Ahmet Usta


Bu büyük haberi siz sevgili Lappappa okurlarıyla paylaşamadan edemeyeceğim. Ortadoğu ve Balkanların, hatta belki tüm Dünya'nın en iyi kebapçısı Ahmet Usta yarın yeni sezon açılışını yapıyor!! Dizi tanıtımı gibi oldu ama neyse artık.
Yakında olanları bekleriz efenim. Bir gelen bir daha gelmemezlik yapmıyor zaten. Ulan, böyle böyle adamı zengin ettik, komisyon almadık ha, salak mıyız neyiz.

Doğru

Anlamadığım bir nokta var:Herkes, Gs-Olympiakos maçında, Gs'nin "sezonun en güzel futbolunu" oynadığını öne sürüyor. Sanırım ortada bir kelime yanlışı var. "Doğru" diyeceklerine "güzel" diyorlar. Galatasaray, berabere kaldığı Antalya maçında bile bunun 3 katı iyiydi, ki onu da beğenmemişti millet. Çoğu maçta yaldır yaldır hücum ettik, rakibi boğduk, ama 2 savunma hatası yüzünden, öv(e)mediler takımı.
Güçlü bir rakibe karşı oynadık ve, "doğru" oynadık;kazandık. Sanırım "doğru oyun", galibiyet getirdiği için, "güzel" olarak algılanıyor. E Türk insanının kelime haznesi de malum.
Maçı düşünüyorum, lan diyorum, biz sezonun büyük kısmında (oynanan zaman dilimi kastediliyor) bundan daha iyiydik. Nasıl oluyor o zaman.
Biraz daha dikkat edilse de, insanlara daha doğru şekilde anlatsak meramımızı. Daha doğru yerleştirsek kafalara, anlatmak istediğimiz lakırdıyı.

Nba 08-09


Sezon başlamadan önce yazıp bitirelim dedik ama, teknoloji denen illet izin vermedi. Yine de çok geç kalmış sayılmayız. Power Rankings vari bir şer yapacağım ama, grup grup olacak. Lig öyle karışık ki, tutup da kimseyi sıralayamam. Batı'dan başlayalım.

Batı Konferansı:
Kuzeybatı Grubu:

-Minnesota:Play-Off yapmaları pek mümkün değil tabii bu batı'da. Genç bir takımlar. Şu durumda en önemli oyuncuları Al Jefferson. O yine belli bir düzeyde oynayacaktır da, ya gerisi? Corey Brewer "güvenimi" bu sezon boşa çıkartmaz umarım. Kevin Love'dan ümitliyim gelecek için.

-Denver:Camby'yi yollayan ve onun dışında savunmayla zerre alakası olmayan bir takım hakkında ne yazabilirim ki? Ya Camby yerine yıllardır sakat olan Nene'ye güvenmelerine? Bari Ivy'yi de salın da, adam son yıllarında yüzük peşinde koşsun.

-Utah:Tam olarak şampiyonluk adayı olmasalar da, olamazlar da diyemeyiz. Elinde Ak47 gibi bir adamın olup da, onu doğru-düzgün kullanamamak çok "hazin". Mehmet bir kez daha All-Star yılındaki gibi oynar mı, zor. Deron Williams daha da yükselecek (Amerikan basketbol yazarı sıtayl).

-Portland:Herkes onlardan çok umutlu, (Onur abi selamlar) ama ben olamıyorum bir türlü. Aha işte, Oden yine 2-4 hafta arası yok. Webster da sakat. Ha, Rudy coşup da eksik kapatacaksa onu bilemem. Play-Off yapamazlarsa şaşırmam.

-Oklahoma City:Onlar da ööyle takılacak işte. Jeff Green'e çok gıcığım. Formaları da çok kötü ayrıca.

Pasifik:
-Lakers:Bu sene sanırım olacak. İlk maçlarına bakacak olursak, çok rahatlar. Kobe'nin 20 sayı ortalaması tutturmasına bile gerek kalmaz belki. Benchten de iyi destek geliyor. Odom mızıkçılık yapmazsa, finale rahat ulaşılır, sonrasını bilemem.

-Suns:O "7 saniyede hücum eden" takım artık yok. Nash oldu 35, Shaq zaten malum. Yüzük çok zor artık. İster misiniz, Shaq bir yüzük daha için, bir takas daha yapsın. Matt Barnes'ı almak iş değil. Onlar açısından tek umudum Amare. O da Fantazi Lig'de takımımda olduğu için. İlk maçta bizi yendiler, intikam yakında.

-Kings:Yeni formaları güzel değil. Donte Greene'den umudum var. Bizden giden Udrih, orada aslan kesildi ya, ben daha hiçbir şey demiyorum.

-Warriors:Korkunç sempati beslediğim, "allah allah allah" şeklinde bir hücum stratejileri olan Warriors, az biraz değişiklikle girdi sezona. Barnes, Davis gitti. Oyun kuruculuk Ellis'e emanet edildi. Ama o da bir haltlar yiyip sakatlanıp, bir de ceza alınca, üstüne yeni gelen Marcus Williams da sakatlanınca, ilk maçlar için pg mevkii bir çaylağa kaldı. Turiaf hamlesi harika. Play-Off yapmalarını istiyorum, ama zor gibi şu anda.

-Clippers:Baron ve Camby'yi aldılar. İddialı gibi görünüyorlar ama işleri zor. Bir de Ricky Davis belası var. Kaman aynı şekilde devam ederse, şansları yükselir. Steve Novak'da da iş var gibi.

Güneybatı:

-Spurs:O kadar yeni güçlenen takımın arasında "demode" ve yaşlı duruyoruz tabii. Bir de Manu yokken hele... Roger Mason hamlesi çok akıllıca. Çok faydalı olacaktır bize. Udoka'nın da gelişeceğini düşünüyorum. Şu Ian Mahinmi de senelerdir D-League'e gönderilip duruyor. Hiç mi iş yokmuş, anlamadım ki. Tahminen yine en az Batı yarı finali olur. Son uyarı:tek sayıyla biten yıldayız! Her şey mümkün!!

-New Orleans:Herkes onlardan çok ümitli. Yüzük olur diyenler bile çok. Paul tabii çok büyük olacağını belli etti ama, aşırı güveniyorlar sanki onlara. Posey hamlesi çok mühim. O da Horry oldu çıktı. Julian Wright içine vursun, sağlam eleman. Çok sayıda iyi şutörleri var, ve bunları işletecek adam da(Cp3) var ellerinde.

-Dallas:Dirk yine işini yapacaktır, onda sorun yok. Benim esas umudum Rick Carlisle tarafında. Götü başı düzeltecektir eminim. Yüzüğe ulaşırlarsa filan, hiiç şaşırmam. Josh da ne dengesiz adamdır;birmaç ilk çeyrekte 15 tar, ertesi maç 5 sayı atar. Hiçbir şey bulamazsa da Abd bayrağına söver filan.

-Houston:İşte "Allah kaza bela vermezse" benim bu sezonki şampiyonluk adayım. Ron 91(Pacers) ve 93(Kings)ten sonra 96 no'yu alarak seriye devam ediyor. Eğer başlarına sakatlık gelmezse,en ciddi yüzük adayının onlar olduğunu düşünüyorum. İlaveten Ron arıza çıkarmazsa. E çıkarmasın da bi' zahmet. Kontrat sezonu.
Ayrıca Barry transferi de iyi oldu onlar adına. Bench açısından çok sorun yok sanki hevesli gençler vs.

-Memphis:Çaylak Darrell Arthur ilk Nba maçında 15 ribo alınca ister istemez dikkat çekiyor. Kaliteli ve genç kısaları var. Uyum sağlarlarsa ilerisi için olumlu haber. Marc Gasol'ün geleceği de merak konusu. Play-off ihtimallerine değinmiyorum bile.


Doğu Konferansı:
Güneydoğu:

-Atlanta:Childress bu tarafa kaçtı, efektif bench desteği azaldı. Al Horford'u çok seviyorum ve büyük oyuncu olacağına inanıyorum. Geçen sene Play-Off'larda Boston'ı zorlamaları akıllarda ve onlar için pozitif değerde. Play-Off belki.

-Charlotte:Draftlardan aldıkları gelecek vaad eden gençler bir türlü istenilen seviyeye gelemedi, gelecek gibi de görünmüyorlar. Larry Brown ne kadar etki eder takıma, o da meçhul.

-Orlando:Dwight post yapmayı öğrendiği gün kurban keseceğim.Orta mesafe atmaya başladığı zaman da kendimi! Bir de utanmadan sleeve takmaya başlamış. Hido bakalım devam ettirecek mi yükselişi. Battie'nin düzelmesi hayra alamet. Pietrus da soru işareti.

-Miami:Beasley çok kırgın, hevesli. Ama bu sezon katkısı sınırlı olacak gibi.Wade ayrılsın buradan. Marion'ın zaten gidici.

-Wizards:İşte Nba'in "cenabet" takımı. Arenas 3. ameliyatla haşır-neşir. Umarız sağlam döner. Haywood da sakat. Potaaltı geçen sezonu "bay geçen" Thomas'a kaldı. Dee Brown'ı az da olsa izleyecek olmamız hoş. Andray Blatche'nin fena götü kalkmış.

Merkez:

-Milwaukee:Redd ve R-Jeff Play-Off'a yeter mi? Bir ihtimal. Jianlian'dan kurtulmalarına sevindim. Sessions'a dikkat. Ayrıca "evrenin en iyi şutörü"ne de sahipler, aman.

-Cavs:Mo Williams hamlesi güçlendirdi onları. Lebron yine belli de, Gibson-Wallace-West gibi oyunculardan gelecek ekstra katkılar kaderlerini belirleyecek.

-Indiana:Hareketli oynayacakları belli. Bir de Tinsley'i paketleyebilselerdi.Play-off olmaz da, dolaşırlar öyle.

-Detroit:Kimileri onların zamanının geçtiğini, kimileri de hala mecallerinin olduğunu savunuyor. Ben kararsızım açıkçası. Yine Doğu finallerine yükselirler de, gerisi?

-Bulls:Zamanında eline geçen fırsatı kullanmazsan, sonra ne hallere düşeceğini sen bile bilemezsin. Rose'a güveniyorlar. Ben uzunlarına kılım. Hele de Thomas'a. Ellerinde yine çok sayıda yetenekli adam var,ama işte yapamıyorlar bir türlü.

Atlantik:

-Boston:Yüzüğü koruyabileceklerini hiç sanmıyorum.Miami örneği gibi olacak. Posey büyük kayıp. Bir daha aynı konsantrasyonla oynamaları çok zor. Gençlere daha sık şans vermeliler.

-New Jersey:Carter tek tabanca kaldı ve, o da All-Star arasında gidecek gibi. Lebron umudu onları ayakta tutuyor biraz gibi ama, garantisi de yok ki.

-Sixers:Brand'in gelmesi önemli tabii. Ama dış şut problemleri çok bariz. Ben düşünüyorum bazen, hayrına yardıma mı gitsek diye. Play-Off yapacaklardır.

-Toronto:O'Neal adam olup da oynarsa, işler değişir. Solomon'ın ne yapacağı da merak konusu tabii. Delfino gitti, Kapono daha fazla atacak-pardon, sokacak. Siyah formaları çok güzel.

-Ny: Çok merak ediliyorlar. Yeni koç, yeni düzen. Curry ve Zach gibi 2 hayvan nasıl"koşacak"? Lee nasıl birrol oynayacak bu yeni düzende? Duhon ne kadar yönetebilecek takımı? Sanırım Play-Off başarı olur onlar için.

"Beni Konuşturmayın"


"Turan Dursun'un kitapları nasıl basıldı. Kim finanse etti Turan Dursun'un kitaplarını".

Bu adam tüm bildiklerini söylese, herhalde iç savaş çıkar ne bileyim, feci şeyler olur. Ha, diyen çıkar şimdi, "o da şunun korumasında vs.". Ulan zaten öyle olmasa çıkıp nasıl konuşsun. Ama öyle veya böyle, çok önemli bu adam.

Tam Pkk ile ilgili şeyler söyleyecekken yayın kesildi. Süre bitimine vurdular işi ama, kimseyi kandırmasınlar. Adam belki de en önemli kısma gelmişti tüm program süresince.

Zamanında Ulusal Kanal'a (İşçi Partisi'nin televizyonu) bir ton paşanın nasıl çıktığını da artık anlıyoruz.

Kutluay İtü'de


Bir süredir basketbol kariyerini nerde devam ettireceği, hangi takıma gideceği belli olmayan Türk basketbolunun önemli isimlerinden İbrahim Kutluay, İtü'yle anlaştı. Onun İtü'yle anlaşmasının ardından oyunculuk kariyerini bitiren Harun Erdenay da dönmeye karar verdi ve böylece iki büyük ve kariyerli oyuncu artık İtü'yü Birinci lige çıkarmak için birlikte mücadele edecek. Basketbolseverler için güzel haber tabii, iki efsanenin birlikte oynayacak olması. Şimdiye dek kulüp takımlarında sadece 1 sezon beraber oynamışlar-o da Fb'de sanırım.

Bu arada Ntvspor'da Nba özetlerini sunan arkadaşı kınıyorum. Kenyon Martin'e Carmelo Anthony dedi. Maçın birinde de skor 90-91'ken 99-91 dedi, ardından takımın biri sayı atınca da "fark 3 sayıya çıktı" dedi. Harika.

Barça Hakkında


Yeni sezon Barça için pek iyi başlamamıştı. Son olanlar neydi, şunlardı:Hoca ayrılmıştı en başta. Onun dışında takımın 2 demirbaşı Deco ve Ronaldinho da gitmişti. Onlar haricinde de Edmilson, Ezquerro, Thuram, Dos Santos, Zambrotta, Oleguer gibi futbolcular, kulüple bağlantılarını koparmıştı. Bunlar tabii bir anlamda kayıp olarak görülmeyebilir ama, kadrodan bir anda bu kadar oyuncu kaybetmek her zaman risklidir. Ve de bu oyuncuların yeri bir şekilde doldurulacak, gelecek olanların bunların boşluğunu dolduracağı da her zaman garanti olmaz.

Takımın başına "bizim çocuk" kontenjanından, kulüp efsanelerinden Josep Guardiola getirildi.Bu, Guardiola'nın ilk A takımdeneyimi olacaktı. Kendisi daha önce Barça B takımını yönetmişti sadece. Bu açıdan, kafa karıştıran bir tercihti. Belki kendisi büyük bir futbolcuydu evet ama, hocalık kariyerinin de iyi geçeceğinin teminatı verilemezdi. "İyi futbolcu"ların "iyi hoca" olamadığı konusunda sayısız örnek var. Ama Barça yönetimi ona güvendi ve takımı emanet etti.

Alınan oyuncular ise şunlardı:Dani Alves, Hleb, Keita, Caceres ve Pedro Ledesma (bu arada ne çok Ledesma var ha).
Bu 5 oyuncuya 90 milyon euro harcandı. Çok gibi görünebilir.

Ve sezon başladı. İlk maç Cl elemesi olan Wisla maçıydı 4-0 alındı ilk maç evde ve, Cl garantilendi(2. maç da dışarda 1-0 alındı).
Ardından ligin ilk maçında Numancia'ya deplasmanda 1-0 kaybedildi. Tabii burada futbolun uyuzu tarafını da görebiliriz. Mesela Barça'nın 2 direği var maçta, "ya onlar girseydi ne olurdu" da denebilir rahatça. Ayrıca eğer Barça bir Türk takımı olsaydı, bu maçta giyilen sarı formalar, uğursuz geldiği gerekçesiyle bir daha giyilmeyebilirdi.
2. hafta da içerde Santander'le berabere kalınınca, ortalık karıştı tabii. Yeni ve tecrübesiz hoca, kısmen yenilenmiş kadro. Bulmuşken vuracak tabii basın.
O dönemde arka arkaya gelen 2 maç (Gijon'a karşı 6-1 ve Betis'e karşı 3-2) ve öncesinde haftaiçi Camp Nou'da alınan S.Lizbon galibiyeti, biraz olsun suları durulttu. Bu sene ligden düşmesi kesin gibi olan Gijon'la puan kayıplarının hemen ertesinde oynamak büyük şans diyebiliriz. Ne bileyim, ya Atletico olsaydı.

Ve bu 3 galibiyetin ardından takım açıldı. Ligde son oynanan 6, Cl'de 3, ve de Kupada 1 maç kazanıldı. Toplam 10 maçlık bir galibiyet serisi var elde. Böyle giderse de uzar daha da. Çünkü takım oturuyor ve gol atma sıkıntısı yok. Aksine fazla gol atılıyor.Fazla ve çok erken!
Şu kısa vadedeki 3 maçta (Atletico, Basel, Almeria) Barça, ilk yarım saatte 4 veya 5 gol atarak maçları koparttı hep. İnanılmaz bir ivmeyle karşı takıma saldırıyorlar ve golleri rahatça buluyorlar. Eğer normal oynamaya devam etseler, emin olun o 4-5-6'lar çok rahat 10 falan olur.
Son 10 maçta 34 gol attı Barça. Maç başına 3.4 gol. O 2 tane 1-0'ı saymazsanız, ortalama daha da yükseliyor.

Barcelona şu anda Ligde lider Valencia'nın bir puan gerisinde 19 puanla ikinci, Cl'de de grubunda 9 puanla lider-Bütün Cl'de tek 9 puanlı takım ayrıca. Gruptan çıkış garanti gibi bir şey.

Son maçlarının çoğunu izledim Barça'nın. Ve o yüzden bu kadar umutlu yazıyorum. Yoksa diğer türlü herhangi şekilde alınmış farklı galibiyetler olarak da algılayabilirdim. Ama takımın neredeyse her maçı ilk yarım saatte koparıp, ardından keyif yapması taraftarı da sevindirip ümitlendiriyor. Nasıl yapmasın ki? Karmaşık geçen 2 sezonun ardından, hoca değişimi, takımın 2 demirbaş oyuncusunun, liderinin gitmesi, yeni gelen birkaç kişi vs. Fakat tüm bu şüpheler şimdi yerini kupa umutlarına bıraktı. Bu gidişat devam ederse, belki "şampiyonluk garanti hacı" gibi bir şey söylenemez ama, en azından şampiyonluğun son dönemece kadar zorlanacağı, geçen sene gibi olmayacağı kesin. Cl açısından bakarsak da, geçen sene kör-topal yarı finale ulaşıldıysa, bu takım bu form düzeyinde ve bu sonuçlarla devam ederse, finale pek sorun çekilmeden, ve çok göze hoş gelen biçimde ulaşabilir.

Bir de oyunculara bakalım:
Messi o kadar formdaki, maçta hiç kasmadan, böyle 1-2 gaza basıp, gidip golünü atabiliyor veya attırıyor. Çoğu zaman Xavi'yle verkaçları bile takımı rahatça pozisyona sokmaya yetiyor. Umarım sakatlanmaz ve böyle devam eder de, hem Barça'yı kupalara ulaştırır, hem de önümüzdeki sezon Dünyada yılın oyuncusu ödülüne ulaşır.

Xavi Euro 2008'de bıraktığı yerden devam ediyor. Belki de kariyerinin en iyi dönemlerini yaşıyor.
Alves hücumda beklenen etkiyi yaratmaya başladı. Bu kadar ileri çıkan bir bek, arkayı nasıl kontrol eder diyorsunuz ama, ediyor işte. Basel maçında ilk golde verdiği no-look asist inanılmazdı.
Busquets bu sezonun en büyük sürprizi. Henüz sezonun yarısına gelmeden kendini gösterdi ve sık sık şans bulmaya başladı. Xavi-Iniesta-Fabregas serisinin son ürünü gibi. Tam bir orta saha oyuncusu. Elden kaptırmasak bari, aman.
Henry daha iyi gibi. Moral olarak filan yani. Sezon başında bir ara sorun çıkıyor gibi oldu ama, dindi.
Krkic de geçen senekinden daha efektif olacak gibi. Sonuçta bir yıllık tecrübe sahibi artık, o kadar toy değil. Ve de forvet rotasyonu daha az kalabalık artık. Daha çok şans bulacak;buluyor da.
Eto'o bey bu sezon başı "yine" gidiyordu. Ama şimdi de takır takır atıyor. Son maçta da hat-trick yaptı. Böyle devam eder inşallah.
Puyol her zamanki gibi.

Sonuç olarak;yine sahnede güzel futbol var. Olumsuz sonuç alınsa bile güzel futbol amaç. Ki şimdilik sonuçlar iyi. Öyle gidecek gibi de görünüyor. Guardiola yavaştan yeri sağlamlaştırıyor.
İnsan Barça maçlarını seyrettikçe bu takım varolduğu için ve onu tuttuğu, sevdiği için şükrediyor.

"God, The Nation, Barcelona"


"Anlatacağım hadiseyi öğrenince doğrudan o yıllar geldi aklıma. Fas'ın başkenti Rabat'ta 18 yaşındaki öğrenci Yassinne Belassal okul tahtasına Fas Kralı Kral 6. Muhammed için de kullanılan "God, The Nation, The King (Tanrı, Millet, Kral)" yazısını "God, The Nation, Barcelona" diye yazınca hapisi boylamış. Suçu kraliyet ailesine hakaret etmek. Belassal'ın Barcelona taraftarı olduğu ve takımına duyduğu sevgiden dolayı böyle bir yola başvurduğunu öğrenen Barcelona kulübü yetkilileri de hemen bir avukat tutup Belassal'a yardım eli uzatmışlar. Sadece bu değil, Belassal'ın babası krala bir mektup yazarak oğlunun affedilmesini isterken, internet üzerinde de gencin serbest bırakılması için birçok kampanya başlatılmış durumda. Kraliyet ailesine karşı yapılan en ufak eleştiri mizahi de olsa inanılmaz tepkiler alıyor Fas'ta. Bu yıl içinde Fas'lı bir internet kullanıcısı kralın kardeşinin ismiyle sahte bir facebook profili oluşturmaktan 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak cezası daha sonra geri alındı."

Hikaye Flying Dutchman den. Çok etkileyici gerçekten. Elemanın Barça sevgisi ayrı etkileyici, kulübün elemana sahip çıkması ayrı etkileyici.
Bu arada bizim de Fas'tan pek farkımız yok, onu da görüyoruz tabii.

Maradona Milli Takım'da


Gecenin bir vakti Aceto usta'da okuduk haberi:Maradona milli takımın başına geçti. Ben açıkçası pek beklemiyordum bunu. Neden derseniz, Maradona'nın bu tip ciddi yükümlülük altına girecek bir adam olduğunu sanmıyorum. Yaydığı izlenim de malumunuz. Tamam, büyüktür vs ama, hocalık vaziyetleri olmaz gibi duruyordu:Olurmuş meğer. Altına da Carlos Bilardo verilmiş.
Daha demin bir yerde Arjantin, 2010 Dünya kupası filan ile ilgili bir şeyler yazmıştım, üstüne bu haberi aldık. Bakalım, umarız alır bu kupayı Arjantin;seviniriz fazlaca.
Damadı kayırırsa bozuşuruz tabii. O kadar yetenekli-kaliteli forvet içinden kimleri oynatacak, bence şimdiden otursun onu düşünmeye başlasın.
Resimle de bağdaştıralım postu ve gidelim:Uzun süre "abi" modunda takıldı elemanlarla, ne bileyim Messi ile veliaht muhabbeti vs. Şimdi de hocaları oldu Maradona gençlerin. O şekilde de böyle iyi anlaşırlarsa ne ala.

Teessüf

Buradan bütün blog okurlarına, hatta diğer blog okurlarına da teessüflerimi bildirmek istiyorum. Deminden beri kime "Abi blog'a bi girin yav" yalaması yapsam, herkesin cevabı şu:"E kapalı ya".
Ulan pezevenkler, kapanırken iyi, haberiniz var da, sonrası niye yok. Takip etsenize. Çok mu işinz gücünüz var.
Sadakat sıfır amına kodumun yerinde.

Lee Gider


Dünya çapında zekice hamleleriyle tanınan Knicks yönetimi, salary cap'de yer açmak için, önümüzdeki sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan David Lee'yi salacakmış. Canı gönülden tebrik ediyorum kendilerini. Umarım Spurs bu konuda bir hamle yapar. Eleman lige geldiğinden beri çok dikkatimi çekiyor ve seviyorum. Eminim çok yararlı olacaktır bizim yapıya. Hadi be hacı dayı.

Bu arada, şaka maka Nba başlıyor bugün. Hadi hayırlısı. O kadar zaman ara veriliyor ki, tamamen aklımızdan çıkıyor canı sağolasıca.

Yılın 11'i


FIFPro, yani Fifa Profesyonel Futbolcular Birliği, her yıl açıkladığı gibi bu yıl da Yılın 11'i ve Yılın oyuncusunu açıkladı.
Kadroda Avrupa Şamiyonu İspanya'dan tam 5 oyuncu var. Ayrıca Barcelona'mızdan da 3 oyuncu var. Bu takıma bu sene en çok oyuncuyu biz verdik. Seneye inşallah daha fazla. Bu gidişle de olur gibi. Messi, Xavi ve Puyol bu oyuncular.

Cr7 de yılın oyuncusu seçildi. Bu da çok normal. Ama bu sene bu da değişecek. Bu değişiklik için üzgünüz.

Kadro da şöyleymiş efem:
Kale:Casillas
Defans:Ramos-Ferdinand-Terry-Puyol
Orta:Gerrard-Xavi-Kaka
Forvet:Cr7, Messi, Torres

Feci hücumcu takım ama, reelde böyle br yapılanma olmadığı için sorun yok. Olsa da bu defansla kaç gol yerler, tartışılır.
Güzel, ama sizce neden bu postta Messi resmi yer alıyor? Çünkü seneye Yılın oyuncusu o olacak, ve Dünya'nın en iyisi o.

Falan Da Filan

Teknoloji beni çok seviyor. 1 hafta civarı yine nete giremedim. O arada da Blogger'a yasak filan gelmiş. Geri alınmış vs.
O kadar öyle ki, Fantazi Lig Draftına katılamadım. Ne anlamı kaldı şimdi o ligin, siz söyleyin bana. Neyse artık, bundan sonra uzun süre uzak kalma olmaz sanırım.
Yasak hakkında bir şeyler söyleyesim var ama, ne diyeyim ki? Ne denebilir yani.
Gs de yenildi zaten. Allahta Barça yüzümüzü güldürüyor çokça. Bayağı çok hem de.

Netin olmadığı durumda kitaplarla seviştik tabii bol bol. Ayrıntı yayınları sağolsun, sevindirdi bizi. Sevindiriyor da hala.

Sinan Meydan'ın yeni kitabı çıkmış, almalı. Destina ile Karanlıktaki Adam'ı da alamadık daha be.

Böyle "blog insanı" şeklinde yazıları da sevmiyorum ama, ne yapalım, oluyor arada.

Blogger Açılmış

Bir önceki post'u girmemden beş saat sonra blogger erişimi açılmış. Hayırlı olsun. Bende zaten problem yoktu da, okuyucu açısından sıkıntı. Neyse, geçti gitti.

Ananızı Sikeyim

Ülkedeki düşünce ve düşündüğünü ifade etme özgürlüğünü kısıtlayan gerizekalıların, onları fişekleyen adalet sisteminin, o sistemin başındakilerin, ve bu sömürüye katlanıp hala hiçbir şey yapmayanların... Hepsinin anasını sikeyim!