama sarı headband ve sleeve bulun lütfen. Karşıyaka'da bile bunları formaya uygun renklerde kullanmışken, Euroleague'i kazanabilecek takımın oyuncusu böyle uyumsuz bir manzara ile sahada yer almasın bi' zahmet. Eğer kendisi istemezse de, elini-kolunu bağlayıp çıkarın amına koyim, zaten 1.60 falan pezevenk.

Erto


Tasarım konusunda yenilik aradıkça, formanın her bölgesini kullanma yoluna gidilebiliyor. Son dönemde gözüme çarpan 2 örnekte, arka görünümü karmaşıklaştıran tercihler söz konusu.

Puma giyen başka takımlarda var mı bilmiyorum varsa da o bölge farklı renk mi, o da var ama, Arsenal'ın iç saha formasının arka-alt tarafında, çok ince olmayan ve yanlara doğru azalarak biten bir beyaz bölge var. E artık formalar şortların içine konmadığı için de, bu bölge tamamen dışarda kalıyor ve maçı izlerken "lan bu forma nerde başlayıp nerde bitiyor" tipi cümleleri kafada dolandırmak zorunda kalıyorsunuz.


İkincisi de Ajax'ın evey forması. Şimdi formanın en altını saran şerit, bu sezon çoğu Adidas giyen takımın formasında o parça var, aynı renk ya da değil (ve kol uçlarının içi, ki iç saha formasında da öyle [bu arada o 3 tane "x"in de tarihsel bi' muhabbetleri var sanırım]) siyah-kırmızı. Üstüne, sanki arkadan bakanın kafası iyice karışsın ister gibi, şortta da en üstün hemen altında enine bir şerit, farklı renk diğer şortta da tersi.

Tabii Arsenal'ınki daha rahat görülüyor, Ajax'ınki biraz sıyrılınca görülebilir hale geliyor.


Ertesi gün editi: Rafet bey yardıma koştu. "o 3 'X', şehrin sembolü. Belediye logosunda filan da var."