Dennis, liberoda oynadığı zamanlar benim futbol oynamayı beceremediğimi, beş para etmez bir topçu olduğumu düşünürdü. Bu düşüncesi, liberodan orta sahaya geçip benimle yan yana oynamaya başlamasından sonra değişiverdi. Futbolda bir işi birisiyle paylaşırsanız, aranızda bir ilişki oluşmaya başlar. Bu, tamamen farklı görevleri olan futbolcuların sahip olmadığı bir anlayıştır. Antrenman sahasında topu birbirinize atıp dururken bile aranızdaki ilişki gelişir. Bu öyle bir dışavurumdur ki, seviştiğiniz birisiyle ne kadar iletişim kuruyorsanız, burada karşınızdakiyle en az o kadar iletişim içindesinizdir. Orta sahada aynı görevi paylaşan iki oyuncuyu ele alacak olursak, onların futbol vasıtasıyla birbirlerini en az iki sevgili kadar yakından tanıyacaklarını söyleyebiliriz. Mesela John Giles ile Billy Bremner'ın durumu tam bu anlattığımızla örtüşmektedir. Sorunları çözmeye ve pozisyonlar hazırlamaya çalışırken aranızda çok samimi bir ilişki oluşur. İçinde konuşmanın olmadığı bir ilişkidir bu. Konuşan, hareketlerinizdir; konuşan, oynadığınız oyundur. Birbirinize topu verişiniz, birbirinize attığınız paslar, birlikte yarattığınız pozisyonlar zaten sizin adınıza konuşur. Sosyal manada muhakkak yakınlaşacaksınız diye bir şey yoktur, ama aranızda sessiz fakat samimi bir anlayış geliştirirsiniz. Dennis'le bana da öyle olmuştu. Orta sahada yan yana oynamak bizi eskisine göre bayağı geliştirmişti, ama arkadaş da değildik.
Sadece Bir Oyun Mu?, Eamon Dunphy, sayfa 33