Rifle


Sizi Wisla Krakow'un maskotu Smok ile tanıştırayım. Ben de kendisinden şu video ile haberdar oldum. Gayet güzel, iyi çizilmiş, sempatik bir maskot. Başında (takım armasında da bulunan) tacı var falan. Darısı bizim büyüklere. "Takımlar" demiyorum, beklentiyi o kadar arttırmak iyi değil, büyük başlar yapsa yeter, ki onlar eğilir en fazla.


Retro 150

Daequan


Felipe Melo'nun bileklikle olan ilişkisini geçenlerde Lap yazmıştı. Uzun yıllardır dirseğinin hemen altına taktığı bileklik ''Melo'nun simgesi oldu'' desek pek yanlış olmaz. En azından benim için böyle. Melo diyince aklıma gelen ilk şey o bileklik...Son birkaç maçtır dikkat ediyorum; Melo'nun şu bileklik sevdası Kazım'a geçmiş. Artık bu Melo'nun evangelist(!) kişiliğinden mi kaynaklanıyor yoksa Kazım'ın özentiliğinden mi, orası muamma. Sporcuların bu tür aksesuarlar kullanması hoş ancak şu bileklik Melo'ya yakıştığı kadar yakışmamış Kazım'a. Belki de sadece Melo'da görmeye alışık olduğum içindir ama hakikaten... Ne bileyim, olmamış be.

Nerden Nereye 70





Ekleme:


Bepanthen


7 fark, falan filan.

Le Puff


Lokavtın bitmesiyle beraber başlayan transfer çılgınlığı şu an herkesin gündemine bilfiil tecavüz etmekte. Tüm bu curcuna içinde arada kaynayan bazı meseleler; bu sebepten dolayı pek konuşulamıyor. Bu ''bazı meseleler''den en garipi ise: Çin'de mahsur kalan NBA oyuncuları. Aaron Brooks, Wilson Chandler, JR Smith, Kenyon Martin, Yi Jianlian ve Patrick Mills lokavtın bitmesine rağmen hala Çin'de basketbol hayatlarını sürdürüyorlar.

Lokavt süresi boyunca boş durmak istemeyen birçok NBA oyuncusu başka ülke liglerinde basketbol oynadılar. Arkalarında iyi/hoş hatıralar bırakarak 2-3 aylık bir süreç sonrasında NBA'e geri döndüler. Sözleşmelerini lokavtın bitişine endeksli olarak yapan bu oyuncular pek sıkıntı yaşamadılar geri dönüşlerinde. Tabii bir kısmı hariç. Yukarıda isimlerini yazdığım altılı an itibariyle Çin'den ayrılamıyorlar, sezon bitmeden de ayrılamayacaklar gibi. Olayın iç yüzü hakkındaki tüm bilgileri: Adrian Wojnarowski yazmış. Çin'deki kurallar gereği Mart'a kadar bu arkadaşlar oradaki fan-fin-fon işlerine devam edecekler. Woj'un yazısında Çinli bir yetkili ya herro ya merro çekmiş bu oyunculara. ''Oynarlarsa paralarını veririz Mart'ta da geri dönerler, oynamazlarsa nah para, nah NBA...'' Şimdilik bu altı zavallını durumu bu(Yi şu durumdan her an yırtabilirmiş bu arada. Sahip olduğu Çin pasaportuna şükrediyordur herhalde).

Bu oyuncular NBA'de şu an serbest oyuncu statüsünde. Yani herhangi bir takım -görünürde- mağdur konumunda değil. Tabii bu durum görünürde böyle. Takımın en önemli iki skoreri Çin'de ikamet ederken Denver yöneticilerinin hali için şuraya alalım sizi. (Denver'a Götüyle Gülenler Derneği diye bir feysbuk grubu kurulsa şöyle social media'da(ohşş) aktif hale geçilerek güzel kafa yapılabilir aslında, ama üşengeçlik zor zanaat). Denverlı yöneticiler, Colarado'da yüksek rakımlı bir yerden kendilerini tam atacakken Mark Cuban'ın imdatlarına yetişmesiyle hem kendilerini hem de şanlı Nuggets(şanlı isme gel) ismini bi' anlamda kurtardılar. Dallas'dan 4 pokemon kartı karşılığında Rudy Fernandez ve Corey Brewer'ı aldılar. Odom takasında Lakers'a verdiği 3 pokemon kartını misliyle geri alan Dallas'ı salary cap konusunda rahatlatan bu takas, Denver'ın da yama yapmasına olanak tanıdı. Lakin ''bu oyuncularla bu lig bitmez'' minvalindeki taraftar tepkilerini azaltmaz bu transferler. George Karl'ın kalpten gitmesini istemiyorlarsa mutlaka 2-3 pozisyonunda oynayabilen bi' adam daha bulmaları gerek. Blog ortamında random gülmek istemediğimden; NBA camiasına(!) bir an evvel sükunetin hakim olmasını dileyerek postu sonlandırıyorum.

Retro 149

Diatta




Memleket sathındaki bütün NBAseverler sınırda. Şurada 2 haftadan az kaldı, ama zor dayanıyoruz. Bütün lig, bütün organizasyonlar delirmiş şekilde transfer işlerinde olduğundan biraz işte idare ediyoruz. Fakat lig başlamadan kendimize gelemeyeceğiz. O arada forma işleriyle daha da alakalı olan NBAseverler için yeni haberler gelmeye başladı. İlki bu. Utah'ın yeni alternatif forması.



İşte dayılar tanıtım falan yapmış, şurada bir video var. Tasarım olarak geçen sezon giyilmeye başlanan formalarla aynı, kalıp ta aynı.


Amerikan basketbol sitelerinin birinden arakladığım şu görsele bakarsak, Utah Jazz 82-83 sezonunda bir yeşil forma giymiş. Bundan az daha farklı. Yandan şeritler geçmiyor.



O 80'lerde giydikleri yeşilin aynısını önceki sezon giymişlerdi. Yani şöyle söyleyeyim, ben 2 sezon önce giydiklerini kesin biliyorum da, geçen sezon da giymiş olabilirler. Bilen varsa şe'etsin. Yani dayılar önce Retro hesabı giydirip, vatandaşı yokladılar herhalde, sonra da ilgi gösterileceğini kestirip, 3. forma olarak saldılar.


Bu Retro olarak giyilen yeşilin şöyle bir hatırası var, 10 günlük kontratla Utah Jazz kadrosunda bulunan Sundiata Gaines'in buzzer-beater ile "Cavs'i yıktığı" (ki o üçlük, NBA kariyerinin ilk üçlüğüydü) maçta giyilmişti bu forma. Yakından takip edenler zaten biliyor. NBA'in yakın tarihinin en dokunaklı hikayelerinden birinin zirve noktasıydı o üçlük.

Retro 148

Fast Lane


1. Elbette yorum yok.

2. Sanırım hala bu manyağın ismini değiştirdiğini bilmeyenler var, ya da değiştirdiğini, fakat "formaya yazılacak" bir değişim olmadığını sananlar var. Dün öyle bi' intiba edindim. Bu abukluğu bilmeyen kalmaması için bizim de azıcık katkımız olsun hani.

Maşallah


Sene 1902 Real Madrid'in bilinen ilk fotoğraflarından biri. Belki de ilktir. Tabi o zaman kralın verdiği ünvanlar yok, Madrid CF şeklinde geçiyor takımın adı. Kulübün ilk formasını görüyoruz fotoğrafta. Bütün tarih boyunca düz beyaz formadan vazgeçmemiş takımın ilk formasında çapraz bir çizgi göze çarpıyor. Daha sonra benim bildiğim çok ufak detaylar haricinde hiç bir zaman bu tarz bir alternatif iç saha forması olmadı Real Madrid'in. Çubuklu-Parçalı-Enine çizgili veya bunun gibi Peru tarzı vs... hiç rastlamadık.

Ancak Real Madrid son 2 senede formalarında geçmişe gidiyor. Gerçi şimdilik ŞL formalarında uyguluyor bunu fakat bence ilerde tıpkı Barcelona'nın 10 senede bir kuruluş formasına atıfta bulunarak yaptığı parçalı forması gibi kuruluş formasına gönderme yapacağı bir iç saha forması yapması gerekir diye düşünüyorum. Hazır nostaljiye merak salmışken ilk forma unutulmamalı.


Bana göre tasarımcıların kıralı olan Zoran (Zoban değil) bu tip bir çalışma yapmış kulüp için. Yukarıdaki çizim ona ait. Benim bu çizimde hoşuma giden, geçen çapraz çizginin belli belirsiz olması. Çünkü Real Madrid'in başka tip bir forma yapmayacağını biliyoruz. Düz beyazdan vazgeçmez. Bu silik çapraz çizgi ise başka tip bir forma yerine detay gibi duruyor. Hem de 1902 yılındaki ilk formayı hatırlamamızı sağlıyor. Bence kulüp bir düşünsün derim.

YGS


''Eddy Curry signs Heat'' yaklaşık bi' kaç dakika önce gördüğüm bu haber NBA'den ne kadar koptuğumu anlamama yetti. Hala lokavt rehavetini yaşıyo... Ehhh ne diyorum lan ben? Sanırsam uygun giriş cümlesini bulamadığımdan saçmalıyorum, tıpkı şu an NBA'deki tüm GM'lerin yapmaya çalıştıkları gibi. Ahanda örnek. Pat Riley, gitmiş almış Curry'i. Tamam, uzun rotasyonun sıkıntılı ama Eddy Curry nedir abi ya? Dampier, Anthony ve Curry... Tam random gülmelik Heat'in 5 numara rotasyonu. Heat dışında garip bi' hamle de Bucks'tan geldi. Mike Dunleavy ile anlaşmışlar. Dunleavy kötü bir oyuncu değil, ancak sakatlıktan başını kaldıramadığı da bir gerçek. Faydası dokunur ama Bucks'tan o 2-3 rotasyonuyla bi' halt olmaz. Ellerinde dört tane oyun kurucu var ve şu an için ne yapacakları meçhul. O zaman ne diyoruz? Tanrı Hammond'ı kutsasın!

Pek kayda değer olmayan bir-iki transfer var, onları da hemen vereyim buradan: Damien Wilkins, Detroit'le anlaşmış. Rasual Butler ise rotasını Kanada'ya çevirmiş, Toronto'da geçirecek gibi duruyor bu sezonu. Derrick Brown denyosu eski takımına dönüş yapmış, North Carolina yolunda, Bobcats benchinde heder olacak anlaşılan. Kayda değer olup/olmadığına henüz karar veremediğim bir haber ise New York'tan geldi. Chauncey Billups'ı serbest bırakmışlar. Denver sulanıyormuş Billups'a şu an. Bu arada Billups'ın yerini de Mike Bibby ile doldurmuşlar (zaaaa). New York'un diğer bir hamlesi ise Tyson Chandler oldu. Sign and trade vasıtasıyla üçlü bir takasa girip Chandler'ı aldılar. Yapılan takasa göre Turiaf, Knicks tarafından Wizards'a gönderildi. Andy Rautins (bu kim lan?) ise Dallas'ın yolunu tuttu.

''Fotospor'dan neyimiz eksik?'' bölümünde ise konuşulan transfer haberlerini şaapalım. Chris Paul takası, dedikodu olmaktan çıktı. Az kalsın Laker oluyordu Paul... Tabii Stern devreye girmeseydi. Ancak tüm bu ''takas dondurma'' olayına rağmen Amerikalı basketbol otoritelerine (otorite ne lan, çok tiksinç oldu) göre Paul, Laker olmaya çok yakın(mış). Şimdi Paul girizgahıyla, Howard olayına bi' girelim. Şu an resmi olarak; Howard takas olma yönündeki isteğini Orlando GM'si Otis Smith'e iletmiş durumda. Howard'la bilindiği üzere, Lakers ve Nets ilgileniyordu, ancak bu iki takıma bir rakip eklendi. O rakip Dallas Markevericks (kelime oyunu pek etkili olmadı lan galiba). Hadi Lakers yeni bir maceraya atılıyor ona ok, Nets de Deron'a kardeş getirmek istiyor ona da ok ama Dallas? Gerçekleşirse çok garip takas olur. Otis Smith şu sıralar Brook Lopez'e dileniyormuş. Bu, Nets'i biraz öne çıkarıyor bu takasta ancak gel gelelim Howard Nets'e pek sıcak bakmıyor. Kaldı ki Orlando Howard'ı gönderirken eldeki bir-iki yüklü kontrattan da kurtulmak isteyecektir fakat Nets bunu kabul eder mi, o bir soru işareti. Lakers'ın ise Orlando'ya sunabileceği en iyi seçenek Bynum. Bunun yanında Orlando'nun kurtulmak istediği Hidayet'i de alabilirler bu paket dahilinde lakin bu kısımda da Bynum'un sakatlık sorunu denklemi çözümsüz kılıyor. Dallas mevzusu ise çok ilginç. Tyson Chandler'ın gidişinin ardından bir pivot ihtiyaçlarının ortaya çıktığı açık ama bunu Howard'la doldurmak istemeleri gerçekten çok ama çok ilginç. İki-üç gün öncesine kadar ''rekabet dengesi bozuluyor yeaaa'' diyerekten Paul'ün Lakers'a gitmesine bi' anlamda engel olan Cuban, bu transferi gerçekleştirirse o dengeyi kendisi bozmuş olacak.

Garip olaylar dönüyor Güntekin. Hemi de çok garip. İsmail Abi'nin dediği gibi; olaylar, olaylar... Bekleyip görmek lazım gelişmeleri.