Kubat


Hırvatistan'ın Euro 2012 iç saha forması. "Ulan her zamanki Hırvatistan forması işte" değil mi? Hayır işte. Mesele de bu zaten.

Hırvatistan iç saha formalarına bakınca, sürekli ana desenin aynı kalması şartıyla, birtakım değişiklikler görüyoruz. Ve böylece tekdüzelik kalmıyor. Bu tekdüzelik sorunu kulüp takımlarında da var. Biz Galatasaray formalarıyla ilgili konuşurken, konu hep buraya gelir misal.

Bu kez de bir farklılık var. Kollardaki damalar daha ufak, gövde kısmındakilerden. Yine "aynı forma", ama aynı zamanda da "değil".

Öncekilere bir bakalım. Farklı farklı renk katkıları ve kalıp gereği bırakılan boşluk ya da eklemelerle, her defasında tekdüzeliğe düşmekten kurtulunmuş. Günümüzden geriye doğru bakalım:









En güzel örnek de sonuncu. Hiç döneminin forması gibi değil be abi. Hatta yakayı değiştir, al şimdi giy. Onun üstündeki, "milli formaya farklı renk karıştırılır mı?" sorusuna muhattap bir forma.

Ama şu var: tamam, burada yine bir "desen" var. Ya biz ne yapacağız? Şerit olayını saymazsan, ki onu saysak mı emin değilim, düz formalar giyiyoruz. Habi belki kalıp gereği bazı farklılıklar oluyor. İşte zamanında gri falan. O yüzden Türkiye'nin işi daha zor. Fakat görüyoruz, milli takım formasında da tekdüze olmamak mümkün.

Retro 167

Gönen

Bu post "aha şöyle bir forma var" şeklinde olmayacak. Lig başlarken bir postta şu yazının linkini vermiştim. Daha da tek tek hepsinden bahsetmek çakallık olur. Ama formanın "olayı" nedir, onunla ilgili 2 cümle edeyim dedim.

Kısaca; bu formayı iç sahada yapacakları 6 büyük ya da önemli maçta giyecekler. Tabii bu durumda, NBA'de gördüğümüz her zamanki ev sahibinin beyaz, konuk takımın koyu giydiği düzen değişecek. Ama zaten yeni çıkan, ya da bu örnekteki gibi, veya retro formalar için bu kural bozuluyor ara sıra.


Avrupa futbolunda bazı formalarda görüyoruz bu mantığı. Ama Miami bu formada, sadece logo değil, tüm formaya bunu yansıtmış. Siyah formanın, iki renge indirgenmiş hali.

Çelsi'de çok oluyor bu tek renk logo işi. Bu sezon Milan'da var. Schalke 04'te gördük. Keza Celtic'de (Liverpool da var elbette, Sportman sağol). Bu biraz cesaret isteyen bir iş, sevilir-sevilmez başka, ama ben böyle farklı işleri kendimce hep savunuyorum. Deplasman formaları içinde tabii. Bunu 1. formanda yapamazsın.

Retro 166

Nerden Nereye 73


Domercant


Dünya Kulüpler Kupası'nın sembolik bir anlamı olsa da, 2 sezon arka arkaya bu logoyu bağrında bulundurmasıyla, turkuaz Barça forması tarihin en kıdemli formalarından biri olarak tanımlanabilir.


İlaveten, reklamda kullanılan fontun bütün görünüşü nasıl etkileyebileceğinin çok güzel bir örneği var karşımızda.

Retro 165

Torosidis


Manisa-Fenerbahçe maçını izlemek üzere bir Fenerbahçeli, iki Galatasaraylı, televizyon karşısına oturduk. Çok beklemedik maç öncesi. Zaten eve girdiğimizde 19.24 falandı. Neyse işte, o yarım saate yakın zaman da geçti, maçı sunacak elemanlar kontrolü aldı. Bir de baktık ki, Fenerbahçeli oyuncuların üstünde şu Fenerium'larda da satılan, ön kısmında sadece Türk bayrağı olan, ama bu maça özel olarak da hepsinin arkasında "Lefter 10" yazan eski çubuklu formalar vardı.


Çok şaşırdık ve hoşumuza gitti. Ayrıca hemen o anda "acaba maça bu formalarla mı çıkacaklar?" diye sormaya başladık birbirimize. İçlerinde asıl çubuklular var mı diye de anlamaya çalışıyordum. Bu bile çok hoş hareketken, maça o formalarla çıkmaları... inanılmaz olurdu. Çıkmadılar. Aklımıza o arada -doğal olarak- 07-08'deki Man Utd-Man City maçı geldi.

Bağlantı
Eğer maçta klasik çubukluyu giyselerdi, kafadan ülke futbol tarihine geçerdi. Peki maçta giymek isteyip de reddedilmiş olabilirler mi? Bilemiyoruz.




Tesadüfe bakın ki, postu yazmaya başladıktan sonra şu yazıyı gördüm. Muhtemelen görmeden yazsam, birileri uyarırdı. İyi oldu. O zaman soru şu: kulübün maç öncesi sahaya klasik çubukluyla çıkma kararı almasının bu yazıyla alakası var mı?

Eğer varsa, blogların etkisini göstermesi adına bu çok önemli. Di Massimo Talento, kaliteyi bilemem ama, tanınırlık açısından futbol blogları arasında ilk 10-15'e rahat girer. Yazarları tv'de görünmüş bir blog sonuçta. Umarım dediğim gibidir. Değilse de kulübün hanesine artı geçer, ama 2 tık daha az. Kesin bilgi edinirsem eklerim buraya.

Editler: 1. Postu yayınladıktan biraz sonra İlker Yılmaz'a sordum, "emin değilim ama, tahminimce çokça dillendirilmiştir bu konu. Az da olsa sesimizi duyurduysak ne mutlu" dedi.

2. Fotolar için Burak'a teşekkürler.

3. b.p. yorumlarda şöyle demiş, direkt kopyalıyorum: "fenerbahçe nostalji lefter formalarıyla maça çıkmak istemiş ama federasyondan onay alamamış. normalde manisa siyah beyaz çubuklu, fener de sarı formayla oynayacakken manisa jest yapıp beyaz forma giymiş fener de klasik çubukluyla çıkmış. bugün radikalde yazıyodu bu şekilde."

Maç öncesinde Fenerbahçe'nin çubukluyla oynamak için izin istediği mi ne, öyle bir şeyden bahsettiklerini hatırlıyorum. Eğer klasik çubukludan bahsettilerse de o arada kaynamıştır. Görünüşe göre gerçekten o formalarla oynamak istemişler. Takdir edilesi.

Retro 164