Onlar
Blog İnsanları
-
-
-
-
-
-
-
-
Yirmi Beş Sözcük4 yıl önce
-
-
-
-
-
-
NBA'de Poster Gecesi6 yıl önce
-
-
-
-
-
.8 yıl önce
-
-
-
-
-
-
sene sanki ispanya 829 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Doctors Northern Virginia10 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
TAŞINDIK11 yıl önce
-
Mutluluk Oyunu11 yıl önce
-
Keane vs Vieira11 yıl önce
-
Babylon Dergisi Röportajı11 yıl önce
-
-
OKUYABİLSEYDİK FARKINDA OLACAKTIK.11 yıl önce
-
Kynodontas11 yıl önce
-
-
-
-
-
Wellness Weekend is great as a gift12 yıl önce
-
-
Making music in the winter12 yıl önce
-
GROUND ZERO12 yıl önce
-
-
-
-
-
-
ONCA ET13 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
Rejected13 yıl önce
-
-
-
-
-
Şirazesi Bozuklar14 yıl önce
-
-
-
Dolduuuu :D14 yıl önce
-
-
-
Taşınıyoruz!14 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
Seninki kaç santim? - Greenpeace14 yıl önce
-
-
-
NTV TARİH / EKİM 201014 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Etiketler
- futbol (2111)
- nba (1023)
- basketbol (925)
- forma (749)
- retro (358)
- galatasaray (346)
- nerden nereye (314)
- çıkartma (228)
- barcelona (204)
- kitap (180)
- falan filan (154)
- imaj (129)
- medya (107)
- hayat (99)
- müzik (99)
- san antonio spurs (77)
- fenerbahçe (67)
- güzel formalar (63)
- real madrid (56)
- çeviri (55)
- video (51)
- Beşiktaş (45)
- dünya kupası (45)
- blog (41)
- güzel ikili (38)
- notlar (36)
- transfer (36)
- siyaset (35)
- jenerik (33)
- los angeles lakers (33)
- playoffs (31)
- rap (31)
- sözlü tarih (31)
- euro 2012 (28)
- maskot (25)
- tv (22)
- tbl (21)
- tarih (20)
- dime (18)
- euroleague (18)
- internet (18)
- ncaa (18)
- dergi (17)
- diğer (17)
- güzel (17)
- Kobe (15)
- din (15)
- formula 1 (14)
- tribün (13)
- dizi (12)
- draft (12)
- euro 2008 (12)
- iğrenç formalar (12)
- premier league (12)
- sinema (12)
- kayıp formalar (11)
- baykerahet (10)
- hakan günday (10)
- trabzon (10)
- wnba (10)
- all star (9)
- nfl (9)
- şampiyonlar ligi (9)
- edebiyat (8)
- euro 2016 (8)
- taraftar (7)
- the book of basketball (7)
- bisiklet (6)
- eurobasket 2011 (6)
- kıyamet alametleri (6)
- olimpiyatlar (6)
- tdf (6)
- atletizm (5)
- kitap için (5)
- mizah (5)
- nostalji (5)
- timmy (5)
- lig (4)
- miami heat (4)
- voleybol (4)
- Arda Turan (3)
- Tsubasa (3)
- aforizma (3)
- atar (3)
- direniş (3)
- fantazi lig (3)
- hakem (3)
- obstage (3)
- oyun (3)
- röportaj (3)
- caps (2)
- deron williams (2)
- gezi (2)
- kültür (2)
- lebron (2)
- stat (2)
- tenis (2)
- 2014 (1)
- Rook (1)
- Rookie (1)
- ali sami yen (1)
- and1 (1)
- boks (1)
- brooklyn (1)
- dallas (1)
- doping (1)
- fiba 2010 (1)
- filenin sultanları (1)
- giyim (1)
- gurme (1)
- hip-hop (1)
- howard (1)
- ismet özel (1)
- kadın voleybol (1)
- kurgu (1)
- kırmızı (1)
- mark cuban (1)
- mhk (1)
- mlb (1)
- otomobil (1)
- shaq (1)
- son (1)
- tff (1)
- ultrAslan (1)
- west ham (1)
- world grand prix (1)
- İngiltere (1)
sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sinema etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vasca
İspanya'da kaydedilmiş ilk futbol karşılaşması. Sene 1912. Takımlar, Irun ve Racing. Emre'ye teşekkürler.
(Kaynak)
Fiance
Şu son dönemdeki hallerine hiç uymuyor ama olsun, bu muhabbet hiç bitmez malum. The Wash'tan bir sahne. Nigga muhabbetlerini ya da Rap'i seven arkadaşlara tavsiye edilir ayrıca.
Dübürzade

Bu sezon (yani 2010'in ikinci yarısı ve 2011'in ilk yarısı. Futbol ve Basketbola dayalı kafa işte) çokça Ankara ile muhattap oldum. Hem de oraya gitmeden. Kişisel tarihimde kısmen iz bırakmışlığı vardır zaten Ankara'nın. Bu kez de 2 adam sayesinde bayağı bir Ankara'yla içli-dışlı olduk. İyi ki de olduk. "Adam" diyorum, çünkü ortada farklı alanlarda eserler var, ve "2 kitap" desem, tam karşılamayacak. Öbür türlü hiç olmaz. İkisi de benim için farklı şekilde ilerledi. Birini önce izledim, sonra çok geçmeden okudum. Diğerini -geç kalmadan- okudum, sonra izledim. Biri zaten (Behzat Ç.) fazlasıyla geniş kitlelere yayıldı, ama diğeri (Bizim Büyük Çaresizliğimiz) ne kitap, ne de film yoluyla çok fazla kişi tarafından bilinmeyecek/okunmayacak/izlenmeyecek. Bu çok üzücü.
Bizim Büyük Çaresizliğimiz'i (kitabı yani, aslını) ufaktan duymuştum. Ki zaten isim en baştan bi' çarpıyor. Sonra biraz zaman geçti, filminin çekildiğini haber aldık. Filme kalmadan okumak gerekti, ve okudum. Beklentim olumlu bi'şeylerdi, fakat oraları aştı geçti. Uçtu.
Gerek kendimi bu konularda çok yeterli görmediğimden, gerek spoiler sıkıntısı olmasın diye (becerebilirsem onu da), filmle ilgili çok bi'şey yazmayacağım. Ama şunlar var:
1. Ne olursa olsun, öyle bir hikayeyi, bir de "izlemek" güzel bir deneyimdi.
2. Kitaptaki hava filme de yansıtılabilmiş.
3. Filmi izledikçe, Barış Bıçakçı'nın 167 sayfaya nasıl o kadar şeyi sığdırabildiğine hayret ettim. Az iş değil lan.
4. Oyuncu tercihleri müthiş.
Kitabı okuyan biri için, film eksik kalıyor gibi. Oturmuyor tam. Sadece filmi izlemişseniz, çok sorun yok. Kendi içinde güzel. Zaten ödül muhabbetleri falan da var. Ama kitabı okuduktan sonra izleyince, ister istemez mukayese, onda şöyleydi, bunda böyle falan filan. Yani şunu söyleyeyim:Bu hikayeyi kitaptan okuyun. Bu adamların hikayesini oradan öğrenin. Filmi izlemişseniz bile, gidin kitabı okuyun derim.
Birkaç nokta daha var, ama onları özellikle yazmak gerekebilir belki. Kalsınlar.
Ayrıca film ve kitapla ilgili bir yazı için şurdan.
Son olarak da, sırf şu manzara için bile izlenir bu film.

Maskere

Tuna Kiremitçi abimiz bugünkü yazısında "Nefes'i izleyenler Ziyan'ı da okumalı" demiş. Doğru görünüyor. Fakat aslı bu değil. Doğrusu, "Ziyan'ı okuyanlar Nefes'i izlemeye gitmemeli" olmalı. Çünkü maazallah, çocuk kafayı kırar, "gitmiyorum lan askere maskere, sikerim böyle işi" çeker, sonra onca sıkıntı. Aman yavrucum.
2012: The Movie
Yarından Sonra'nın yönetmeninden bir klasik daha. Fragmanı ve bilgileri burada.
Kasım'da perdelere inecek.
Kasım'da perdelere inecek.
"Mustafa" Hakkında

Geçenlerde "Mustafa"nın irdelendiği Genç Bakış'ı izlemiş ve bir şeyler karalamıştım. Ertesi gün izledim filmi, yani dün.
Genel olarak "iyi" diyebilirim. Yani millet nerelerden neler çıkarmış, bir kere onu iyi anlamış bulunduk.
Genç Bakış'ta Can Dündar, insanların tepkileri konusunda örnek verirken İlber Ortaylı'nın şöyle söylediğini aktardı:"Yeni hiçbir şey yok". Heh işte, İlber Hoca için yok tabii. Nasıl olsun. Amaa, ortalama vatandaş için var. Mesela bazı gençler de öyle söylüyor;ulan tamam hadi sen biliyorsun, ya ülkenin geri kalanı. Adam zaten demiyor mu, Atatürk'ü biraz daha iyi tanıtabilmek için yaptım deyu. Neden bunu anlayamıyorlar ki.
Ortalama vatandaşın bilmediği bir sürü şey var, zaten kitap okumuyorlar, bari şu filme gidip birkaç şey soksunlar kafalarına. Onu da istemek hakkımız sanırım.
Şöyle bir durum var:Evet Atatürk'ün insani yönleri daha ağırlıklı ve, buna değinmeleri çok iyi olmuş. Çünkü, bilmiyorum ne kadar farkındasınız veya katılırsınız ama, resmi tarih "tanrısal" bir Atatürk portresi çizer. Onun haricinde zaten 10 Kasım sonrasında bu ülkede Ata'nın ismini her şeyde kullanarak (içi boş kullanarak) yok etme hareketi vardır kasıtlı olarak.
Bu belgesel, belki ortalama vatandaş açısından yararlı olacak ama, şunu da söylemeden geçilmemeli:Bunun da arkasında bir Atatürk portresi var(oha, daha ne var demeyin, var). İşte onu kavradığımız zaman, işler yoluna girmeye başlayacaktır yavaştan. O nasıl mı olacak? Okuyarak, araştırarak. Mesela bu film, o yolda iyi bir başlangıç olabilir. Gerisini getirmek, bünyenin işi.
Bir örnek:Az önceki postta "Atatürk Ve Yalnızlık" konusunda Erol Mütercimler'in cevabını yazmıştım. Bu kısım tamamıyle anlaşılabilirse, Atatürk'ü anlamak konusunda büyükçe bir adım atılmış olabilir. Onun ne kadar "özel" bir adam olduğu anlaşılırsa yani. "Herhangi biri" olmadığı.
Mustafa Vs
Gönderen
L
on 6 Kasım 2008 Perşembe
Etiketler:
falan filan,
sinema,
siyaset
/
Comments: (0)
"Mustafa"ya henüz gidemedik. Kısmetse yarın. Tabii ki izlemeden yorum yapmayacağım. Ama az önce Kanal D'nin "güzide" programlarından biri olan Genç Bakış vardı. İzledik. Bir güzel de delirdik. Tabii biz o haldeydik, Can Dündar ne hallere girmiştir. Adam gene sabırlıymış da, o salaklara saygısızlık etmeden cevap verdi her şeye olanca kibarlığı ve iyi niyetiyle.
Genelde "şu niye vardı da bu yoktu" gibisinden eleştiriler vardı. Tabii bunları en olmayacak şekilde ilettiler "üniversiteli gençlerimiz". Can Dündar da filmin ilk montajlı halinin 5-6 saat civarı olduğunu, doğal olarak bu şekilde yayınlamak istemediklerini söyledi. Bundan önce de ben, "2 saate sığdırmalıydık olanca şeyi" diyince, "ya ne olacak, 3 saat de yapabilirdiniz" şeklinde eleştirmiştim kendimce. Meğer işin başka kısmı varmış. Haklı tabii. Ayrıca bu esas hali filmin, tv'de bölüm bölüm gösterilecekmiş;bu iyi haber. Sanırım Dvd'si de çıkar, ki bu çook daha iyi olur.
Filmi izlemeden, söylenenler sonucunda bayağı bir fikrim oldu hakkında. İzledikten sonra daha detaylı üstünde konuşacağım burada tabii.
Programın itici kısımları, çok bi' bok bildiğini sanıp, Can Dündar'a hesap sorar gibi, ne bileyim herhangi bir şeyin acısını çıkarır gibi sorulan sorulardı. Bazıları soru da sormadı, direkt hönkürdü adamın suratına. Bunların bazılarını siz Lappappa okuyucuları için tespit ettik ve az sonra bu salakları çözümleyip bir güzel söveceğiz. Bu ameleler, genel olarak nasıl bir genç nesile sahip olduğumuz hakkında da fikir verecek bize.
1.Sol kolunda Atatürk'ün imzasını (hani şu meşhur "K. Atatürk" olan var ya, hatırladınız evet) taşıyan kız. Tip olarak bayağı böyle, hani olur ya, hararetli solcu kızlar vardır, kazak giyerler yaz-kış, odur. Ağzından salyalar fırlatarak 10 saniye filan konuştu, meramı şuymuş:Neymiş efenim, Can Dündar, sorulan sorulara adam gibi cevap vermiyormuş, hep lafı kıvırtıyormuş, ne yapmaya çalışıyormuş da muş da muş. Ulan araverti, adam olanca samimiyetiyle Atatürk hakkında bir film yapmış, ve gelmiş senin o sikindirik okuluna, tüm efendiliğiyle cevaplıyor o bütün salak-yanlı soruları. Daha ne istiyorsun? Ha illa senin istediğin gibi konuşacak, yoksa olmaz değil mi? Bu kızın kolunda Atatürk dövmesi var(o kadar seviyor yani kendince. Aslında ne güzel değil mi, ama öyle değil işte), karşısındaki adam da son derece samimi bir Atatürkçü, oğluna Ata'yı doğru tanıtmak, anlatmak için senelerce araştırıp-didinip belgesel yapan bir adam. Kim daha "gerçek", kim haklı? Ortada işte...
2. Gene kırgın elemanın biri(o kadar çok çıktı ki bunlardan). Konuştu konuştu iki saat, tabii beklediği karşılığı da bulamadı, sinir yaptı kendince. Oturmadan "Biz Türk gençliğinin tek ihtiyacı olan şey Ata'mızın Nutuk'udur" dedi, lafı koydum ayağı yaptı kendince ama fena sıçtı, haberi yok.
Şimdi efenim Kolpa Atatürkçülerin birçok çeşidi var. Bu da tehlikelilerinden biri. "Nutuk Atatürkçüsü". Bunlar, hani nasıl bazı dindar elemanlar-tarikatçiler var ya, "benim tek yol göstericim Kuran'dır" diyen, hah işte onlardan farkı yoktur bunların. Evet, ben demiyorum ki "Nutuk önemsizdir", ama tek başına sana Atatürk'ü veya "meseleleri" anlatmaz ki yavrucum. Farkına varır(lar) umarız.
3. Bir eleman. Belli, daha az önce şişeyi elinden bırakıp gelmiş. Hatta belki program sırasında içiyordu! Nasıl ona söz verdiler anlamadım ya, neyse. Aha dedik, bu da sıçacak. Hem de ne sıçma. Saçmaladı saçmaladı, sonlara doğru da "Siz filmde Atatürk'e dinsiz demişsiniz vs vs." dedi. Orada herifin yerine ben utandım. Yani eleştirirsin, söversin, beğenmezsin de, zaten izlememişsin, daha ne bu salakça sorular, hesap sorma. Ha, dersin ki kendinde değildi alkolden, o zaman zaten hiçbir şey diyemem.
4.Pek bi' sikten anlamadığı belli olan bir genco. Kalktı elinde not defteri filan var. Söyledikleri şunlar:Can bey, siz diyorsunuz "Atatürk hakkında ne yapıldı ki" diye ama, Dolmabahçe sarayı'nın alt bölümü ortada, Florya Köşkü'nün hali harap, bunlara niye bir şey yapılmıyor.
Yorum yapmıyorum artık.
Velhasılı kelam, hem Can Dündar'ın nasıl bir kişi olduğunu bir kez daha ve derinlemesine;ve Türk gencinin de ne halde olduğunu bir kez daha görmeye vesile oldu bu program. Can Dündar bereket sabırlı bir adam, onun yerinde Nihat Genç veya Fatih Altaylı gibi biri olsa, kan gövdeyi götürürdü abartısız.
Genelde "şu niye vardı da bu yoktu" gibisinden eleştiriler vardı. Tabii bunları en olmayacak şekilde ilettiler "üniversiteli gençlerimiz". Can Dündar da filmin ilk montajlı halinin 5-6 saat civarı olduğunu, doğal olarak bu şekilde yayınlamak istemediklerini söyledi. Bundan önce de ben, "2 saate sığdırmalıydık olanca şeyi" diyince, "ya ne olacak, 3 saat de yapabilirdiniz" şeklinde eleştirmiştim kendimce. Meğer işin başka kısmı varmış. Haklı tabii. Ayrıca bu esas hali filmin, tv'de bölüm bölüm gösterilecekmiş;bu iyi haber. Sanırım Dvd'si de çıkar, ki bu çook daha iyi olur.
Filmi izlemeden, söylenenler sonucunda bayağı bir fikrim oldu hakkında. İzledikten sonra daha detaylı üstünde konuşacağım burada tabii.
Programın itici kısımları, çok bi' bok bildiğini sanıp, Can Dündar'a hesap sorar gibi, ne bileyim herhangi bir şeyin acısını çıkarır gibi sorulan sorulardı. Bazıları soru da sormadı, direkt hönkürdü adamın suratına. Bunların bazılarını siz Lappappa okuyucuları için tespit ettik ve az sonra bu salakları çözümleyip bir güzel söveceğiz. Bu ameleler, genel olarak nasıl bir genç nesile sahip olduğumuz hakkında da fikir verecek bize.
1.Sol kolunda Atatürk'ün imzasını (hani şu meşhur "K. Atatürk" olan var ya, hatırladınız evet) taşıyan kız. Tip olarak bayağı böyle, hani olur ya, hararetli solcu kızlar vardır, kazak giyerler yaz-kış, odur. Ağzından salyalar fırlatarak 10 saniye filan konuştu, meramı şuymuş:Neymiş efenim, Can Dündar, sorulan sorulara adam gibi cevap vermiyormuş, hep lafı kıvırtıyormuş, ne yapmaya çalışıyormuş da muş da muş. Ulan araverti, adam olanca samimiyetiyle Atatürk hakkında bir film yapmış, ve gelmiş senin o sikindirik okuluna, tüm efendiliğiyle cevaplıyor o bütün salak-yanlı soruları. Daha ne istiyorsun? Ha illa senin istediğin gibi konuşacak, yoksa olmaz değil mi? Bu kızın kolunda Atatürk dövmesi var(o kadar seviyor yani kendince. Aslında ne güzel değil mi, ama öyle değil işte), karşısındaki adam da son derece samimi bir Atatürkçü, oğluna Ata'yı doğru tanıtmak, anlatmak için senelerce araştırıp-didinip belgesel yapan bir adam. Kim daha "gerçek", kim haklı? Ortada işte...
2. Gene kırgın elemanın biri(o kadar çok çıktı ki bunlardan). Konuştu konuştu iki saat, tabii beklediği karşılığı da bulamadı, sinir yaptı kendince. Oturmadan "Biz Türk gençliğinin tek ihtiyacı olan şey Ata'mızın Nutuk'udur" dedi, lafı koydum ayağı yaptı kendince ama fena sıçtı, haberi yok.
Şimdi efenim Kolpa Atatürkçülerin birçok çeşidi var. Bu da tehlikelilerinden biri. "Nutuk Atatürkçüsü". Bunlar, hani nasıl bazı dindar elemanlar-tarikatçiler var ya, "benim tek yol göstericim Kuran'dır" diyen, hah işte onlardan farkı yoktur bunların. Evet, ben demiyorum ki "Nutuk önemsizdir", ama tek başına sana Atatürk'ü veya "meseleleri" anlatmaz ki yavrucum. Farkına varır(lar) umarız.
3. Bir eleman. Belli, daha az önce şişeyi elinden bırakıp gelmiş. Hatta belki program sırasında içiyordu! Nasıl ona söz verdiler anlamadım ya, neyse. Aha dedik, bu da sıçacak. Hem de ne sıçma. Saçmaladı saçmaladı, sonlara doğru da "Siz filmde Atatürk'e dinsiz demişsiniz vs vs." dedi. Orada herifin yerine ben utandım. Yani eleştirirsin, söversin, beğenmezsin de, zaten izlememişsin, daha ne bu salakça sorular, hesap sorma. Ha, dersin ki kendinde değildi alkolden, o zaman zaten hiçbir şey diyemem.
4.Pek bi' sikten anlamadığı belli olan bir genco. Kalktı elinde not defteri filan var. Söyledikleri şunlar:Can bey, siz diyorsunuz "Atatürk hakkında ne yapıldı ki" diye ama, Dolmabahçe sarayı'nın alt bölümü ortada, Florya Köşkü'nün hali harap, bunlara niye bir şey yapılmıyor.
Yorum yapmıyorum artık.
Velhasılı kelam, hem Can Dündar'ın nasıl bir kişi olduğunu bir kez daha ve derinlemesine;ve Türk gencinin de ne halde olduğunu bir kez daha görmeye vesile oldu bu program. Can Dündar bereket sabırlı bir adam, onun yerinde Nihat Genç veya Fatih Altaylı gibi biri olsa, kan gövdeyi götürürdü abartısız.
Bakış Açısı

Ben tam sopalığım, evet. Her defasında böyle, vizyon döneminde izlemediğim filmleri sonradan Vcd veya Net'ten indirip izliyorum ve ah-vah ediyorum:"Nasıl kaçırmışım ben bunu, niye gitmemişim!" E gitseydin ulan, elinden tutan mı vardı, göte bak. Sanki daha önemli işi vardı da.
Ama bu tepkilerin en büyüğünü dün gece verdim. Başıma başıma vurdu deminki lafları bu film.
Fragmanını izlemiştim ve yeterince etkilenmiştim zaten. Ama "bu kadar" iyi olduğunu bilsem, ilk günden giderdim sanırım.
Hani dünkü X-Files ile ilgili yazımda, dizi ve filmin kattıklarını yazmıştım ya, Vantage Point de, gerçeğin, bizim gördüğümüzden farklı olabileceğini, tam 8 farklı açıyla gözümüze gözümüze sokuyor. "Bence" kavramının ne kadar yanıltıcı olduğunu harika anlatıyor. "Görünenin", her zaman gerçek olmayabileceğini.
Ayrıca söylemem gerek mi bilmiyorum ama, bu türde çekilmiş en iyi filmlerden biri. Sadece konusu iyi değil yani.
Film boyunca kardeşimle, "Nasıl çekmişler abi bu filmi" diyip durduk. İzleyenler anlayacaktır ne demek istediğimi, izlemeyenler de izleyince çok iyi kavrayacak bunu.
Bu yazıyı okuyup, filmi izlemeyen ne kadar kişi varsa, hemen ilk 24 saat içinde bu filmi izleyin. Emin olun pişman olmayacaksınız.
"To Find The Truth..."

"The X Files:I Want To Believe", 'To find the truth, you want to believe" cümlesiyle sunuluyor izleyiciye. Cümle üstünde analiz yapacak, edebiyat parçalayacak halim yok. Ne denebilir ki daha.
Bu dizinin işlediği konular, ne bileyim paranormal olayları geniş kitlelerin dikkatini çekecek şekilde sunması, aslında bir yandan çok da mühimdi.
Eminim dizi başladığından beri bu konularla ilgilenen kitle fazlasıyla genişledi.
Başkalarını bilemem ama, bu dizi benim hayatımda "bilinmeyeni öğrenmeye çalışmak", "görünenin ardındakini bulmak", "inat etmek", "gizemin peşinden koşmak" gibi düşünceleri aşılaması açısından, çok önemli. Bilemiyorum, her izleyende bu olmuş mudur ama, bana fazlasıyla işledi bu. Ve bunun için de şükrediyorum. Fazlasıyla. Sırf bu etkisi için, bombok olsa bile yine bu filmi izler, vefa borcumu öderim bir şekilde. İzlerken hangi yaşta olduğumun da önemi çok tabii. Hiç izlemeyip, şimdi izlesem bütün diziyi ve filmleri mesela, aynı şeyleri hisseder miydim;sanmıyorum.
Son olarak, X Files'ın "To find truth, you must believe"i ile Ulak'ın "Bazen tek çare, bir hikayeye inanmaktır" ını birleştirip, yazıyı bitirelim.
Burak Hakkı
Blog konuları haricinde olacak belki ama cidden "yazmazsam çatlarım". Semum'un başrolünde oynayan Burak Hakkı. Rezil oynuyor. Yani en azından onun kadar kötü oynamayacak birileri bulunurdu eminim Türk erkek oyuncular arasında. Filmden soğutacak kadar kötü gerçekten.
Bir de şunu anladık ki, bu elemanın dizilerde tutmasını sağlayan seslendirmeymiş. Dizilerde bu abimizi seslendiren kişi cidden çok iyi. Gerçek sesini duymak zorunda kalınca, salondan kaçasımız geldi. Demek ki, bir kaliteli seslendirmeyle birçok dizide oynayıp, parayı kırmak mümkün olabiliyormuş. Oyunculuğa ne gerek var, yakışıklı ol yeter. Türkiye işte.
Şimdiye kadar 6-7 dizi olmuştur oynadığı. Benim bildiğim 4-5 tane var zaten. Kendisi mankenlikten oyunculuğa geçenlerden. Eşi de manken zaten. Zamanında gördüler, eli-yüzü düzgün filan. Hoop, dizide oynat, zaten gerisi gelir ardı sıra. Ha, eşi de Kurtlar Vadisi'nde oynuyor. Sema Şimşek ismi. Ama son bölümlerde çok görünmüyordu. Koyun-Keçi-Abdurrahman meselesi işte, her zamanki gibi.
Bir tane de düzgün resmini bulamadım, bu nasıl yakışıklılıksa.
Bir de şunu anladık ki, bu elemanın dizilerde tutmasını sağlayan seslendirmeymiş. Dizilerde bu abimizi seslendiren kişi cidden çok iyi. Gerçek sesini duymak zorunda kalınca, salondan kaçasımız geldi. Demek ki, bir kaliteli seslendirmeyle birçok dizide oynayıp, parayı kırmak mümkün olabiliyormuş. Oyunculuğa ne gerek var, yakışıklı ol yeter. Türkiye işte.
Şimdiye kadar 6-7 dizi olmuştur oynadığı. Benim bildiğim 4-5 tane var zaten. Kendisi mankenlikten oyunculuğa geçenlerden. Eşi de manken zaten. Zamanında gördüler, eli-yüzü düzgün filan. Hoop, dizide oynat, zaten gerisi gelir ardı sıra. Ha, eşi de Kurtlar Vadisi'nde oynuyor. Sema Şimşek ismi. Ama son bölümlerde çok görünmüyordu. Koyun-Keçi-Abdurrahman meselesi işte, her zamanki gibi.
Bir tane de düzgün resmini bulamadım, bu nasıl yakışıklılıksa.
Ulak

Ne zamandır gidecektim, yine çoğu filme olduğu gibi ucundan kıyısından yetiştim. Biraz da "neye niyet neye kısmet" oldu. Ama olması gerektiği için, oldu.
Bir kere bu "sadece" bir film değil. Yani bu filmi izleyip de "iyi film" veya "kötü film" demek hiçbir şeyi tam olarak karşılamıyor. Çağan Irmak bu filmde neredeyse bariz misyonerlik yapmış. Peki bu kötü mü? Kesinlikle hayır! Eğer aşılanmak istenen şey "iyi"yse misyonerlik yapmanın hiçbir mahsuru yoktur.
Türk ahalisi Semum ve Ulak'ı izlemeli. Hatta birinden çıkıp birine girmeli. Arka arkaya izlemeli. Ülkemizde insanlar inanç konusunda cidden çok büyük sorunlar, ikilemler taşıyorlar. Bunların bir an önce çözülmesi lazım ki, daha sağlam, daha "ne yaptığını bilen" bireylere kavuşalım. Bu 2 filmde de "inanç" mevzularıyla ilgili çok sağlam göndermeler var. Yapan olmaz evet ama bir yolunu bulsam, insanlara bu filmi bedava izletmenin yollarını ararım. O derece yani.
Aktüel dergisi filmle ilgili yaptığı haberde "Çağan Irmak yeni bir din mi öneriyor" filan deniyor. Hayır. Bu film, artık gelen zaman gereği, insanların "aydınlanmasına", "kendini bulmasına" yönelik bir film. Çok çok önemli bir film. Yani evet böyle tekrarlamak da bir şey anlatmıyor ama, izleyen anlayacaktır-umarım.
Evet "umuyorum" çünkü basit bir film değil bu. Ekşi'de yorumları okursanız, birçok kişinin benim de beklediğim biçimde "herhangi" bir film olarak yapımı ele aldığını görüyoruz. Buna "yanlış" demeyeceğim. O kişiler, "olayı" anlamamış. Yazık. Keşke onlar gibiler yerine, bu filmden mesaj alabilecek kişiler gitse, görse.
Ne bileyim, biri demiş "village" gibi, diğeri demiş "pan'ın labirenti" gibi. Falan filan. E yazık yani.
Bazıları da abartıp şey demiş, "verdiğim paraya yazık". Hasiktir ordan. Filmi anlamadıysan, sövmenin alemi ne.
Filmde dinler tarihi ile ilgili birçok gönderme var. Anlayana tabii ki. Ama kafası klişelerle dolu ekşisözlük gençliği anlamaz bunları. Aslında filmin içinden de anlatacağım çok şey var ama, "spoiler" davasına hiç bulaşmayacağım o kısma. Zaten izleyecek olan adam, bu söylediklerimden anlar ne olduğunu ve gider de.
Bilmiyorum bizim kıçı kırık blog'da kaç kişi okur bu yazıyı ama son söyleyeceğim şudur ki:bu "şeyi" sadece bir film olarak ele almayın. "Anlamaya çalışın" demeyeceğim, zaten anlamanız gerekiyorsa, anlarsınız. Eyvallah.
Ara
Arşiv
-
▼
2018
(41)
- ► 12/16 - 12/23 (1)
- ► 12/02 - 12/09 (3)
- ► 11/18 - 11/25 (1)
- ► 11/11 - 11/18 (1)
- ► 11/04 - 11/11 (1)
- ► 10/28 - 11/04 (1)
- ► 10/21 - 10/28 (1)
- ► 10/14 - 10/21 (2)
- ► 09/30 - 10/07 (1)
- ► 09/23 - 09/30 (1)
- ► 09/16 - 09/23 (1)
- ► 08/19 - 08/26 (2)
- ► 08/05 - 08/12 (1)
- ► 07/29 - 08/05 (1)
- ► 07/08 - 07/15 (1)
- ► 06/17 - 06/24 (1)
- ► 06/10 - 06/17 (1)
- ► 06/03 - 06/10 (2)
- ► 05/20 - 05/27 (1)
- ► 05/13 - 05/20 (1)
- ► 04/22 - 04/29 (3)
- ► 04/15 - 04/22 (2)
- ► 03/25 - 04/01 (1)
- ► 03/18 - 03/25 (1)
- ► 03/11 - 03/18 (1)
- ► 03/04 - 03/11 (1)
- ► 02/25 - 03/04 (1)
- ► 02/11 - 02/18 (1)
- ► 02/04 - 02/11 (1)
- ► 01/21 - 01/28 (1)
- ► 01/07 - 01/14 (1)
-
►
2017
(80)
- ► 12/31 - 01/07 (2)
- ► 12/24 - 12/31 (1)
- ► 12/17 - 12/24 (1)
- ► 12/03 - 12/10 (1)
- ► 11/26 - 12/03 (2)
- ► 11/19 - 11/26 (1)
- ► 11/12 - 11/19 (2)
- ► 10/29 - 11/05 (2)
- ► 10/22 - 10/29 (1)
- ► 10/15 - 10/22 (1)
- ► 10/08 - 10/15 (1)
- ► 10/01 - 10/08 (1)
- ► 09/24 - 10/01 (2)
- ► 09/03 - 09/10 (1)
- ► 08/27 - 09/03 (1)
- ► 08/20 - 08/27 (1)
- ► 08/13 - 08/20 (3)
- ► 08/06 - 08/13 (1)
- ► 07/30 - 08/06 (2)
- ► 07/23 - 07/30 (2)
- ► 07/16 - 07/23 (1)
- ► 07/09 - 07/16 (1)
- ► 07/02 - 07/09 (2)
- ► 06/25 - 07/02 (3)
- ► 06/18 - 06/25 (2)
- ► 06/11 - 06/18 (2)
- ► 06/04 - 06/11 (1)
- ► 05/28 - 06/04 (1)
- ► 05/21 - 05/28 (1)
- ► 05/14 - 05/21 (2)
- ► 05/07 - 05/14 (2)
- ► 04/30 - 05/07 (1)
- ► 04/16 - 04/23 (2)
- ► 04/09 - 04/16 (2)
- ► 04/02 - 04/09 (3)
- ► 03/26 - 04/02 (2)
- ► 03/19 - 03/26 (3)
- ► 03/12 - 03/19 (2)
- ► 03/05 - 03/12 (3)
- ► 02/26 - 03/05 (1)
- ► 02/19 - 02/26 (2)
- ► 02/12 - 02/19 (3)
- ► 02/05 - 02/12 (1)
- ► 01/29 - 02/05 (1)
- ► 01/22 - 01/29 (2)
- ► 01/15 - 01/22 (1)
- ► 01/08 - 01/15 (2)
- ► 01/01 - 01/08 (2)
-
►
2016
(127)
- ► 12/25 - 01/01 (1)
- ► 12/18 - 12/25 (1)
- ► 12/04 - 12/11 (1)
- ► 11/27 - 12/04 (2)
- ► 11/20 - 11/27 (2)
- ► 11/13 - 11/20 (2)
- ► 11/06 - 11/13 (3)
- ► 10/30 - 11/06 (2)
- ► 10/23 - 10/30 (1)
- ► 10/16 - 10/23 (5)
- ► 10/09 - 10/16 (2)
- ► 10/02 - 10/09 (1)
- ► 09/25 - 10/02 (3)
- ► 09/18 - 09/25 (3)
- ► 09/11 - 09/18 (2)
- ► 09/04 - 09/11 (2)
- ► 08/28 - 09/04 (2)
- ► 08/21 - 08/28 (2)
- ► 08/14 - 08/21 (2)
- ► 08/07 - 08/14 (2)
- ► 07/31 - 08/07 (3)
- ► 07/24 - 07/31 (4)
- ► 07/17 - 07/24 (2)
- ► 07/10 - 07/17 (2)
- ► 07/03 - 07/10 (2)
- ► 06/26 - 07/03 (4)
- ► 06/19 - 06/26 (3)
- ► 06/12 - 06/19 (3)
- ► 06/05 - 06/12 (3)
- ► 05/29 - 06/05 (2)
- ► 05/22 - 05/29 (4)
- ► 05/15 - 05/22 (4)
- ► 05/08 - 05/15 (2)
- ► 05/01 - 05/08 (2)
- ► 04/24 - 05/01 (3)
- ► 04/17 - 04/24 (2)
- ► 04/10 - 04/17 (6)
- ► 04/03 - 04/10 (2)
- ► 03/27 - 04/03 (2)
- ► 03/20 - 03/27 (3)
- ► 03/13 - 03/20 (2)
- ► 03/06 - 03/13 (4)
- ► 02/28 - 03/06 (3)
- ► 02/21 - 02/28 (2)
- ► 02/14 - 02/21 (3)
- ► 01/31 - 02/07 (2)
- ► 01/24 - 01/31 (3)
- ► 01/17 - 01/24 (4)
- ► 01/10 - 01/17 (2)
- ► 01/03 - 01/10 (3)
-
►
2015
(105)
- ► 12/27 - 01/03 (3)
- ► 12/20 - 12/27 (3)
- ► 12/13 - 12/20 (3)
- ► 12/06 - 12/13 (5)
- ► 11/29 - 12/06 (2)
- ► 11/22 - 11/29 (3)
- ► 11/15 - 11/22 (3)
- ► 11/08 - 11/15 (3)
- ► 11/01 - 11/08 (4)
- ► 10/25 - 11/01 (3)
- ► 10/18 - 10/25 (3)
- ► 10/11 - 10/18 (2)
- ► 10/04 - 10/11 (3)
- ► 09/27 - 10/04 (3)
- ► 09/20 - 09/27 (3)
- ► 09/13 - 09/20 (2)
- ► 09/06 - 09/13 (3)
- ► 08/30 - 09/06 (1)
- ► 08/23 - 08/30 (2)
- ► 07/05 - 07/12 (1)
- ► 06/28 - 07/05 (2)
- ► 06/21 - 06/28 (1)
- ► 06/14 - 06/21 (2)
- ► 06/07 - 06/14 (2)
- ► 05/31 - 06/07 (2)
- ► 05/24 - 05/31 (2)
- ► 05/17 - 05/24 (2)
- ► 05/10 - 05/17 (2)
- ► 05/03 - 05/10 (1)
- ► 04/26 - 05/03 (1)
- ► 04/19 - 04/26 (2)
- ► 04/12 - 04/19 (2)
- ► 04/05 - 04/12 (3)
- ► 03/29 - 04/05 (2)
- ► 03/22 - 03/29 (2)
- ► 03/15 - 03/22 (1)
- ► 03/08 - 03/15 (2)
- ► 03/01 - 03/08 (2)
- ► 02/22 - 03/01 (1)
- ► 02/15 - 02/22 (4)
- ► 02/08 - 02/15 (2)
- ► 02/01 - 02/08 (3)
- ► 01/25 - 02/01 (1)
- ► 01/18 - 01/25 (3)
- ► 01/11 - 01/18 (1)
- ► 01/04 - 01/11 (2)
-
►
2014
(151)
- ► 12/28 - 01/04 (1)
- ► 12/21 - 12/28 (3)
- ► 12/14 - 12/21 (1)
- ► 12/07 - 12/14 (2)
- ► 11/30 - 12/07 (2)
- ► 11/23 - 11/30 (2)
- ► 11/16 - 11/23 (2)
- ► 11/09 - 11/16 (2)
- ► 11/02 - 11/09 (3)
- ► 10/26 - 11/02 (3)
- ► 10/19 - 10/26 (2)
- ► 10/12 - 10/19 (4)
- ► 10/05 - 10/12 (3)
- ► 09/28 - 10/05 (2)
- ► 09/21 - 09/28 (4)
- ► 09/14 - 09/21 (2)
- ► 09/07 - 09/14 (3)
- ► 08/31 - 09/07 (2)
- ► 08/24 - 08/31 (1)
- ► 08/17 - 08/24 (2)
- ► 08/10 - 08/17 (2)
- ► 08/03 - 08/10 (2)
- ► 07/27 - 08/03 (1)
- ► 07/20 - 07/27 (3)
- ► 07/13 - 07/20 (2)
- ► 07/06 - 07/13 (4)
- ► 06/29 - 07/06 (4)
- ► 06/22 - 06/29 (4)
- ► 06/15 - 06/22 (4)
- ► 06/08 - 06/15 (3)
- ► 06/01 - 06/08 (4)
- ► 05/25 - 06/01 (4)
- ► 05/18 - 05/25 (2)
- ► 05/11 - 05/18 (2)
- ► 05/04 - 05/11 (3)
- ► 04/27 - 05/04 (3)
- ► 04/20 - 04/27 (3)
- ► 04/13 - 04/20 (4)
- ► 04/06 - 04/13 (3)
- ► 03/30 - 04/06 (2)
- ► 03/23 - 03/30 (2)
- ► 03/16 - 03/23 (5)
- ► 03/09 - 03/16 (2)
- ► 03/02 - 03/09 (4)
- ► 02/23 - 03/02 (4)
- ► 02/16 - 02/23 (5)
- ► 02/09 - 02/16 (4)
- ► 02/02 - 02/09 (6)
- ► 01/26 - 02/02 (3)
- ► 01/19 - 01/26 (3)
- ► 01/12 - 01/19 (3)
- ► 01/05 - 01/12 (5)
-
►
2013
(349)
- ► 12/29 - 01/05 (5)
- ► 12/22 - 12/29 (8)
- ► 12/15 - 12/22 (6)
- ► 12/08 - 12/15 (5)
- ► 12/01 - 12/08 (3)
- ► 11/24 - 12/01 (5)
- ► 11/17 - 11/24 (6)
- ► 11/10 - 11/17 (7)
- ► 11/03 - 11/10 (6)
- ► 10/27 - 11/03 (7)
- ► 10/20 - 10/27 (8)
- ► 10/13 - 10/20 (5)
- ► 10/06 - 10/13 (6)
- ► 09/29 - 10/06 (5)
- ► 09/22 - 09/29 (6)
- ► 09/15 - 09/22 (6)
- ► 09/08 - 09/15 (6)
- ► 09/01 - 09/08 (8)
- ► 08/25 - 09/01 (5)
- ► 08/18 - 08/25 (6)
- ► 08/11 - 08/18 (9)
- ► 08/04 - 08/11 (2)
- ► 07/28 - 08/04 (6)
- ► 07/21 - 07/28 (5)
- ► 07/14 - 07/21 (6)
- ► 07/07 - 07/14 (7)
- ► 06/30 - 07/07 (6)
- ► 06/23 - 06/30 (11)
- ► 06/16 - 06/23 (4)
- ► 06/09 - 06/16 (5)
- ► 06/02 - 06/09 (5)
- ► 05/26 - 06/02 (8)
- ► 05/19 - 05/26 (8)
- ► 05/12 - 05/19 (9)
- ► 05/05 - 05/12 (7)
- ► 04/28 - 05/05 (5)
- ► 04/21 - 04/28 (6)
- ► 04/14 - 04/21 (7)
- ► 04/07 - 04/14 (8)
- ► 03/31 - 04/07 (7)
- ► 03/24 - 03/31 (9)
- ► 03/17 - 03/24 (9)
- ► 03/10 - 03/17 (10)
- ► 03/03 - 03/10 (11)
- ► 02/24 - 03/03 (8)
- ► 02/17 - 02/24 (6)
- ► 02/10 - 02/17 (6)
- ► 02/03 - 02/10 (7)
- ► 01/27 - 02/03 (7)
- ► 01/20 - 01/27 (7)
- ► 01/13 - 01/20 (11)
- ► 01/06 - 01/13 (8)
-
►
2012
(496)
- ► 12/30 - 01/06 (8)
- ► 12/23 - 12/30 (6)
- ► 12/16 - 12/23 (10)
- ► 12/09 - 12/16 (9)
- ► 12/02 - 12/09 (12)
- ► 11/25 - 12/02 (10)
- ► 11/18 - 11/25 (13)
- ► 11/11 - 11/18 (11)
- ► 11/04 - 11/11 (15)
- ► 10/28 - 11/04 (9)
- ► 10/21 - 10/28 (8)
- ► 10/14 - 10/21 (10)
- ► 10/07 - 10/14 (10)
- ► 09/30 - 10/07 (11)
- ► 09/23 - 09/30 (7)
- ► 09/16 - 09/23 (11)
- ► 09/09 - 09/16 (7)
- ► 09/02 - 09/09 (6)
- ► 08/26 - 09/02 (9)
- ► 08/19 - 08/26 (10)
- ► 08/12 - 08/19 (6)
- ► 08/05 - 08/12 (7)
- ► 07/29 - 08/05 (9)
- ► 07/22 - 07/29 (8)
- ► 07/15 - 07/22 (6)
- ► 07/08 - 07/15 (8)
- ► 07/01 - 07/08 (9)
- ► 06/24 - 07/01 (9)
- ► 06/17 - 06/24 (13)
- ► 06/10 - 06/17 (14)
- ► 06/03 - 06/10 (6)
- ► 05/27 - 06/03 (9)
- ► 05/20 - 05/27 (9)
- ► 05/13 - 05/20 (12)
- ► 05/06 - 05/13 (12)
- ► 04/29 - 05/06 (5)
- ► 04/22 - 04/29 (8)
- ► 04/15 - 04/22 (6)
- ► 04/08 - 04/15 (6)
- ► 04/01 - 04/08 (9)
- ► 03/25 - 04/01 (12)
- ► 03/18 - 03/25 (8)
- ► 03/11 - 03/18 (12)
- ► 03/04 - 03/11 (6)
- ► 02/26 - 03/04 (10)
- ► 02/19 - 02/26 (10)
- ► 02/12 - 02/19 (10)
- ► 02/05 - 02/12 (10)
- ► 01/29 - 02/05 (11)
- ► 01/22 - 01/29 (12)
- ► 01/15 - 01/22 (9)
- ► 01/08 - 01/15 (11)
- ► 01/01 - 01/08 (12)
-
►
2011
(437)
- ► 12/25 - 01/01 (11)
- ► 12/18 - 12/25 (10)
- ► 12/11 - 12/18 (12)
- ► 12/04 - 12/11 (7)
- ► 11/27 - 12/04 (4)
- ► 11/20 - 11/27 (9)
- ► 11/13 - 11/20 (10)
- ► 11/06 - 11/13 (10)
- ► 10/30 - 11/06 (7)
- ► 10/23 - 10/30 (5)
- ► 10/16 - 10/23 (10)
- ► 10/09 - 10/16 (8)
- ► 10/02 - 10/09 (9)
- ► 09/25 - 10/02 (7)
- ► 09/18 - 09/25 (7)
- ► 09/11 - 09/18 (9)
- ► 09/04 - 09/11 (6)
- ► 08/28 - 09/04 (6)
- ► 08/21 - 08/28 (8)
- ► 08/14 - 08/21 (9)
- ► 08/07 - 08/14 (8)
- ► 07/31 - 08/07 (8)
- ► 07/24 - 07/31 (10)
- ► 07/17 - 07/24 (7)
- ► 07/10 - 07/17 (8)
- ► 07/03 - 07/10 (7)
- ► 06/26 - 07/03 (5)
- ► 06/19 - 06/26 (7)
- ► 06/12 - 06/19 (8)
- ► 06/05 - 06/12 (12)
- ► 05/29 - 06/05 (8)
- ► 05/22 - 05/29 (8)
- ► 05/15 - 05/22 (6)
- ► 05/08 - 05/15 (4)
- ► 05/01 - 05/08 (7)
- ► 04/24 - 05/01 (10)
- ► 04/17 - 04/24 (9)
- ► 04/10 - 04/17 (10)
- ► 04/03 - 04/10 (13)
- ► 03/27 - 04/03 (10)
- ► 03/20 - 03/27 (9)
- ► 03/13 - 03/20 (5)
- ► 03/06 - 03/13 (11)
- ► 02/27 - 03/06 (7)
- ► 02/20 - 02/27 (10)
- ► 02/13 - 02/20 (7)
- ► 02/06 - 02/13 (14)
- ► 01/30 - 02/06 (3)
- ► 01/23 - 01/30 (9)
- ► 01/16 - 01/23 (12)
- ► 01/09 - 01/16 (8)
- ► 01/02 - 01/09 (13)
-
►
2010
(653)
- ► 12/26 - 01/02 (13)
- ► 12/19 - 12/26 (12)
- ► 12/12 - 12/19 (10)
- ► 12/05 - 12/12 (10)
- ► 11/28 - 12/05 (7)
- ► 11/21 - 11/28 (5)
- ► 11/14 - 11/21 (6)
- ► 11/07 - 11/14 (9)
- ► 10/31 - 11/07 (7)
- ► 10/24 - 10/31 (7)
- ► 10/17 - 10/24 (7)
- ► 10/10 - 10/17 (7)
- ► 10/03 - 10/10 (11)
- ► 09/26 - 10/03 (8)
- ► 09/19 - 09/26 (9)
- ► 09/12 - 09/19 (8)
- ► 09/05 - 09/12 (10)
- ► 08/29 - 09/05 (5)
- ► 08/22 - 08/29 (10)
- ► 08/15 - 08/22 (7)
- ► 08/08 - 08/15 (5)
- ► 08/01 - 08/08 (7)
- ► 07/25 - 08/01 (8)
- ► 07/18 - 07/25 (7)
- ► 07/11 - 07/18 (10)
- ► 07/04 - 07/11 (16)
- ► 06/27 - 07/04 (17)
- ► 06/20 - 06/27 (12)
- ► 06/13 - 06/20 (17)
- ► 06/06 - 06/13 (13)
- ► 05/30 - 06/06 (19)
- ► 05/23 - 05/30 (12)
- ► 05/16 - 05/23 (8)
- ► 05/09 - 05/16 (11)
- ► 05/02 - 05/09 (13)
- ► 04/25 - 05/02 (13)
- ► 04/18 - 04/25 (16)
- ► 04/11 - 04/18 (26)
- ► 04/04 - 04/11 (14)
- ► 03/28 - 04/04 (19)
- ► 03/21 - 03/28 (18)
- ► 03/14 - 03/21 (22)
- ► 03/07 - 03/14 (21)
- ► 02/28 - 03/07 (19)
- ► 02/21 - 02/28 (17)
- ► 02/14 - 02/21 (10)
- ► 02/07 - 02/14 (21)
- ► 01/31 - 02/07 (8)
- ► 01/24 - 01/31 (19)
- ► 01/17 - 01/24 (16)
- ► 01/10 - 01/17 (26)
- ► 01/03 - 01/10 (25)
-
►
2009
(691)
- ► 12/27 - 01/03 (26)
- ► 12/20 - 12/27 (27)
- ► 12/13 - 12/20 (26)
- ► 12/06 - 12/13 (24)
- ► 11/29 - 12/06 (6)
- ► 11/22 - 11/29 (8)
- ► 11/15 - 11/22 (16)
- ► 11/08 - 11/15 (16)
- ► 11/01 - 11/08 (24)
- ► 10/25 - 11/01 (15)
- ► 10/18 - 10/25 (8)
- ► 10/11 - 10/18 (15)
- ► 10/04 - 10/11 (15)
- ► 09/27 - 10/04 (14)
- ► 09/20 - 09/27 (17)
- ► 09/13 - 09/20 (1)
- ► 09/06 - 09/13 (5)
- ► 08/30 - 09/06 (15)
- ► 08/23 - 08/30 (11)
- ► 08/16 - 08/23 (17)
- ► 08/09 - 08/16 (11)
- ► 08/02 - 08/09 (17)
- ► 07/26 - 08/02 (23)
- ► 07/19 - 07/26 (10)
- ► 07/12 - 07/19 (9)
- ► 07/05 - 07/12 (10)
- ► 06/28 - 07/05 (6)
- ► 06/21 - 06/28 (16)
- ► 06/14 - 06/21 (17)
- ► 06/07 - 06/14 (5)
- ► 05/31 - 06/07 (12)
- ► 05/24 - 05/31 (20)
- ► 05/17 - 05/24 (10)
- ► 05/10 - 05/17 (22)
- ► 05/03 - 05/10 (26)
- ► 04/26 - 05/03 (14)
- ► 04/19 - 04/26 (12)
- ► 04/12 - 04/19 (20)
- ► 04/05 - 04/12 (3)
- ► 03/29 - 04/05 (2)
- ► 03/22 - 03/29 (9)
- ► 03/15 - 03/22 (6)
- ► 03/08 - 03/15 (16)
- ► 03/01 - 03/08 (7)
- ► 02/22 - 03/01 (15)
- ► 02/15 - 02/22 (12)
- ► 02/08 - 02/15 (15)
- ► 02/01 - 02/08 (4)
- ► 01/25 - 02/01 (11)
- ► 01/18 - 01/25 (10)
- ► 01/11 - 01/18 (4)
- ► 01/04 - 01/11 (11)
-
►
2008
(884)
- ► 12/28 - 01/04 (6)
- ► 12/21 - 12/28 (13)
- ► 12/14 - 12/21 (7)
- ► 12/07 - 12/14 (8)
- ► 11/30 - 12/07 (8)
- ► 11/23 - 11/30 (12)
- ► 11/16 - 11/23 (14)
- ► 11/09 - 11/16 (20)
- ► 11/02 - 11/09 (23)
- ► 10/26 - 11/02 (14)
- ► 10/19 - 10/26 (9)
- ► 10/12 - 10/19 (12)
- ► 10/05 - 10/12 (7)
- ► 09/28 - 10/05 (15)
- ► 09/21 - 09/28 (14)
- ► 09/14 - 09/21 (21)
- ► 09/07 - 09/14 (25)
- ► 08/24 - 08/31 (1)
- ► 08/17 - 08/24 (4)
- ► 08/10 - 08/17 (20)
- ► 08/03 - 08/10 (6)
- ► 07/27 - 08/03 (5)
- ► 07/20 - 07/27 (9)
- ► 07/13 - 07/20 (9)
- ► 07/06 - 07/13 (12)
- ► 06/29 - 07/06 (16)
- ► 06/22 - 06/29 (7)
- ► 06/15 - 06/22 (7)
- ► 06/08 - 06/15 (19)
- ► 06/01 - 06/08 (15)
- ► 05/25 - 06/01 (17)
- ► 05/18 - 05/25 (21)
- ► 05/11 - 05/18 (29)
- ► 05/04 - 05/11 (22)
- ► 04/27 - 05/04 (32)
- ► 04/20 - 04/27 (14)
- ► 04/13 - 04/20 (15)
- ► 04/06 - 04/13 (43)
- ► 03/30 - 04/06 (46)
- ► 03/23 - 03/30 (46)
- ► 03/16 - 03/23 (23)
- ► 03/09 - 03/16 (17)
- ► 03/02 - 03/09 (40)
- ► 02/24 - 03/02 (39)
- ► 02/17 - 02/24 (24)
- ► 02/10 - 02/17 (32)
- ► 02/03 - 02/10 (22)
- ► 01/27 - 02/03 (10)
- ► 01/20 - 01/27 (20)
- ► 01/13 - 01/20 (14)