"Adanalı"


Yine yapacağını yaptı Jose dayı. Aceto ona Adanalı derken hiç de yanılmıyor. Nasıl bir kendine güvense, arkasını düşünmeden hakeme gider yapabiliyor, sonra tribüne gönderilince bile o vakur duruşu bozulmuyor. "Yaptıysam ben yaptım lan" gibisinden. Aynı Fatih Terim işte. Hadi Inter aldı bu maçı diyelim, yine de bu yaptığı affedilir mi?

"Beni şimdi kovsalar, 1 haftada yeni bir takımda işe başlarım" lafı ise bambaşka bir hadise.

Regal

Geçen bi' özetlerde mi ne görmüştüm, Tofaş basketbol takımı, Houston'ın beyaz formanın aynısını giymişti. Bugün de Gs ile oynadıkları maçta, kırmızı formaları için de, "örnek olarak" Atlanta'nın bu sene tedavüle soktuğu yeni kırmızı formayı (Atl) seçtiklerini gördüm. Ufak bir ayrıntı dışında aynısı. Üretici firmanın kim olduğunu bilmiyorum, logoyu tanıyamadım. Alışık olduğumuz işler değil mi, nolucak. 4-5 sene önce de F.bahçe yine Rockets formasının tasarımını alıp, sadece renklerini değiştirip giymişti. Ayrıca Trabzonspor'un basket şubesinin de Barcelona Regal'in formasının aynısını giydiğini biliyoruz.

03

"Şimdi tabii, bundan haberdar olmadınız herhalde, çünkü büyük basının yarısından çoğu mason olduğu için yazmadılar. Bundan aşağı yukarı 4-5 ay evvel Genelkurmay Başkanlığı bir tamim yaptı, 'Masonluk, Roteryenlik gibi kulüplere üye olanlar hakkında takibat yapılacaktır' şeklinde. Yani şimdi intibaha geldiler, onları da atacaklar. Daha yeni yeni. Bana sorarsanız 12 Eylül, yani Turgut Özal'dan İsmail Hakkı Karadayı'nın Genelkurmay Başkanlığı'na kadar olan dönem içerisinde yönetim tamamıyle dış merkezliydi.

Bakın Çevik Bir, Amerika'nın adamı, tasfiye edildi, onu tasfiye ettiler. Doğan Güreş olacaktı, onun için yetiştirilmişti. Bilmediğiniz bir şey de söyleyeyim:Sabetayisttir, dönmedir. Son zamanlarda dönmelere çok cesaret verdiler... Dönmelere bir şey diyemezsiniz, bütün sultanlarımız dönmedir, unutmayın. Devşirme bizim sistemimizde var. Devşirmeyi kötü bir şey saymayız. Biz Osmanlıyız, unutmayın."

Attila İlhan, 2003'te Milli Gazete'ye verdiği röportajdan.

48


NBA maçlarında skor bazında en çok dikkat ettiğim şey, bir takımın bir periyotta 48 sınırına ulaşıp ulaşmamasıdır. Bu hadise benim izlediğim/netten takip ettiğim maçlar arasında bir kez denk geldi sadece. O da normal olarak bir Phoenix maçıydı. Onun haricinde birkaç kez bu sınıra yaklaşıldığına şahit oldum. Nadiren gerçekleşmesi çok normal, düşünsenize bir, 12 dk.da 48 sayı, 1 dk.da 4 sayı demek. İşi hücum sürelerine filan vurduğunuzda, ne kadar hayvani bir başarı olduğu anlaşılır. O periyotta her şeyi atman gerek nerdeyse, ya da işte Suns/Warriors tarzı oynayıp, normalden çok hücum edip, biraz fazla iyi atmanız gerek.

Box score'lara bakarken kaçırmışım, az önce Konyalı Portlandlılar'da gördüm. Dünkü Nets maçında Mavs, 2. çeyrekte 49 sayı atmış. 17/19 ile (ohaaa). Herhalde Nets'in durumunu anlamaya bu skor da yardımcı oluyor.
Lan o değil de, Yemekteyiz'e Naz Elmas mı katılmış ne.

Hacı

Az önce ekşisözlük'te okuduğum bir entry'de şunlar yazıyordu özet olarak:"Galatasaray artık perşembelerin takımı".

Malum, son 3 sezondur Uefa sularındayız. İkisi direkt, biri Cl ön elemesinden düşme. Hatta süreyi biraz daha genişletirsek, son 5 yılda 4 kez Uefa'da yer aldık. Bu, benim yaşımda olanlar için hazin bir veri. Neden, şundan:Ben 87 doğumluyum. Benim futbolla haşır neşir olmaya başladığım zamanlardan en büyük miras, şu meşhur Şampiyonlar Ligi şarkısıdır. Bizim nesil, yaklaşık 10 yıl boyunca, her yıl en az 2 ay civarı, bu melodiyi duymaya alışmıştı. Anlamının farkında olan bilir, o melodiyi duyan, bi' acayip olur. İşte (06-07'deki başarısız macerayı da hiç saymazsak eğer) 5 yıldır, biz bu şarkıya hasretiz. Bu şarkının maçtan hemen önce duyulup, bedenin maça hazır hale gelmesine hasretiz. O şarkıyı duyduktan sonra, akıllardan "şimdi amınıza koycaz ulan sizin" cümlesinin geçmesine hasretiz. Takımın iyi durumda olmasa bile, o platformda yer almasına hasretiz. Takımımızın Türkiye Kupası ve hazırlık maçı harici salı/çarşamba maçı olmasına hasretiz.

Tamam, bu sezon takımın yeni bir kimliğe bürünmesi için şampiyon olmamasını göze almış durumdayız. Yeter ki efendi gibi bir düzenimiz, oyun şablonumuz, kimliğimiz olsun. Ama bir yandan da yeniden "salı/çarşamba takımı" olsak bea, fena mı olur be hacı. Yakında iyice alışacağız diye korkuyorum buralara.

Güzel Formalar 45



Son dönemin en şık away formalarından;07-08 Arsenal 2nd. Yakada ve reklamda kullanılan renklerin altın olması ve genel koyuluğun üstüne bu kullanım çok güzel bir götüntü yaratıyor.