Depor


Dün haftasonu oynanan maçların özetlerini izliyorum. İspanya ligi falan. Deportivo-Espanyol maçına geldi sıra. Tribünler göründü ilk olarak. Neredeyse yarısından fazlası boş. Birden aklıma 2000'lerin başı ve Deportivo'nun o görkemli hali geldi. Kısa süreli "mazide yolculuk" gibi bir şey yaptım.

O yıllarda sempati duyduğum takımların başında geliyorlardı. Bunda aslında güçsüz bir takım olmalarının büyük payı vardı tabii. 99-00 sezonunda şampiyonluğa ulaşmışlardı, ayrıca o sezon Kral Kupası'nı da kazanmışlardı. 02'de de Kral Kupası'nı kazanmışlardı, ama bu öncekinde daha büyük öneme sahipti. Çünkü o sezon final, 100. yılını kutlayan Real'in sahası Barnebau'de oynanıyordu ve, finale çıkmıştı Real. Onları, öyle bir yılda, evlerinde mağlup ederek kupayı kazanmak, kuşkusuz daha mutlu etmişti onları. Az bir başarı değildi.

O ligi aldıkları sezonu takip eden 4 sezon boyunca Deportivo Avrupa'nın korkulan takımlarından, Cl'nin demirbaşlarından oldu. Belki ligde bir daha zafer elde edemediler ama, Ş. Ligi'nin müdavimi oldular, hep tehlikeli oldular.
00-01'de ikinci gruplarda Gs ile rakip olmuşlardı, evde 1-0 yendik ama, dışarıda 2-0 yenilmiştik.

O birkaç yıllık dönemde Cl'de kimle karşılaşırsa karşılaşsınlar, korkutuyorlardı. Bu o kadar öyle ki, 03-04'te, 4-1'lik muhteşem bir ilk maçın ardından kendi evlerinde Milan'ı, geçen sezonun Cl şampiyonu Milan'ı 4-0 yenerek, elemişlerdi. Zirve buydu. Belki de bu, Porto'nun Cl'yi kazanmasının yolunu açmıştı.
O sezonun ardından "durdu" Depor. Ligde hep idare ettiler, Cl'ye de uğramadılar hiç, uğrayamadılar. Takım da bir süre sonra dağıldı. O zamanki takımdan şimdi sadece Sergio kalmış sanırım.

O şaşaalı dönemin ardından, zaten takım da orta vaziyette gelir gider iken, aniden o tibünlerin boş halini görmek, üzdü beni. Bir yandan normal bu, yani Barça veya Real gibi bir tarihi, geleneği yok onların. Ama o "El Turco" lakapları sayesinde her zaman bu ülkede onlara sempati beslenecek, tribünler aynı coşku ve doluluğa sahip olmasa da.

0 yorum: