L

Nerden Nereye 181

İki sezon arka arkaya aynı renklere sahip takımlarda forma giyip, en büyük sıçramayı gerçekleştirmiş oyuncu olabilir.

Selamın aleyküm. Son dönemde okuduğum spor kitaplarından bahsetmek istedim biraz, öneri mahiyetinde de.

1. Lanet Takım: Brian Clough'un hayatı/hikayesi zaten merak edilesi, okunasıyken, David Peace olayı daha ötelere taşımış. Bir yerlerde Clough'un ailesinin "kitapta bazı gerçek olmayan şeylerin" anlatıldığıyla alakalı dava açtığını okumuştum, ama zerre umrumda değil, öyle söyleyeyim. Başta Ekşi, bir sürü yerde filmle ilgili tonla övgü cümlesine denk gelebilirsiniz. Film çok iyi evet, ama kitap inanılmaz. Yazılmış en iyi futbol kitabı muhtemelen.

2. Bu Maçı Alıcaz: Söylendiği kadar varmış. Ülkede yazılmış en iyi futbol kitabının, futbol kitapları akımının öncüllerinden olması çok tuhaf. Keşke Kozanoğlu futbol hakkında yazmaya tövbeli olmasa da, yine ondan futbol okuyabilsek.

3. Michael Jordan ve Yeni Küresel Kapitalizm: Kitaptan, almadan birkaç saniye önce haberim oldu. Hiç duymamıştım daha önce. Memlekette müzik ve spor kitapları konusunda pek çeşitlilik yok, ama hiç beklemediğiniz şeylere toslayabiliyorsunuz.
Jordan'ın kendi hikayesi ile teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu "tüketim toplumu" dediğimiz şeyin oluşumu ve yükselişi paralel anlatılıyor. Jordan'ın nasıl bu sürecin simgesi olduğu, bu yeni dönemin ana figürlerinden biri haline geldiği vs.

4. "Ah abi İlhan'ı bi' oynatsalardı": Kitaplıkta Mehmet Demirkol'un Tae Han Min Guk'unun yanına konacak, 2002 Dünya Kupası maceramızla ilgili (eğer yanılmıyorsam bir 3.sü yok) ikinci kitap. Bedri Baykam akıllılık etmiş, "O dönemde ne oldu, birileri kayıt tutmalıydı" demiş ve uğraşmış. O günleri hatırlamak adına, ya da hiç hatırlamayan yeni neslin biraz derinlemesine ne olmuş-bitmiş, öğrenmesi için verimli olabilir.

Tokyo

Buradan Fenerbahçeli yetkililere sesleniyorum. Şu adama sarı headband ve sleeve bulun lütfen. Karşıyaka'da bile bunları formaya uygun renklerde kullanmışken, Euroleague'i kazanabilecek takımın oyuncusu böyle uyumsuz bir manzara ile sahada yer almasın bi' zahmet. Eğer kendisi istemezse de, elini-kolunu bağlayıp çıkarın amına koyim, zaten 1.60 falan pezevenk.

Erto

Tasarım konusunda yenilik aradıkça, formanın her bölgesini kullanma yoluna gidilebiliyor. Son dönemde gözüme çarpan 2 örnekte, arka görünümü karmaşıklaştıran tercihler söz konusu.

Puma giyen başka takımlarda var mı bilmiyorum –varsa da o bölge farklı renk mi, o da var– ama, Arsenal'ın iç saha formasının arka-alt tarafında, çok ince olmayan ve yanlara doğru azalarak biten bir beyaz bölge var. E artık formalar şortların içine konmadığı için de, bu bölge tamamen dışarda kalıyor ve maçı izlerken "lan bu forma nerde başlayıp nerde bitiyor" tipi cümleleri kafada dolandırmak zorunda kalıyorsunuz.

İkincisi de Ajax'ın evey forması. Şimdi formanın en altını saran şerit, –bu sezon çoğu Adidas giyen takımın formasında o parça var, aynı renk ya da değil– (ve kol uçlarının içi, ki iç saha formasında da öyle [bu arada o 3 tane "x"in de tarihsel bi' muhabbetleri var sanırım]) siyah-kırmızı. Üstüne, sanki arkadan bakanın kafası iyice karışsın ister gibi, şortta da en üstün hemen altında enine bir şerit, farklı renk –diğer şortta da tersi.

Tabii Arsenal'ınki daha rahat görülüyor, Ajax'ınki biraz sıyrılınca görülebilir hale geliyor.

Ertesi gün editi: Rafet bey yardıma koştu. "o 3 'X', şehrin sembolü. Belediye logosunda filan da var."

Pereira

1 sene önce filan şöyle bir yazı vardı. Muhtemelen burda lafını etmişimdir de. Bunların üstüne Noel zamanı şunu giydi Cavs. Etti 31. Bayağı bir düşündüm, ama sanırım sezonun geri kalanı boyunca başka forma giymediler.

Evvelki gün forma tanıtımları vardı. Birkaç saat evvel başkanları şu tip bir trollük denemesine imza attı. Ben 1-2 ay önce bazı hesapların yayınladığı yeni formalarla ilgili görsellere denk gelmeme rağmen, "n'oluyo lan" diyip zokayı yuttum.

Bu yenilerle oldu 34. Noel'de şu gelecekmiş, etti 35. Sırf bu sezon 7 ayrı forma giyecek Lebron ve Cavs (zaten öyle ki, iç saha formalarını 10 kere giyemiyorlar). 7 forma: Hani 7'sini de sevmeme ihtimalin yok, alma niyetin varsa elbet biri hoşuna gider. Öyle bir kuşatma.

Velhasılı, Lebron memlekette olduğu sürece, olabildiğince "sağma" peşindeler. De... Çok fazla ya. Nerdeyse sezon başına ortalama 3 yeni forma giymiş gibi bir manzara var, Lebron için. Bu 2-3 sezondur, kollular-kırismıs-retro-spaniş-ot-bok derken, her takım en az 4 formaya sahip oluyor. Babuş yıldızı olanlar da, iyice kasıyor.

Nerden Nereye 180

Lol

Efes'in Adidas'a "dönüşü"yle ilgili iki laf etmek istiyordum, Limoges'un müteveffa Seattle Supersonics'i çağrıştıran formasıyla birleşsin dedim.

Malum, senelerdir hep bir "Geri dönüyoruz" kalkışması halindeler, ama tam olarak yapamadılar. Hoca Ivkovic oldu, kaliteli oyuncular, şu-bu derken, eksik parça da tamamlandı: Adidas giyecekler yıllar sonra. Neredeyse 15 yıl oldu, son sezon 00-01'di. Fila, And 1, Nike, tekrar And 1 ve Adidas. Başarının gelmesi artık kesin.

Ve bu yıllar sonra yeniden başlayan ortaklık, direkt Efes'in 90'lar ve 2000'ler başındaki kırmızı soslu Adidas formalarına benzer bir tasarımla başlıyor. Aslında bir sezon da kırmızı üçüncü forma yapsalar, 1-2 maç giyilir, hoş olur.

Logan

Daha önce futbol içerikli bir sitenin İrlanda Federasyonu logosunu neredeyse birebir arakladığını fark edip burada bahsetmiştim --postu bulamadım. Bu daha fena. Yani zor falan ama, bu iki takımın Dünya Kupası'nda karşı karşıya gelme ihtimali var mesela.

(Rafet Bey'e teşekkürler.)

Nerden Nereye 179

Araştırma konusu: Baba-oğula hocalık yapmış teknik adamlar. Kaç tane varsa artık.

(Şu vardı bir de.)

Ren

Bunu ilk olarak ben fark etmiş olamam. Fernandao, fena halde, Uykusuz'da Cihan Kılıç'ın çizdiği "Ve Sinem"deki Sinem'in sevgilisi Kral'a benziyor. Şöyle genel bir link vereyim de, pek bir şey yok çünkü, sonrası için dergiden kendim çeker koyarım.

Fırsat

O gün Fener-Akhisar maçında gördüğümde şaşırdım. Bizde genelde hanzo gibi, iki tarafa da reklamı koyup, bir taraftaki reklamın üstüne de, sıkış-tepiş halde Lig logosu konuyor. La Liga'daki gibi yapmışlar. Ne güzel işte.

Wit

Asimetrinin kalesi Sevilla.

Alice

Futbol takımında bu manzarayı en fazla 3 kere gördüğümüzü filan hatırlıyorum: Biri 03-04 olsa gerek, diğeri de 05-06. Diğeri de yine formaları kendileri ürettikleri zamandı. Camianın alışık olmadığı bir görüntü, fakat zaten lacivert şort "aslolan" iken, bunun da arada bir denenebileceğini hatırlamak lazımdı. Tribünlerde de yaratılacak sarı ağırlıklı manzara ile güzel sinerji/bilmem ne ortaya konabilir.

Şuğul

Töre'nin sırtındaki manzarayı görmüşsünüzdür, fark edilmemiş gibi koyacak değilim elbet. Ama şunu düşündüm: Birinin aklına gelse de, gerekli izni de alsalar, bütün numaralar Beko logosuna uyumlu şekilde basılsa formaya... İsim de yine en altta, yamuk şekilde. Üf.

(Geçenlerde 1-2 kez daha Töre'nin numara ve ismi yamukça basılmıştı, ama o zaman yukarı ile de uyum yoktu. Bu artık en üst nokta: Sırt reklamıyla uyum halinde bir hata.
Numara ve ismi basan kişiyi düşünüyorum bir de. Kafa nereye gitti de, Beko'nun altındaki çiziği düz alıp, ona göre çaktı.)