Spurs Falan


Uyarı:Bu yazı bir basketbol sitesi için yazdığım Spurs hakkındaki bir yazıdır. Değerlendirme gibi bir şey. Biz de beleşçi adamlar olduğumuz için, o yazıyı hoop diye alıp buraya da koyuyorum.


35. yılına giren bir organizasyonu seven/tutan biri olarak, mutlu olduğumu belirtmek istiyorum ilk başta. Tabii bu mutluluğun esas sebebi, bu 35 yıllık takımın içinde bulunduğu ligi son 10 yıl dahilinde domine etmesidir. Belki Miami filan gibi 20 yıllık takım olsak, daha da sevindirici olurdu belki. Sonuçta yeni takımsınız, hamsınız daha. Miami de tesadüf şampiyonluğuna sevinsin diyeyim lafı geçmişken, anca bi' 20 sene sonra yüzük bulurlar onlar. Neyse.

Bir kez daha yeni sezona kazanılan şampiyonluğun ardından "favori" olarak başladık. Bu işler böyle zaten. Mesela Kobe-Shaq'lı Lakers her sezona favori başlardı. Niye? İsim var çünkü. Kadro "kağıt üstünde" kaliteli. 3 yüzük kazandılar, o ayrı tabii. Ama bize ancak, yüzük kazandıktan sonra "favori" payesi verilir. Neden mi? Çünkü biz "kendi halinde" bir takımız. Takımın en büyük yıldızı, lideri, Nba tarihinin en büyük oyuncularından biri olmasına rağmen tevazudan kırılacak neredeyse. Diğerleri deseniz keza öyle. Mülayim, oyununu oynayan, doğruları yapıp kazanmaya çalışan bir takımız. Böyle olunca da pek kimsenin dikkatini çekmiyoruz, anca "sağlam takım" olarak değerlendiriliyoruz. Şampiyon olunca da "aaa" diye karşılanıyoruz. Saçma tabii.

Bu sezon için en kötüsü ne biliyor musunuz: sonu çift haneyle biten yıl olması! Spurs tüm şampiyonluklarını sonu tek haneli rakamla biten yıllarda kazandı. Yani 99, 03, 05 ve 07'de. Yani bu sezon istediğimiz kadar favori olalım -ki öyleyiz- şampiyon olmamız zor. Peki ya şampiyon olursak? O zaman da bu "sonu çift haneyle biten yıl" olayından kurtulduğumuz için, yıl seçmeden -seçiyor muyuz ki?- yüzük peşinde koşabiliriz. Belki saçma tüm bunlar ama, 4 defa gerçekleştiği için de en azından ben inanmak konusunda bir yanlış göremiyorum. Zaten bu sezon da olamazsak şampiyon, olay neredeyse kanıtlanmış olacak. Olmaz inşallah.

Olaya sezon öncesinden bakarsak, Batı'da pek bir farklılık yoktu. Ama Doğu'da Boston mesela bizim için, finale çıkarsak tabii, muhtemel bir rakip olarak görülüyordu. Suns Hill'i almıştı filan bir de.
Ama sezon ortasında işler karıştı. Batı'da herkes azıttı. Takas yapmayan kalmadı. Ve "herhangi" takaslar değidi bunlar da. Direkt "yüzük" için yapılan hamleler.
Suns Shaq'ı aldı, bir yandan da Marion'ı yollayıp Amare hayvanını rahatlattı. Lakers Gasol'ü "çaldı" ve birden Batı şampiyonluğu için, tabii final için de, adı geçmeye başladı. Zaten o gazla da 10 maçlık galibiyet serisindeler şu anda. Benchleri bile coştu, neyse. Dallas ise alacak mı-almayacaklar mı-ne zaman olacak derken Kidd'i aldı. 5 oyuncu artı para (3 milyon) artı 2 draft hakkı verdiler. Çok gibi ama, yüzük geldikten sonra sorun olmaz tüm bunlar. Peki gelir mi? Ben az şans veriyorum açıkçası. Korkutucu oldular evet ama, bu tip projeler genelde tutmuyor sanki. Bkz. 2004 Lakers.
Bu hamleler bir yandan da Spurs'e karşı tabii ki. Yani son şampiyonu yerinden etmek adına. Bu 4 takım çok bir sorun çıkmazsa, Batı yarı finalinde yer alacak. Kıran kırana geçecekleri kesin maçların.
Tüm bu yapılanların işe yarayıp yaramadığını, veya ne kadar yaradığını sezon sonunda anlayacağız elbet. Biz her zamanki oyunumuzu oynadığımız sürece sorun çıkacağını pek sanmıyorum.

Sezonun ilk ayı iyi geçti. 15 maçın 3'ünü kaybettik sadece. Bu takımlar da Dallas, Houston ve Sacramento'ydu.
Aralık ise, nispeten daha az maç oynadığımız bir aydı ve, bu ayda 12 maçın 5'ini kaybettik. Ocak Spurs için fazlasıyla kötü geçti. 2 tane 2 maçlık, bir tane de 3 maçlık mağlubiyet serilerimiz oldu. Bu ayda toplam 8 mağlubiyet aldık. Yani oynadığımız maçların yarısını kaybettik. Ama tecrübeden olsa gerek, yine toparlamayı başardı Spurs.
Ocak sonunda başlayan 9 maçlık deplasman turunun 3 maçını kaybettik.
Aralık sonundaki o kaybettiğimiz 3 maç sonrasında oynanan 12 maçın 11'ini kazandık. Son 7 maçı da arka arkaya kazandık. Arada bir tek Boston mağlubiyeti var. O da garip maçtı zaten.
Şu anda karışık Batı'da 2.yiz. Lakers'ın 2 galibiyet arkasında. Batı, normal sezonun sonuna kadar böyle devam edecek gibi. Onun için bu sezon, diğerlerinden daha fazla önemli, nereden Play-off'a gireceğimiz. Mesela şu anda lig bitse Rockets'la oynuyoruz. Ve bu iyi bir eşleşme. Yao'suz Houston. Çok direnemezler.

Bu sezon da daha önceleri olduğu gibi, evimizde çok iyiyiz, üstünüz. Yaptığımız 29 maçın 24'ünü kazandık AT&T Center'da. Evinde bu kadar iyi oynayan 3-4 takım daha var işte ligde.

Bu sezon da "yüzük için şampiyon takıma gelen veteran" hadisesini yaşıyoruz. Bu kez şanslı isim, Damon Stoudamire. Sağolsun pek bir katkısını göremedik şimdiye kadar. Maç sonunda istatistiklere bakarsanız, genelde 0/4 üçlük isabet oranı gibi bir şeyler göreceksiniz. Umarız Play-Off'ta kendisi yararlı olur takıma. Şu anda bunu beklemekten başka çaremiz yok açıkçası.

Kısa zaman önce Batı takımlarının takas rüzgarına kapılıp biz de bir takas yaptık. Sonics'ten Kurt Thomas'ı aldık. Barry, Elson ve 09 1. tur draft hakkı karşılığında. Ben sıcak bakıyorum bu takasa açıkçası. Pota altında bize faydalı olacaktır Thomas. Neler yapabildiğini biliyoruz.Ona karşı verdiklerimizden Barry pek içime sinmemişti ama o da Sonics tarafından waive edildi. Biz dahil birkaç takıma gelme olasılığı varmış. Umarım geri döner. Ona ihtiyacımız olduğu kesin.
Bir ara "Ron Artest"i alacağımız yolunda haberler gördüm. İyi hoş gelsin de, karşılığında kimi vereceğiz, işin o kısmı önemli. Eğer "yüzük için adam olurum" diyorsa gelsin tabii. Gerçi eski arıza halleri çok yok gibi ama, bilemiyorum.

Sonuç olarak:Bu sezon Play-Off'lar çok daha zorlu geçecek gibi. Yani zaten "çift hane ile biten yıl" olayı var, bir de Batı'da millet yüzük için kafayı bozup takas delisi olunca ve kadrolar bir kat daha güçlenip iddialı hale geldiği için işimiz zor olacak. Eğer bu sezon, Batı ve Nba'in bu halinde de yüzüğe ulaşırsak -hem de "08" e rağmen- sanırım bir kez daha ne kadar iyi bir takım olduğumuzu kanıtlamış olacağız. Bir şartla ki, sakatlıklar yolumuza "daş" koymazsa. Parker iti yatakta belini ağrıtıp bizi Damon'a muhtaç etmezse...

0 yorum: