Güzel Formalar 58-59



Bu sezonun Espanyol away formaları. Gayet iyiler.

Antenman Forması



Inter'in kalecileri bazı maçlarda Nike'ın antrenman ürünlerini giyiyorlar. Nike, sponsoru olan takımlarında, antrenmanlarda veya maç öncesinde ısınmak için kullanılmak üzere, sezon başı hazırlamıştı bu formalardan. Ancak Inter tarafından maçlarda da kullanılıyorlar. Zor resim buldum, ancak buldum.



Bu mavi formalar ile aynı tasarıma sahip kalecilerin giydiği sarı antrenman formaları. Görüldüğü üzere yedek kulübesinde ve antrenmanlarda kullanılıyor bu formalar. Hani Kasımpaşa yapsa yadırgamayız belki ama, Inter'de böyle bir olay olunca bana garip geldi. Yani istese Julio, Nike'dan 38 tane özel forma sipariş edebilir. Nereden anladım derseniz, bu antrenman formalarını daha önce Manchester'da görmüştüm, sonra Inter'de de mavisini gördüğümü hatırladım, sonra Inter'in maçında kaleciye zoom yaptıklarında, kolun yanındaki Nike logosunu görünce kesinleşti kafamda. Aşağıdaki logo var kalecinin kolunda. Nike bunu maç formalarında kullanmaz, hadi kullansa da kolda kullanmaz. Olmadı Inter...

Beyaz Daha Güzel


Kırmızı formamız da tanıtılmış. Yapılacak olan ilk maçımızda da bu forma giyilecekmiş. Beyaz çıktığı zaman da söylemiştim; Eğer kupaya katılabilseydik, İngiltere ile birlikte en sansasyonel formalara sahip takım olacaktık. Yabancı forumları okuyorum, yabancı insanların yaptığı yorumları okuyorum. Herifler formada bir logo arıyor, kimisi de göğüs ortasında bayrak olmasına anlam veremiyor. Gerçekten çağına göre oldukça retro 2 forma yaptık, adeta bu modern zamana ve tek tip Milli Formalara meydan okuyan 2 forma... Açıkçası ben de bu tasarımın FIFA'dan dönebileceğini düşünüyordum. Tabi yabancılar tarihimizi bilmedikleri için şaşırıyorlar bu formaları görünce.


Ancak Kırmızı formamız beyaza göre bence biraz daha vasat, fakat sebebi tasarımı değil. Sonuçta beyaz formanın aynısı, onu vasat yapan kırmızı rengin çokluğu. Ben her zaman Milli Takıma beyaz formayı daha çok yakıştırmışımdır. Ancak kırmızı formamız Home formamız olacakmış ve çoğunlukla o giyilecek demek ki. Her ne olursa olsun çok güzel 2 formaya sahibiz, bir turnuvamız eksik.

Cuban Başgaaan


Mark Cuban için çok üzülüyorum. Şimdi takımın elenir, sorun yok da, bu amına kodumun Kübalısı her maç kenarda. Herifin yıkılışını görüyorsun, olmuyor.
Koca ligde 2 tane rekabetimizin olduğu takım var, birini geçtik, diğeriyle de şimdi oynayacağız. Suns ile olanı daha sıkı tabii. Zamanında işin içine kan girmişliği de var. Bu seride de çok sert ve gergin hadiseler olabilir. Bakalım. Bu sezondan önce 2 sene boyunca Shaq sebepli olarak daha normal oynamaya çalışan Suns, şöyle bi' tökezledi. Ama Gentry baktı, bu adamlar, başlarında da Nash varken, efendi gibi basketbol oynayamaz. Hop, eski düzen. Ve de biliyorsunuz, bunlar normal sezonda at koştururken (tam manasıyla ama ha), post-season'da işler değişiyor. Bu adamlarla 2005'den beri 4. eşleşmemiz. Hepsinde çaktık söylemesi ayıp, bunda da çakacağız-umarım.
Nah şu yazıdaki tahminlerim çıktı az-çok. Diğer taraftan da, istediğim ve beklediğim gibi Suns geldi. Güzel. 2. tur bile bize iyi gelir demiştim, şimdi buradayız. Ve de bu turu geçme şansımız da oldukça fazla. Ev sahibi avantajı onlar da bir de ha. Harika.

Bir de ilke imza atmışız hacı. İlk tur serileri 7 maç üstünden oynanmaya başladığından beri, ilk kez 7. sıradan gelen bir takım seri kazanmış. Sikerler. Tabii bunda Batı'da çok fazla güçlü takım olmasından sebep, iyi takımların da alt sıralardan play-off'a giriyor olmasının büyük payı var.

Benim için bundan sonraki her bir galibiyet bile ekstradır. Aslında durum iyiyken, Suns'ı da geçip, Batı finalinde de, bazen hiç beklenmedik şekilde salaklaşabilen Lakers'tan 08 Batı Finali'nin intikamını alıp bir final daha görmek var da... olur mu acep.

Rahatsız


Tamam siz nefret ede durun da. Şu resme bakın abi. Daha komiği var mı yahu ? Inter'in bütün maçları boyunca bir kamera mutlaka sadece bu adamı çekmeli ve her hafta 1 bölümü dizi olarak oynatılmalı. Surat ifadesine bak hacı...

Resim Kaynak: Diverse Prospettive

(T)aciz

Bu taciz/tecavüz olayları çok sinir bozuyor evet. Ama daha sinir bozucusu da, insanların ve de medyanın buna şaşırması. Bu konuda Akşam yazarı Atılgan Bayar da yazmış bugün. Bu olanlara şaşırmak demek, yaşadığın ülkeyi tanımamak demektir. Etrafında olan bitenle ilgilenmiyorsun, veya haberin yok demektir. Evet, bu tip şeyleri aklımızda çok tutmak istemiyoruz. Neden, çünkü moral bozuyor. Yakınlardan birinin başına gelse bile, insan hemen gömmek istiyor zihninin derinliğine.

Birkaç sene önce bizim burdayız işte. Ben ve 2 arkadaş, sahilde oturuyoruz. Sabahlamıştık sanırım. Laf lafa yol veriyor, konudan konuya hop-zıp. Nerden geldiyse bu taciz meselesine geldi konu. O bahsetti bu bahsetti, ben anlattım derken, bilanço şu: Üçümüzün de o gün itibariyle sevgilisi/kız arkadaşı olan kişiler taciz veya tecavüze maruz kalmıştı. "Hassiktir" diye kalakaldık. 3 kişi lan, oran yüzde yüz. O günden beri bu işlere daha farklı bakarım. Göründüğünden daha sık olduğuna kendimi inandırmaya çalışırım-çünkü öyle. Ama "görünürde" hiç öyle değil. Ulan bu ülkenin doğusunda tecavüze uğrayan kız öldürülüyor ya da tecavüz eden ibneyle evlendiriliyor. Böyle şeylerin duyulduğu ortamda tabii ki "olmuyor" gibi algılanır. Ne olacaktı ya.

Memlekette cinsel kültür yerlerde sürünüyor. En temel şeyleri arkadaş ortamında öğreniyorsun. Öğrendiğin şeyler de yapılan küfür ve esprilerle içiçe gidiyor. Nasıl ciddi şekilde özümseyebilirsin ki sen bu işi? Ben liseye başladığımdaydı sanırım, cinsel eğitim dersi mi ne koymuşlardı-şimdi var mı lan? Daha ilk cümle, hoca "meni" mi ne dedi, kahkaha koptu milletten... Dakka 1 gol 1 amına koyym. Onu bırak, o yaşa gelmiş herif, olabilecek her şeyi öğrenmiş. Ama nasıl öğrenmiş. Sen sonradan "çocuk şöyle olur" yok "gusül abdesti almak gerekir" dersen ne işe yarar abi.
İkili ilişkiler desen, eğer çok dışa dönük ve piç değilsen, cinsel doyuma ulaşman çok zor. Ki böyle olan adam da, işin suyunu çıkarıyor. Yapamayan, çekinen, beceremeyecek olan ise, artık bastırdıkça bastırıyor cinsel isteği. Ondan sonra da cesareti olan gidip birine saldırıyor-artık hangi masum, suçsuz kızcağıza denk gelirse. Olmayan da yallah 31'e. Kimi orospu çocuğu da, üniversite ortamlarından yararlanıp, hafiften kafası güzel olan kıza çöküyor. Ne ala amına koyym.

Bu sezonun başları gibiydi. İşte diziler başlamış filan. Hanımın Çiftliği'ne bazı dayak sahneleri olmuştu, bilen bilir. Bunun üstüne de medyada salak-saçma tartışmalar çıkmıştı. İşte böyle sahneler televizyonda olmalı mı falan-olmamalı amına koyym, hep güzel şeyler olsun değil mi, hayatın tek yüzü anlatılsın. O ara bir gazetede okumuştum sanırım. Malum, bizim "sanat dünyası"nda çok Adana kökenli var. Sormuşlar birkaçına, cevaplar şu paralelde hep:Adana insanı böyle şey yapmaz. Adanalı insanlar hep kibardır. Şöyle harikadır, böyle şükeladır.
...
Şimdi tamam. Adanalılar öyledir, eyvallah. İstanbullu desen, zaten koca İstanbul. İzmir, modern şehir, tamamdır. Ankara başkent halihazırda. Orda olmaz öyle şey. Bursa-Eskişehir, sanayi filan var oralarda. Geç oraları da. Sinop'ta olmaz, Antalya'da olmaz, Balıkesir'de olmaz, Artvin'de olmaz. E o zaman AMINA KODUMUN ÇOCUKLARI, bu ülkede karısını döven, çocuğunu döven, baldızına sarkan, kızına tecavüz eden orospu çocukları nereli? Ne kadar güzel lan. Herkes kendi ilini-ilçesini, doğduğu yeri kayırsın, oh bitti.

Aynı şekilde, 2-3 gün önce bu tecavüz vakaları ortaya çıkmış. Kanal D'de canlı yayın, Siirt'tendi sanırım. Arkadaşla izliyoruz. Kendisine 786 yıllık gazeteci diyen, ama berbat konuşan bir adam, o anda ekranda. O da aynı yere geldi:Siirtliler böyle insanlar değillerdir... Yav dayı, bütün şehir biliyormuş mevzuyu, saklamış, bir sene mi ne geçmiş, sen neden bahsediyorsun ya. Doğu'yu biliyoruz az çok o konularda çok şükür.
Ama bu kendi memleketini aklama çabası çok çocukça be abi. Hallere bak ya.

Son olarak, 2. paragrafta bahsettiğim türden böyle bildikleri olan okurlarımız varsa ("okurlarımız" ne lan, gazete miyiz biz) yorum kısmında bahsetmelerini istiyorum-isim filan önemsiz. Bu tip konuların konuşulması iyidir, farkındalığı sağlar. Akıldan çıkmamasını sağlar. Vicdanı dürter. Hesaplaşırsın. İyi gelir.

Kampos


Ne güzel maçtı değil mi hacı? İşte yeni çağın futbolu bu. Makyavelist olacaksın. Pragmatist. Biraz da Narsist. Tamamdır.
Tonla futbol yorumcusu var ortalıkta, ama en güzel yorumu Stevey abimiz yapmış. Link vermeyeyim. Hemen şuraya iliştirivereyim. Yim. Son tweet'i kendisinin.

"Inter's XI for final:Butt, Yashin, Banks, Zoff, Maier, Tomaszewki, Zubizarreta, Schmeichel, Clemens, Higuita, Chilavert."

Orospu Çocuğu

Maçtan sonraki hareketlerinden sonra bu dünyada benim için Jose Mourinho'dan büyük orospu çocuğu yoktur. Tuncay'ı bile geçti amınakoyym. Yuh amınakoyym. Hakemi de sikeyim
seni de sikeyim.

Madrid'e Hoşgeldin


Uzun bir süre burada kalman dileği ile ...

Wizkit



Bu "benzer kişiler" geyiğine ben de girmeyi düşündüm önce ama, sonra baktım bunu yapmayan blog yok amına koyym, vazgeçtim. Zaten bulacağın şeyleri herifler yapmış şimdiden. Arada buluyorum ben de ama, niyeyse koymuyorum. Bu sefer koyayım. Pek farkedilmemiş bi'şey sanki.


De, şöyle bi'şey var. Bu adamlar benziyor ama, "aha bak birbirinin aynı" denecek 2 fotolarını bulamadım. O kadar da bakındım. Artık gerisi merak edene kalıyor. İkisini de izleyin abi siz bi', anlarsınız. Zaten bu Harden'a gıcığım niyeyse.

Nerden Nereye 18





Barcelona sonrası gidecekleri Katar kulübü bile belli bunların. O derece.

2.5 sene sonra editi: Yukarıda Katar filan demişiz ama, orası olmasa da yine "o kafada" bir kulübe gittiler. Bir de oralara inerler belki, beşlerler.



6 sene sonra editi: Fotoları tematik şekilde yenileyeyim dedim. O arada Paris'te 4 sezon beraber oynadılar; bir takımda birlikte geçirdikleri en uzun süre. Sonrası malum: İbra, United'a gitti. Maxwell hâlâ Paris'te. Yukardaki Katar tahminim hâlâ saklı, bakalım. Bir de şunu ekleyeyim, bu ikiliyle ilgili.

Manchester United 2010-2011


Resmi tanıtım yapılmadı henüz, ancak fotoğraflar önceden sızdı. Bu konuda İngiltere'yi kimse tutamıyor, biz onların yanında çok iyi saklıyoruz formaları, ya da pek sallamadığımızdan, böyle bir örgütümüz de yok.

Manchester United'ın gelecek sezon giyeceği 2 forma yıkarıdaki gibi. Her 2 forma da fazla nostaljik olmuş. Eskiye gönderme yapan formaları severim, ancak bunlar biraz abartmışlar. Özellikle beyaz formaları, 90'larda kullanılan çılgın tasarımları hatırlatıyor. Manchester United o dönemde bu tarz tasarımlar pek yapmadı 1-2 tasarım harici, demek ki içlerinde kalmış, sene olmuş 2010. Bana biraz modası geçmiş gibi geldi.

Beyaz formadan devam edeyim. Her zaman ki gibi tarihte bu kombinasyonu çok sık kullanmış Manchester United. Beyaz ile siyahı yakın zamanda kombine etmişti hatırlarsınız. 90'lar ve çok daha öncesinde ise beyaz ağırlıklı formaya siyah ve kırmızı renkleri birlikte detay olarak işliyordu Manchester. Birkaç sene ara verdikleri bu renk kombinasyonunu geri getirmişler gelecek sezonda. Muhteşem tabi bunlar, bize ise sadece özenmek kalıyor. Aşağıdaki forma gelecek sezon forması ile aynı kombinasyona sahip formalardan en bilineni. Daha böyle çok olduğunu da hatırlatayım.

97-99

Kırmızı formaya da çok az değineyim. Manchester United'ın home formasını düz kırmızı diye biliriz. Ancak her sezon o kırmızıyı dönüşümlü olarak siyah veya beyaz detaylarla işlerler. Sadece 2000'li yıllara bakacak olursak; 2002-2004 arası siyah detaylı kırmızı forma yaptılar. 2004 ile 2009 arası beyaz detaylı kırmızı formaları vardı. Bu sene bildiğiniz gibi siyah detaylı formaları vardı ve seneye gördüğümüz üzere beyaz detaylı forma yapmışlar. Bir siyah bir beyaz olarak, Home formalarına işledikleri detayları bile periyodik hale getirmişler ve dönüşümlü olarak kullanıyorlar. Benim neden bu kadar hayran olduğumu siz de anlıyorsunuzdur yavaş yavaş.

Kay

Memleket futbol ortamında forma işleri genelde boktandır ama, güzel işaretler de olabiliyor.




Yukarıdan aşağı Kayserispor'un evvelki sezonki, geçen sezonki ve bu sezonki home formalarını görüyorsunuz. Geçen sezon bir dönem Sivas da bu tip bir kombinasyon denemişti;orta resimdeki çubuklunun kırmız-beyazı, altına siyah şort. Şık da olmuştu. Kayseri bunu, eğer yanılmıyorsam, son 4 sezondur deniyor-o değilse de son 5 sezonda 4 kez olur. Son 3 resimden eminim ama, en üstteki zaten 06-07 değilse bile, 05-06. Çünkü şu 04-05 sezonunda belki de şampiyonluğun elden gittiği Gs-Kayseri maçında Gökhan Ünal ilk patlamasını yaparken, üstlerinde beyaz Puma formalar vardı. O kesin. O kalıbın da -en üst resim- ilk kez 03-04 sezonunda ortaya çıktığını hatırlatalım, Real bundan giymişti hatta.
Her çubuklu giydiklerinde siyah şort olmuyor, ama çoğunlukla siyah şort oluyor. O kadar da olur.

Bizim gerçek parçalımızda formadan farklı renk şort kullanımı var ama, bir türlü sürekli hale getiremediğimizden, sayamayız. Kayseri bu olayı halletmiş gibi. Orta düzey bir Tsl takımı için, bu harika.

Ayrıca bir nokta daha var. Ki bu başlı başına bir yazı konusu. Kayserispor, bazı takımların hiç kullanmadığı away forma ve 3rd formaları, gereğinden fazla giyiyor. Bu away formalar ve gittikçe oturan home forma hususları, sevindirici gelişmeler.