Nerden Nereye 188




Twitter'da bi' gavur arkadaş yakalamıştı. Ben kaçırdım kim olduğunu. Sakatlık öncesi, sonrası.

Esenyurt


Bu arkadaş son dönemlerde şort boyunu epey bir kısalttı. Yukardaki manzara çok ikna etmeyebilir, hareket halinde olduğu için; ama maç görüntülerini izlerseniz, ya da dikkat ederseniz, kolayca anlayacaksınız --eğer şimdiye dek fark etmediyseniz yani.

Bir süredir "İnşallah bu mal bir akıma yol açmaz" diye aklımdan geçiriyordum ki, dünkü maçın özetlerine bakınca bundan iyice tırsar oldum.


Sakatlıktan dönen şu meymenetsiz pezevenk de kısaltmış şortu. Takımdan başkalarına dikkat etmedim. Mo Williams, Lebron'la aynı bıyığı bırakmıştı. Bunu da yaparlar yani, ne olacak. Amını tıynetini siktiklerim.

Yalı


Yazmaktan sonra en çok sevdiği şey ise, edebiyatın tümüyle dışında kalıyordu. Haldun Taner, belki de uzun yıllarını yatarak geçirmenin verdiği hırsla, iyileşir iyileşmez kendini futbola vermişti. Üstelik sadece kıvrak çalımları, sert şutları olan bir futbol oyuncusu değil, bu oyunda yeni taktikler, yeni vuruş teknikleri geliştiren bir yorumcu olmuştu.  
Yalıda Sabah kitabındaki öykülerinden birinde Nizamettin Bolayır adlı öykü kişisine üç çeşit penaltı attırmış, bunlardan birinin daha sonraki dönemlerde ünlü futbol yıldızlarının çok kullandıkları 'falsolu vuruş' olduğunu yazmış ve bu vuruşun nasıl yapılacağını inanılmaz bir ustalıkla anlattıktan sonra, temeli aldatmacaya dayanan bu vuruşun 'kalleşçe' olup oladığını sormuştu. 
Bu soru, gerçek futbol dünyasını bir anda karıştırdı. Dönemin ünlü futbolcuları ile Türkiye'de teknik adam olarak çalışan yabancı futbol adamları, Haldun Taner'in ortaya attığı bu konuyu tartıştılar. Macar ve Romen kökenli teknik direktörler, radyoda düzenlenen 'falsolu vuruş mübah mı' adlı programlara katılarak, tercümanları aracılığıyla görüşlerini açıkladılar. Olup bitenleri kıs kıs gülerek izleyen Haldun Taner, takma adla bazı spor gazetelerinde makaleler yazarak, ortalığı daha da alevlendirdi. Olayı Brezilyalı bir teknik adamın da duyduğunu ve onun "Karşı kaleciyi gafil avlamak neden günah olsun" dediğini yazdı. Aslında ne böyle bir teknik adam, ne de böyle bir konuşma vardı ama buna da inanıldı ve tartışmalar daha da sertleşti. Haldun Taner de eğlenmesini sürdürdü.

K Dergi, sayı 29, sayfa 18-19.

(Başka bir Haldun Taner ve Futbol içeren post için, tık.)