Takas Var; Bok Var

Toronto ve Heat. Yazmıştık daha önce.
Marion ve Banks Kanada'ya, J.O. ve Moon Birleşik Devletler'e.
Marion'un yükselen grafiğiyle daha yüksek bir değere yollayabilirdik ancak J.O.'ya Moon'un eklenmesi de yine de iyi gözüküyor.
O'Neal'ı sevmem ancak ortaya iyi geleceği de aşikar. Tabi patlak dizleri yamalı kalabilirse. Moon'un atletikliği ve defansı da belli bir standart tutturursa ibre Heat'e doğru kayar. Ancak unutmamak gerek ki Marion da hala ligin en çok yönlü oyuncularından.
Bununla birlikte B-Eazy ilk 5'e yerleşecek, ortalamaları yükseltecek, Heat 5'ten play-off yapacak, Mike da ROY olacak!

Antipatik


Biz de herkesin olduğu gibi Euro 2008'de bu adamın oynadığı 2 maçta sergilediği futbola hayran kaldık. Dedik "noolüyür". Hemen transfer de olmadı, bekledi. Nihayet Arsenal'e geldi. Çok ümitli değilim ben kendisinden. Ümitli olmamamın sebebi "şöyle" oynaması filan değil.
Bu adam da Tuncaygillerden, yani 4-0 gerideyken, deplasmanda gol atınca "sus" işareti yapan garip tiplerden. Kendisi de böyle bir arkadaş. Hadi Euro 08'de çeyrek finalde maçı bitiren golü atınca bırak ağzını, başka bir tarafınla "sus" işareti yapsan, kimse bir şey diyemez. O ayrı.
Ama, bu arkadaş geçen Almanya ile oynadıkları maçta 2-0 geridelerken bir gol attı, durum 2-1 oldu. Gitti yine bu hareket... Hani bazı futbolcular (veya insanlar) bir yerden sonra ağzıyla fok tutsa sizin için yaranamaz ya, aha işte bu adam da benim için artık öyle. 5 tane Cl kazansa Arsenal'le, kaale almam. Neye sus, kime sus lan, 2-2 mi yaptın, 2-0'dan gelip 3-2 mi yaptın salak! Sorsan der ki, "bu benim gol sevincim". Hadi siktir.
Çok beklemiyoruz ama, azıcık zeka kırıntısı olmalı futbolcularda bea, ha?

Shaq'tan Övgü


Malum, gerek şampiyonluk yarışı, gerek son karşı karşıya geldikleri maç sebebiyle Kobe vs Lebron meselesi iyice ayyuka çıktı. Shaq'ta bu ikiliden en iyinin Kobe olduğunu söylemiş. Helal olsun. Lakers'tan ayrıldıktan sonra Wade'i çok öven açıklamaları filan olmuştu ama, gerekince yiğide hakkını verdiğini göstermiş Shaq emmi. Doğruyu söylemiş, evet Lebron çok büyük, daha da büyüyecek ama, kimse kusura bakmasın, taht hala Kobe'de.

2

Bilen bilir sevgili Lappappa okuyucuları, blogumuzda mümkün olduğunca forma, forma kültürü gibi konulara değiniriz. Bu konular üstüne belki de en dramatik yazıyı az sonra yazacağım. Öyle böyle değil çünkü.
Konumuz şu:Galatasaray'ın 99-00 ve 00-01 sezonlarında giydiği formalar. Çok zaman olmadı, hatırlarsınız bu formaları, hatırlayamayanlar da aşağı baksın.
Evet. İşte bu formalar. Ne güzel değil mi? Hayır! Değil! Belki fark edeniniz vardır ama, ben söyleyeyim gene de. Genesi ne ulan, tabii ki söyleyeceğim.
Efenim, bu az önce bahsettiğim, bu formaların giyildiği sezonların nasıl bir önemi var Gs tarihinde? Bunlar Gs'nin tarihindeki en başarılı 2 sezondur. Birinde, yani 99-00'da Tsyd, Türkiye ve Uefa kupaları ile lig şampiyonluğu elde edilmiştir. Ertesi sezonda ise Avrupa süper kupası kazanıldı ve Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalde elenildi. Bu dönem, Galatasaray tarihinde en büyük başarılara ulaşılan zaman dilimidir. Ve bu 2 sezonda da Galatasaray futbol takımı, parçalı forma giymemiştir...

Tarihinin en büyük başarılarına ulaşırken, takım kendi karakteristik formasını giymemiştir. Akıllara şu çubuklu formalarla girmiştir o dönem. Uefa finali'nde beyaz forma giyilmesine bir şey demiyorum ve zaten diyemem de. O sezon o 2 takımın 4 formasına bakarsanız, tek uygun kombinasyon sarı-beyaz şeklinde giyilmesiydi.

Birçok kişi için önemli değildir, bir şey ifade etmeyebilir bu durum ama, benim için önemli. Ha şu var, geçmiş zaman, ne yapabiliriz ki. Ama ilerisi için yapılacak şey var;daha önce yapılan hatalar göz önünde bulundurularak ilerde gereken yapılır ve takımımız kendi geleneksel formasıyla sahaya çıkar, orada yer alır. Ama ortada bir sorun var:bu dediğimi hangi Allahın kulu yapacak?

Chelsea 09-10


Az önce Lambuja'da dolaşırken onun bir postunda gördüm. Bu ne? Allah aşkına bu ne? Çelsi'nin önümüzdeki sezon giyeceği forması buymuş. Bu kadar kötü olması yetmiyor, bir de bu sezonun yarısında satışa sunuyorlar. Artı, bu nasıl bir tasarım. Eğer Adidas seneye yaygın olarak kullanacaksa bu şablonu, sıçtık. Hep diyoruz aramızda "abi tasarım kalmadı, ne yapsın millet" diye ama, bu ne yav? Bizim memleketin de büyük kısmı Adidas giyiyor, dayarlar bu tasarımı onlara artık.

Ziyan

Son Hakan Günday kitabı Azil, 2007 başında çıkmıştı. O zamandan beri bekliyoruz bir nevi. Hem bekliyoruz, hem de hasretini Kinyas Ve Kayra okuyarak gidermeye çalışıyoruz. Yakında geliyor yeni kitap. İsmi "Ziyan". Gene yakıp yıkmaya geliyor.

Hayko&Sago


Hayko ve Sagopa Kajmer, önümüzdeki hafta yayınlanacak olan Beyaz Show'a konuk olacaklarmış. Hayko açısından normal de, Sago ve zevcesi başkalarını popüler olmakla suçlarken, kendilerinin bu tip hamleler yapmaları, pek tutarlı olmuyor. Ama bakarsın "Beyaz'ın hatırına" geleceklerdir. Beyaz aslında Sagocudur filan, şaşırmam yani, olur. Şimdi bir de stüdyo kolpa-rakçı ve kolpa-repçi dolacak. Bir tanesi ritmden habersiz şarkıya tempo tutacak, diğeri slow şarkıda kafa sallayacak. Gel de izle bu rezilliği. Biz yine de burdan haber verelim izlemek isteyene de, görevimizi yapmış olalım. Türkiye'de ne yapsan, neyle uğraşsan zor, ne olursa olsun. Şurda 2 sevdiğimiz adam var müzik yapan, etraftaki özentiler yüzünden onları bile izleyemiyoruz doğru düzgün.

Mo Olsıtar


Lebron adamına hayırlı olsun. Ne yaptı etti, kankası Mo Williams'ı All-Star yaptı. Gidip Bosh'un bacağa daldı sanırım amacına ulaşmak için. Bir pf yerine bir guard'ın alınması hakkında bir şey demeyeceğim, komedi zaten.
O ettiği laflar işe yaradı gibi James'in. Şimdi de gidip Mo ile maçta yapacakları alley-oop sayısını konuşsunlar. All-Star Mvp'si de belli oldu sanırım. Resimde de bu olayı kutlarken görüyoruz abileri.

Dert

Aradım taradım, ancak bunu bulabildim ikisinin bir arada olduğu. Sanırım şu aralar yerinde olmak istemeyeceğim 1 numaralı kişi Dunga'dır. Önünde Dünya Kupası var, ve elinde sağ bek mevkii için 2 oyuncu var. Onlar öyle 2 oyuncu ki, yeryüzünde mevkiilerinin en iyileri onlar.
Bugün İtalya maçında Maicon ilk 11 çıktı, Alves sonradan girdi, o.saha'da oynadı. Bu da bir çözüm ama, zaten deli gibi ofansif kadro var, nasıl oynatasın Alves'i ilerde?
Ben olsam bir tanesini sol bekte kullanmayı düşünebilirim. Ters kanat oluyor da ters bek olur mu acep? Elbet bir deneyen-düşünen çıkar.

Yazı sonrası edit:Lan nasıl unuttuk Lahm'ı ya. "E tabii bir tane örnek olunca, o da akla gelmiyor" diyecekken, Zambrotta da aklıma geldi. Oldu 2. Başka var mı acaba?

Edit 2:Candela ve Ümit Özat eklemeleri de geldi. Bayağı çıkacak gibi.

Kobe&Messi

Messi'den Kobe'ye imzalı poster. Bir tanrı'dan diğer tanrı'ya hediye.

Güzel Formalar 37


Bugün Portekiz rüzgarları esiyor ne hikmetse blogda. 06-08 Portekiz 2. forması. Çok hoş forma.

Faal


Ronaldo iş üstünde...

Ah Kuarezma Vah Kuarezma


Belki de üst seviyede oynamış gelmiş geçmiş en yetenekli 10 oyuncudan biri ama, olmuyor işte niyeyse. Barça'da olmadı, döndü Porto'ya orda rahat gidiyordu, ipler elinde, at koşturuyor vs. Geldi Inter'e, sonuç ortada. Jose götünü yırttı "olsun" diye, ama hayır. Çelsi'ye gitti, onu alan hoca kovuldu. Cenabet diyesim geliyor artık...

Kupa Taraftarı vs. Arma Taraftarı

"Belediye Gol Gol Gol.."
"Üç, üç, üç, üç..."
"Yönetim İstifa..."
(8 Şubat 2009)


"Bütün takım el ele, hep beraber tribüne..."
"Yenilsen de yensen de taraftarın senle; üzüntünde sevincinde seninle birlikte!"
"Zaten aşklar da hep yalan dolan, sonu hep acı hüsran; bize her sevdadan geriye kalan sadece Galatasaray!"
(7 Şubat 2009)

İki takım da şampiyonluk yolunda önemli puanlar kaybetmiştir. Taraftar tepkileri yukarıda. Anladınız siz onu.

Diyabetik Morrison Lakers'ta

Bugün öğleden sonra gerçekleşen takasta son zamanlarda Zenmaster'la arası iyice açık olan "Vlade Radman" Charlotte'un yolunu tuttu. Bobcats karşılığında diyabetik Morrison ve Brown'u California sahillerine yolladı. Bobcats de Brandon Roy gibi bir oyuncu varken Adam Morrison'ı seçen dangalaklar olarak tarihe geçti.
Zaten bu Eastern Washington taraflarında bir sakatlık var. Gonzaga'dan Morrison patladı, EWU'dan Stuckey patlamasa bari...