Künefe

Hazır Utrecht'e gelmişken ve 5 ay burada yaşayacakken maça gitmemek olmazdı. Şehrin takımı FC Utrecht 1970'ten beri Eredivisie'de oynayan kendi halinde bir takım. Sıralamaları genelde 8-14 arası değişiyor. 2012-13'te ligi 5. bitirmişler, iç sahada da iyi bir takım. Geçen sene stadı Galgenwaard'da oynadığı 17 lig maçının 10'unu kazanmış. Ben de arkadaşlarla mutlaka bir maça gitme niyetindeydim, ödev-gezi derken ancak geçen hafta fırsat bulabildim. Lig lideri PSV gelince gidelim dedik, stadyum için yola koyulduk.

Bisikletle şehir merkezinden 10 dakika süren bir yolculuktan sonra stada vardık. Biraz daha ufak bir stad bekliyordum ama 24 bin kişilik bir stadyum görünce şaşırdım haliyle. Biletleri almak için içinde her yaş grubu ve cinsiyet için ürün olan store'a yönlendik. Bilet almak istediğimizi söyledik, "kulüp kartı lazım" dediler. Onun formunu doldurduk, sonra taraftar grubunun olduğu kale arkasından 25 euroluk biletlerden aldık. Tabii kasadaki tatlı teyze nereden olduğumuzu sorup öğrenci olduğumuzu öğrenince bir de "Kimseye söylemeyin" diyerek 18 yaş altı indirimi yapınca bir bilet 15 euroya geldi. Buradan tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.

Pazar günü maça yarım saat kala stadyumdaydık. PSV olmasına rağmen stadyum tam dolmamıştı; ama yine de güzel bir atmosfer vardı tabii. Tribünler de beklediğimden daha yakındı. Adeta bir İngiliz köylüsü gibi biramızı almaya çalışırken az kalsın santrayı kaçırıyordum ama olsun. Bira izleyerek maç izlemedik de demeyiz.


Maçta işler pek yolunda gitmedi tabii. 10. dakikada geri düştük (birinci çoğul). 22'de 10 kişi kalıp penaltıdan 2. golü yedik, derken 3 oldu. Hakem de epey doğradı. Her hakem hatasından sonra bizim tribünün yaptığı bir tezahürattan sonra skorbordda uyarı çıkıp duruyordu. Devre arasında ne demek diye baktım, "Takımı destekleyin. Olumsuz kelimeler kullanmayın." diyormuş. "İbne hakem" diyorlardı herhalde. İlk yarı 3-0 bitti, devre arasında küçük yaş grupları için etkinlik vardı (direğe vurma yarışması). Başarılıydı da kopiller.


İkinci yarıya başarılı forvetimiz Ruud Boymans'ın güzel kafasıyla başlayınca biraz umutlandık ama sonrası pek gelmedi. Boymans da geçen sene 2. ligde 27 gol atmış, bu sene de Eredivisie'de 5 maç - 6 gol. İyi topçu gibi duruyordu. 81'den sonra saçma bir şekilde 4. golü, 90'da da kornerin kontrasında 5. golü yedik, maç 5-1 bitti. Üzüntü vardı genel olarak ama kendini kahreden tipler yoktu. Maç sonrası birasına dağıldı sanırım herkes.


Sonuç olarak güzel bir tecrübeydi. Güzel bir stadyum, kaliteli çimler, hızlı-eğlenceli futbol, bira. Fırsatım olursa muhtemelen birkaç maça daha gitmeye çalışacağım. Belki de Amsterdam'da Ajax maçına da gidebilirim, belli olmaz. Yabancı bir ülkede, yabancı bir stadyumda maç izleme "hayalini" de gerçekleştirmiş oldum. Darısı Bernabeu'ya ve Premier Lig'e.


Nerden Nereye 157




Lor


Geçen hafta cumartesi günü öğle sonrası vakitlerinde bir arkadaşla konuşurken, "Abi, Dortmund Federasyon'dan izin almış, bu maçlık Ş. Ligi formasını giyecekmiş" dedi kendisi. Önce "Oha, yok artık" dedim, birkaç saniye sonra ise hak verdim. Adamlar o günden önceki 5 maçın dördünü kaybetmişti, üçü arka arkaya olmak üzere. O gün de kaybettiler...

Dün Trt'nin ipnelikleri sağolsun, maçı oradan izleyemedik. Linkle de uğraşmayayım dedim. Twitter malum, videolar-fotolar düşüyor maç esnasında. Ulan bir baktım, Dortmund bu kez de (genelde lazım olmadığından senede 3 kere giymediği ve bu maçta da gerekmeyen) siyah formasını giymiş... Peki işe yaradı mı, cevap malumunuz. Bu sezon 3. formaları da olmadığından, daha da gidecek kapı kalmadı. Kış forması ise henüz çıkmadı, çıkana kadar işler düzelmezse, bir de o denenir.