Nerden Nereye 223






More


Yıl 1999. Bursaspor'un ligde rakiplerine kök söktürdüğü dönem. Bursasporlu Selim Özer de oynadığı futbolla göz dolduruyordu. Birçok kulüp peşinde koşuyor ancak, Özer "Üç büyükler" olarak adlandırılan Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'den teklif gelmediği sürece takımında kalmak istiyordu. Trabzonspor'dan gelen transfer teklifini de reddetmşti. Ama o dönemde Trabzonspor'un başında bulunan Mehmet Ali Yılmaz, Özer'i almakta kararlıydı. Özer'e tekrar transfer teklifi götürüldü. Özer, bu teklifi kesin bir şekilde tekrar reddetti.

Ama Özer'in bilmediği bir gerçek vardı: Mafya. Bu kez devreye mafya girdi. Selami Küçük adlı organize suç örgütü lider, Özer'i Trabzonspor'a transfer olmaması durumunda ölümle tehdit etmeye başladı. Üzerinde kurulan baskı ve tehditlere dayanamayan Özer, çaresiz olarak Trabzonspor'a geçiyordu.

Selim Özer, bir buçuk sezon Trabzonspor forması giydi. Yalnız, mutlu değildi. Nasıl mutlu olsun ki, çünkü mafya tarafından zorla transfer edilip, başka bir şehre getirilmişti. Kötü günler aşayan Özer, daha sonra Yimpaş Yozgatspor'a, ardından da Malatyaspor'a transfer oldu. Bu takımlarda da başarılı olamayan Özer, daha sonra devre arasında Malatyaspor tarafından serbest bırakıldı. Yani mafya, genç ve başarılı bir oyuncunun hayatını karartmıştı.

Mafyanın futbolda ne kadar etkin olduğunun göstergesi olan bu olay yıllarca gizli kaldı. Ancak, Mehmet Vecihi Eröğez'in Bursa'da kaçırılmasıyla ilgili araştırma yapan Jandarma ekipleri, bu olayı da açığa çıkardı. Bunun üzerine Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Selim Özer'i zorla transfer eden çeteye yönelik operasyon başlattı. Operasyon sonucunda çete lideri Selami Küçük ve 24 adamı gözaltına alındı.

O dönemde Trabzonspor'un başkanı olan ve ülkücü mafyanın babası kabul edilen Mehmet Ali Yılmaz'ın bu transfer olayından haberdar olmadığını söylemek pek mümkün değil. Selim Özer'i transfer eden takım Trabzonspor olmasına karşın ve gözaltına alınan sanıklar suçlarını itiraf etmelerine karşın, Mehmet Ali Yılmaz'ın ifadesine dahi başvurulmadı.

(Futbol ve Mafya, Ecevit Kılıç, sayfa 175-176.)