Tüyap Notları - 3


Hem bir kitapçoksever, hem de senede (en az) 2 kez falan İstanbul'a gelen biri olarak, neden şimdiye kadar hiç Kitap Fuarı'na gidemedim, anlamak ve açıklamak zor. Ama nihayet başarabildim. Tabii "başarabildim"i birkaç farklı anlamda kullanıyorum. Malum... Gitmişken dedim notlar halinde bahsedeyim bari. Bir daha gider miyim o da şüpheli zaten.

- "İstanbul Dünyanın en güzel şehri" ile "İstanbul'da yaşanmaz abi"yi nasıl birbirine bağlamak gerek bilmiyorum. İstisnalar hariç yukarıdaki ikili herkes için geçerli.

- Evden çıktıktan 2 saat sonra fuar alanına vardık. Efendi gibi ulaşabilmek için biraz farklı yöntemlere başvurduk. O yüzden normali 1.5 saat filan olurdu belki. Bu konuda acayip bir örnek var, diğer maddelerden birinde bahsedeceğim ondan. Metrobüs'ün oraya kadar gitmesi güzel de, Metrobüs'ün kendisinde sorun var. İstanbullu biliyor ne demek istediğimi zaten.

- Giriş öğrenciye beleşmiş. Sanırım hep öyle. O güzelmiş bak.

- Kitap Fuarı'na girişi nedense başka bir fuarın içinden geçirip vermişler. Şu fuar. Mecburen öyle yapmış olabilirler tabii, ama biz tespit yapma hevesiyle "herifler 'vatandaş şuradan geçsin de 2 sanat görsün' demiş olabilirler yea" çektik.

- Girerken zaten "ulan kaç salon var, nasıl gezeceğiz, ne yapacağız" derken, girdikten sonra bu soruyu bir kenara bırakıp gelişine giriştik.

- İlk defa böyle bir tecrübe yaşadığımdan, benim için öncelik, ortamı görmekti. İşin alım kısmı sonra geliyordu. "Duruma göre" bakacaktım.

- Eğer tek başıma olsam, her yeri karış karış gezerdim belki, ama 3 kişi olduğumuzdan biraz daha süreyi ekonomik kullanmam gerekiyordu. Öyle yaptık sayılır zaten. İçerde 1.5-2 saat arası vakit geçirdik. Hemen hemen her yerden de 1 defa geçtik -sanki.

-Yanlış görmediysem, kodaman yayınevleri her salonda birer stand açmış. Yanılıyor da olabilirim, çünkü çok gir-çık yapınca bildiğin başım döndü. Belki hepsi aynı yerlerindeydi de, ben öyle anladım.

- Can Yayınları böyle şekilli bi' şeyler yapmıştı. Ama o şekillerin yanında naylon ambalaja sarılı kitaplar... Şunu bir terketseler amına koyim ya.

- Bazıları şekilli standı falan geçip, KAT ÇIKMIŞ. Artık "Fuar'da teras keyfi :))" diye tivit mi atıyorlardır bilmem.

-  Kitap alınan standlarda muhabbetler falan geçti tabii. İş Bankası Yayınları'nda kasada duran hanfendi, gayet tatlı bir biçimde, aldığım kitapların birinden "ay ben de ne zamandır alıcam onu, baskısı bitecek diye korkuyorum"şeklinde bahsetti mesela. Kendisine buradan selam ediyorum. Tıvaytır adresim sağ tarafta bulunuyor.

- Yine aynı standdaki 2 eleman, Attila İlhan'ın şu kitabını alacakken "abi Fena Halde Leman var mı orda... Yokmuş. Bak onu kesin oku. Baskısı kalmamış ama bulursun..." çektiler. Sağolsunlar tabii de, ben o arada onlara "hacım ben o kitaba başladım ama nedensiz yere yarıda bırakmıştım" diyemedim.

- Fuar'da neredeyse 5 yıldır görüşmediğim bir arkadaşa rastladım. Harika oldu. Adam taa Kayışdağı'ndan gelmiş kız arkadaşıyla falan. "Sabah geldik abi, o zamandan beri burdayız" dedi. Yine sabaha anca dönerler herhalde. Kız arkadaşı da "7 tane kitap çaldık" şeklinde bir cümle sarfetti. Becerebilsem ben d-

- Fuar alanında şu meşhur "kitapçıda bir kızla tanışmak/aşık olmak" geyiğine uygun bazı arkadaşlar vardı haliyle. Ama ortam çok kalabalık. Yoksa...

-Etrafta koşturan bir sürü velet vardı. Yani şu soru bankası/öss/kpss vs. bölümünü kastetmiyorum. Oraya girmedik bile zaten. İnşallah ortamdan biraz olsun feyz alırlar.

- Okumuşsunuzdur sağda-solda elbette, yüzde 20-25 civarı hep indirimler. Fakat... Kabalcı for president ya. Mekanlarında kendi kitaplarına hep yaptıkları gibi, burada da yüzde 50 indirim vardı. Allahım inanılmaz. Çok geniş bir ürün yelpazesi yok belki, ama hani o konularla ilgilenen adamlar için büyük sevap.

- Mustafa Armağan'ın imza günü vardı. Böyle kuyruk falan.

- Ya bütün türbanlı kızlar Esra Elönü'ne benziyor sanki. Yetkili arkadaşlar bu konuda yorum yaparsa sevinirim.

- Katılımcılar arasında bazı sahaflar da vardı. Sahaf Festivali'ni kaçıranlar için fırsat. Tabii hepsi yok ama, büyük başların çoğu oradaydı.

- Penguen standında Hayvan'ın duble ciltleri 4 liraydı. Sonuncusunu ben aldım hohoh.

- Bir daha bu fuara gelir miyim, gelirsem ne zaman gelirim bilmem. Yani ben Avcılar'dan öteye gitmemiştim mesela, şu "abi Kitap Fuarı'na gitmek için pasaport-vize işlemlerini başlattım" tarzı geyikler azmış bile. Hak verdim. Az daha ilerlesek zaten Akçay'a varırdık. Ulan Egemen nerdesin a.k.

- Bazı kitabevlerinin de standı vardı ve onlardan biri, bizim Altınoluk'da da şubesi bulunan Ezgi Kitabevi. Standda Altınoluk şubesine bakan abilerden biri vardı, herifi gördüm ama yanına gidemedim, kaynadı o arada. Ayıp mı ettik ki. Neyse, yazın gidince anlarız.


4 yorum:

Umut Naderi dedi ki...

Hocam senin fuara gidişin ile en üstteki foto arasında bağlantı kuramadım :) Açıklar mısın?

L dedi ki...

alaka yok zaten. mesele o.

rtamer18 dedi ki...

sırf seninle tanışmak için gelirdim dilekçedeki imzanın fake olduğunu anladılar yolun yarısında okula geri yolladılar :(

L dedi ki...

askdlsajlksjd olsun, denk geliriz inşallah başka yerde.