Vörldkap başlamadan önce NBA Finalleri ve Dünya Kupası maçlarının çakıştığını farkedince, hemen bu 2 organizasyonun olabildiğince paralel devam etmesi için şükür namazı kılmaya gittim. İşe yaramış. Bunu başka şeyler için de denemek istiyorum.
Tam 1 hafta boyunca NBA Finalleri ve Dünya Kupası birlikte ilerledi. Harikaydı. Bu sabah bitti. Tek eksik, Vörldkap'ın yeterince iyi olmamasıydı. Eğer o da bir tık daha zevkli olsaydı, daha iyi futbol görebilseydik, orgazmik bir dönem olabilirdi bu.
Başlarda Finallerin uzamasını isterken, bir ara aklımıza Nate Robinson'ın da yüzük sahibi olabileceği geldi. Boston Celtics ile hiçbir sorunum yok. Hatta en sevdiğim oyunculardan biri olan Ray Allen orda. Ama Nate denen adamı biliyorsunuz. O, yüzük saabı olmamalıydı-olmadı da. Kobe başgan 2. three-peat için şansı sürdürdü. Genel durum 17-16 oldu. Sırf bu 2 takım 12 kez final oynamış birbiriyle. Nasıl bir hegemonyadır bu dayı kızı. Kobe, büyümeye devam ediyor. Hem niteliksel, hem de niceliksel olarak. Jordan'a yüzük bazında yetişmesine 1 kaldı. Yüzük, şekilci bünyeler için daha önemli elbet, ama Kobe, gerçekten Jordan'a çok yakın. Özellikle Batı finali'ndeki bir Suns maçı (dışardaydı, maalesef hatırlamıyorum, yani 3 veya 4. maç) ve bu serinin kaybettikleri 5. maçı, bu herifin hangi seviyede olduğunu net olarak gösteren karşılaşmalardı. Kimileri mesela Kobe'nin Jordan'dan daha iyi skorer olduğunu söyler. Ama bu mesela, aslında Kobe için olumsuz bir sonuç. Çünkü bu lafın ardından "ondan iyi skorer ama, gerisinde sıçıyor"a varılabilir. Ki işin aslı öyle değil.
Postun sonunda da, bu kupadan tek isteğimin biraz daha iyi futbol ve futbol adaleti olduğunu söyleyeyim. İspanya-İsviçre gibi maçlar bir daha olmasın, analar ağlamasın, çocuklar üzülmesin, "önemli olan sonuç abi yeaa" cılara koz geçmesin.