Dime #1


-Ben gerçekten okuduklarımdan çok etkilenen bir insanım ve beni geçen sene şu abi, bu sene de bu abi çok etkiledi. Şimdi onlar kadar yetenekli olmadığıma emin olduğum halde, onlar gibi yazma densizliğini yapacağım. Neden, çünkü cumartesi gecesi yapabileceğim daha iyi bir iş yok, spor salonuna gittim kapalı, oturduğum yer Cleveland'tan bile depresif ve yapılabilecek tek aktivite birkaç arkadaşınızla gece dışarı çıkıp seyyar kokoreççiden kokoreç yemek.

-Tuttuğum takım diye Lakers'tan başlayayım. Hmm, preseason'la birlikte 0-11... Lakers'a sonra değinelim.

-Lakers'ı saymazsak Opening Day'in en önemli olayı Celtics-Heat'ti tabii ki. Lebron'un malum decision'ından bu yana Doğu'nun ana rekabeti bu iki takım arasında ve bu maçta da rekabeti körükleyecek olaylar yaşandı. Tabii ki esas konu Ray Allen'ın eski takımına karşı ilk kez forma giymesiydi ve off-season'da "telefon numarasını rehberden sildim" diyen Garnett'le aralarında geçecek muhtemel elektriklenmeyi hepimiz merakla bekliyorduk. Ha n'oldu, Ray selamlaşma merasimini oyuna girdiği dakikaya bıraktı, bench'te oturan Garnett'in sırtına şöyle bi' dokundu. KG ise Ray'in yüzüne bile bakmadı, heheh. Daha sonra Boston Globe'a da "I just saw the Heat uniforms and obviously he’s on the other side and I just tried to play the game, man.” demiş. Eh düz mantıkla evet ama olayın arkasında çok daha başka şeylerin olduğu belli. Tabii ben bu paragrafta Rondo ile Wade sürtüşmesine de değinecektim ama Garnett-Ray'i çok uzattık. Pas geçiyorum.

-Nerede okuduğumu cidden hatırlamıyorum (hatırlasam link koyardım) ama bir yerde Pop'un en nefret ettiği şeylerin başında ulusal kanallarda yayınlanan maçların ilk çeyreğinden ya da üçüncü çeyreğinden sonra koçlara sorulan sorular olduğunu okumuştum. Ayrıca kendisinin röportajlarda (muhtemelen 7-8 top kaybı yapıp 10 fark yedikleri bir çeyrekten sonra "koç takımınız 28-18 geride, sizce sorun nerede?" gibi abuk sorulara cevap vermekten sıkıldığı için) oldukça garip cevaplar verdiğini, bunu severek yaptığını ve en sevdiği tatil şehrinin Montana olduğunu biliyoruz. Spurs, Thunder'ı Tony Parker'ın buzzer-beater'ıyla yenerken üçüncü çeyrekten sonra David Aldridge ile şöyle bir röportaj geçti aralarında. Aldridge koça şut seçimiyle alakalı ne kadar mutlu olduğunu soruyor, koç da "Happy? Happy? Happy's not a word we think about in the game, think of something different. I don't know how to judge 'happy.' We're in the middle of a contest. Nobody's happy." diyorhahahahah çok seviyoruz.


-Westbrook sezona bomba gibi başladı. YİNE. İlk iki maç istatistikleri 18-8-5 ve 32-5-6 ama herkesin aklında tek bir pozisyon var: Tık. Zaten 20/32 ile 43 sayı atıp, 7 ribaunt ve 5 asistle oynadığı geçen senenin final serisi 4. maçını da kimse Westbrook 20/32 ile 43 sayı atıp, 7 ribaunt ve 5 asistle oynadı diye de hatırlamıyor.

-Grantland'de şöyle bir yazı okudum geçen, bu kategoride ligin henüz ikinci günü itibariyle Enes Kanter üç boy farkla öne fırladı. Dallas Mavericks'i yendikleri maçtan sonra Halloween ayağına soyunma odasında gazetecilerin karşısına Undertaker olarak çıktı. Evet, muhtemelen hiçbiriniz tanımıyorsunuz. Uyuyamadığınız gecelerde zap yaparken Fox Tv'ye denk gelenleriniz dışında. Videoyu izlemenizi şiddetle öneriyorum: Tık. Bence Enes'ten daha komik olanı kostümün Indiana Jones kostümü olduğunu düşünen kadın gazeteci. Indiana Jones, cidden?

-Ligin ilk birkaç gününe damga vuran olayı: James "the bearded one" Harden. Kendisinden haz etmem. Hiç sevmediğim OKC Thunder'ın, en nefret ettiğim oyuncusuydu. Ama çok özel bir oyuncu. Lig başlamadan henüz 24 saat önce takasla Rockets'a gitti. Rockets şu an 2-0 (Lakers 0-3) ve James Harden iki maçta toplam 82 sayı attı. Toplam 82 sayı. 82. Takasla ilgili Fritz yine şöyle güzel bir yazı yazmış, ben takasa girmeyeyim de Harden'ı sonunda bir takımın lideri olarak izlemek keyif verdi, veriyor, verecek. Thunder yine fena takım değil ama artık tribünlerinde böyle enstantaneler göreceğimiz salon sıklıkla Toyota Center olacak.


-New York'taki Sandy kasırgasından etkilenenlerden biri de Amar'e. Yukarıda gördüğünüz gibi arabası sular altında kalmış. Keşke kasırganın bir insan üzerindeki maksimum etkisi arabasının sular altında kalması olsaydı. New York'taki maddi zarar 50 milyara yakın ve 150'ye yakın sayıda vatandaşın hayatını kaybettiği söyleniyor. Brooklyn Nets'in, Knicks karşısındaki debut maçı da iptal oldu. Ha iki gün sonra Knicks içeride Miami'yle maç oynadı ama o neden bilmiyorum. Hani madem onu iptal ettin, onu da ettin. Onu etmedin, onu da etmedi. Eeeh, ne diyorum (diyemiyorum?) lan ben. Wade efendi de konuyla alakalı "We shouldn't B hre 2 play a basketball game when theirs so many families obviously still R affected by #Sandy" tweet'i atmış. Aslında perde arkası biraz daha karışık ve sonuç olarak Wade yine sen haksızsın ibne ama elim, kolum, gözüm yoruldu.

-Lakers... Lakers... Gerçekten başlayamıyorum. Bu konuya sonra değiniriz. Zaman tanıyalım. Zaman tanıyalım. Biraz daha...

-Çaylaklarla ilgili de birkaç yazacağım vardı ama şimdilik bu kadar diyelim. Ya da ha(y)di çok ucundan bir şeyler ekleyeyim. Varejao rol çaldı ama açılış maçı hakkında benim en merakla beklediğim konu Waiters-Beal rekabetiydi. Beal'ı kolejde fazla izlemediğimden, Waiters'ı ise Beal'dan fazla izlediğimden (1 kez) ben Waiters'çıyım. Kendisi de Beal'dan daha etkiliydi ve 17 sayıyla takımının maçı kazanmasını sağlayan isimlerden biri oldu. Anthony Davis henüz debut maçında beast mode'u açtı ama ertesi maçta sakatlanarak maçı yarıda bırakmak zorunda kaldı, hoş değil. Bir de Lillard var tabii, kağıt üzerinde tekkaş'ın en büyük rakibi olacağı söyleniyordu ROY yarışında, henüz iki maç izledik ama saha içinde de bunu kanıtlarcasına iki maç oynadı.

-ROY demişken, eeeeh. Ben haftanın cevabıyla yazıyı bitiriyorum. Bundan sonra ne bileyim böyle 4-5 günde bir, ya da yoğun falan (önümüz vize haftası) olursam 7-8-9 günde bir bu seriyi devam ettirmeyi planlıyorum. Blogda herkesin bir serisi var, benim neden olmasın :(

Soru: When do you expect the Nets to win an NBA championship?
Cevap: In June.

Brooklyn Nets'in sahibi Mikhail Prokhorov. Röportajın tamamı için: Tık.

0 yorum: