Nerden Nereye 46

Retro 54

Gece


Yeni kitap Az'ın kapağı bu. Alıştığımız H.Günday kapakları kadar koyu (yani siyah) ağırlıklı değil. Ayrıca Hakan Günday bugün 18 gibi Ntv'de Gece-Gündüz'ün konuğu olacak. Kendisi Tv'de sık görünmez, bu açıdan önemli olabilir.

Petronor


Umbro devam ediyor. Bu kez de yeni sezon için çok güzel bir Athletic Bilbao deplasman forması. Bilbao'nun deplasman formaları genelde lacivert ya da siyah oluyor. Bu kez de Ikurrina'nın (Bask bayrağının) pek kullanmadıkları rengi olan yeşili seçmişler ve çok da güzel yapmışlar. Daha önce yeşil formaları var mı, onu bilmiyorum. Ve yine klasik bir kalıp tercihi.

Formayı enine kesen çift şeritli deplasman formalarına çok örnek verebiliriz, fakat o şeritlerin kollara doğru devam ettiği forma var mı, varsa kaç tane var acaba? Sabahın 6'sında benim aklıma gelmedi varsa bile.

Retro 53

Mufc


Kluivert oğluyla sahilde top deperken. Acaba Hollanda basınında da "oynadıkları topun üstünde Manchester United logosunun olması gözlerden kaçmadı" tarzı şeyler yazdı mı?

"Bir dönem Ajax ve Barcelona formalarıyla fileleri bombalayan siyahi golcünün, oğlunun da aynı şekilde futbolcu olması bekleniyor. United başta olmak üzere bazı İngiliz kulüplerinin küçük Shane ile şimdiden ilgilenmeye başladıkları öğrenildi. Hatta bir kulübün profesyonel sözleşme önerdiği, fakat babası Patrick Kluivert'ın 'ben 19 yaşında Şampiyonlar Ligi kazandırdım da ne oldu, 30 yaşında kariyerin amına koydum. Acelemiz yok, hele bi' büyüsün' diyerek, tekliflere temkinli yaklaştığı kaydedildi. Shane'in kreşten arkadaşlarının da son günlerde genellikle kırmızı ağırlıklı giysilerle görülmeleri, iddiaları güçlendirdi. Yakın zamanda ajanslara düşen resimler de, ManUtd'ın bu yarışta rakiplerinden önde olduğunu gösteriyor."

Cosby Show


NBA'in en Tümer Metin'i LeBron James çizgi dizi işine de el atmış. İzlemek isteyenleri şuraya alalım. İş adamı, basketbolcu, yaşlı adam ve çocuk olmak üzere dört ana karakter üzerinden gidiyor çizgi dizi. Aslına bakarsınız dizideki tek karakter isimden de anlaşılacağı üzere LeBron. Her egomanyağın yapacağı gibi burada da kendisini ön plana çıkarmaktan geri kalmamış. Bir bakıma Nike'ın reklam kampanyası bu şov. Karakterlerin üzerilerindeki kıyafetlerin ve ayakkabıların markalarına bakıldıkça çok net anlayabilirsiniz bunu. LeBron yavşağını pek sevmem ama bu proje hoşuma gitti, takip etmenizi tavsiye ederim(şaka lan şaka tavsiye felan etmiyorum).

Retro 52

Çarliston


Zaten yeterince fangirl falan vardı, şu resimlerden sonra iyice boku çıkar bu işlerin. Yandık amınakoyym.

İğrenç Formalar 11


Bu serinin devam etmesini istiyorum, fakat materyal sıkıntısı var. Geçenlerde bi' abimiz bu konuda destek verdi gerçi, oradan bi'şeyler çıkacak. Elde de 3-5 resim var. Diriltelim bari ufaktan.

Aslında bir açıdan garipsemiyorum. 90'lar bunlarla doluydu. Şimdi de Nike sağolsun diriltilmeye çalışılıyor o dönemki forma akımı. Bu, 96-97 Juve 3. forması. Tanıdık renkler üzerinden bir 3. forma yaratma yoluna gitmişler. Ana renklerden siyah gelsin, diğer taraftan -sonradan klasikleşecek olan- deplasman formasındaki sarıyı alalım, şöyle bi' güzel karıştıralım, bakalım ne çıkacak denmiş gibi.

Omuzlardaki desen Zebra çağrışımı yapıyor. Gövdede de böyle bir ırmak geçer gibi. İkiye ayrılıyor yukarı doğru. Sonra sağ taraftan ufak bir kol ayrılıyor. Alüvyonlar falan.

O dönemki şık uygulama bu formada da var. Önde takım logosu yok. Ama öyle durumlarda yaptıkları gibi kola da koymamışlar gibi görünüyor. E siyah üstüne sarı renk atılmış, böyle olunca da yıldızlar zor görünüyor. Sanki takım logosunu basmayı unutmuşlar gibi. De kötü be işte abi.

Edit:Aklımıza logo hiç gelmedi yazarken. Müşkülpesent sağolsun, yorumlarda Juve logosundaki Zebra'yı hatırlattı. İlaveten de, gövdedekinin Boğa olduğunu ve bunun da Torino şehrinin simgesi olduğunu söyledi. Ki yine gözden kaçırdığımız gibi, Torino Fc'nin logosunda da Boğa var. Bunları göz önüne alınca, daha anlamlı hale geliyor en azından forma.

Güzel İkili 31


Aslında tam da bu şekilde bir fotoğraftan Stockton-Malone ikilisinin olmalı. Payton-Kemp ikilisini engelleyen de Majesteleri, fakat Seattle'a yaptığı, Utah'a yaptığının yanında pek bir şey sayılmaz.

Jordan'ın "bi' sakin olun bakalım" dediği bir ortaklık da onlar oldu işte.

Retro 51


Tanıdık biraz değil mi?

Guus

Şahsen futbol denen meretle ilgili en çok aklıma takılan noktalardan biri, hocanın takımla maç içindeki iletişimidir. Zamanla futbolu daha da kavradıkça, bu kenardan, sanki tam olarak söylendiği anda oyuncu tarafından gerçekleştirilecekmiş gibi verilen direktiflerin ne kadar işe yaradığını gördük. Hele de Fatih Terim gibi mimik üstadı bir adamdan bunları gördükçe, iyice. Kukla oynatmadıklarını acaba hangi safhada anlıyor hocalar. Birkaç tanesi dışında, hepsi bu konuda ibretlik. Özellikle Bülent Korkmaz'ın kısa Gs kariyeri sırasında yönettiği maçlardan birinde, Sabri'ye maç içinde (sağ kanattan hafiften ilerlerken) "git git, devam et" şeklindeki cümlelerini duyduktan sonra, bu konuya takılmamak mümkün değil.

Bu konuda "ayılmamda" özellikle, 2-3 sene önceki FourFourTwo'lardan birinde okuduğum Deschamps röportajı çok büyük pay sahibi. Diyordu ki Deschamps: "Futbol kariyerim boyunca hocalarım sürekli kenardan bir şeyler söyledi. Ama ben onları hiç duymazdım. Hoca olduğumdan beri de kenardan oyuncularıma direktif vermiyorum. Çünkü duymayacaklarını biliyorum."
Açıksözlülük ve gerçekçilik açısından müthiş cümleler.

Ve az önce gördüğüm, Uğur Meleke'nin bugün yayınlanacak olan yazısından, Hiddink'in cümleleri:

"Eskiden saha kenarında oyuncularımı uyarmak için kendimi hırpalardım. Ama sonra fark ettim ki sesim en fazla 10 metre mesafeye ulaşıyor ve futbolcular da zaten beni duyunca o 10 metrelik bölgeyi terk ediyorlar! Artık 65 yaşındayım, ne söyleyeceksem maç öncesi söylemek durumundayım. Maçtaysa tek müdahale şansım, 3 tane oyuncu değişikliğinden ibaret."

Oyuniçi iletişime böyle bakan birinin Milli takım'ın başında olması -en azından ben ve birkaç kişi için- harika. Umarım mümkün olduğunca kalır Hiddink, ve mümkün olduğunca çok kişiye bi'şeyler öğreterek ayrılır bu ülkeden.

Yazının tamamı için burdan.