Turna


Artık bizim de bir Derek Fisher'ımız var:Yiğitcan Turna. Götü yeni düzelten Gs CC, bu moral bozukluğuyla küme düşerse hiç şaşırmam. O neydi arkadaş ya.

Shannon Brown

Bu oy mevzuları filan çok can sıkıyor. Ayrıca Nate denen getto soytarısının şaklabanlıkları da gına getirdi. Ama bizi bunlardan kurtaracak biri var artık:Shannon Brown. Eğer çok büyük bir sorun çıkmazsa ve elinde orijinal smaçlar varsa (yoksa da olur da biz böyle diyelim) Brown bu işi ağzımızı açık bıraka bıraka alacak yarışmayı. Son birkaç yılda gördüğümüz en abartı atletiklik bu abide. Yani Lebron itini saymazsak, J-Rich'ten bayrağı devralacak genç budur. Bu geceki Slam Dunk da bunun tasdiki olacak.


Bu Slam Dunk'ta halk oylaması var mı yok mu bilmiyorum. Varsa aklıma şu anekdot geliyor:Winston Churchill'e sormuşlar, "Demokrasi nedir?" deyu, o da "oy veren vatandaşlardan biriyle 10 dakika konuşun, anlarsınız" demiş. Bu mesele de aynısı işte. Adam gibi jüri olsun, oylasın. Onun da garantisi yok gerçi.

All-Star'da Shaq yok-en başta. Daha bir sürü adam yok. Tatsız-tuzsuz geçecek büyük ihtimal. Shannon'ın varlığı bizi Slam Dunk'ın verimli geçeceği hususunda umutlandırıyor. Umarım iyi bir yarışma olur. Hayvani şeyler bekliyorum. Fikir edinmek için, şurdan gel.

Nerden Nereye 9


Oy Oy David'im Nedir Bu Güzellikler

Aşağıdan devam edeyim:Rezalet ki ne rezalet. Şimdi çıkıp yine "bence öyle sence şöyle" diyen olur anasını satıym. Öyle değil abi. Şunu izleyen, kimin hakettiğini anlar. Bu oy işinin boku çıktı. Benim de çoğu kişi gibi favorim Derozan'dı. Nasıl olmasın ki, zaten en başta aday seçiminde sıçış var. Eric Gordon şimdiye kadar sezon içinde (50 küsür maç işte) sadece 7 smaç yapmış. Zaten kendisi de söylüyor nadiren smaç yaparım diye, adam şaşırmış seçilince. Diğeri desen klasik NBA'e yeni adım atmış, hoplayıp zıplayan hevesli atletik genç. Alley-oop gelsin diye maç içinde bakınıyor habire.

Bir de "saklama" hususu var. "En iyi smaçlarımı finale sakladım" diyor Derozan. Ulan gerizekalı biz senden neler bekliyorduk, sen ne yaptın. Hem finale çıkacağın ne belli? Güvene bak gençteki. Hele ikinci smaç tam fiyasko. Helal olsun Gordon'a, arada o kadar smaçsal fark olmasına rağmen elinden geleni yaptı, sonuç da karşıdan daha iyiydi. Oylama olmasa görürdük Derozan'ın suratını.
Olmuyor abi böyle oyla filan. Halihazırda olmuyorken, bir de aşağıda gördüğünüz saçmalık.
Bu sene de Nate yine alsın oyla, sonra All-Star izleyen yarı Na'vi olsun.

Komik

Favorim DeRozan'dı. Yarışmadan sonra Eric Gordon tahminlerimi altüst etti. Nba.com'dan oy kullanmak geldi aklıma. Fakat sanırım oyum DeRozan'a gitti.

Rezalet...

Oynamam lazım


Dünya Kupası arifesinde dünyanın en büyük futbolcularını bir telaş sardı. Viera ve Nistelrooy, belki son kez oynayacakları Dünya Kupası için form tutmak adına, ilk 11 şansı bulacakları takımlara gittiler. Elano Premier Lig'de yedek kalmaktansa Süper Lig'e geldi. Dünyanın en büyük yeteneklerinden biri olan Robinho bile, az zaman bulunca seçilemem korkusu yaşayıp ülkesine 6 aylığına döndü. Ronaldinho da belki son kez şov yapmak istediği 2010 WC öncesi eski günlerinden kesitler sunmaya başladı, grafiğini yükseltti. David Beckham, sadece futbolcu değil, Adidas'ın marka değerlerinden biri olmasına rağmen, yani bir yerlerini kaşıyarak bile Dünya Kupasına gideceği belli iken, sadece oynamak istediği için o turnuvada, 6 ay tatil yapmayıp Milan'a geldi. Yani ne kadar büyük isimler olursa olsunlar, bu adamların yaşadıkları "Dünya Kupası'na gidememe" korkuları var. O takımların başlarındaki adamlar, son bir kaç ayın form grafiğine bakarak takımları kuracaklar ve bu bir kaç ayda kendine bakmayan kral olsa Milli Takıma çağrılmayacak.

Bir de bize bakalım. Her milli maç öncesi 2 tane, güya rotasyon, genç yetenek vs... gibi sözde hareketlerle 2 genç adam çağrılır veya 1-2 maç patlama yaşamış tecrübe... Onun dışında 3 yaşındaki çocuğun sayabileceği bir kadro. Avrupa'da 2. Ligde oynayan, bir sezon boyunca 12 dk görev yapmış, 48 sene sakat yaşamış, form grafiği yerlerde, ama Avrupa'da oynayan lejyonerlerin yanı sıra, bir de Terim'in askerleri seçilir aday kadrolara. Avrupa ve 3 büyük dışında gelen isme sürpriz gözüyle bakılır. Yani neymiş ? Bizim futbolcularımızın öyle form tutmasına, turnuvalar öncesi kasmalarına falan gerek yokmuş. Seçilenler ebedi seçilir, seçilmeyecekler de zaten kendilerini bilirlermiş. Yoksa bir önceki sezonun gol kralı veya asist kralı olmuşsun hak getire. Yani neymiş ? Beckham'ın Robinho'nun kaşıması gereken bir tarafları bizim milli takım aday kadrosu kaşıyormuş. İnş. yeni gelecek teknik adam önce bu Terim zihniyetini kırar ve ne kadar emek o kadar forma şansı gibi basit ve Dünyanın kullandığı sistemi getirir.

Forma gibi Stad


Rakibimiz Atletico Madrid'in emektar stadı Vicente Calderon'un tribün koltuklarının boyası aynen forması gibi. Tamam, pek çok kulübün stadları formalarının rengindedir, ancak bu staddaki düzen de aynen forma düzeni gibi. Üst katlar kırmızı beyaz çubuklu, alt kat şortun rengi lacivert. Bana güzel geldi. Bu hafta içi de pek bu düzeni göremeyeceğiz tıklım tıkış olur Vicente Calderon.


Bu arada stadın enteresan bir konumu var. Nehir dibine yapılmış olan stadın, üstü kapalı tribününün altından yol geçiyor. Nehrin üstünü kapatıp üzerinden yol geçeceklerine, yolu olduğu yerde bırakma kararı almışlar ve üzerine stadı eklemişler. Koskoca Madrid'de yer yok anlayacağınız.

Lig Bizim Kupa Bizim


İtalya'da geçen sezon kupayı almış olanlar şu solda gördüğünüz İtalya bayrağı vari şeyi formasına yerleştirir. Zaten son yıllarda Roma hep alıyor kupayı.


Şampiyon olanlar da İtalya bayrağı koyar formaya. Genelde ortaya oluyor.



Bir de bu var. Geçtiğimiz yıl duble yaptıysan şekil bu oluyor. Göğüste yer olmadığı için kola taşıyor iş, ve yuvarlak İtalyan bayrağı kola yerleştiriliyor. Bu tabii ihtişamlı bir görüntü. Düşünsene, adam çıkmış karşına sahaya, ne var ne yok almış, kollar bile dolu.

Peki bizde durum ne? Bakalım bir.


İşte geçen sezon hem şampiyon olan, hem de kupayı kazanan Beşiktaş'ın bu sezonki formalarından biri. Hepsini koymaya gerek yok, çünkü hepsi bu şekil, üçü de:solda Türk bayrağı, ortada Adidas logosu ve sağda Beşiktaş arması. Şurdan hepsini görün işte.

Sadece bir tane Türk bayrağı var. Başka bir kupayı filan belirten bi'şey yok. Neden? Şundan:


Üstteki takımlardan Kayseri, 07-08 Kupa şampiyonu;Galatasaray da aynı sezonun lig şampiyonu. Gördüğünüz üzre ikisinin formasında da yuvarlak Türk bayrağı var. Aynı uygulama. Ve bilmeyen ya da hatırlamayan kişi, bu bayraklara bakarak hiçbir halt anlayamaz. Yani bu işin bir hale yola sokulması lazım. Ama eleme kuraları çekilmesine rağmen halen daha hocayı açıklamayan Federasyonun, eminim bundan daha möhüm işleri vardır. Yine de bu durum, bahsettiğim meselenin çözülmesi gerektiğini yok sayamaz.

Sensin O


Dün akşamki Galatasaray için hala "bal yapmayan arı" diyenler var. Bu arkadaşlar gençliklerinde internet cafélerdeki "uygunsuz içerikli sitelere girilmez" tabelasının altında porno sitelerde gezerken aletlerini sıvazlayıp pantolonlarına boşalanlardır efendim. Haberiniz olsun. Yoksa sen o musun?

Koala


Bir mizah dergisi daha sizlere ömür. Mart ayından itibaren dergi raflarında Koala olmayacak.

Pirelli


Maziden foto. Mutu, Di Biagio, Seedorf...

Gelmiş Geçmiş En iyi 2 Forma


Dünya futbol tarihi boyunca gelmiş geçmiş, yapılmış en iyi 2 formaya bakıyorsunuz. Her yönüyle kusursuz olan bu 2 formanın 2'sini de Dünya Kupası sırasında İngiltere giyecek. Beyaz forma geçen sezon tanıtılmıştı, hatta elemelerin son yarısında giyilmişti. Son bomba ise away formaları.

İngiltere, futbol'un beşiği olmasının yanında, forma kültürünün de en gelişmiş olduğu ülkedir. Taraftarından yöneticisine herkes bilir forma kültürünü. Geçtiğimiz sezonlarda sıradan denilebilecek milli formaları vardı, anlaşılan bir üstad yeter demiş ve sazı eline almış bu son 2 formada.


İngiltere'nin home forması beyaz, away forması ise kırmızıdır. Dünya Kupasında da bu düzeni bozmadılar ve aynen bu away ve home renkleri ile gidecekler. Formaları kusursuz yapan klasik ve son derece sade görünümleri. Pek çok insan bu 2 formaya bakınca hangi tarihlerde giyildiğini şaşırabilir. Çünkü şimdinin değil ,geçmişin izlerini taşıyan müthiş 2 retro. Bir formanın muhteşem olması için, janjanlı olmasına gerek olmadığını gösteren ve tarihi yansıtan 2 forma... Forma tasarlayanlara ders olsun. Ufak bir not düşeyim; Bu 2 formayı alacaksanız mutlaka ve mutlaka uzun kollu versiyonlarını alın. Çünkü kısa kollu halleri retro halinden biraz sapmış.

Daha fazla bir şey demiyorum. Herkesin zevki kendinedir ancak ben formalardan az çok anlıyorsam, bana göre Dünya Forma Tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 2 formasıdır bu formalar. İngilizlerin yapmalarına hiç şaşırmadım. Zaten onlara yakışırdı. Futbolcuların üzerlerinde çok daha şık duracaklar burada durduklarından.

Rafa


5 dakika ekleme yapılan maçta, 94.50'de oyuna stoper sokarken taktik veren adam:Rafael Benitez...

Beyaz-Kırmızı

Geçen Gs Formaları'nda kırmızı-beyaz away yapılması konusunda bir muhabbet açılmıştı. Tabii bizim ebedi 2. formamızın beyaz olmasını sağlayan maçtaki (daha önce beyazımız var, ilk değil bu) forma (Neuchatel maçı) bu mantıkla yapılmıştı:Takım renklerinin de yakın olmasından yararlanarak, milli renklerde bir forma. Ben de orada "bir üst beyaz-alt kırmızı awayimiz olsa nasıl olur" diye yazmıştım. Bir arkadaş da hemen çizivermiş sağolsun.

Sonradan daha önce de bir ara aklıma gelen "biz daha önce üst açık-alt koyu away giydik mi?" sorusu takıldı aklıma. Biliyorsunuz, Tür kulüpleri forma konularında daha oralara gelemedi, hatırladığım bi' tek Fb'nin geçen sezonki fosforlu sarı üst-lacivert alt'ı var. "Galatasaray forma tarihinde de yok" diyordum ki, aklıma şu forma geldi nihayet. Nasıl unuttuysam.


Bende resmi vardı ama, bulamadım. Şükür ki Gs Formaları'nda bu sezon-sezon forma resimleri işi bitti. Oradan alıverdim bunu. Efsane bir forma. Tek bir maçta giyilmiş, Katowice maçı.
Şöyle bir sorun var ama:Bu forma aslında bembeyazdı da, zorunluluktan mı böyle giyildi(hani karşı taraf üst koyu-alt açık giydiyse, mecbur kalınmıştır, o açıdan) ? Yoksa aslı böyle mi? Eğer böyleyse, o dönem için inanılmaz bir karar. Ve umarım öyledir.

Bizde beyaz formanın yeri kesin. Hani öyle ki, kimi zaman parçalı olmuyor, ama beyaz oluyor! O yüzden, böyle gelenekselleşmiş bir away rengimiz varken, artı üst açık-alt koyu away denemek gerekirken, ilaveten de tarihte böyle bir formamız varken (bir maçlık olsa da), bu şekil bir forma yapmak, elzem oluyor. Tabii bunun için, formalarımıza karar veren kişilerin de bu açıdan bakması gerekiyor.
Bir de beyaz şort yaparsın, bu kombinasyonu giyemediğin zaman sıkıntı olmaz, bembeyaz giyersin,

Son olarak da ilk paragrafta bahsettiğim o istek formayı koyayım şuraya. Fikir sahibi olmak adına, malum orijinal renklerle çünkü.


Bir de konuyla ilgili yazı linki, buyrun.

Edit:Sandığım gibi bir kez giyilmemiş bu, daha önce de varmış. Ama onlar da sanırım kreasyonda yeri olan formalar değil, öyle tek maçlık. Onun için aynı kategoriye sokabiliriz üstteki formayla. Ayrıntı için Gs Formalarına.

Eller Yukarı!

Gerçek Arsenal


Ben de dahil kime sorsak Arsenal'in klasik Home formasını ezbere, anında söyleyebiliriz. Gövde kırmızı ve kollar beyaz (kolların üstü ya da...). Bilmem kaç senedir de bu formayı giyerler. 2005-2006 sezonunda bir farklılık yapıp, tamamen düz bir bordo renk forma çıkartmışlardı (beyaz şort+ bordo çorap) ve bir anlamda İngilizlere hiç yakışmayacak Home forma değişikliğine gitmişlerdi. Oralarda yaşamadığım için taraftarın tepkisi ne olmuştur bilemiyorum, ancak buralarda şaşıran tanıdıklarım olmuştu. Ama ben İngilizlerin forma kültürünü çok iyi bildiğim için, bu işin altında da bir olay yattığını düşündüm ve ufak bir Gıgıl araştırmasına gittim.


Arsenal 1886 yılında kuruldu ve 2006 yılında 120. senelerini kutlayacaklardı. Arsenal kurulduğu zamanki ilk formaları; Bordo düz bir üst, beyaz şort ve siyah çorapmış. Yani adamlara kızıp bağırmanın bir anlamı yok. 120. senelerinde ve ayrıca Highbury'nin son senesinde, ilk formalarının modern halini tekrar gündeme getirmişler. Barcelona da bunu yapıyor bildiğiniz gibi. 100. ve geçen seneki 110. yıllarını kutlarlarken, ilk kuruluşta giydikleri parçalı formalarını gündeme getirmişlerdi. Lappap yazmıştı bu Barça'nın olayını. İşte Arsenal de aynı şeyi yapmış. Zaten İngilizlerin sallama forma yapmaları gibi bir durum olamaz.


Buradan da şunu anlıyoruz. Bazı takımların Home formaları illa ki kuruluş formaları olması gerekmiyor. Barçanın Home forması 100 yılı aşkın çubuklu olmasına rağmen, ilk formaları Parçalıdır. Arsenal'in de kırmızı gövde ve beyaz kol bizim için değişmez bir Home forma olmasına rağmen, hatta bence Ajax'tan sonra en kıdemli Home forma olmasına rağmen ve 100 yılı aşkın kullanılmasına rağmen kuruluş forması değildir. Bu tip takımların özel senelerinde kuruluş formalarını hatırlatması da başka güzel bir durum. Tabi 2005-2006 senesinde bordo çorap yerine siyah çorap giyselerdi tadından yenmezdi. Olsun o kadar.

Alain Afflelou

Kalın 2

Kalın başlıklı postta, son dönemde de ufaktan izleri görülen yaka şeridinin fazla kalın olması hadisesinden söz etmiştik. Bu konuda 1-2 ağır örnek daha verelim.


Nihatlı Viyyareal


Ne zamandan beri Pirlo'nun Inter zamanından resmini arıyordum. Oradan ayrılalı da neredeyse 10 yıl olduğu için, zordu. Ki bayağı bir zaman da bulamadım. Bu tip resimlerin hepsinde olduğu gibi, yine tesadüfen buldum. Kayıt olsun, dursun kenarda.

Nerden Nereye 8


Tercüman


Forvetsiz mi kaldık? 4-3-3 yerleşmedi mi? Ortasahadan top mu çıkaramıyoruz? Sabri'nin yokluğu sıkıntı mı yarattı? Leo Franco çok mu verimsiz? Kewell 2 ay mı yok?
Siktir edin hepsini. Şu anda bu takımınen büyük sorunu bu adam. Ne zamana kadar daha bu uyuz suratını göreceğiz merak ediyorum.

Off, ne karizma çıkmış be, aslanım benim.