Röportaj

Hakan Günday röportajı.

Fb Filan

Şimdi Fenerbahçe'nin ilk forması çubuklu altına beyaz şort ya, üst parçada bazı yerler beyaz olmadı mı, çok koyu görünebiliyor göze. Üst çok koyu renk, alt da çok açık oluyor.
90'ların sonunda kolların beyaz olduğu bir formaları vardı. E ama o zaman da lacivert değil, mavi-sarı bir şey giyiyorlardı. Şimdi öyle bi'şey deneseler keşke. Mesela Milan bu sene yakayı beyaz yaptı ya, o tip bir rötüş.

()

Geniş ve yeterli kadro iyidir. Efendi gibi rotasyon uygulayacak hocan varsa daha da iyidir. Doğrusu budur çünkü. Ama onun da bir sınırı var sanki. Şimdi Galatasaray kadrosu malum. Belki yerine göre eksikler var ama, hani o kadar çok transferin üstüne, bir yerde durulması gerek sanki. Ki taşlar da yerine oturuyor. Caner'i aldık, hadi tamam. Orada da Alparslan sorunsalı var ya, o ayrı mesele. E peki Sercan ne? Artı Nonda'nın yollanacağı söyleniyor paraya ilaveten. Nerde oynayacak bu çocuk? Baros zaten tam kafa yerinde değil, ısınması lazım. Sen üstüne transfer gazını almışken oynaması ve gelişmesi gereken Sercan Yıldırım'ı getiriyorsun. Başka zaman olsa harika hamle ama, şimdi değil işte. Tam ne güzel gidiyoruz diyoruz, Elano da ufaktan dahil oluyor falan filan, hop sen gel Nonda'yı gönder -Nonda-, Sercan'ı al. Gidin Topuz'u da alın, nasılsa oynayamayacak.

25

Sonics R.I.P.


Şerefsiz Bennett. 10 galibiyetten fazla görmek nasip olmasın inşallah.

Sheed


Kafama Sıkar Giderim!..

Lütfen abi ya...

Müzik Vs

Ülke gençliği Misak-ı Milli dahilinde yapılan müziği çok küçümsüyor. Öyle böyle değil. Buna sebep olan nedir bilmiyorum ama, berbat bir şey bu. Birileri bir şekilde gencolara "bu ülkede müzik yapılmıyor kardeşim, ne varsa gavurda var" düşüncesini basmış alttan. Müziği ancak Pink Floyd filan yapar zaten, bizimkiler orospu çocuğu.

Bu konu hakkında aslında sayfalarca yazılır da, ben şimdi tam aklıma düşmüşken şuraya aktarayım dedim. Yazık abi.

Medya Vs

Dün Trt 3'te Barça-Bilbao, Süper Kupa 2.maçı vardı. İspanyolların bu konudaki uygulama ilginç. Kral Kupası finali tek maç, Süper Kupa 2 maç üzerinden oynanıyor. Hem de aslında bir taraf fasulyeden oynarken. Neyse.
Maçı sunan abimiz Tansu Polatkan. Hani bu işlerin ülkedeki öncülerinden ve ustalarından. Ben doğdum doğalı sesini duyarım. Geçenlerde İletişim'in çıkardığı Dünya Kupası isimli kitapta Okay Karacan mesela, onun üstündeki emeğinden bahsediyordu, yazısında. Tamam, eyvallah. Öyle bir adamın yetişmesinde emeği varsa ne güzel. Başka bir sürü vardır eminim spor basınında. Ama bu adam, ya da bu adamlar bu işi BİLMİYOR. Ona rağmen yıllardır bir şekilde devam ediyorlar. Yaşları da Allah bilir kaç. Lig Tv'de de örnekleri çokça var.

Abi isimleri yanlış biliyor, şu anda Dünya'nın en gözde futbolcusu olan adamı sahada tanıyamıyor, alakasız biriyle karıştırıyor. En ufak bir heyecan emaresi yok. Dümdüz anlatıp geçiyor. "Nou Camp" diyemiyor. Eto'o'yu Juventus'lara gönderiyor, ve daha bir sürü şey. Söyleyeceklerimin bir kısmını da Ekşisözlük'ten bir entry ile açıklayayım:

" 'bitse de evime gitsem, hay koyiim böyle işe, memur adam pazar çalışır mı' zihniyetini anımsatan bir anlatımın, bir insanı futbol izlemekten nasıl soğutacağının en iyi örneklerinden birinin sergilendiği bir müsabaka olmaktadır. nerelerdesin levent özçelik"

Ki Levent Özçelik bile arada eleştiri alır anlatımı hakkında, onu bile aratıyorsa bu abi, gerisini siz düşünün. Bundesliga da Trt'de mesela, yazık yani. Yalçın Çetin bildiğim kadarıyla müdür oldu spor bölümüne, daha az maç anlatacaktır sanırım. Geçen sene Kral Kupası'nı anlatan eleman da "Xavi Alonso" demişti mesela...
Büyük ustalar, emekleri var şudur budur ama, hayır. Bu adamları bir şekilde pasifize etmek gerek artık. Eğer dünkü maç, hayatında izlediği ilk futbol maçı olan bir küçük çocuk vardıysa, muhtemelen bir daha futbolla en ufak alakası olmayacaktır. Hem de bir Barcelona maçı olmasına rağmen.

Cruyff


Bizim teknik ekip geldikten sonra aklımdan geçmedi diyemem. Nurullah Bakır benden önce dillendirmiş. Eline sağlık. Buyrun.

Galatasaray

Yazı yok. Özet budur.