Halil Yazıcıoğlu


Toplasam 10 kere anca izleyip dinlemişimdir bu adamı. Trabzonspor maçlarını pek izlemem. Bu adam Trabzonspor'un tercümanı. Ben ilk defa Hugo Broos'un yanında gördüm, belki daha eskidir. Fransızca ve İngilizce'yi tercüme ettiğini duydum, eminim dahası vardır bu adamda.

Tercümelerinde oldukça dikkatimi çeken unsurlar; Diğer tercümanların aksine sürekli aynı kelimeyi kullanmaktan kaçınması, farklı veya aynı cümlelerde, aynı anlama gelen farklı kelimeleri tercih etmesi. Akıcı olması ve cümleleri çok güzel düzenleyip devrik kullanmaması. Aynı zamanda tercümesi de oldukça başarılı. Yani sadece cümlem güzel olsun diye saçmalamıyor ve bizim tercümanın aksine, direkt çeviri yapabiliyor. Kısacası Türkçe'si oldukça başarılı. Ses tonu da cabası tabi. Dediğim gibi çok fazla görmememe rağmen farklı ve kaliteli bir adam olduğunu hemen anlamıştım, o kadar belli ediyor kendini. Az önce Trabzonspor'un yeni transferi ile yapılan röportajda yine döktürünce buraya yazayım dedim.


Resmini bulmak için Google'da arattığımda ekşi linkini gördüm. Bu link beni bir hayli şaşkınlığa uğrattı. Meğer bu adam sadece benim değil herkesin dikkatini çekmiş. Tesadüfler güzel şeyler. Yani bu adamı, herkesin dikkatini çekmiş diye buraya yazarken değil, sadece ben çok beğeniyorum diye yazarken herkesin sevdiğini keşfetmek... Trabzonsporlu'ların en sevdiği isimlerden biriymiş. Fanları falan varmış adamın. Birçok futbolcunun üzerinde tutuyorlarmış. Hatta amigo olmasını isteyenler varmış, bulaşmasın o işlere diyorum.

Ayrıca eskiden bir gazetede yazarlığı da varmış.

Rocky 7




Nerden Nereye 3

Tamika


Normalde gerek yok diye aynı konu için bir post daha atmayı gereksiz bulurum ama, konu Tamika Catchings'in Türkiye'ye hem de Galatasaray'a gelmesi ise, orda duracaksın bir...
İyi bir oyuncu olduğunu bilir idim ama, son dönemde Wnba'i daha da yakından takip ettikten sonra önemini fazlasıyla kavramış oldum. Yani anlayacağınız, bu yapılan öyle böyle bir transfer değil. Çok çok büyük katkısı olacak takıma. Hem iyi bir skorer, hem defansif yönü çok güçlü bir oyuncu. Şöyle anlatayım all-aroundluğunu;kendisinin quintuple double yapmışlığı vardır. Yani 5 istatistikte birden çift hanelere ulaşmıştır bir maçta.
Bundan kelli Galatasaray bayan basketbol takımı maçlarını izlememek artı günah yazar yukarı. Hayırlı olsun.

TC

Türk Basketbol Tarihi'nin gelmiş geçmiş en büyük transferi bugün gerçekleşti.

Indiana Fever'ın yıldızı Tamika Catchings Galatasaray'da.

Coco


Konan abiye yamuk yapmayacaktınız.

Kalın

Başka var mı bilmiyorum da, Nike'ın bu sezonki 2 formasında yaka şeritleri çok kalın. Ve bu da akıllara 90'larda giyilen formaları getiriyor.



Şu aşağıdakine baksanıza.
Ama futbol modasının da, "moda" gibi ilerleyeceğini düşünürsek, birkaç 10 yıl sonra, yine bu tip yakalar yaygın olabilir.

Puro


Biliyorum yeni bir foto değil. Ama ben yeni gördüm. Falanca blogda çıktıysa da yapacak bi'şey yok. Ben kıyafet ile takıda kaldım. Müthiş. Yoksa futbolcu puro içmiş, şu mekandaymış filan, asla. Moda açısından bakınca harika bir görüntü. Fevkalade.

Hu


Fenerbahçeli taraftarlar için çok anlamlı olduğunu düşünüyorum bu fotonun. Nedim Karakaş'ın geçen yaptığı açıklamaları da hesaba katınca yani.

Tarsus İ.Y ve Fenerbahçe Benzerliği


Eski Arma

Bir manyak ben miyim bilemedim. Dünkü Bursaspor - Tarsus maçını izlerken Tarsus'ın arması gözüme çarptı. Hem de oldukça yakın çekimlerde, uzak falan değil yani. Tarsus'un arması neredeyse Fenerbahçe'nin kinin aynısı. Acayip araştırmacı kimliğim maçı bırakıp bu olayı araştırmaya itti beni. Açtım Google'ı, Tarsus'ın resmi sitesine girdim. Orada formalarına baktım, daha da şaşırdım. Tarsus'ın giydiği formalar Fenerbahçe'nin formaları ile birebir. Geçen sezonlarda giydiklerinin kalıplarında. Çubuklu, sarı beyaz ve turkuaz formaları var ki Fenerbahçe hepsini giymişti. Hele çubukluların şekli şemali bile birebir. Daha sonra devam ettim araştırmaya ve Tarsus'un armasının değiştiğini farkettim. Eski arması kendine özgü, hiçbir takıma benzemiyor. İş öyle olunca da acaba Fenerbahçe bu kulübü satın aldı da oyuncu yetiştirmek için mi kullanıyor dedim, bizdeki Beyoğlu hesabı. Başka bir açıklama olamaz çünkü bu benzerlik karşısında. Tarsus İdman Yurduna mail attım. Sağolsunlar cevap verdiler bu sabah. Yalnız cevap çok şaşırtıcı. Hayır bir alakamız yok. İşte bunu hiç beklemiyordum. E ne o zaman bu benzerlik ?
Tarsus

Fenerbahçe

Tarsus

Fenerbahçe

Tarsus

Fenerbahçe

Tarsus

Fenerbahçe

Güzel Formalar 50


01-02 Aston Villa away. Harika bir away. Ayrıca ideal bir away. Yakasını biraz değiştir, al şimdi giy. Kimse eski-demode demez. O dönem Diadora çok güzel formalar yaptı Villa'ya. Alpay olmasa haberdar olmayacaktık belki. Demek ki neymiş, her şeyin bir sebebi varmış.

Pep - Gökhan


Dürüst olalım, benzemiyor mu ? Benziyor değil mi ? Bakış falan aynı, duruş aynı. Saçlar zaten aynı da, Gökhan ektirdi sonra.

Blake


Yahoo Fantasy League'de takımın gidişatını baltalamasına mı söveyim, yoksa NBA'de neler yapacağını merakla beklerken Greg Oden gibi ilk sezonun tamamını kaçırmasına mı üzüleyim bilmiyorum. Blake Griffin NBA'deki ilk sezonunu maç yapmadan tamamlayacak. Detay için burdan.

Düz

Dikkatli futbol izleyicisinin gözüne batmıştır. Son yıllarda belli bir uzunlukta saçı olan oyuncular, saçı düzleştirme yöntemini uyguluyor. İsteyen istediğini yapar, onda sorun yok. Ama bu futbolcuların gerçek saçını görünce mesela, "öyle olmadığını görünce", insanın hoşuna gitmiyor. Yani ortada hakiki bir görüntü yok.
Yakından gidelim. Az önce Fb-Tokat maçını izliyorum. Mehmet Topuz kenara alındı. Ve benim önümdeki görüntü, şu değildi...



Saçlar kıvır kıvır böyle. Zenci bebesi gibi. İnsan onu görünce de "E abi..." ile başlayan cümleler kuruyor içinden. Tabii Topuz'un saçını "Aziz Başkan"ın emriyle kesmesi, bambaşka bir hadise, ona hiç girmeyelim.

Bu saç düzleştirme mevzuu, son 2-3 yıldır çok dikkatimi çekiyor doğal olarak. Çünkü çok örnek var önümüzde. Adam bir maç kıvır kıvır saçlarla karşımda, diğer maçta bir geliyor, dümdüz saçlar. Hemen bir örnek daha:



Bizim takım pek seviyor bu düzleme işini. Mustafa Sarp da yapıyor. Araştırınca çıktı, biliyordum düzleştirdiğini filan ama, hani saçları normalde çok acayipmiş. Ben bu kadar bilmiyordum:


Maçlardaki halinden farklı değil mi bayağı? Çokça.
Bu konuda çok göze batanlardan biri de Gökhan Gönül. Konuya uygun resimler bulamadım maalesef. Şu var, eğer böyle bir işe giriştiyseniz, devamlı hale getirin ki, kafadaki görüntünüz sürekli olsun, ben maçı açtığımda yine o görüntüyü bulayım. Saçını 2 günde bir kestirirsen, kısaltıp durursan, bu olmuyor tabii. Adamı ilk gördüğünde tanıyamıyorsun lan.

Olayın uluslararası örneklerinden biri Amauri. Çok bariz saçlarını düzleştirdiği. Bayağı göze bata bata yani. Dayı bir de maçlarda bant takmıyor, ilginç. Böyle saçları savura savura. Yırtıcı forvet imajı tam oluyi.




Bir de Higuain örneği var, ki onun için zamanında ayrı post atmıştım. Ufak bir aramayla onun saçlar arasındaki farkı da görebilirsiniz.

Yazı sırasında saçı kıvırcık veya dalgalı olup, son dönemde top oynayıp da, düzleştirme yoluna gitmeyen birini düşündüm. Aklıma Bülent Korkmaz geldi. 2005'te bıraktı. O dönemde de herhalde teknolojik olarak bu imkan vardı. Ve bilmiyor olması da zor. Mesela o toplamazdı da, takardı bantı çıkardı sahaya. Yani isteyen düzleştirir eder ama, kıvırcık saç varken de sıkıntı çıkarmadan işi çözmek mümkün yani. Nedir ki.

"Takım İçi Sürtüşme"


Size her yerde Barcelona içinde harika bir arkadaşlık, süper bir ortam olduğu filan söyleniyor değil mi? Yalan. Hale bak. Bir de bunlar hemşehri. Ayıp abi. Şuna bak ya. Bu takım 3 vakte kadar parça pinçik olur.

Nerden Nereye 2


İllallah


Şiddetle tavsiye edilir. İstanbul'daki arkadaşlara filan haber salmıştım, tesadüf denebilecek şekilde burada buldum. Şimdi şükür namazı kılmaya gidiyorum.

Pamuk


Kafa güzeldi herhalde bunları söylerken. Bunları bir Galatasaray taraftarı değil, herhangi bir futbolsever olarak söylediğimi sayın. Buyrun.

Çıkartma

Blogu açtığımdan beri eksiklik olduğuna hükmettiğim bir konuda yazmak istiyorum. Yazdıysam bile belki 1 defadır o da. Yeni gelişmeler olduğu için, şimdi bahsetmek yerinde olacaktır.
Mesele, çıkartma, albüm ve koleksiyon işleri. Hem bakalım bloga girenlerden veya yolu düşenlerden kaçı bu işlerle ilgileniyor. Bir nevi anket görevi görür bu yazı belki.

Tabii bu işi yürüten firma Panini. Onun üstünden yürüteceğiz muhabbeti. Bütün icraatler onlardan çıkma. Zaten küresel çapta bile rakipleri var mı, çok merak ediyorum.
Az önce bir büyük marketten bu sezon NBA için çıkarttıkları 2009-2010 NBA Basketball Stars albümünün çıkartmalarından aldım. Panini bazen bu çıkartmalar için toplu paket yapıyor. Daha ucuza gelebiliyor. Bu albümü sezon başında görmüştüm marketlerde ama, ortalıkta çıkartmaların esamesi olmayınca almaktan vazgeçmiştim. Çünkü benim için öncelik çıkartmalar, albümü her zaman almayabiliyorum. Gerçi çok da bir para değil albüm, alınır yani.
Bildiğim kadarıyla NBA için ilk kez böyle bir albüm üretilip satılıyor Türkiyede. En azından ben kaç senedir bu işlerle ilgileniyorum, ilk kez gördüm.
"Beklentilerim şu kadardı" diyecek bir durum yoktu açıkçası, ne bekleyeceğimi bilemiyordum. Biraz kapanmadan önce Pivot'un verdiği kartlara benziyor ortaya çıkan iş. Normal oyuncuları klasik mantıkla dikey değil, yatay yerleştirmişler çıkartmaya. Çaylak serisi dikey konulmuş-sol altta bir "Rookie" ibaresi var. Bir "maç içinden" serisi var. Bir tane sanırım ödüller için seri var, bana Jason Terry'nin En iyi 6. adam ödülünü alırkenki resmi olan bir çıkartma denk geldi. Bir de sanırım "efsaneler" serisi var. Son olarak da farklı bir dokuyla üretilen, kartımsı bi'şeyler var. Takımların formaları ve logoları var sadece bu seride ve o formaların üstünde takımların kuruluş yılları var. Güzel olmuş.
Bana bu kez denk gelen çıkartmalardan bahsedecek olursam, tek bi'şey söyleyebilirim:sanırım Sacramento yöresine gidecek olan paketler buraya düşmüş, ve bir tanesi de bana denk gelmiş.

Panini'nin Şampiyonlar Ligi serisi var bir de, ilgilenenler bilir. 2000'lerin başında 2 sezon bu albüm ve çıkartmalardan aldım. Her yerde yoktu, ama bir-iki yerde buldum, oralardan da olabildiğince aldım. Sonra sanırım 06-07'ye kadar ortalıkta görünmedi. Ya da en azından benim oturduğum muhite gelmedi, memlekette vardıysa da. Son 2 senedir de kartları çıkıyor Ş.Ligi'nin. Onlar da gayet hoş mallar. Da, bu sene daha bir egzantriğini çıkarmışlar. Super Strike diye isim de koymuşlar. Daha pahalı olmuş, o sakat.
Önceki 2 sezon alıyordum ben Cl çıkartmaları, ama geçen sezon yine görünmedi. Geçen,1 ay oldu, girdim Migros'a. Bir baktım, geçen sezonun kartlarından bir paket. Nasıl düşmüş ne olmuş bilmiyorum, kaptım hemen. En azından geçen sezondan da, az da olsa bir şeyler bulunacak.

Son olarak da Türksel Süper Lig için olanından bahsedelim. Eğer yamulmuyorsam, geçen sezon da vardı bu albümden. Alacağım paketlerde Galatasaraylı oyuncuların çıkacağını bilsem, gider alırım biraz. Ama onun haricinde almayı düşünmüyorum açıkçası. Tabii alan vardır, 13 yaş civarı filan. Zamanında sakızdan çıkıyordu bu işler, ondan daha iyidir.

Halil Çolak


Sessiz sedasız bir transfer yapmışız. Felemenk elleriyle olan bağlantılarımız işe yaramaya başlıyor. Hollanda taraflarından bir gurbetçi. Halil Çolak. Haziran 88 doğumlu ve sol açık ile forvette oynuyor. Yani bizde ön üçlünün solunda, ters kanat oynayabiliyorsa (inşallah) sağında yer alacak. Go Ahead Eagles'da 2. ligin en değerli oyuncusu seçilmişliği varmış kendisinin. Son 1.5 sezon istatistikleri de iyi. Transfer 600 bin dolara mal olmuş. Hollanda'da yetişen bir forvet alıyorsunuz, hem de Türk. Geldiği yer de, Go Ahead Eagles. Bu takımın ismini duyunca akla genelde tek bir isim gelir:Marc Overmars. Bunlar birleşince de insan güzel şeyler bekliyor tabii. Bakalım.

Edit:Aldık maldık diye yazdım ama, erken davranmışız. Daha kesin bi'şey yok. En azından oyuncudan haberdar olmuş olduk.

Fcb

Oldschool



Ita



Sanırım gördüğüm en iyi Milli takım forma kreasyonu. Keşke Dünya Kupası'nda giyseler. Dünya Kupasında giyecekleri forma için, burdan.