ALACAKARANLIK YILLARI
-- 2011
Kobe’nin Hakaret Cezası:
Bryant’ın anlık öfke patlamaları ve şeffaf yaklaşımları, her
zaman kariyeri adına başlıklar olmuştur, ama Colorado davasından beri yüzleştiği
en büyük ihtilaf, 2011’deki bir Spurs maçında kendini küfürle ifade etmesi ve
ağzından çıkan anti-gay hakaretlerdi. Bir faul düdüğüne sinirlendikten sonra,
sandalyeyi tekmeledi ve hakem Bennie Adams’a doğru “siktiğimin ibnesi” diye
bağırdı. Daha kötüsü, bu sözler, ulusal kanal televizyonu tarafından, ağzından
çıkarken yakalanmıştı.
NBA Komisyoneri David Stern bu olaya Kobe’ye 100.000 $ ceza
keserek ve yeni bir beyan sunarak cevap verdi. “Basketbolun ne kadar duygusal
bir oyun olduğunun farkında olsam da, bu kadar tatsız bir olay asla tolere edilmemeli,”
dedi Stern ve devam etti “Kobe ve NBA ile ilişkili diğer herkes bilmelidir ki, duyarsız ve aşağılayıcı söylemler kabul edilemez ve bizim topluluğumuzda
bunlara yer yoktur.” Bryant, hareketlerini “oyunun sıcaklığıyla yapılmış bir
hayal kırıklığı” olarak tanımlasa da eylemci grupların, resmi olarak özür
dilemesi gerektiği eleştirileriyle karşı karşıya kaldı.
Bu çileden sonra, zaman içinde Kobe, homofobik dilin
karşısında daha proaktif bir vaziyette yer aldı. 2013’te “Birisinin moralini
bozmak için ona ‘gay’ demek kabul edilemez” diye tweet attı. Aynı yıl, Magic
Johnson’ın homoseksüel oğlundan da destek gördü. “Tahammül edemediğim şey
insanların tahammül eksikliğidir” dedi Bryant. Daha sonraki günlerde Jason
Collins olayı ortaya çıkacak, ve gay olduğunu resmiyete döken ilk NBA
oyuncusuyla ne kadar “gurur” duyduğunu tweet’leyecekti.
-- 2012
Sallanmış Ama Yıkılmamış:
30’lu yaşlarda tam gaz ilerlerken, Jackson, Lakers’tan ikinci
kez ayrılıyor, Lebron NBA’in alfa oyuncusu olmayı sahipleniyor ve Bryant’ın
yeniden şampiyonluk ihtimalleri yavaşça azalıyordu. Dwight Howard ve Steve
Nash’in gelişi, yeni bir şampiyonluk yarışı ihtimalini dürtmek niyetiyleydi, ama
o çekirdek, karakter, kimya ve sağlık sorunları sebebiyle başarısızlığa mahkum
gözüküyordu. 2012’de Kobe, rekabetçi bir winner olduğu kadar, vücuduna
aldığı darbelerle de ün yapmıştı.
Orlando’daki All-Star maçında, Heat guard’ı
Dwyane Wade’den aldığı darbeden sonra burnu kırıldı. Kariyeri boyunca irili
ufaklı geçirdiği onlarca sakatlıktan biri olan bu olay, Kobe’yi 11-12 sezonunun
belirli bir bölümünde maske takmaya (siyah ve beyaz olmak üzere iki renk) zorladı. Bryant, sakatlık
sonrası akıllıca bu acı eşiğini, popülerliğini de kullanarak paraya çevirdi,
maskeyi imzalı bir şekilde bir internet sitesinde açık arttırmaya çıkardı ve 67.100 $’a sattı.
Daha sonra, 2012 London Olimpiyat Oyunları’nda Bryant bir
kez daha Pau Gasol’ün İspanya’sını devirerek, kariyerinin ikinci Olimpiyat Altın
Madalyası’na ulaştı. Londra yolculuğunda Bryant, 2012 Dream Team’in Jordan’ın
1992 Dream Team’ini yeneceği açıklamasını yaptı. Jordan bu fikri “son derece
komik” olarak değerlendirdi ve bütün bunların ancak Kobe’nin hayal dünyasında
olabileceği imasında bulundu. Bryant ise Jordan hakkında “Benim ne kadar kötü
bir piç olduğumu biliyor” dedi: “Kafam güzel değil, yenebileceğimizi
biliyorum.”
Bu atışma, tipik Jordan’dan ve tipik Kobe’den, yani CV’leri
yüzüklerle ve madalyalarla dolu iki efsane oyuncudan bekleyebileceğiniz türden
bir atışmaydı. Jordan hala şampiyonluk sayısında Kobe’nin önünde olabilirdi
(6-5), ama bu, Kobe’nin herhangi tarihsel bir tartışmada geri adım atacağı
anlamına gelmiyordu.
-- 2013
Kobe’nin Aşilleri Pes
Ediyor:
Kaç Hall of Fame oyuncusu, kariyerinin özetinin, sezon
bitirten korkunç sakatlık esnasında ortaya çıktığını söyleyebilir? Çoğu değil
ama, Bryant onlardan biri. Lakers’ı son bir gayretle 2013 Playoff’larına sokmak
için sırtlarken, sıradan bir potaya drive’da aşillerini kopardı Kobe Bryant. İki
gece önce Portland’a karşı alınan galibiyette rakip potaya 47 sayı yağdırmıştı,
şimdiyse 34 yaşındaki efsanenin kariyeri risk altındaydı.
Bryant, maçtan sonra soyunma odasında bunun kariyerinin “açık
ara” en büyük hayal kırıklığı olduğunu ima ettiği son derece duygusal bir
röportaj verecekti, ama önce işe devam etmesi gerekiyordu: Acı verici sakatlığa
rağmen Kobe faul çizgisine yöneldi ve kenara gelmeden önce iki serbest atışını
da sayıya çevirdi. Bryant’ın rekabetçiliğini bundan iyi özetleyen bir an
olamazdı.
Hala, bu sakatlık, izlerini taşıyor, ve sadece Nike spor
ayakkabılarının topuk kısmına kırmızı dikişlerle süslediği ve aşil sakatlığını
simgelediği iz değil, gerçek anlamda Bryant’ın oyunu bir daha asla tam olarak
iyileşmedi. Hem 2013-14’te hem de 2014-15’te Kobe sezonu, sezon bitiren
sakatlıklarla kapatmak zorunda kaldı. Kariyerinin son virajını ani bir şekilde
dönmüş olduğunu farkediyor gibiydi.
“Saçmalık bu! Bütün bu antrenmanlar ve fedakarlıklar, daha
önce milyon kez gerçekleştirdiğim bir adım atma yüzünden uçtu gitti. Bu
düşkırıklığına katlanılamaz,” yazdı Bryant o unutulmaz Facebook post’unda,
“Sinirlerim köpürmüş durumda, bu saçmalık neden başıma geldi?!? Hiçbir anlamı
yok. Şimdi bundan kurtulmak ve 35 yaşında döndüğümde aynı oyuncuya dönüşmek
zorundayım?!? Nasıl bir dünyada bunu gerçekleştirebilirim?? Hiçbir fikrim yok.
Bu şeyin üstesinden gelebilmek için istikrarlı mı olmalıyım?”
“Belki de sıramı savmamın ve kariyerimi bu sakatlıkla
anmamın vakti geldi. Belki benim kitabım bu şekilde bitiyor. Belki babalık
kariyerim beni yendi… Ve belki de hayır!”
Lakers sözleşme konusunu olabildiğince Kobe’ye bıraktı ve
iki yıl 48 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladılar. Solmak üzere olan bir
yıldız veya değil, Kobe NBA’den ligin en fazla maaş ödenen oyuncusu olarak
ayrılacaktı.
-- 2014
Kobe, MJ’i Geçiyor:
Jordan’ı idol alarak ve onunla kıyaslanarak harcanan bir
kariyerin sonunda Bryant, Aralık ayında eski Bulls yıldızına karşı en büyük galibiyetini
perçinledi. Timberwolves’a karşı atılan iki serbest atış sonrası, Bryant
Jordan’ın 32.292 sayısını geçerek tüm zamanların en fazla sayı atan üçüncü
oyuncusu ünvanına erişti. Buna ulaştığında Jordan’dan yaklaşık 200 maç fazla
oynamış olsa bile, bu başarı, Kobe’nin uzun ve istikrarlı kariyerinin,
agresifliğinin ve gösterişliliğinin, yükselen oyunun altını çiziyordu. Aşil
sakatlığından geri dönebilmesi için
gereken kararlılıktan bahsetmeye gerek bile yok.
"Bu çok büyük bir onur, benim için çok uzun yolculuktu,” dedi Bryant maçtan sonra ESPN’e “Her şey çok hızlı gelişti. Bu noktada olabilmek
harika hissettiriyor. Jordan’dan çok şey öğrenmeye çalıştım. Bana tavsiyeler
vererek ve mentörlük yaparak çok şey kattı, başarımın ve kariyerimin büyük bir
kısmı onun sayesinde şekillendi. Bu ilişki, benim için her şey anlamına
geliyor.”
Daha sonra Bryant, 33.000 sayıyı geride bıraktı ve kariyerini
guardlar arasında bu alanda zirvede noktalayacak. Sadece Kareem Abdul Jabbar ve
Karl Malone onun önünde. Jordan da Associated Press’e verdiği röportajda onun
bu başarısını “Kobe’yi bu kariyer taşına ulaştığından ötürü tebrik ederim”
diyerek onurlandırdı: “Kesinlikle harika
bir oyuncu. Oyuna karşı çok güçlü bir iş ahlakı ve aynı düzeyde güçlü tutkusu
var.”
Kobe, Emekliliğini Açıklıyor:
Zaman geldi.
Kasım sonunda, 37 yaşındaki Bryant şu başlığı verdiği
şiiriyle beraber tüm dünyaya 2015-2016 sezonu sonunda emekli olacağını
açıkladı: “Sevgili Basketbol”
“Bu sezon elimde olan her şeyi verdim.” diye devam etti Bryant, “Kalbim bu ritmi kontrol edebilir, aklım bu eziyetin üstesinden
gelebilir ama vücudum biliyor ki artık veda zamanı geldi.”
Akşamındaki basın toplantısında Bryant muhabirlere bu
emeklilik açıklamasının ona rahatlama hissiyatı verdiğini belirtti.
“Artık bunu daha fazla yapmak istemediğimi kabul etmek
zorundaydım” dedi, “Ve buna tamamım, omuzlarımdan büyük bir yük kalktı. Bu
doğru bir karardı ve bu kararımla barışığım.”
Ligin en savaşçı kişiliklerinden birinin yaşlılığa boyun
eğdiğini kamuoyu önünde kabullenişini duymak tuhaf olsa da, Bryant, emekliliğini
açıklamaya çalışırken olaya optimist açıdan bakan bir filozofa dönüşmüştü.
“Artık karşımdaki savunmacıların canına okuyamayacağım
gerçeğindeki güzelliği görebiliyorum. Sabah kalkınca vücudumda oluşacak
ağrıların güzelliğini görebiliyorum. Bütün bu sıkı çalışmalar sizi bu noktaya
getiriyor, biliyorum. Bu konuda üzgün değilim. Bu konuda minnettarım.”
Kobe, kariyerindeki zıtlıkları benzer oranda kabullenmekten çekinmeyen biriydi: Şampiyonluklar ve mağlubiyetler, popülerlik ve kötü şöhret, kilometre
taşları ve yüzleşmeler.
“Buraya ulaşmak için çekilen çileler bu serüveni tamamlayan
kısmı oluşturuyor.” dedi Bryant. Eğer sadece şampiyonluklarınız varsa, bir
düşmanınız olamaz. İnişler ve çıkışlar olamaz. Bu hikayedeki güzellikleri en
çirkin anlarınız oluşturuyor. İşte minnettar olduğum bölüm o anlar.”
-- 2016
SON DURAK:
Bir anda, Bryant’ın emekliliğini açıklamasıyla beraber
içinde bulunduğu durum bir sürü yeni viraj ve dönüm noktasıyla bucaktan bucağa
kat edilen veda turuna dönüştü. Kevin Durant, Lebron James ve Draymond Green
için imzalanan ayakkabılar, Philadelphia ve Boston gibi şehirler dahil rakip takım
taraftarlarından gelen ayakta alkışlamalar, Andrew Wiggins ve Devin Booker gibi
geleceğin yıldız adaylarıyla girilen düellolar, Toronto’daki All-Star
haftasonunda Drake ve Magic Johnson’ın da rol aldığı bir övgü töreni.
Bir şekilde, dışarıdaki maçları gösteriye dönüştürüp,
içerideki maçlarda genelde oturarak, Kobe finiş çizgisine gelme işini iyi idare
etti. Bu süreçte kariyerinin en kötü saha içi isabetiyle oynadı ve en acı
verici mağlubiyetini tattı (Mart ayında Utah deplasmanında 48 sayı fark).
13 Nisan 2016’da, Bryant Lakers’ın Jazz’ı konuk ettiği
karşılaşmada Staples Center parkelerine son defa çıkacak. 3 Kasım 1996’daki
başlangıcından tam 7.101 gün sonra finalini oynayacak. Bu sürecin kafamızda yer edebilmesi için hatırlayalım: Kobe’nin ilk maçından iki gün sonra yapılan seçimi Başkan Bill Clinton
kazanmıştı.
0 yorum:
Yorum Gönder