Yeniler 2

Şu ilk postadan sonra işler daha yavaş yürüdü gibi. Sandığım kadar yeni forma yağmuru olmadı. Yine de gelenler var. Toplu şekilde yazalım son yenileri de:



Bu sezonki iç saha formaları ya 2 sezonluk üretildi, ya da yenisi sonra açıklanacak. Şimdi elimizde yeni sezonun 2. ve 3. formaları var. Beyazın gövde kısmında ince çizgiler olması, ve yakada açık mavi kullanmaları hoş olmuş. Burada bordo formanın önemi daha farklı. Çünkü genelde Schalke 3. forma için siyah ya da lacivert falan seçer. Bu kez daha farklı bir ana renk seçmeleri takdire şayan. Fena forma da değil zaten. İki renk yapmaları da harika, çünkü bazen takımların 3 tane dümdüz, tek renk forma giydiğini görüyoruz. Olacak iş değil amınakoyim.


Adamlar bildiğin ton değiştirdi lan. Ne ayak bilmiyorum. Zamanla öğreniriz. Genel bakarsak, iyi forma. Belki ton açılmışken beyaz yerine siyah katıp, iki rengi de daha belirgin kılabilirlerdi.



Bu damalı desen muhabbeti tarihlerinden gelen bi'şey muhtemelen. Geçen sezonki iç saha formasının yan kısmında vardı aynı desen, şimdi de formanın tamamına yaymışlar. Geri kalanı klasik Villa forması sayılır, mavi kısım omuzları da kapsamış bu kez falan işte.




Geçenki pembemsi deplasman formasından sonra bu hoşa gider artık herhalde? Düz tasarım zaten. Fakat önemli kısmı, home formada yaka kısmında sarı rengin kullanılması. Bütünlük sağlanmış bu sayede. Güzel olmuş.

Bu sezon giyilenden daha da sade bir Arsenal forması. Hiçbir ekstra yok, kollar beyaz, gövde kırmızı hepten. Bir de logo daha haşmetli olacak bu sezon, etrafında yapraklar falan. Ne yaprağıydı unuttum lan. Ama 125. yıl muhabbeti var işte.


Az eskilere gidersek, şunun neredeyse aynısı bir deplasman forması var Ajax'ın. Yamulmuyorsam 02-03'teydi. Güzel forma. Ama Feyenoord ve Psv deplasmanları için sıkıntılı. Herhalde o sorunu da alternatif mavi şortla çözerler.

İğrenç Formalar 12


Ne bu şimdi, çubuklu mu? Geçiniz. Newcastle'lı arkadaşlar kusura bakmasın ama, berbat bir forma. Tanıtımda "bu sene kolları beyaz, siyah gövde üstünde iki beyaz çubuk olan bir forma giyeceğiz" dedilerse o başka. Bu sezon için Newcastle taraftarlarına sabır diliyorum...

Retro 67

Terk


Evet, o yazının vakti geldi. 4. maçı bekliyordum bunun için. Şimdi dünür, bu adamlar 18 günde 4. maçlarına çıkacak. Zaten forma renkleri çakışmıyor. Herhangi bir maçta, herhangi birinin deplasman formasını giymesi gibi bir ihtimal yok bile. E O ZAMAN NEDEN BU MAÇLARDAN BİRİNDE İKİSİ DE DEPLASMAN FORMASINI GİYEREK MAÇA ÇIKMADI AMINAKOYYİM.



Eminim bu fikir aklına gelen tek kişi ben değilimdir. Evet, evey formaları giymeleri için hiçbir sebep yok, ama zaten tam da bu sebepten o formaları bi' maçta giymeli ikisi de. Neden yapmazsınız abi? Biriniz turkuazı, diğeriniz de siyahı giyin. Değişiklik olur, her maç karşında aynı renk, ne lan bu.

Hatta bir de yetmez, toplamda 5 maç yapıyorsunuz bu sezon. Şu 4 maçın ikisinde yapın şunu işte. Maçın birinde de turuncu ile moru giyin, hepten cümbüş olsun. 07-08 sezonunun ilk maçı olan İbb-Fenerbahçe karşılaşmasındaki gibi (Belgarath terk).



Çok ciddiyim, gidin sorun futbolculara da, iki takımın yüzde sekseni evet der buna. Hatta federasyon kural getirsin, normalde deplasman forması giyilmesi gerekmeyen maçların bazılarında, sırf uyuzluğuna deplasman forması giyilsin. Götlük değil mi amınakoyym. Zaten bizim ligde bu kendiliğinden uygulanıyor. Çoğu takımda forma kültürü olmadığından, ve kafalarına göre forma seçtiklerinden, 20 maçın birinde bu olay gerçekleşiyor. Nedir yani.

Metamorfoz


Jordan çok büyük oyuncuydu. Basketbola başlayan her gencin idolüydü, fenomendi. O ne zaman üst seviye basketboldan uzaklaştı, benimde içimden bir parça koptu. Biraz fazla duygusal olmuş olabilirim ama, durum böyleydi gerçekten. Kolay değildi, bu sporu sevmemi sağlayan adamdı, majesteleriydi.

O tahttan düşünce arkasından bir sürü yeni veliaht geldi. Penny Hardaway, Tracy McGready, Vince Carter, Kobe Bryant vb. isimler hep onun tahtına veliaht olarak gösterildi. Ancak İbrahim Tatlıses'in veliahtı olmak kadar kolay değildi, majestelerinin veliahtı olmak. Zaten bu isimlerde Jordan seviyesine bir türlü çıkamadı. Arjantinlilerin ''Yeni Maradona'' dalgasına dönmüştü anlayacağınız iş. Derken, birden bire LeBron James adında bir liseli peydah oldu. NBA'in tabiri caizse en boktan şehir konumlanmasına sahip olan Ohio'nun bağrından kopup gelmişti bu çocuk. Daha lisedeyken herkesin dikkatini çeken LeBron, yaşıtları ergenlik sivilceleri ile uğraşırken paranın belini kırmaya başlamıştı.

NBA'e adım attığı günden beri hemen hemen her adımını takip ederim LeBron'un. Jordan sonrası dönemin yeni fenomeni olmuştu benim için. Bazıları için sadece egodan oluşan bir über manyaktı, bazıları için de dünyanın en iyi basketbolcusu. ''İki ucu keskin bıçak'' tanımı var ya, işte o laf LeBron için söylenmişti sanki.

''Aşkımız renklere değil, LeBron'a'' mantığıyla ortaya çıkan bir güruhun Cleveland Cavaliers gibi ikinci sınıf bir takıma sempati duymasını sağladı önce, sonra da o manyakların hepsini adeta bir kara büyüyle Cavaliers'a bağladı. 7 seneye yakın sürdü bu birliktelik. Acısıyla, tatlısıyla 7 sene kaldı Cleveland'da. NBA Finali dahil her türlü başarıyı tattı, bir tek şampiyonluk hariç. Filmde bu noktada koptu zaten, The Decision felan derken ayrılma kararı aldı, doğduğu şehir Ohio'dan.

Cavs'i terkettiği gün bitti benim için, ancak bu onun NBA'in en iyi oyuncusu olduğu gerçeğini değiştirmedi. Ne Wade, ne Carmelo, ne de Kobe onun seviyesinde değil. O gelmeden önce Cleveland, NBA'in en kötü takımıyken, o geldikten 2 - 3 sezon sonra NBA'in en iyi takımı haline geldi. Tamam, belki şampiyonluk yaşayamadı ama, bir takımı neredeyse tek başına finale çıkardı. En çok karşılaştırıldığı isim olan ; Kobe Bryant'a bakalım. Tek başına ne başarısı var ? Şampiyon olurken yanında Shaq ve Gasol gibi süperstarlar vardı. Keza Wade de öyle, onun da yanında Shaq vardı. Peki LeBron'un yanında kim vardı 2007 yılında ? Anderson Varejao ve Sasha Pavlovic. İşte bu argüman neden onun 1 numara olduğunun en somut kanıtı.

Lige adım attığı günden itibaren her daim kendini geliştirmek için uğraştı/çalıştı. Bunun meyvelerini de aldı, her sene üstüne bir şeyler ekledi oyununun. Gerek fiziki, gerekse mental olarak şu an geldiği nokta bir bakıma onun nasıl bir iş ahlakına sahip olduğunun göstergesi. Bu sene de özellikle mental anlamda büyük gelişme var LeBron James'te. Dünkü Heat - Celtics maçını izleyenler, Ray Allen'ın LeBron James'e yaptığı sert faulü hatırlar. Normal koşullarda LeBron o darbeyi yedikten sonra şu yada bu tepkiyi verirdi. Ancak dün çok acayiptir böyle davranmadı. İçine sanki Kobe Bryant kaçmıştı. Yere düştükten sonra hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı, üstelik kalkana kadar geçen zamanda yerde bir - iki tane şınav bile çekti. Geçen sene Boston'a elenen Cavs'in satılmış oyuncusu ''LeBron'' kendi karakterinin ne denli bir olgunluğa ulaştığını, o hareketiyle göstermiş oldu. LeBron'un ''zihinsel'' bakımdan kariyer nirvanasıydı o reaksiyon.

''Söz gümüşse, sükut altındır'' monoloğunu gayet iyi oynuyor bu sene, işin ilginci kimse onun bu keşmekeş içinden çıkamayacağını düşünürken, o bu yükü büyük bir olgunlukla kaldırıyor. Eğer takımı finale kadar gitmeyi başarırsa, tüm NBA camiası LeBron'a iade-i itibar yapar. Bu da onun ''elit ama korkak'' imajından sıyrılmasına yeter. Hatta itibarı NBA camiasında daha da artabilir, çünkü Cavs'te liderlik ettiği oyuncularla Heat'te liderlik ettiği oyuncular arasında dağlar kadar fark var. Ancak, Heat'te bir başarı elde edemezse ''loser'' etiketini alnının çatına yapıştırırlar. Eeee LeBron, NBA camiası acımasızdır, benzemez öyle Türk jet sosyete camiasına. Ne diyorduk LeBron efendi ; ''gerçekçi ol imkansızı iste''. Hadi şimdi kolay gelsin sana.

Luca


Taze taze biz de blogda yazalım. Az önce Milan yeni sezon iç saha formasını tanıttı. İnternet üstünden yaptılar tanıtımı, işte "first blogal event" falan. AdidasItaly.com'dan yayınlandı. Galliani falan da oradaydı. İtalya'da pek yapılmayan bi'şeydir bu, sezon sonu civarı yeni formayı -ya da formaları- tanıtmak. Bu kez muhtemelen uzun süre sonra yaklaşan şampiyonluğun da etkisiyle, erken tanıtma yoluna girdiler. Beyaz ve diğer forma -ki büyük ihtimalle siyah olacak- da temmuzda tanıtılacakmış. Bu yeni çubukluyu ilk kez, eğer yanlış duymadıysam, diğer hafta içerde oynanacak olan Cagliari maçında giyeceklermiş. Zaten o arada şampiyonluk kutlaması falan da olur. Bayağı bir satar bu forma.

Şimdilik yayından alınan caps ve yayından birkaç dakika önce elime geçen bir resim ile idare edelim, nasılsa bugün-yarın daha düzgün, detaylı, enine-boyuna resimler çıkar, ekleriz posta.
O zaman forma hakkındaki yorumlar gelsin:


1. İlk göze çarpan, 09-10 çubuklusundan -aşağıdaki resim- daha yoğun olan beyaz katkısı. Orada sadece yakada görülen beyaz, bu kez hem yaka, hem omuzlardaki 3 çizgi, hem de kol uçlarında bulunuyor. Bir de formadaki kırmızı yoğunluğuyla birleşince, bu kez çok daha açık renkli bir Milan çubuklusu oluyor elimizde.


2. 04-05'ten sonra ilk kırmızı ağırlıklı Milan çubuklusu bu. Artık o sezonki Ş. Ligi finali hüsranından mıdır nedir, bayağı bir süre kırmızı ağırlıklı çubuklu çıkmamıştı, ki normalde zaten Milan çubukluları hep siyah ağırlıklı olur, malumunuz.

3. Çok daha ince çubuklar. Tabii, eğer Milan'ın 100. yıl formasını hatırlıyorsanız, bu çok da şaşırtıcı olmaz. 100. yıl forması da, Milan'ın ilk çubuklusuna sadık kalınarak, bu incelikteki çubuklarla yapılmıştı. Belki bu formaya bir açıdan, modernize edilmiş ve beyaz katılmış, ilk Milan formasının yeniden üretimi diyebiliriz.


4. Yaka ve kol uçlarında 90'lar esintisi var. Kalınlık açısından. Son dönem için çok normal.

5. Bu sezonki çubukludakin benzer şekilde yan taraftan geçen, çok uzun olmayan şeritler var. Bu kez 2 renge bölmüşler:yeşil-beyaz. Hoş ayrıntı. İlaveten üstteki resimde görüldüğü gibi, ensedeki yanyana İtalya bayrakları da güzel olmuş.

6. Arma ve Adidas logosu çok ufak. Neredeyse Euroleague takımlarının formalarındaki gibi. Bunu olumsuz olarak not edebiliriz belki.

7. Son 10 küsür yılda Milan çubukluları genelde kollarında çubuklar yer almayan formalar oldu. Ama bunda var, ve zaten ilk formalarını temel aldıkları düşünülürse de, doğru karar.

Kişisel kısma gelirsek:Ben bayağı beğendim. Zaten bu tip 2. ya da 3. renklerin eklemlendiği formaları hep severim.

Not:İlk resim için Jesus Almeyda'ya teşekkürler.

Azofeifa


Cuma günü oynanan Sivas-Gençler maçından bir fotoğraf. Bakmayın siz milletin farklı renk formalara olan tepkilerine. Bizim futbol aleminde acayip bir farklı renk forma damarı var. Özellikle de deplasman forması beyaz olan takımlar için. Eğer yıllardan beri o tip manasız kullanımların listesini tutsam, bayağı kabarık bi'şey çıkar ortaya, emin olun.

İki takım da deplasman formasıyla sahada. Yani iki takımın da deplasman forması giymediği bir çözüm nasıl bulunamaz, nasıl bulamadılar, çok merak ediyorum. Ev sahibi Sivas bembeyaz giyip, Gençler de çubuklu veya parçalıyı giyebilirdi. Ya da Sivas çubuklu altı kırmızı şortla çıkar, Gençler yine şu beyazı giyerdi. Sorsan takımlar çok "köklü", çok büyük, ama forma konusunda hassasiyet sıfır.