Beşiktaş Tribünü

Kardeş takım vs. dedik götleri kalktı. "Şerefsizsin Galatasaray!" diye tezahürat yapıyorlar. E şimdi ne demek lazım. "Siktirin lan çapulcular." Birbirini bıçaklayan taraftardan ne beklersiniz. 2 hafta sonra Galatasaray maçı var falan tamam da, şu anda olduğu gibi "Cimbombom'u İnönü'de devireceğiz" yapsanız canımı vereyim, "Şerefsizsin Galatasaray(!)" Zaten "Herkese nasip olmaz Beşiktaşlılık." 70 milyon şerefsiz olsa daha mı iyi...

Birkaç not da düşelim maçtan;

- Top maç zevkinin ebesine kaydı. Karda sarı top. Bi' bok görünmüyor.

-Aydın'da cevher var, sağlam sol geliyor. Benim anlamadığım da Galatasaray ve az da olsa Beşiktaş altyapısı çalışıyor, Fener'inki nerde?

-Bu arada ben maç bitti diye yazıya başladım dakika 80'di. Şu anda dakika 86, durum 2-2. Taraftar delirmişti, şampiyonluk istiyordu. Babayı alıyorlar.

-De Nigris sağlam golcü. Rüştü'den cacık olmaz.

-Kolpadan bi' golle aldılar maçı. Ona buna çarptı, kale önünde faul çalınmadı, sonra götleri kalkar...

Rookie Challenge Notları, Canlı Canlı!


-İlk not! Tahmin ettiğim gibi New Orleans'dan yayın yapıyor bizimkiler. Geçen gün Spor Haberleri'nde Osman abi oradan bağlanmıştı. Ben de dedim "aha, oraya mı gittiler yoksa". Doğruymuş. Harika.

-Çaylak takımını Al Horford'a sundurdular. Sophomore'ları ise Gay sunuyor.

-Peki neden Murat ve Kaan abiler sunmuyor bu maçı? Başka icraatler filan mı var acaba? Röportajlar vs.

-...derken Kaan Kural'ın da orada olduğunu öğreniyoruz. Güzel.

-4 yıldır Sophomore'lar kazanıyor-muş. Bu yıl da değişmez sanırım.

-Çaylaklar arasında 3 tane 28 yaşında oyuncu var. Scola, Navarro ve Moon.

-İlk beşler: Rookie:Conley Jr, Durant, Green, Scola ve Horford.
Sophomore:Roy, Gay, Rondo, Bargnani ve Aldridge.

-Rookie'ler renkli Sophomore'lar beyaz forma giyiyor.

-Maçın başında New Orleans ile bağlantı kayboldu ve Kosova ile İsmail Şenol sunmaya başladı maçı. Haydaa...Osman orda, Kosova burda.

-Geçen sene Sophomore'lar 155-114 almış. Bu sene o kadar kolay kopmasa bari.

-Roy aynı zamanda pazar günü All-Star maçı'nda da oynayacak.

-Navarro nerdeyse yarı saha uzunluğunda bir bounce pas attı Durant'a, harikaydı.

-İlk yarının yarısı geçtiğinde bağlantı yeniden sağlandı New Orleans'a. Biri bana nasıl Murat abi'nin İstanbul'da olup da Osman'ın New Orleans'da olduğunu anlatabilir mi?

-Yarın Slam Dunk'ta yarışacak olan 2 oyuncu bugün maçta yer alıyor. Moon ve Gay. Fırsat bulunca antrenman vari hareketler yapıyorlar.

-Sean Williams oha dedirtti, çaldığı topu devam ettirip panyaya çarptırıp kendi içine vurdu. Oov.

-Bir diğer antrenman yapan da Daniel Gibson. O da üçlük antrenmanı yapmakta. Ne gelse sokuyor.

-Gibson attıkça Lebron coşuyor.

-Salonda ön sıralara yerleştirilmiş 5000 civarı velet var. Cıyaklayıp duruyorlar.

-Şu Nba'in Katrina kasırgası mağdurlarına yaptığı yardımları gördükçe, kasırgayı sırf yaptıkları yardımların reklamını yayınlamak için yaptırdıklarını düşünesim geliyor. Anladık, hayırseversiniz.

-Jianlian kadar antipatik adam az görmüşümdür.

-Gibson 6/9 üçlük. Oha!

-Kafayı yedi, 7.yi de soktu!!

-Devre sonuna doğru Sophomore'lar vites yükseltti ve fark şu an 14.

-Devre bitti.

-Sean Williams o kendi vurduğu alley-oop'da topu sağ eliyle atıp sol eliyle içine vurmuş. Daha bir değerlendi.

-Gay ve Durant atıp atıp kaçırıyor.

-Hala kaçırıyorlar...

-Horford Mvp'liğe gidiyor.

-Navarro kaldı, tek sayı atamayan. Pek süre almamıştı zaten ama atar elbet.

-Gibson'ın şut isabet oranı 8/14, hepsi de üçlük.

-Navarro da sayı attı. O değil de Navarro seneye kesinlikle üçlük yarışmasına girmeli.

-İşte tarihi bir an. Yıllardır All-Star'larda işte yabancı yayıncılar gösterilirdi hep. Bizimkiler de hep derdi "acaba biz de bir gün orda olacak mıyız" filan diye. Evet oldu. Ama bir eksik ve bir fazlayla. Murat Kosova yok. Osman ve Kaan abi'yi gördük. Ben böyle işin ta amına koyayım. Kabul etmiyorum...

-Gibson bokunu çıkardı. Moon'un üstünden attı. E yuh.

-Bir daha attı. Evet Mvp o sanırım.

-Öyle böyle, fark yine 30'a dayandı.

-Moon da iyice antrenmana sardı. Paat, Küüt...

-Bitti. 136-109. Kazanan malum. Mvp'yi bekliyoruz.

-Mvp Daniel Gibson. İyi antrenman yapmış oldu. Ama yarın daha isabetli atmalı. Kazanmak istiyorsa tabii.

-Rookie Challenge'ların sayı rekorunu egale etmiş eleman. Rekor sahibi de Lebron'muş. Garip.

-Bir de tabii söylemeye gerek yok ama bu maç tarihinin üçlük rekorunu kırdı.

106 Gti


Efendim bütün arkadaşlarım, akranlarım ve bilimum tanıdıklarım bilirler ki bir 106 gti sapıklığıdır gitmektedir bende son 3-4 senedir. Alabiliyor muyum ? Hayır. Ama yaşımın gereğince fazla bile düşündüklerim ve yaptıklarım. Her neyse biraz da küçük canavarımız, otoban faremizden bahsedelim. Bilen bilir, sınıfının en iyi aracıdır 106 gti. 925 kg'lık kasasını uçurabilecek 1.6 litrelik 120 hp gücünde bir motora sahip olan bu araba dış görünüm bakımından da sınıfındaki otomobillere oranla çok şık, sade ve sportif görünmekte. Modifiye severlerin en sık modifiye ettikleri, güçlendirdikleri, güzelleştirdikleri araçlardandır aynı zamanda. Çoğu kez insanlara, onları birer uçan tabuta dönüştüren trafik canavarları yüzünden kötü olarak yansıtılsa da küçük sınıf spor otomobillerin şahlarındandır kendisi. Tabii 6 ileri şanzumanlı, 160 hp gücündeki 306 gti abisiyle mukayese bile edilemez fakat:sınıfları biraz farklıdır. Okurlarımızdan sahibi olanlar var ise seçilmiş olduklarını bilmeleri gerektiğini hatırlatır, saygılarımı sunarım. Rıfkı Mokari-Lappappablog-Fransa :)

All-Star


All-star hafta sonu geldi çattı. Bu geceden itibaren keyifle izleyeceğimiz Rookie Challenge, Skills Challenge, Slam Dunk Contest, Three Point Shootout ve All-Star maçı bakalım basketbola ne gibi güzellikler katacak. İyi seyirler...

Lincoln


Sene başında ebesinin amı kadar para verip aldık. Girişi iyi yaptı, güven verdi. Ama hep bir "lan bu tökezliycek" hissi vardı. En azından bende. Belki de daha önce yediği haltları bildiğimiz ve tedirgin olduğumuzdandır. Aylardır sakat. Düzeldi dedik. Fb maçında oynamadı, ama iyi oldu belki. Sonuç malum. Leverkusen maçında arıza yaptı. Gerçi "söylenti" diyenler de var ama, maç esnasında da suratından belliydi az çok, olanlar. Taraftar istediği için girmiş oyuna deniyor. Doğru gibi de.
Nasıl olacak bilmiyorum. Bana sonu kötü olacak gibi görünüyor. Belki Felipe gibi zart diye devre arasında çekip gidecek. Konya maçının kadrosuna da alınmamış. İyice kurulmuştur, sinirlenmiştir o eminim. Hayırlısı diyip bitirelim yazıyı.

Ersen Martin, Aston Martin, Aston Villa, David Villa...


Biz Türkler hakkaten garip milletiz. Yani, "alamancı"sı filan farketmiyor. Bir şekilde sana Türk genleri bulaştıysa, olay bir yerden patlak veriyor. Belli ediyorsun.
Ne zamandır yazacağım, hep kaynadı. Ersen Martin La Liga'da önceki hafta ilk maçına çıktı. Ve sadece 7 dakika oyunda kalabildi. Neden mi? Çünkü direkt kırmızı karttan oyun dışı kaldı. Yani akıl almaz bir olay. Sen zaten aylardır sakatsın ve oynamak için bekliyorsun. İlk oyuna girdiğin andan 7 dakika sonra da kırmızı kart görüp oyundan atılıyorsun. Bu kulüp sana nasıl güvenir ki artık? Anlayamıyorum açıkçası. Ha, umarım bundan sonra durum düzelir, gol atar, asist verir, orada kalıcı olur ama, daha ilk baştan böyle oluyorsa, insan güvenemiyor, inanamıyor. Kulüp, hoca ne yapsın.

Forma, Çizgi, Çubuk, Hagi




Ben forma(lar) konusunda takıntılı bir adamım. Bazen oynanan maçtan çok, sahadaki takımların formaları hakkında düşünür veya konuşurum. Bunda o takımların kötü oynamasının da payı oluyor tabii ki çoğunlukla. Hele de Turkcell Süper Lig ise mevzu bahis.

Esas geleceğim nokta şu:Çizgili veya çubuklu dediğimiz forma türü evrim geçirmekte. Artık bodoslama böyle simetrik şekilde çubuklu forma yapılmıyor. İki örneğini yukarıda görebilirsiniz mesela. Hadi Atletico'nunki bariz çok farklı ama, mesela Milan'ınkini ben geçen sezonun sonlarına doğru farketmiştim. Anlaması da zor açıkçası. Kırmızılar ince, siyahlar daha kalın. Açıkçası ben çok şık buldum bu tasarımı. Farklı çubuklu olacaksa böyle olsun. Gerçi bu sezon da çubuklar görünmeyecek kadar inceleşti, bombok bir forma oldu ya, neyse.
Fakat Atletico'nun formasını da iyi bulmama karşın çok da tasvip ettiğimi söyleyemeyeceğim. Çünkü bu forma çubuklu değil, kırmızı zemin üzerine gövdenin kenarlarına doğru iki beyaz şerit koymuş gibi duruyor. "Geleneğe" uygun olduğu söylenemez, ki ben yaşlı Atletico'luların da bu formayı pek beğenmediğini tahmin ediyorum.
Örneğin 00-01 Galatasaray iç saha forması da bu dediğim şablona uygun. Sanki çubuklu değil de, kenarlara ikişer şerit kondurulmuş. Ha, bu da çok güzel forma. Şortunun sarı olması da farklılık katmıştı mesela. Malum, GS genelde parçalı veya çubuklunun altına kırmızı şort giyer.
Ama çubuklu forma gibi durmuyor işte. Aslında bu denemeler normal bir yandan. Yani tasarım kalmadı ki anasını satayım, adamlar da farklı şeyler deniyor artık.
Bu vesileyle Gica'yı da anmış olduk, iyi oldu.

İbne hakem!...(pardon) İbne Guti!!



Aceto usta dün ve bugün yine döktürmüş. Neler neler yazmış. En dikkat çekici olanı ise Guti ile ilgili olan post tabii ki. Yani söylediklerine ve resme filan bakılırsa Guti resmen amiyane tabirle "ibne". Tabii bir yerde kendi tercihi falan fistan (ne bileyim adam evliymiş mesela. O zaman da biseksüeldir belki) ama, futbol işlerinde bu tip eğilimlerin nelere yol açacağını da biliyoruz. Zaten Barça eşrafı "ibne guti" dermiş. Bundan sonra ben de diyeceğim. Real'i kötülemenin yolu bitmez.

Yetenek, Marifet Filan...

Skills Challenge'da bu sene Kidd, Paul, Williams ve son 2 yarışmanın galibi Wade var. Wade'in o gazla 3. yü de alması çok muhtemel. Ama ben Paul'ü de yakın buluyorum birincilik için. Sonuçta o anlık vaziyetlere de çok bağlı bu yarışmayı kazanmak. Bir şut girmeyince bütün olay mahfoluyor mesela.

Çaylaklar, Üçlükler vs.

All-Star Haftasonu geldi çattı. İlk olarak yarın bu saatlerde Çaylaklar-İkinci sezonunu geçirenler maçı var. Tabii ki favori her zaman olduğu gibi Sophomore'lar. Sophomore'larda ön plana çıkanlar gardlar. Roy, Farmar, Gibson, Rondo maçı kopartmaya yeter bile. Olgunlaşan Aldridge, Bargnani filan diye de devam edilebilir ama ciddi maç değil ne de olsa.
Gariptir Çaylaklar takımının kadrosunda da uzunlar dikkat çekiyor. Horford, Jianlian, Scola, Moon, Williams vs. Navarro'yu izlemek de benim açımdan hoş olacak tabii ki. Hazır Gasol de uçmuşken Mvp filan olup moral kazanabilir.

Gay, Moon, Sean Williams gibi atletik oyuncular smaçlarıyla maçı daha zevkli hale getireceklerdir.

Üçlük yarışmasına baktığımızda, ilk olarak Kobe Bryant'ın yarışmaya katılamama durumu var. Alakalı olarak All-Star maçına da katılamayabilir. Umarız katılır tabii, o ayrı.
Katılımcılar:Peja, Kobe, D.Gibson, Nash, Rip Hamilton ve son şampiyon Kapono.
Herkesin tam olduğunu düşünürsek, benim favorim Kobe. Bu manyak, kafayı takmış buna da, bence konsantre olup alacak yarışmayı. Onun dışında adaylarım Kapono ve Peja. Hazır Peja ligde de form bulmuşken, bu yarışmayı da kazanırsa ben sevinirim en azından. Hepsinden önce, çekişmeli geçmesi dileğimiz tabii ki.

Edit:Kobe kesin yok. Yerine Dirk geldi.

Ercan Taner

Saat 3 gibi kalktım. Hemen Ntvspor'u açtım. Adamlar test yayınında hala ama, favori kanal oldular, tam yayına girince neler olacak. Gece de "Dream Team" belgeseli vardı, izlemeye doyamazsın. Gözlerimi kapatmamak için zor uğraştım, bayağı da uzundu.
Ercan Taner abi, Nba özetlerini sunuyor. Şaşırdım önce bi', sonra nasıl sunuyor onu analiz etmeye çalıştım. Bana ilk defa denk geliyordu Nba anlatması. Beklediğimden iyi çıktı. Ufak tefek hataları vardı. Durant'a "Durants", Clippers'a "Clipper" demesi gibi. Bunların dışında iyiydi. Ntvspor bütün elemanlarını çok yönlü kullanmak için çalışıyor, uğraşıyor. Harika.

"Kidd Dallas'ta!" değil!

Tekrarlamayacağım, Salih'in dediği aynen oluyordu az kalsın. O 5 oyuncudan birisinin kontratında no-trade-clause (oyuncunun isterse karşı takıma gitmeyi reddetmesi) olduğu anlaşıldı. George bu. Devean çıktı dedi, "ben .500'den aşağı derecesi olan takıma gitmem." Takas yalan oldu. Şimdi Dallas başka yönlere kayıyor, başka oyuncular arıyor. Yalnız her türlü Dallas'a yakın Kidd.

Eve Dönüş

Batı iyice karışacak gibi. Gasol Lakers'a geldi. Shaq Suns'a. Şimdi de en sansasyoneli belki de:Kidd Dallas'a geliyor. Daha doğrusu dönüyor. Malum, ilk takımı Dallas'tı.
Mavericks'in Kidd ve M.Allen karşılığında tam 5 oyuncu(Harris, Ager, Stack, Diop, George) artı 3 mil. dolar artı 2010 draftı 1. tur seçimi vereceği söyleniyor.
Sanki biraz fazla kaçmış. Ayrıntıları Hüseyin verecektir sanırım.

Manu, Manu, Manu...



Cavs'ten normal sezon içindeki mağlubiyetin intikamını aldık. Manu coştu, azdı, zıvanadan çıktı. 15/20 ile 46 sayı attı. 8/11 üçlük. Ayrıca 5 ribaun 8 asist ve 3 top çalma.
Son periyot 41 sayı attık. Toplamda yüzde 60 ile üçlük attık. Çok iyi oldu bu.
İyi de Jacque Vaughn ve Damon Stoudamire, hangi hakla 1/12 atabiliyor. Bu nasıl bir cüret. Tony Parker'ı özleyeceğimi hiç tahmin etmezdim.

Verim

Suns ve Warriors oynuyor. İlk periyot skoru 37-32 Warriors lehine. Biri yüzde 56, diğeri 59 ile atıyor. İlk periyot itibariyle Suns'ta 7, Warriors'da ise 6 oyuncu sayıya ulaştı. Hem hızlılar, hem çok skor buluyorlar, hem de tüm takıma yayabiliyorlar bunu. Harika. Sanırım en az 120'şer atarlar.

Tribün budur!



Tribün şovu en iyi ultrAslan yapıyor bu memlekette. Hele alttakini düşünmek kimin aklına gelir. İki üç çarpık ingilizce bilen adamın yanyana gelip "Republic of bilmemne" yazmasıyla aynı şey değil bunlar. El emeği, göz nuru. Bu organizasyonda olan adamların teker teker koltuk gezip karton bırakmalarını görünce daha iyi anlıyor insan. Eğil köpek!

0-0 mı? Nası ya?

En az 3 olacak maçta gittik berabere kaldık. Ümit ve Nonda sağolsun. Kale boş, Ümit olmayan kaleciyi bulur, Kral karşı karşıya hastalığından müzdarip, Nonda girdi atsa kahraman, dikti topu ebesinin amına. Sağlık olsun.

Ayıptır!


Evet şimdi hemen yanlış anlayacaksınız. Servet'i savunmuyorum. Ancak Servet'in pozisyonunda yaygara koparan fenerliler, bunu görmüyorlar (ve bunun gibileri). Her zaman böyle olmuştur zaten tarihte bu. Galatasaray yaptığında "tüü, kaka" fenerliler yaptığında "aferin, canını dişine taktı." Bu yukardaki görüntüyü bi açıklasanıza bana. Pozisyon gereği muamelesi de yapmayın, top gitmiş taa nereye. DeiVivid bile topa bakıyor. Lugano n'apıyor? Güzel. Kimse bana "Kasap Servet" muamelesi yapmasın artık.

Maldonado



Maldonado demiş ki, "yabancı kontenjanı sebebiyle yedek kalırsam, sorun yapmam". Kendisine buradan kocaman bir "nah" yolluyorum. Yabancı futbolcu psikolojisini biliyoruz, kimleri gördük böyle söyleyip de, en ufak sorunda kaçan. Ha, cidden böyle düşünüyorsa ve böyle davranacaksa helal olsun tabii ki. Benim adamın sözüne güvenmememde, tipinin futbolcudan çok mafya babasına benzemesinin payı olabilir elbet. Niye bu resim diyen olursa da, "Messi var da ondan" derim.

Türkiye Türklerindir!


"Olur ya bir çatışmada ölürsem
Arkamdan yas tutmayın.
Bırakın, toprağımda rahat içinde yatayım.
Bedenimden komandomu çıkarmayın,
Onlar benim gururumdur.
Botlarımı çıkarmayın,
Onlar nice yollar aşacak,
Şehit olursam sırat köprüsünden geçecek.
Elimden tüfeğimi almayın,
O benim namusumdur,
Ölünce mezarıma sembol olacak.
Yaramın kanını silmeyin,
Ahirette hesabı sorulacak.
Göğsümden kör kurşunu çıkarmayın,
O benim madalyam olacak!"

Kahrolsun PKK! Ölen tüm şehitlerimize yüce yaratan rahmet eylesin.
Türkiye Türklerindir tezine karşı çıkan vatansız şerefsizlerin de taaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa !!

All-Star Haftasonu: Smaç Yarışması


Artık bir haftadan da az bir süre kaldı All-Star Haftasonu'na. Dedim ki bir başlayalım artık yavaş yavaş öngörülere, eksilere-artılara. Smaç yarışmasıyla başlıyoruz. Son senelerde olduğu gibi yine sponsor Sprite. Tam adı: "Sprite Rising Stars Slam Dunk Competition" yani "Sprite Yükselen Yıldızlar Smaç Yarışması." Bu senenin katılımcıları, geleneksel olarak geçen senenin şampiyonu, Timberwolves forveti Gerald Green, yine geçen senenin katılımcılarından- belki de en iyi performansını gösteren-, Magic pivotu Dwight Howard, Raptors'ın çaylak forveti Jamario Moon ve Grizzlies forveti Rudy Gay. Konuya yabancı olan arkadaşlar için, neden Kobe, Carter, Wade gibi isimler yok sorusuna cevap vermek istiyorum. Yarışmanın formatı nedeniyle katılımcılar -geçen senenin şampiyonu hariç- ligde ilk üç seneleri içinde olmaları gerekiyor. Dördüncü senesinde olanlar, yada daha fazla sene geçirenler giremiyor. Hem katılmak oyunculara kalmış bir şey de değil, lig çağırıyor oyuncuları. İsim isim gitmek istiyorum, karıştırmamak baabında;

Gerald Green: Son şampiyon ünvanıyla çıkıyor yarışmaya. Green'in atletikliği ve kapasitesi zaten belli. Eğer bu sene de illa bir şeyin üstünden atlama sevdasına masa falan koymazsa yere, ben bile oy verebilirim. Ancak sen o kadar potansiyele sahip olup, popülarite davasına gidip potanın altına masa koyarsan olmaz o iş, Spud Webb koymakla hiç olmaz o ayrı. Yaratıcılık ayrı bir konu. Zaten NBA Live yaratıcıları, yapılabilecek her türlü şeyi yapmışlar bu yüzden her sene, "Aaaa ibneye bak, Live'dan çalmış," olayı oluyor. Sen söyle de yapsın başka bir şey. Adamın boyu belli, çapı belli. Yine de favorilerden. Wolves'un kadrosu belli, yapabilecekleri belli. All-Star'a katılan tek oyuncusu da Green. Onlar da "Go Green" modundalar. Yine de ben şampiyon görmüyorum kendisini.

Dwight Howard: "Kocaman insan kendisinden beklenenleri gerçekleştirebilecek mi?" sorusuna cevap durumunda Dwight. Ancak buna bir türlü fırsat bulamıyor, zira lig ofisi ne yapmak istese "hayır, abartma lan, dümbük," diye cevap veriyor adamcağıza. "Pota kırayım," dedi olmadı, "Potayı 4 metre yapın, ona basayım," dedi olmadı. Şimdi kulislerde gezinen potanın üzerinden bozuk para alıp smaç yapması. Oldukça mümkün. Geçen sene 12 foot 6 inches'a dokunup yapmıştı smacını. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 15-16 cm daha zıplaması gerekecek. İnanırım. Bir de Hido'nun katılmamasına çok üzülmüş paşamız All-Star'a. Ona da yer vermek amacıyla bir pas-smaç kombinasyonu hazırlıyorlarmış. Dwight yapmayı seçerse Hido'yu da görebiliriz yarışmada. Geçen senenin "gönüllerin şampiyonu" ödülü sahibi, bu senenin de en büyük favorisi Howard.

Jamario Moon: Elleri inanılmaz büyük ve sonuçta Harlem Globetrotters altyapısı var. Ama bu onun benim gözümde hiçbir zaman favori olarak gözükmesine yol açmayacak. Orası yetenek yarışması, "showcase" yarışması. Maçtaki gibi drive sonu tomahawklarla olacak iş değil. Sürpriz olabilir ama zor.

Rudy Gay: Soyadından dolayı bir kıllığım var bu elemana. Formasının arkasında yazıyor ya "GAY" diye, kıl oluyorum - he eleştirecek olanlar varsa buyrun, gay karşıtıyım var mı? Adamların birbirini dütmesi hoşuma gitmiyor-. Yine de eleman atletik. Sürpriz adayı. Onlar da Gasol ile bir şeyler planlıyormuş, olmadı, gitti Gasol. Yine yaparlar mı? Sanmam. Ona tek tavsiyem, Gasol'a karşılık aldıkları Kwame'yle iş yapmaması. Brown'un ipiyle kuyuya inenin aklını s.keyim. 3.favori "Gay."


*Resim: Dwight Howard, smaç yarışması antrenmanında.

Damon

Şimdi malum, Damon Stoudamire serbest kalınca, Parker iti de sakat olunca gittik aldık Damon'ı. Bizim bu tür denemeler sık oluyor tabii. Van Exel'dır, Finley'dir.
Geçen Ntvspor'da yayınlanan maçta(Celtics-Spurs) kendileri 3/11 attı. Kendisi umarım durumun farkındadır yani. Ne bu rezillik.

Antrenman

Lakers-Bobcats maçını takip ediyorum netten şu anda. Kobe ilk çeyrekte 10 sayı attı ve 3/3 üçlük isabeti. Birader, "All-Star'a da az kaldı, hazır maç var, üçlük çalışayım" mı diyor ne yapıyor, nasıl bir insandır bu...

Manisa ve Türk İşi

Cumartesi günkü Gs-Manisa maçı malum, tam 9 gol içerdi. 6'sı Galatasaray, 3'ü Manisa'dan. Maç öncesi dizilişlere bakıyordum. Manisa orta sahası tamamen yerli. Ümit, Metin, Selçuk ve Uğur İnceman. Sağ bek Şener de, aslında bir orta saha oyuncusu.
Sonra geçen sezon, Ersun Yanal önderliğinde ligin altını üstüne getirirken de aynı orta saha ile oynadıkları aklıma geldi. "Lan" dedim, "olaya bak". Bir de işte ek olarak Zelenka vardı. Sistemleri de 3-5-2 idi zaten. Bu saydığım 5 oyuncu o takımın orta sahasını oluşturuyordu. Şimdi de aynı orta saha ile, hatta hemen hemen aynı kadro ile devam ediyorlar. Şu anda ligde sondan ikinciler. Başkalarını bilmem de, benim gönlüm o futbolcuların 2. ligde oynamasına razı gelmez.

Bir düşünelim:Ersun Yanal bu takıma deli gibi hücum oynatıyordu. Ve bunu başarırken, orta sahaları bir kişi dışında tamamen yerli! Bu harika bir şey. Tek tek bakıldığında da zaten değerli oyuncular, ama bir de yıllardır bir arada oynama avantajını ekleyin. Umarım düşmezler. Tabii, Vestel'in desteği kesmesi filan, olumsuz detaylar ama, ben bu takımın ligde kalacağına inanıyorum. Yeter ki, Yılmaz Vural gibi hocaların eline düşmesinler. Fakat gel gör ki, şu anda o vaziyetteler.

Mr. Sheed

Nba'in en cins adamlarından Rasheed Wallace. Garnett'in All-Star'da oynamayacak olması sebebiyle, kendisine gitmişler, "gel sen kadrodasın" filan diye. O da daha önce cevap verdiği gibi, " tatildeyim, sikerler" demiş. Duyunca koptum gene. Adam All-Star'da oynayacak, "tatildeyim" deyip, gelmiyor. Dünya'da bir tane daha yok bundan.

Edit:Son gelişmeyi yazalım tabii ki. Kendisi bu sezon da All-Star'da bulunacak. Kabul etmiş.

Paloschi

Milan'a ikinci bir ekstra yıldız çıktı:Alberto Paloschi. Gerçi Pato'nun sakatlığı olmasa oynar mıydı bilinmez, ama olsun. Vesile oldu sonuçta.
63. dakikada oyuna girdi ve, ayağına gelen ilk topta golü buldu. Bundan daha güzel bir kariyer başlangıcı olabilir mi?
Milan'ın yaş ortalaması hafiften daha normal oluyor.

Spurs-Celtics Maç Notları

-Boston'da ilk 5'te çıkan 2 uzun, KG ve Kendrick Perkins sakatlıklarından dolayı maçta yoktu. Doğal olarak bu ikisinin yokluğu dezavantajdı. Ama maçta pek de hissedilmedi. En azından beklenilenden azdı.

-Bu maç, aynı zamanda Paul Pierce'ın kariyerinin 700. maçıydı.

-Manu maça bayağı hızlı girdi ve takımının ilk 11 sayısını kaydetti.

-Ayrıca Manu'nun gazına gelen Pierce da düğmeye basınca maçın skoru 15-11 iken, PP-Manu skoru da 13-11'di. Sonradan durdular tabii.

-Duncan Spurs'e geldiğinden beri, Spurs ve Boston arasındaki maçların durumu 17'ye 1'di.
Fazlasıyla ezici bir durum.

-Spurs'te de Tony Parker yoktu ve uzun süredir olduğu gibi Stoudamire ve Vaughn ile idare etmeye çalıştılar. Damon da çemberi dövdü sağolsun.

-İlk 5 çıkan 2 uzunun yokluğunda kadroda yer alan Scalabrine ve Powe (normal olarak) pek bir şey yapamayınca, Doc Rivers da sık sık 4 kısa'ya döndü.

-Boston'ın oyun kurucusu Rajon Rondo çok az sayı attı ama, asist ve ribaundda yaptığı katkı ile double-double yaptı.

-Maçın bitimine 1 dakikadan az kala Michael Finley'in üçlüğü çemberin içinden çıktı. Maçın kesinlikle en kritik anıydı. O üçlük girse, maçın gidişatı farklı olacaktı. Olmadı.
Maçı 98-90 Boston kazandı.

-Boston bu maçı da alarak, bir kez daha bir Batı takımına kaybetmedi. Gerçekten büyük başarı. Ama büyüklerle henüz oynamadılar pek. All-Star'dan sonra bu ünvan kaybedilir.

-Spurs, Barry'nin benchten gelip yaptığı katkıyı arıyor.

Banks-Riley-Marion


Takasın diğer tarafı bu da. İki yeni Heat oyuncusu Team Store'dan çıkan gıcır tişörtleriyle basın toplantısından sonra poz veriyor. Riley 32 diş ortada.

Türban ile ilgili...

Geçen gün memur abilerimizden birinden bir şey duydum. Türban mevzusu ortaya çıktı çıkalı tarım üreticilerine verilen maddi destek kesilmiş. Yine aynı kişinin söylediğine göre bütün tarım üreticilerinin malları ellerinde kalmış. Piyasa çok durgunmuş. Acaba birileri türbanı ortaya atarak "türban arkası" işler peşinde mi ?

Türban...

Kötü İnsanları Tanıma Senesi, oldu Kötü İnsanları Tanıma İki Senesi...

Ey Ahalim (!),
Sagopa Kajmer'i takip ediyorsanız eğer, "İkimizi Anlatan Bir Şey" albümünden sonra direk solo albümü bekliyorsunuzdur benim gibi. Sago geçen sene yaz sonuna doğru sitesinde yazmıştı, "Albümün adı Kötü İnsanları Tanıma Senesi: 2007 olacak ve en geç 2007 sonu çıkacak." E oldu Şubat 2008, gele gele elimize "Vesselam" adlı inanılmaz şarkı geldi. Eğer albüm bu taddaysa süper, iki ay daha filan beklerim ama eğer sen İAB gibi bir şeyle çıkarsan karşımıza Sago... Nedendir yani? Hastalığın yok bir şeyin yok, sen git Kolera'nın albümüne beatlere başka, soloyu bırak çıkmasın, hadi ya. O da güzel be Sago. Üzgünümür hayli vesselam yani...

Fenerbahçe-Sevilla



Fenerbahçe'nin Sevilla ile oynayacağı şampiyonlar ligi 2.tur maçında Fenerbahçe'nin neler yapacağını çok merak ediyorum doğrusu. Eminim sizler de aynı merak içindesinizdir. Tabii Fenerbahçe taraftarları çok rahatlar. İnter'i evinde yenmiş bir takım olarak Sevilla onlar için çerez gibi geliyor olabilir. Bu akşamki Sevilla-Barcelona maçını izleyen Fenerbahçe taraftarlarının ne düşündüklerini çok merak ediyorum açıkçası. Bu maçın detaylarına fazla girmeyeceğim. Belki diğer arkadaşlarım daha etraflıca değineceklerdir bu maçın içeriğine. Sonuç olarak Sevilla Rıdvan Dilmen'in de dediği gibi kanatlardan sık ve hızlı gelen bu gelmelerin sonucunu da pis orta tabir edilen ortalardan açan nihayetinde golü kolay bulabilen bir takım. Sadece kanatlar mı ? Tabii ki hayır. Orta bölgelerden de hücuma katkı yapan iyi oyuncuları var Sevilla'nın. Fenerbahçe'ye başarılar diliyoruz tabii ama biraz zor.