Preker


Drogba ile Galatasaray'ın başına geldi, Van Persie ile de dün Fenerbahçe'nin. Birkaç sene sonra (santrfor olmasa da) Beşiktaş da bi' Porto ile eşleşirse, üç büyüklerin hepsi bunu yaşamış olacak. Hayırlı olsun.

(Ki "Quaresma hikayesi"nin nasıl başladığını düşünürseniz, müstehak.)


Jenerik 27

Nerden Nereye 219





Bunu yapma işte bana Allen...


Gary Payton'ın çene kemiklerinde bi' sıkıntısı olduğunu düşünürdüm hep... Çünkü hem saha içinde hem de saha dışında çenesi hiç durmazdı. Belki de NBA tarihinde konuşmalarıyla insanların beynine bu kadar iyi giren bir oyuncu daha yoktur. Sadece 'Trash talk' yaparak değil aynı zamanda ikna yeteneğiyle de... Bay Payton her zaman, belki de pek de bilinmeyen bu ikna yeteneği sayesinde sayısız oyuncunun akıl hocası olmuştur. Bu oyunculardan biri de Allen Iverson'dır.

Gary Payton ve Allen Iverson bir 'off-season'da birlikte huzurlu vakit geçirmek isterler (Bu ikinin geçirdiği vakit de ne kadar huzurlu olur bilinmez). Allen, Gary'nin tecrübelerinden yararlanmak ister ve ona devamlı can alıcı sorular sorar. Sorulardan biri de şudur:

Allen: Hey Gary, söylesene bedenini nasıl hep zinde tutuyorsun? Sakatlanmadan sağlıklı bir şekilde hep sahadasın. Nasıl başarıyorsun bunu?

Gary: Çok basit... Antrenman yapmayarak

A: Nasıl yani?

G: Benim koçum George Karl, zinde kalmam ve yıpranmama için antrenman yapmamı istemezdi.

A: Vay canına

G: Evet. İşte devamlı zinde kalmamın nedeni bu.  Benim gibi olmak istiyorsan antrenman yapmayı kesmelisin.

Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra Gary Payton, TV'de Allen Iverson'un meşhur 'Practice' basın konferansını izler. Ve ilk tepkisi, "Hayır bu olamaz... Bunu yapma işte bana Allen!" olur. Payton sırf bu yüzden başına bir iş geleceğinin farkındadır.

O sezon bir SuperSonics-76'ers maçının sonunda Iverson'ın koçu Larry Brown, kaşlarını çatarak Payton'ın yanına gider. Aralarındaki konuşma şöyledir:

Larry: Yaptığın şeyden memnun musun?

Gary: Efendim koç, anlamadım?

L: Bir canavar yarattın... Allen'ın o basın konferansında söylediklerini duymuşsundur. Ben de onun kafasına bunu sokanın sen olduğunu duydum.

G: Hey koç, bunu ben yapmadım. Ben sadece Allen'a benim koçumun bana dediği şeyleri söyledim... Zinde olmak istiyorsan antrenman yapmayı kesmelisin.

Disciple


Dünkü Altınordu-Mersin maçından. Kırmızı yerleri sabit tutun, onun dışında formalar tersyüz edilmiş gibi. Hani UEFA'nın bu tip çakışmaları oynatmama durumu var ya (bizim şu maç misal, kırmızı şortu giyemedik), onu iyi anlıyorsunuz böyle maçlarda. Kafa karışma ihtimali bayağı fazla.
Aslında böyle maçlardan blog için bir seri çıkabilir.

Gereksiz (!) bir not olarak da, Altınordu'nun deplasman formasını giydiğini, Mersin'in iç saha formasını giydiğini belirteyim.