Baddest Bad Boy of Them All

Şu Rick Mahorn olayını az araştırdım. Bizim evdeki televizyon bozuldu, aslında maç canlı yayındaydı. Youtube'dan baktım işte, bu Ricky: "ayırmaya çalışırken düşüyor" hikaye almış yere çalmış resmen Lisa'yı. Başlıktaki de oynarken anonsçunun adamı nasıl çağırdığı! "Kötü Çocukların En Kötüsü". Daha ne olsun.

Bad Boy, Her Yerde Bad Boy


Dün Auburn Hill, The Palace'da oynanan ve 84-81 biten Sparks-Shock maçında kavga çıkmış. Çıkar, olur. Bayan ligi diye olmayacak değil tabii. Ama yine bir cinslik var işte.
4.6 saniye kala atılan serbest atışlar esnasında Candace Parker ve Plenette Pierson itişiyor. Sonra saha karışıyor filan.
O arada Detroit Shock'ın yardımcı antrenörü Rick Mahorn, Lisa Leslie'yi itiyor. Ve de Leslie'nin takım arkadaşı Delisha Milton-Jones da Mahorn'a vurmaya başlıyor.
Rick Mahorn kim? Bad Boys dönemi Pistons oyuncularından. Belki de onların arasından en serti ve belalısı. Bad Boys lakabının alınmasında baş aktörlerden.
Demek ki hala içinde var o bozgunculuk, kavgacı ruh. Sen gel, antrenör halinde, karşı takımın oyuncusunu it.
Sonra itmek istemedim, ayırırken düştü filan demiş Mahorn. Doğru olabilir.
Ama ben, görüşümü söylemem gerekirse illa, itmiştir, daha doğrusu ittiyse garipsemem derim.
Sonuçta malın ne olduğu belli değil mi?

Bu arada The Palace da, ghetto'dan farksız oldu ha. Her gelen kavgaya.

Bu konuda Hüseyin detaylı bilgi verir zaten, onu bekleyelim.

Efes Coşar

Geçen sezonki hayal kırıklığının ardından koçluğa Ergin Ataman'ı getiren ve en azından geçen yılki kadar kötü olmayacağını gösteren Efes, görünen o ki, durumu düzeltmeyi bırak, çıtayı daha da yükseltmiş vaziyette.
Şimdiye kadar alınan yabancılar şunlar:Milos Vujanic, Boobsy Thornton, Charles Smith ve Michalis Kakiuozis.
Yabancıların hepsi gönderildi ve bu çok kaliteli 4 isim alındı. İlaveten Mario Kasun'un da peşinde Efes yönetimi. Eğer o da alınırsa...
Çok isabetli diyemesek de şimdiden, isim açısından bakarsak büyük transferler hepsi. Evvelki sezonu bile geçti yani. Thornton ve Kakiuozis zaten Ataman'ın eski öğrencileri.

Yerli transferinde de 3 hamle var. Biri geçen sezonu Benetton'da geçiren Engin Atsür, öbürü eski Efesli Kaya Peker, diğeri de geçen sezon Beşiktaş Cola Turka'da büyük çıkış gösteren Sinan Güler. Engin'i bilemem de, -ki Vujanic'i yedekleyecektir anca- Sinan savunmada büyük direnç getirecektir Efes'e. Çok iyi transfer.
Kaya da malum zaten.

Umarız 2 sezonluk hayal kırıklığının ardından -ki bu sezon finale bile çıkılamadı- bu sezon Efes, bıraktığı yerden devam eder işe.

Ac Milan 08-09




Inter'inki gibi sade formalar Milan'dan da. Çubuklu, 2 sezon öncekinin yakasızı gibi. Geçen sezonkinden iyi olduğu kesin! Koca Adidas, özel tasarım yapamıyor Milan'a. Dandik şeyler giydiriyorlar geçen sezonki gibi.
Çok az giymelerine rağmen, her sezon olduğu gibi siyah forma var.
Beyaz formada, sol kısıma dayalı, logonun üstünden geçen daha açık renk haç var. Güzel ayrıntı bu da.

Internazionale 08-09



Inter'in yeni sezon formaları. Çok sade, güzel ikisi de. Daha önce başka bir forma tasarımı dolaşıyordu nette, siyah ağırlıklı. Bunla alakası olmayan bir şey. Pirelli'nin altın rengi yazılması çok şık ayrıntı. Geçen sezon da görmüştük birkaç kez bunu.
Bir de yakanın iç kısmında beyaz üstüne kırmızı haç var uzunlamasına, güzel ayrıntı.

Sorular

-Mourinho Adriano'yu adam eder mi?

-Crespo Gs'ye gelir mi?

-Drogba Barça'ya gelir mi?

-Sago uçan kuşa dava açmaktan ne zaman vazgeçecek?

-Milan gerçekten Cl'de mi oynayacak?

-Hayko yeni albümü ne zaman çıkaracak?

-Hüseyin ne zaman adam olacak?

-Bjk tekrar ne zaman kırmızı forma yapacak?

-Kardeşim ne zaman gelecek!?!

-Marduk harbiden gelecek mi?

Nba'den-6

-Golden State'in son yıllardaki çıkışında pay sahibi olan free agent oyuncu Matt Barnes, Phoenix Suns'la anlaştı. İlk 5 çıkmayacaktır tabii ama, güzel hamle yine de. Hem zaten Suns'ın oyunu malum;onun içinde Barnes'ın rolü de malum. Arada üçlük atsın filan yeter yani.
O bu değil de, G.State'in o efsane kadro da dağıldı ha. Üzülüyorum lan.

-Keyon Dooling Nets'te. Nets bu yıl neler yapacak, görm ek lazım. Değişik bir kadroları oldu.
İşin Nets tarafını bırakıp, diğer tarafa bakacak olursak, çok büyük sıçış var. Magic'in elinde zaten doğru düzgün pg yok, olanı da yolluyorlar. Ha, adam gibi oyun kurucu alacaklarsa tamam. Ama diğer türlü de, anlaşılamayan hamle bu.
Kanka ayağına takım batıyor, sikerim böyle gm'i.

-Eddie House ve Tony Allen Boston'da kalmış. O benchi korumaları gerek tabii. Ayrıca Allen'ın da düzelmesi...

-Las Vegas yaz ligi'nin Mvp'si Jerryd Bayless olmuş. Bu çocuk gerçekten "o kadar"sa, Portland Play-off yapar. Hem de rahatça.
Öyle diyorum da, Clippers'ı filan da eklersen, yine Batı çok karışık olacak gibi bu sene.

-Josh Childress, Avrupa'da oynayabilirmiş. Kendisine kafanı sikeyim diyorum ben buradan. Ulan kadroya giremeyen adamlar Avrupa'ya gider, sen Play-off yapan takımdasın, yaptığın işe bak. Klasik zenci işte.
Gideceği takım da Olympiakos'muş. Ayıp. Vallahi ayıp. Atlamadıkları bir Kobe kaldı. Şu anda Memphis'ten filan daha kuvvetlidirler muhtemelen. Hatta başka takımlardan da.

İddia

Crespo ve Meira gelecek deniyor. Hele Bahri abi "Meira Gs'de" dedi. Yani gelirler, gelmezler o bir şey değil de, beklentiye sokmayın insanı. Az şey değil bu isimler. Boşuna kastırmayın bizi yav.

Büyük konuşmak da istemiyorum ama, Crespo gelirse, ve de çok ani olmazsa gelişi, gider karşılarım arkadaş. Sırf onun için gider.

Crespo...


Söylentiler dolaşıyor. Gelir mi gelmez mi bilemem. Daha az önce 01'deki Lazio maçında izledim. Sevgim daha da pekişti. Gelmiş geçmiş en büyük santrforlardan. Tipik Arjantinli. Sempatik. Kırgın.
Belki zamanında edindiği Dünya'nın en pahalı futbolcusu ünvanını tam olarak haketmedi hiç ama, hep büyük forvet oldu.
Olur da bize gelirse...
Sevinçten ne yaparım bilemiyorum. 33 yaşında. İsterse 73 olsun. Böyle oyuncuların kariyerinin hangi döneminde olursa olsun Gs'ye gelmesi büyük olaydır. La Liga değiliz ya.

Aklımda hep, şu resimdeki andan biraz önce attığı golle vardır. Ajax maçı, Amsterdam Arena'da. Soldan bir orta geliyor, Vieri'den. O da neredeyse ceza sahası dışından gelip hayvan gibi yükseldi ve köşeye gönderdi kafayla. Sonrası da bu işte.