Fırat

 

  Diyarbakır'ın Fenerbahçe ve Galatasaray'ı olarak halk tarafından benimsenen Dicle Gençlik Spor ve Yıldız Gençlik Spor kulüpleri bir araya gelmiş ve bu iki kulüpten yepyeni bir kulüp doğmuştur. Önce Dicle Gençlik kongreye gider ve adını Diyarbakırspor olarak değiştirir. Bu kararın hemen ardından Yıldız Gençlik Spor da kongre kararı alır ve Diyarbakırspor'a katılır. Böylece Diyarbakırspor'un kurulduğu ilan edilir. Yeni takımın renkleri konusunda ise kurucuları arasında yaşanan küçük tartışmalardan sonra, Dicle'nin yeşil-beyazından yeşili, Yıldız'ın sarı-kırmızısının kırmızısı seçilerek "yeşil-kırmızı" renklerinde uzlaşılır. Daha sonraki yıllarda, yeşil ve kırmızının şehri simgeleyen karpuzun renkleri olduğu ileri sürülse de, bu tamamen bir tesadüftür. Yeşil-kırmızının yanına eklenen tarihi sur resmi ile amblem de yavaş yavaş şekillenir.
  Kulüp amblem olarak, yeşil ile kırmızının yanına şehir surlarını, karpuz dilimini, Dicle nehrini ve On Gözlü köprüyü kabul eder. 

(Diyarbakırspor, Faruk Arhan, İletişim, sf. 41)

Hani hep kulübün renkleri hakkında muhabbet döner ya, görmüşken dedim hani. Alternatif yorumlar olduysa zamanında, o başka.

Aşım


Ligin başlarında bir maçta görmüştüm, İBB'nin forması, bildiğin "çakma"ydı. Adidas çakması. Rezillik. Aradan zaman geçti, şu, bu. Geçen gün, All-Star'ı izliyoruz. Yetenek yarışmasında Kartal Özmızrak da vardı. Forma "düzelmiş". Ulan dedim, bunlar acaba "La insan içine çıkacağız, o kadar da değil" deyip normalini mi giymeye başladılar filan... Çok şükür öyle değilmiş. İlk yarı sonlarına doğru sanırım, "normalini" giymeye başlamışlar. Olması gerektiği gibi, yani.


Rızık


Bursa geçen sezon şöyle bir tasarım kullandı (yeşili de var), öyle ki, her gördüğümde "Lan orada Umbro logosu var" dedirtmeyi başardılar. Puma giyiyorken yani, düşünün.

Dün de şu hesapta, aşağıdaki fotoğraf paylaşıldı.


Ulan aynısı işte. Aynısı ya. Sadece ters yöne bakıyor. Çok tuhaf işler.