Çeviri: Neden Yetişkin Erkekler Panini Dünya Kupası Çıkartmalarını Biriktirmeden Edemez?


(Oriinali için şuradan.)

"Panini Dünya Kupası çıkartmalarını biriktirmek için çok mu yaşlıyım?" Bu, hafta içinde yeni albümün yakında piyasaya sürüleceğine dair çıkan haberlerin üstüne, orta yaşlı erkeklerin kendilerine sorduğu bir soru.

Doğru yanıt, elbette "Evet". En büyüğü 5 yaşında iki çocuk sahibiyim, bütün param çocukların oyun oynadığı yerlere ve Clarks marka ayakkabılara gidiyor.

Ama her dört yılda bir, iyi niyetli ebeveyn sorumluluklarım, Panini albümleri dükkanlara geldiğinde yerle bir oluyor. Bugünlerde albümler dağıtılmaya başlandı; bu yüzden, bağımlı olmak, her zamankinden daha basit hale geliyor.

Her yerde futbol sahaları ortaya çıkmadan önce Panini çıkartmaları, bize dünyanın her köşesinden, var olduğunu hiç bilmediğimiz oyuncular hakkında fikir edinmemizi sağladı. Çıkartmaları özenle albümünüze yapıştırdıkça görülen saç kesimleri --ve elbette formalar-- feci derecede büyüleyiciydi. Lig albümlerinin erişemediği bir tür cazibeye sahiplerdi.

Çoğu Panini koleksiyoncusunun, konuşurken gözlerinin parladığı bir 'dönüm noktası' albümü vardır. Benim için bu, sonsuza dek Maradona'lı Arjantin'in İngiltere'yi elemesiyle hatırlanacak olan Meksika '86 albümüydü. "Var, yok, yok" şeklindeki sesleri, parklarda aralarında takas yapan çocuklardan duyabilirdiniz. Elde ne kadar çıkartma varsa, pazarlık gücü o kadar fazla olurdu. Hayal edebileceğiniz en müsrif şeymiş gibi, parasının tamamıyla toptancıdan alım yapanlar hakkında hikayeler duyardınız.



Ergenlik yıllarımda çıkartmaların çekiciliği, bilgisayar oyunları, ayakkabılar ve müziğin etkisiyle, iyice azaldı. Ancak birkaç yıl sonra bu kıvılcım, ofiste yapılan tesadüfi bir sohbet veya çatı katında yarıda kalmış bir albümü keşif ile birlikte yeniden alevlenecekti. Parlak bir amblemin çıkmasını umarak, hangi oyuncuların çıktığını görüp "gülmek için" birkaç paket alacaksınız -- genellikle iyi görünen bir Arjantin veya İspanya. Öncesinde her seferinde 10 paket alıp, dükkandaki çalışanı kandıramayacak şekilde "Çocuklar için canım" diyeceğinizi biliyorsunuz.

Çıkartma albümleri, günümüzün Instagram, Twitter ve Facebook'lu dünyasında çok da ses getirmemelidir. Ama günümüz pazarı nostaljiye dayalı ve bu nedenle günümüzde hemen hemen her şeyin koleksiyonunu yapan kişiler, orta yaşlı babalar. Onlar futbolcu çıkartması biriktirir, ayakkabı almak için geceden kuyruğa girer ve plak takıntıları vardır.

Çıkartma biriktirme yoksunluğum, bir süre de olsa gerçek yaşama dönmeme imkan tanıdı, ama 2014 yılında yeniden hortladı. Birkaç iş arkadaşım da bu furyaya kapılmıştı ve albümümü rekor sürede tamamladım -- bu hususta Twitter üzerinden takas yaptığım koleksiyonculara müteşekkirim. Son defa kendimi kaptırdığıma yemin etmiştim, ama geçen sene bir şeyler, beni kararlarımdan şüphe ettirdi. Dört yaşındaki oğluma Arabalar 3 filmi için bir Panini çıkartma albümü verilmişti ve o dört pakedin ardından sıkılsa da, ben o albümü bitirmeyi kendime görev bellemiştim. Oğlumun --YANİ BİR AMATÖR-- çıkartmaları sakarca çerçevenin dışına taşırmasını ve kaygısızca yapıştırmasını dehşet içerisinde izledim. Dişlerim gıcırdıyordu. Son çıkartmalar için onu sepetlemek zorunda kaldım.

Paketleri açmanın heyecanı ve benzersiz kokusu, kıvrılmış haldeki yapışkan sırtların masaya yayılmış görünümü... Dürüst olmak gerekirse sarhoş edici. Yeni bir kutunun geldiği umuduyla gazete bayisine koşmanın heyecanı geri geldi. İnsanların nostaljiden öleceğini düşünüyorum, çok güçlü bir grip gibi.

Bu yüzden, 2018 albümünün 22 Mart itibariyle satışa çıkacağını duyduğumda örümcek hislerim kabardı. Bu kez biriktirme işine girecekler mi diye öğrenmek için birkaç kişiye twit attım. Maalesef, cevapların hepsi olumsuzdu. Şimdi hayat gailesi içinde olan bir zamanların takıntılı koleksiyoncularının hepsinin, bir zamanlar bu 690 kadar çıkartmanın toplam maliyetinin ne kadar fazla olduğunun farkında olması, şu an için açıkçası şaşırtıcı geliyor. Haklı olabileceklerini kabul ederek, kendimi Panini büyüsünün etkisi altına girmemek üzere ikna ettim. Ama karım "Çocuklar için alacaksın, değil mi?" diye sorunca, bir şeyler harekete geçti: "Evet hayatım, elbette."