Tuğba Nash


Nette gene manyak gibi bi'şeyin resmini ararken buna rastladım. NBA veya basketbolla da alakalı değildi ha arama. Gördüm bunu. Bayağı bi' şaşırdım. Artık çekimi yapan abi, "forma giyince seksi görünen dişi" kafasına mı girip böyle bi' işe girişti. Böyle düşünen insanlar var. İşte bazı kızlara basket şortu çok yakışır filan.

Abi Phoenix Suns ve Tuğba Ekinci, herhalde bu gezegende yan yana gelebilecek son kavramlardandır. Bir de Nash forması. Gidip desen ki, abi bizim memlekette böyle bi abla var, tuttular senin formanı üstüne geçirdiler falan. Zaten yaşlandı orası başka da, pat diye kariyeri keser atar valla. Dahası forma çakma. Hem kumaşın görüntüsü, hem de NBA logosunun görünürlerde olmaması, gerçek olma ihtimalini sıfıra indiriyor. Ne ilginç işler.

Retro 42

101


Jose Mourinho yönetimindeki Real Madrid Racing ile oynadıkları maçta 101. golüne ulaşmış. Anti futbol oynatan, genelde 2 atıp sonra yatan bir TD için ilginç bir istatistik di' mi hacılar ? (!) Hadi bakalım.

3D


Dijitürk'ün Fenerbahçe-Galatasaray maçını 3 boyutlu yayınlayacağını az çok hepimiz biliyoruz. Ülkede ilk olacak. Fakat hakikaten merak ediyorum, kimler izleyecek bu maçı 3d ? İngiltere'de geçen sene Manchester United ve Liverpool arasında oynana maç yanlış hatırlamıyorsam 3d verildi. Yayın haklarını elinde bulunduran firma publara imkanı sağladı ve on binlerce kişi civardaki belli başlı publarda 3d yayını izledi. Peki diji dallamasının ne gibi bir hizmeti olacak ? Bu yayını ev haricinde belli başlı mekanlarda izleme imkanı yaşayacak mıyız ?

İngiltere bu işi yaparken izleme imkanını da sunuyor, peki bu dayılar gidin televizyon alından öteye gitmişler mi acaba ? Şunu da merak ediyorum; ülkede kaç adamın 3d televizyonu var ? Bu maçı 3d olarak kaç kişi izleyebilecek ? Kısacası hizmetin kendi reklamından öteye gitmiyor Digiturk.

Anlaşsaydın keşke sinemalarla ve bu yayını keşke sinemalarda 3d izleseydik. Bunun yerine 2 haftadır reklamını yapıp 3d televizyonu olan 3-5bin kişiye hitap etmeyi uygun görmüşler. Siksalakları...

90'ların sonlarında yılbaşlarında Star'da dansöz çıkardı, hepimizde kırmızı-mavi şeffaf kağıttan yapılmış gözlükler vardı, 3 boyutlu izlerdik 10 sene öncesinde. Öyle bir gözlük dağıtıp eski 3d yayını yapsaydınız keşke, daha makbule geçerdi.

Retro 41

Nerden Nereye 43


Tosunu boşverin.

Gs Formaları Forum


Bloga yolu düşenlerin çoğu biliyordur, bizim bir de yan sanayii var (yan sanayii diyorum da, burayı geçmiş durumda bayağı bi'), Galatasaray Formaları. Şimdi bir de forum açtık o bloga ilave olarak. Daha fazla paylaşımın sağlanacağı, tartışmaların döneceği, "beyin fırtınaları"nın kol gezeceği, tasarımların paylaşılacağı bir forum. Ana tema Galatasaray Formaları olmakla birlikte, diğer yurtiçi-yurtdışı takımların formaları da konu başlıkları arasında bulunuyor. Bekleriz.

Galatasaray Formaları Forumu

Dip Düşüğü



Fransa'nın away formasını merakla bekliyorduk. Tanıtmışlar. Hepimiz az çok muhteşem olacağını tahmin ediyorduk. Yine muazzam bir iş çıkartmışlar. Kaleci formalarından bu tasarıma hakimiz ancak beyaz renge laci çizgilerin uyumu formayı süper yapmış. Şimdi çıkıp pijama gibi olmuş diyenler de çıkacak, o zaman sözü Lappap'a bırakırım.

Şu formanın füme çizgili halini Galatasaray'a da yapsınlar gider 4 koyun keserim.

Cızık


Ajax'ın taraftarlarının Adidas 3 çizgiye çok karşı çıktıklarını biliyoruz. Ancak Adidas bu; büyük marka, taraftarı dinlemiyor artık. 3 Çizgiyi formalarında kullanıyorlar. Ligde de, Avrupa'da da 3 çizgili formaları ile oynuyorlar. Ancak Adidas, taraftarı biraz önemsemiş olacak ki ligdeki maçlarda şort ve çoraplarda Adidas çizgilerini kullanmamış (bkz: aşağı). Fakat tabi ki Şampiyonlar Ligi gibi reklamın kralını yapacağın bir organizasyonda şort ve çorapların çizgili versiyonları kullanılıyor (bkz:yukarı).


Zaten forma üstüne o çizgileri koyduktan sonra şort ve çoraba koymamışsın ne fayda. Biraz çocuk kandırmak gibi olmuş o. Fenerbahçe'nin de 100. yıl formasını hatırlarsınız. Çift taraflı; bir tarafı çubuklu, diğer tarafı altın renkliydi. Altın formanın ligdeki maçlarda çizgisiz ve desenli versiyonu kullanılıyordu, ancak Avrupa maçlarına Fenerbahçe o formanın 3 çizgili halini ve desensiz versiyonunu giyerek çıkıyordu. Tabi o çift taraflı falan değildi. Bunu da hatırlatalım tekrardan.

Boban


(...)

Takım Kaptanı Boban, insanların aşırı derecede milliyetçi oldukları Güney Hırvatistan'dan geliyor ve ülkesinden söz etmekten hiç vazgeçmiyor. Ancak Hırvatistan-İtalya maçından önce İtalyan gazetesi La Gazzetta dello Sport'a şayet maç futbolcular yerine Hırvat edebiyat klasikleriyle İtalyan edebiyat klasikleri arasında olsaydı, İtalyanlar'ın fark atacaklarını belirtmişti. "Dante, Petrarka, Leopardi... hiç konuşmaya bile gerek yok" diye itiraf etmişti. Boban durumun farkındaydı demek ki. Gazzetta'ya ilk okuduğu kitabın Saint-Exupery'nin Küçük Prens'i olduğunu, Çehov ve Dostoyevski'yle "büyüdüğünü", Borges'e "hayran" olduğunu, ama Marquez'i o kadar "tutmadığını" Roberto Baggio'nun Hermann Hesse'den Siddartha'yı okuması gerektiğini söylemişti. İtalyan Futbol Federasyonu Başkanı Matarresse'ye de Nietzsche'yi tavsiye etmişti.

(...)

Futbol Asla Sadece Futbol Değildir, Simon Kuper, sf 401.

1. Bu paragraf, ciddi ciddi hayatımdaki en büyük dumuru yaşamama yol açtı. Bir de sabah saatlerinde okuyunca daha fazla etki etti. Bu nedir abi? Müthiş. Artık bırakmış olsa da, bir zamanlar bu çapta bir oyuncunun sahalarda, hem de en üst düzeyde, görünmesi benim için çok başka. Okumayı seven/önemseyen/yüksek tutan her futbolsever için de-öyle olmalı.

2. Acaba Baggio önerisini kaale aldı mı? Kitabın yazılış tarihinden sonra aynı takımda yer aldıkları için, bunun ihtimalinin yüksek olduğunu çıkarabiliriz. Birebir söylemiştir yani kendisine de zaten. Baggio da madem budist, otursun okusun amk, Siddartha bu, boru değil.

3. Abi bu isimlerden bahsediyorsun, entelektüel kapasite 1500, e peki Marquez'i nasıl sevemedin amınakoyym? Çok ilginç. Yani ben Marquez'i çok severim, o yüzden daha bir garip geldi de, onun haricinde madem bu kadar üst seviye bir okursun, Marquez'i nasıl "tutamazsın", ilginç.

Love


-Her maç 30 ribaund çekiyorum yine yeniliyoruz yine yeniliyoruz, daha ne yapayım amınakoyym...