-Kobe Bryant NBA tarihinde 30.000 sayıya ulaşan en genç ve beşinci oyuncu oldu. Videoda kariyerindeki milestone'lar gösterilmiş. Biraz ahlaksız. Aynı zamanda içeride Magic'e kaybettikleri maçtan sonra
"I’ll kick everybody’s ass in this locker room if it doesn’t happen." diye açıklama yaptı. "Everybody" dese de kimden bahsettiği açık. Lakers o Magic maçından sonra oynadığı üç maçtan sadece birini kazanabildi. Şu anki durumları 9-11. Tesadüf?-Madem ilk bölümü süper yıldızlara ayırdık: Lebron James. Ondan başka aynı sene içerisinde hem NBA MVP'si, hem finaller MVP'si, hem NBA şampiyonu, hem de Olimpiyat Altın Madalya sahibi tek bir oyuncu var: Michael Jordan. İşte süreç her ne kadar zorlu olursa olsun adınız Lebron James ise kaybedenden kazanana geçmek kolay oluyor. Hepsinden önemlisi ise Sports Illustrated tarafından Sportsman of the Year ödülünü kazanmak. “It’s very humbling. It was a long journey. Going through what I went through my first year here, making the transition from Cleveland and ultimately winning a championship, it makes it sweeter. It’s a challenge when everything you do or say can be used against you, the thing that’s helped me is that I’ve been watched and followed since I was 16 years old. They praise you and you make one mistake and they bring you down. They praise you again and then bring you down again so I’ve had a lot of hardships, but it all makes it sweeter in the end.” demiş ESPN'e. Saygım sonsuz ama bütün bu başarıları Cleveland'da kazansa, en azından orada çabalasa daha iyi olmaz mıydı? Konuyla alakalı bir yazı tabii ki Fritz başkandan.
-We Need to Talk About Kevin. Ne zamandır listemde olan bir film ama izlemek daha nasip olmadı. Alican Şengül kardeşimi de unutmadım, konuyla alakalı şu yazısı var. Benim bahsetmek istediğim Kevin ise Durant olan. Ligdeki 6. yılı ve şimdiden muazzam bir olgunluğa erişmiş durumda. Lige girdiğinde de çok potansiyelli bir süper yıldızdı ve inanılmaz bir skor gücü vardı ama sadece bu. Altıncı yılında ise bu ligde bir çok veteranın yaşamadığı kadar tecrübe yaşadı ve tam anlamıyla all-around bir süper star artık. %51.5 kariyerinin en iyi şut yüzdesi, %45.7 kariyerinin en iyi üçlük yüzdesi, %90.1 kariyerinin en iyi serbest atış yüzdesi. Yetmez. 8.6, 4.4, 1.5 ve 1.5 da sırasıyla ribaunt, asist, top çalma ve blok rakamları ve onlar da kariyerinin en yüksek rakamları. Bütün bunları maç başına 27.0 sayı atarak yapıyor ve Harden'ın gidişiyle kan kaybetmesi beklenen Oklahoma City Thunder'ı 16-4 ile Batı zirvesinde tutmayı başarıyor. "My game, I just want it to keep evolving. I've been more focused on being a better leader, and that's just getting everything I can out of everybody on the floor." ve her şeyin farkında.
-NFL demişken, bu sene ligin üzerinde resmen kara bulutlar var. Dallas Cowboys oyuncusu Josh Brent alkollü araba kullanırken kazaya karışmış ve bu kazada da yanında oturan takım arkadaşı Jerry Brown ölmüş. Bu yüzden de Brent tutuklanmış. Brent ve Brown Illinois'de beraber okumuşlar ve iyi bir arkadaşlarmış. Kazanın olduğu gece beraber bir partiye gitmişler ve parti sonrası olaylar gerçekleşmiş. Brent bu sene Cowboys'un bütün maçlarında oynarken hayatını kaybeden Brown ise antrenman kadrosunda bulunuyordu. Geçtiğimiz hafta ne olmuştu? Kansas City Chiefs oyuncusu Jovan Belcher, silahıyla önce kız arkadaşını öldürmüştü, sonra da kendi göğsüne ateş ederek intihar etmişti. Sıradışı.
-Lige dönelim. Geçtiğimiz perşembe TNT maçında sahasında Tim Duncan, Tony Parker, Manu Ginobili ve Danny Green'den yoksun Spurs'ü zar zor yenen Miami Heat bu hafta yine TNT maçında Carmelo'suz Knicks'e kaybetti ama ne kaybetmek. Büyük ihtimalle 44 üçlük denemesi bir NBA rekoru değildir ama kulağa çok freak geliyor. 91 şut denemesinin 44'ü üçlük dersem durum biraz daha extraordinary oluyor. 44 üçlüğün sadece 18'i isabetli ve böyle deyince rakamlar biraz normale dönmüş hissi uyandırıyor ama hayır bu .409 orana tekabül ediyor ve yine gayet yüksek bir yüzde. Sheed'in 0/6'sı olmasa bu yüzde yarının da üzerine çıkacak, korkutucu. Knicks, Heat'e bu sezon sahasındaki ilk mağlubiyeti tattırdı ama esas olay, bunun James-Wade-Bosh üçlüsünden bu yana Heat'in sahasında aldığı en ağır yenilgi olması. Geçen senenin 4 Nisan'ında Grizzlies'ten 15 yemişlerdi, bu sayı Knicks'le beraber 20'ye yükseldi: 112-92. Tekrarlıyorum, Carmelo Anthony yok. Tabii Anthony olmayınca hücumlar Felton'a ve iyi alan paylaşımına kaldı. Onlar da biraz iyi alan paylaştılar. Knicks ligin en çok üçlük deneyen ve isabet bulan takımı ama her zaman böyle gününde olmayacakları aşikar, ki hemen bir sonraki maçta Bulls karşısında 8/23'te kaldılar ve maçı da 93-85 kaybettiler.
-Bir de bu maçla alakalı bir istatistiğe daha değineceğim. Ligin en çok teknik faul yiyen takımı New York Knicks. Bu maçta da Jr. Smith teknik yedi ve sezon içinde yediği teknik faul rakamı üçe yükseldi. Jr.'ın bir de flagrant-1'i var. Knicks'te Melo 5 teknikle Cousins ile beraber ligin zirvesinde. Tabii ki Sheed 4 teknikle onları izliyor. Jr. 3 teknik, 1 flagrant-1 ve Tyson Chandler 1 teknik, 1 flagrant-1. Sheed ve teknik demişken, nasıl Kobe tüm zamanlar sayı sıralamasında basamakları birer birer geçiyorsa Sheed de aynı basamakları teknik faul sıralamasında aşıyor. 317 ile üçüncü sırada şu an. Önündeki isimler 329 ile Charles Barkley ve lider 332 ile Karl Malone. 16 teknik faul daha alırsa tüm zamanlarda ilk sıraya yerleşecek. Sheed'den bahsediyoruz. Alacaktır.
-76ers bir öyle bir böyle gidiyor ve istikrara kavuşmaları için Bynum'dan gelecek haber çok önemli. Bynum ise sezon başından beri kenardan maçları izliyor ve bu durumdan hoşnut gibi gözüküyor. Gelen son haberlere göre dizinden bir muayene daha olacakmış 20 Aralık'ta ancak geçenlerde şöyle bir yazı okudum ve nedense hiç garibime gitmedi. SLAM editörlerinden Tzvi Twersky, Bynum'ın eski bir takım arkadaşıyla iletişime geçmiş ve bu isimden Twersky'e gelen bir mesaj şöyle; "I do know that I’ve never met another player in the league who likes basketball less than Bynum.” ligin en iyi iki pivotundan biri, hatta bana göre sadece hücum baz alınırsa ilki ama basketbolu sevmiyor. Çok yazık. O eski takım arkadaşı da kesin Luke Walton'dır he.
-Kasım başlarında Grantland'de Hakeem Olajuwon ve Ralph Sampson'lı Houston Rockets'in hikayesi yayınlandı. Oyuncuların, rakip oyuncuların, koçların hatta hakemlerin ağzından. Efsanevi iki şampiyonluk öncesi dönem, Olajuwon'un ilk seneleri falan. İkiz kulelerin doğuşu, dağılışı, Celtics'e finalde kaybedilen sezon, uyuşturucu skandalıyla dağılan takım, Sampson'ın takası vesaire. Franchise'ın ne zorluklar yaşayıp da iki şampiyonluğa ulaştığını birinci ağızlardan okuyoruz. Belgesel tadında. Ben bir haftada falan anca bitirebildim sindire sindire ama şiddetle tavsiye: TIK!
-"Doesn't he look like Doc Brown from 'Back to the Future'?" Robert Sacre. Mitch Kupchak'ten bahsediyor... İyi haftalar efendim :(
3 yorum:
Bu Josh Brent ayısı, ki bu tipi yolda görsen kaçacak delik ararsın, tutuklu şimdi, 2-3 yıl hapis yatcak muhtemelen, polisler götürürken soruyorlar ne düşünüyorsun hapis felan, "ben en iyi arkadaşımı kaybetmişim, yemişim futbolunu da hapisini de" türünden bir cevap veriyor.. Daha da toparlayamaz o.
Bu arada bu yıl Texans götürür kupayı.. Houston'dan sevgiler.
abi yorumu yeni gördüm o yüzden geç cevaplıyorum, texans iki önemli maçında packers ve pats'e karşı resssmen tosladı. ben hala onların bu sene de playoff'ta yapamayacağını düşünüyorum ama seneye bir numaralı favori olabilirler.
Yorum Gönder