Retro 160

Kovalak


"Murat Bardakçı hocamdan gördüm, beğendim. İnşallah bundan sonra hep bu göyneklerden giyeceğim"

Lebron James

Nerden Nereye 72

Honduras


Ne kadar bilinir bir yer bilmiyorum ama, ben yeni rastladım. Başta üstteki olmak üzere, harika şeyler var. Parayı basıp almak lazım bazılarını. Şurdan.

Retro 159

İncunabula


Birçoklarının dikkatini çekmiştir elbette. Napoli bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde, ligde giydiği iç saha formasının farklı bir versiyonunu kullanıyor. Aslında farklı versiyon da denemez 3 ufak değişiklik var Ş. Ligi formasında. Onlar da, aşağıdaki gibi:









Bunu isteyen üretici firma Macron mu, yoksa Napoli kulübü mü bilmiyorum ama, tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak bir takım için gerçekten takdir edilesi bir hareket.



Şampiyonlar Ligi için ayrı iç saha forması da çok rastlanan bir şey değil. Yapan takımı takdir ederim ben hafız. "Cl Kit" diye 3. formayı sunuyorlar sezon başında, ama o bambaşka. Mesela 05-06'da da Liverpool yapmıştı, yine altın katkısıyla. Kupanın üstüne. Yıldızlar falan vardı.




Edit: Sportman uyardı, nasıl unuttuk, en başta Sevilla var. Sonra Bayern Münih.

Larissa


Ne çileler çekti bu NBA. hey gidi...

Retro 158



Evet, ta kendisi.

Fabrik


Şimdi Amiral var, Kerr var, Tony Parker da var. Parker 01-02'de geldi. Robinson da 02-03'de bıraktı. Bu kart ya 01-02 sezonundan, ya da 02-03, 2. şampiyonluğun olduğu sezondan. Acep hangisi.

Kesin



Kesin Ofsayt 2001'de ilk basımı yapılan bir kitap. Başka da basımı olmamış -doğal olarak. Yani 1000 nüshadan birini buldun, buldun. "Buluru var mı" peki, evet. Kitapyurdu'nda var, Nadirkitap'ta da var. Öhm neyse.

Türkçe'deki futbol kültürü üstüne yazılmış bütün kitapları okumuş değilim, ama bu kitabın en önemlilerinden biri olduğunu söylemek için, hepsini okumaya gerek yok gibi. Eğer yamulmuyorsam, bu konu(lar) üstüne pek kitap yok bizde.

Kitabın en çarpıcı kısımları, televizyondan futbol maçı izlemekle, stattan izlemenin ne kadar farklı olduğunun uzun uzadıya anlatıldığı, bir maçı televizyondan izlemeye oturmuşken, aslında bize nelerin "izletildiği"nin anlatıldığı ilk bölümler. İlaveten, spor programları hakkındaki eleştiriler de çok sağlam ve, açıkçası insan şaşırıyor, taa 2001 yılında bile vaziyet ne haldeymiş aslında.

Kitaptan çokça alıntı yapacağım, burda kalabalık etmesin. Eğer bulabilirseniz, kesin okuyun derim. Yani çünkü, medyanın futbola, hatta daha genel olarak, spora etkisinin çok da farkında olmuyoruz. Zira zamanla alışıyoruz, farketmiyoruz. Bu kitap, biraz da olsa, o sinsice bünyeye yayılmış olan medya bağışıklığını kırmakta yardımcı olabilir.

Retro 157

Hmpfs


Fenerbahçe-Trabzonspor maçı öncesi, Twitter'da bakınırken, "oha Burak'a bak adskhdakh", "Burak ne yapmış lan" gibisinden bir sürü tivit okudum. Ben ve maçı izlemeyen birçok kişi de haliyle, "ne olmuş abi?" diye sorular yağdırdı. O anda caps fırlatan olmadı, ama ertesi gün gördüm ne olduğunu. Bundan önceki bir maçta daha aynı manzara vardı, ama sanırım derbi olunca daha çok dikkat çekti.

Çok basitçe; sene olmuş 2012, abi koca kulüp, Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir kulüp, oyuncularına bordo badi giydiremiyor mu? Bunu, ilk olarak kısa kollu forma altına giyilmeye başlandığı dönemde sık görüyorduk, işte bizimkiler, parçalı altına beyaz badi giyiyordu falan. Sonra daha da oturdu, ama hala şu tip örneklere rastlayabiliyoruz. Bir de koca Nike ile çalışıyorsun. Piiii. Bu nedir abi böyle.