Vuvuzela

Ah ulan dalga motoru, nelere kadirsin. Eğer bu zımbırtı yasaklanmazsa, seneye Dünya kupası izlenme değerleri yarının altına düşer.

Rakocevic


Efes son birkaç yılda şampiyonluk gelmese de, yaptığı harika transferlerle, herkesin olmasa da en azından benim basketsever arkadaş çevremin ve azımsanmayacak bir kitlenin takdirini toplamıştı. Haislip, Thornton, Kasun, Kakiouzis, Vujanic, Jenkins, öncesinde Marcus Brown, daha bir sürü kişi. Bu transferlerle hem çok kaliteli oyuncuları ülkemizde izlemiş olduk, hem de Efes'in Avrupa basketbolu'ndaki yerinin hiç de küçümsenmeyecek olduğunu anladık.
Bu hamle belki de bunu kanıtlayan en büyük transfer. Sanırım Ender'den de kurtulmuş olunur bu sayede. Kerem'in kaldığını düşünürsek tabii.
Son 3 yılda 2 kez Euroleague sayı kralı olan, çok iyi bir oyun kurucu aldı Efes. Büyük ihtimalle yeni bir şampiyonluk serisine başlayacaklardır. Ayrıca önümüzdeki sezon yine Final-4 kapıları aşınacak gibi

...

Güzel Formalar-40

Ya, ben bunu koydum sanıyordum. Meğer yokmuş. 02-03 Bjk 2. forma. Veya 3, her neyse.
Bu forma çokça, o sezonun ilk kaçıyla aklımdadır. Kocaeli'ylemi ne, maç vardı. Son dakikada A. Dursun atmıştı, bunlar da bayağı bir sevinmişti. Üstlerinde bu forma vardı ve tabii ki golden sonra A. Dursun formayı çıkarmıştı. Arkasından da Zago sırtına hoplamıştı filan.

Bu formayı değerli kılan faktörlerden biri, kırmızı gibi 3. bir rengin yanına 4. bir renk, gri'nin kullanılması. Tasarım da güzel. Giyilmişti de.
Bunun ardından, 03-04'te de giydiler bir kırmızı, ve onun ardından bir daha kırmızı forma yok Bjk'de. Tabii buna neredeyse her postta değindiğimiz için, eminim bloga giren okur bıkmıştır. Beşiktaşlı olsam bir de, Allah bilir ne kadar değinirdim bu "sorunsal"a.

Beyaz

Gece gece bir bomba daha. Mor formanın tasarımdan, kalın sarı-lacivert çapraz şeritli, beyaz forma. Sezon 93-94 veya 94-95, çünkü Tayfur bu 2 sezon oynadı Fenerbahçe'de. Mor formanın 93-94'te giyildiğini düşünürsek, büyük ihtimalle o sezon. Olmadı diğeridir zaten.
Fenerbahçe mesela, Bjk'nin kırmızının üstüne düşmediği kadar beyazın üstüne düşer. Bu güzeldir.

Kırmızı


İşte o aşağıdaki postun sonunda bahsettiğim 2 formadan biri. Biraz ufak ama yine de yeterli boyuta sahip. Bende bunun daha büyük hali vardı ama, bulamadım.

Sanırım 90'ların başı. Ama aşağıdaki formadan önce gibi, 93'ten önce sanki. Yine Adidas-Bjk işbirliği var. Güzel bir ürün. Bunu da tahmin ediyorum çok giymemişlerdir. Keşke o zamanları bilen bir okurumuz olsa da, detaylı bilgi verse. Deminki postta da dediğim gibi, kırmızının Bjk'nin bir nevi 3. rengi olmasının bir avntajı var. O sebepten pek ses çıkmamıştır buna ama, yine de çok giyildiğini sanmam.

Zamanında bunu giyen takım, şimdi kaç senedir kırmızı forma giymiyor-5 sezon. Bir senede 5 tane, sadece 2 renkten oluşan forma yapıp, yerine oturuyor. Komik.

Mor


Bu renge lila filan diyenler de var ama, o kadar da modasal konuşamam valla, mor diyeceğim. Eflatun da olabilir evet, ama genel olarak mor.
Daha önce de bulmuştum bu formanın resmini ama, pek uygun değildi buraya koymak için. Bu kez oldu. Bir kere bu forma şu açıdan önemli;o dönemler henüz, takımın 1 veya 2 ana renginden farklı 2. forma yapma geleneği yok. Yani Arsenal filan deplasmanda çatır çatır sarı-mavi foma giyerken, bizimkiler mesela, gidiyor 1. formanın renklerinin tam tersi olan bir forma giyiyor. Kıçını daşa silmek gibi bir şey kısacası.

O sebepten, taa 93 yılında böyle bir formanın üretilip giyilmesi, kullanılan renk ne olursa olsun, cesurca bir girişimdir. Ha şu var, o maçtan sonra bir daha giyilmemiş bu. Yani sadece Ajax ile deplasmanda oynanan Kupa Galipleri Kupası 2. tur ilk maçında giyilmiş. Bizim insanımızın düşünce yapısına şöyle bir yüzeysel bakınca, niye bir daha giyilmediğini kolayca anlayabiliriz.

Bu forma biraz, geçen sezonki Fb'nin turkuaz formasının uğradığı muameleye maruz kalmış sanki. O turkuaz forma, sezonun ilk maçında giyilip, takım da ilk maçta yenilince, bir daha sezon boyu giyilmemişti. Ne günahı var lan formanın. Satışları da durmuştur.
Bunlar da elenince herhalde, "sikerim morunu da bilmemnesini de lan" deyip, kaldırmışlardır rafa.

Ben severim bu formayı valla. Bir tane daha var böyle. Hatta pardon, iki. Bu diğer dediklerim, kırmızılı formalar-Beşiktaş'ın. Birinin resmi var sanırım bende. Ama diğerini bulması zor. Onlar da o döneme göre yenilikçi formalar. Gerçi takım tarihi ve sempati açısından kırmızı daha avantajlı mora göre, o var. Onu hesaba katmalı hacı dayı.

Bir de bunu hangi forma serisine koysam, bilemedim. Kayıp formalara daha yakın gibi ama, kalsın böyle şimdilik.

Yeni

Az önce övdüm, artık içindeyim. Artık ben de Galatasaray Formaları'nın yazarlarından biriyim. Selocan24'e teşekkürlerimi ileteyim burdan bir kez daha. Hüseyin şimdilik yok, ama o da belki sonra dahil olur projeye.
Lappappa okurlarını, özellikle Gs'li olanları oraya da bekliyoruz dememe sanırım gerek yok. İşin içinde Galatasaray varsa, biz de her zaman varız.

Gs Formaları

Bilmiyorum müdavimimiz var mı da, az-çok buralarda gezinen, benim forma delisi bir adam olduğumu görmüştür. Bir de Gs sevgisi girdi mi işin içine, daha farklı oluyor. Olabildiğince yansıtmaya çalışıyorum bu merakımı burda.
Demin yine formalarla ilgili araştırma halindeyken, gariptir, o kadar blog görmemize etmemize rağmen hiç denk gelmediğim bir bloga tosladım:Galatasaray Formaları

Hep sorardım kendime, bu işlerle bu kadar tutkuyla ilgilenen var mıdır filan diye;benden daha beteri varmış da, haberim yok. Takdir etmekle kalmadım, hayran kaldım. Sadece merakla kalmamış abi, almış da. Görünüşe bakılırsa, hayvani bir Gs formaları koleksiyonu var.
Düşünsene, adam kendi formalarının resmini çekip koyuyor bloga. Ordan burdan değil. "Gıpta etmek" denen şeyin ne olduğunu, tam olarak bugün anladım.

Güzel Formalar-39

Güzel Formalar-38


1. Klasik çubuklu tasarımı yok. Yamukluk filan.
2. 3. bir rengin olaya dahil olması. Deportivo'nun çubuklularının çoğu hoş formalardı.

İkizler



Bu ara da Avrupa şamp. vardı ya hani, bayanların maçlarını izledikçe gözüme gözüme çarpıyor bu benzerlik. Nihayet bloga yansıtmayı da hatırladım. Ben mi çok benzetiyorum bilemiyorum, ama var azıcık bir şeyler.

Bir de bayanlar milli takım'daki isim sorunu var ki, of of.

Ryan

Lan?! Yoksa?!
Allahım, bu takımda Hollanda ve Barça esintileri de görüyoruz ya...
Daha ne ister bu bünye?

3 Sayı

Yeni bir olayımız var blog ahalisi olarak, haber verelim istedik buradan. www.3sayi.com adresinden ulaşabileceğiniz sanal basket dergisi 3 Sayı'da yazıyoruz artık. Yani bu sayıda varız kesin de, devamı da olur sanırım. "Siz kimsiniz?" diye soranlar olur tabii, okuyun da bulun o zaman...

4

Biz de rahatladık o da. Hayırlı olsun. Hak etmişti. Zen Master da 10 yaptı. Özel şapka yapmışlar, güzel düşünmüşler.
Orlando'nun neden kaybettiğine değinmek istemem, veya sonraki iş. Nelson Allah belanı versin.

Lüks


Bu sezon birçok kez arkadaşlar arasında filan Hido'nun geleceği bahsi açıldı. Ben de duyduğumuz haberlere bakarak hep, "gidecek abi sanırım" dedim. Ama işin ilginci, sezon başından onu yollama düşüncesinde olsalar bile, finale çıkılmasının ardından bunu yapmak ne kadar kolay olabilirdi?
Şimdi gelen haber, Magic'in takım tarihinde ilk kez Hido için lüks vergisini aşacağı yönünde. Bu tabii büyük olay. Malum, işin içine lüks vergisi girince, millet kim olduğuna bakmadan yolluyor. İlk aklıma gelen Michael Finley-yanılıyorsam Hüseyin düzeltsin.
Magic'in bu girişiminin doğru olup olmadığına değinmek bile gereksiz. Sadece şu var, yeni mi akıllarına geldi? Bu adam şimdi bu kadar önemli olmadı bu takım için. Yine de doğru kararı almaları güzel.

Röp

Celal Şengör hoca bu ülkedeki güzel ve mühim adamlardan. Tabii bu niteliklere sahip olduğu için de tanıyan ve seveni az. Yine sağlam laflar etmiş, gören vardır görmeyen vardır, biz şuraya linki koyuverelim de, görevimizi yapalım.

O röportajcı kız, salak salak solcu içgüdüsüyle karşı çıkmış anlamadan, ona sinir oldum. Bir de röportaja verilen başlığa. Adam orda laf arasında söylüyor, bunlar hop, manşet. Özellikle Marx'a sallamasına bittim ben. Aslanım hoca.