Kürdan


Geçen sezonun Panini NBA kartları serisinden. Şu velet olmasa da iyice tiksinsek kendisinden.

Nerden Nereye 167





Meyan



PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilk röportajı yapan Yalçın Küçük, birçok şeyden olduğu gibi, Galatasaray ve futboldan da anlamayan bir yazar. Bekaa'da tişörtü ve bermudasıyla "Kardeşim Apo"yu dinlerken, bir ara ilginç bir kesinti olduğu söylenir.

Apo, "Hocam, izin verirseniz, iki saat kadar bir işim var, siz burada dinlenin, ben işim bitince geleceğim" der ve Küçük'ün yanından ayrılır. İki saat sonra Apo, Küçük'ün yanına geldiğinde çok bozuk bir ifade taşımaktadır.

— Sevgili Başkanım, hayrola bir şey mi oldu?

Sorma hocam, bizimkiler üç tane yedi!

Küçük, Apo'nun bu açıklamasını bir çatışmada üç gerillanın öldürülmesi olarak anlar.

— Ya öyle mi? Nerede?

İzmir'de!

Küçük'ün merakı iyice artmıştır. Demek ki PKK'nin İzmir yöresinde de silahlı faaliyeti var, diye düşünür. Küçük, ayrıntı peşindedir:

— Peki Başkanım, nasıl olmuş, ayrıntılı bilgi alabildiniz mi?

Radyodan aldık, naklen veriyor, zaten sürekli dinleriz

diyen Apo'ya garip garip bakmaya başlar Yalçın'ların Küçük'ü. Önce "Yahu radyo PKK'nin çatışmalarını ne zamandan beri naklen yayınlamaya başladı?" diye sorar kendi kendine, sonra da "Radyo" deyiminden PKK'nin telsiz şebekesini kastettiğini tahmin eder.

— Cenazelerinde eylem tasarlıyor musunuz?

sorusu, üzgün olan Apo'yu kendine getirir.

— Ne cenazesi hocam, ben bizimkiler derken, Galatasaray takımından sözediyordum. İzmir'de Altay'a üç sıfır yenildiler. Radyo maçı veriyor, e bizim biraz Galatasaraylı olma durumumuz var da, dinleriz yani, Metin Oktay zamanından beridir, bir yerde bir kurtuluş çabasının parçası yani...

Galatasaray'ın yenildiği günler "Kürdistan"da "Eyvah, Abdullah Bey bu akşam bir korucu köyü bastırır herhalde" cümlesini duymak mümkün.

Futbol Kültürü, sayfa 252-253


Bunu Ekşi'de falan da okumuştum sanırım, ama tam halini görünce aktarmak istedim.




Mbombo


Çift taraflı şort gibi biraz. Arkadan bakınca Ajax.


Nerden Nereye 166



Mijo


Takımın lisanslı parfümü filan olması normal artık tabii de, ambalajı formalara göre yapmak harika. O ufak toplarda falan da yapıyorlar bunu, elbet gözünüze takılmıştır. Ben bayılıyorum böyle şeylere.

11-12 siyah var, geçen seneki çubuklu var, Senyeralı deplasman forması var, dördüncüye 08-09 sarı diyeceğim ama, font tutmuyor. Ardından 13-14 siyah, ve 11-12 çubuklu.

Retro 323


Çap


Şu çorabın arkasını mavi yaptırmak çok zor olmamalı.


Nerden Nereye 165



Kar



(...) Şimdi tabii; bu "kırmızılı şeytan" konusunun ne olduğunu sormakta haklısınız. Açıklayalım: Altınordu takımının lâkabı; şeytanlar. Takım sahaya çıktığında, taraftarları "Şeytanlar" diye üçlü çektikçe, karşı tribün tempo tutardı: "Kırmızı götlü şeytanlar, şeytanlar." Bunun da sebebi, renkleri kırmızı-lacivert olan Altınordu'nun, bir vakti zamanında maçlara kırmızı şort ile çıkmış olması. Öylesine tutmuş ki bu zamanında, Altınordu artık kırmızı şortla oynamıyor olmasına karşın herkes böyle bağırırdı.

Takımdan Ayrı Düz Koşu, sf. 172

Şöyle az bir bakınınca artık rahatça giyiyor olduklarını görebiliriz. Ha nedir, hâlâ bu laf geliyor mudur karşı tribünlerden, pek sanmam.

Nerden Nereye 164












İlk Playoff karşılaşması editi:

Faruk


Daha önce altınları filan vardı.O gene akla gelebilecek "away" renklerden --ki geçen sezon da siyahları varmış. Ama bu hiç beklenmedik. Hiç buralar kafası değil; ve çok güzel.


Güzel set. Üçünü de çapraz şerit yaparak iyice Vallecano'ya dönmemişler allahtan.

Tony


İki kitap tavsiyesi. Adana Futbolu'nu, sırf Muharrem Gülergin gibi bir spor adamının buralarda (hem de "o zamanlar") nasıl yetiştiğine şaşırmak için bile okumalısınız.

Diğeri, bir derleme. Bütünlüğü yok. Ama çok şık yazıları içeriyor. Birçok farklı açıdan futbol.

İkisi de NadirKitap'ta bulunmakta, oradan uygun fiyata kapatırsınız.



İlk



1 hafta olacak, haberlerde şunu gördüm. "Vay anasını..." filan diyorsunuz tabii. Öyle şey olur muymuş vs. Buna sebep olan şey bambaşka sıkıntı, ona girmiyorum. Dün ise şuna rastladım:

"1890 yılındayız.
Clintonlar Yalısı halkı bir gün, öğleden sonra salonda toplanmıştır ki garip bir tıkırtı işitilir.
Balkona çıktıklarında denizin binlerce büyük balık kafasıyla kaplı olduğunu görürler. Torikler, altıparmaklar, lakerdalar, camgözler topu da sıkışık düzende alay gösteriyorlardır. Denizin birdenbire soğumasıyla su yüzüne vurmuşlardır. Daha doğrusu, kafalarını sudan çıkarmışlar hava almak için ağızlarını açmışlardır. Ağızlarını açıp kapadıkça da o kokorozlu gıcırtı işitiliyordur.
Bütün ev halkı, hizmetçiler, uşaklar, ahçılar, bahçıvanlarla rıhtıma koşar. Arka yoldan geçen birkaç meraklı da koşup gelmiştir. Ağlar yırtılıncaya değin balıklar posta edilir. İçlerinden kimisi de, balıkları, süpürge sopalarının uçlarına bağladıkları tencerelerle denize inen merdivenin basamaklarına çekiyor, oradan da elle topluyorlardır."

Salah Birsel, Yapıştırma Bıyık, sayfa 95.

Nerden Nereye 163



Sof



Yarım senedir her gün en az bir kere izlemişimdir, ama daha geçen farkına vardım. Batum'un sağ tarafında hamile bir abla var, ayakta. İnşallah düşük falan yapmamıştır o akşam...

Çeri


Warriors'ın bu sezon giymeye başladığı siyah forması iki açıdan futboldaki farklı renk deplasman formalarını çağrıştırıyor. NBA'de, daha doğrusu basketbolda o tip formalar (takım renkleri harici) olmaz, malum. Üç ana rengi de katmış olmaları biraz fazla gibi, ama isim ve numarayı da düşününce normal. Diğeri de, göğüsteki takım logosunun tamamen beyaz olması ve ismi kaldırmaları.

Kor


Daha yeni fark ettim. Real'in bu sezonki üç forması da aynı kalıptan. Böyle şeylerin 2000'lerde kalması gerekmiyor muydu? İlk bakışta 04-05 ve 05-06 sezonları geliyor aklıma hemen. Tamam şık falan da, birini en azından hani.

Saltık


İsveççe Sözlüğü'nün son basımına eklenen yeni fiiller arasında "Zlatan'lamak" da yeralmış. İsveç futbolunun, oyunculuk yaşamını bugün PSG'de sürdüren yıldızı Zlatan İbrahimoviç'in adına göndermeyle devreye giren ve yaygın kullanıma açılan fiil besbelli bu futbolcunun kendine özgü, yarı fantastik gol vuruşları nedeniyle yaratılmış 
Sahiden de, benzerlerine sık rastlanmayan akılalmaz goller üretir oldu zamanla, İbrahimoviç; evet, bir tür zımbalama tekniği barındırıyor Zlatanlamalar. Bir şey bildiğimden değil, tahmin yürütüyorum: Azılı futbolseverler herhalde "tweet sallarlarken" icat etmişlerdir fiili.

Enis Batur, Dalgınlık Kursları, sayfa 42


Sokak



Twitter'a falan önce çizimi düşmüştü şu aşağıdakilerin, sonra da sızdılar. Çizimlerden yola çıkıp üreten korsancılar da olabilir tabii. Daha evvel biz bunu yaşadık Galatasaray Formaları'nda. Ama sağdan-soldan haberlerin gelmesi kıllandırıyor tabii. Şimdi de Inter'in enine çubuklu sızmış. Bizimkilerle ilgili gelen haberlerde (1-1.5 ay önce falan) "yönetim satışları arttırmak amacıyla tasarımı değiştirmek istiyor" gibi saçmalıklar vardı. Yemedikleri bok kalmadı, buna el atacaklar mı bakalım.

E iyi hoş, bizim hıyarların öyle bi' niyetleri var da değişecek diyelim, enine yapacaklar. Bu yukarıdaki ne? Yoksa Nike mı bir boklar yiyecek, işin başı Nike mı?