Hacılar


Fotoyu Chao Grey'de gördüm. İlginç abi. İki gündür dinle içli dışlı adamları koyuyoruz buraya. Gerisi de gelecek gibi.

İki Nokta

Twitter’da 140 karakterlik mesaj yazma şansınız var sadece… Hıncal Uluç bunun 40 tanesini, dilbilgisinde hiçbir zaman yer almamış olan “iki nokta” işareti için gözden çıkarırdı kesin.

Aksam.com.tr, Gülüm Dağlı'nın şu yazısından.
Evet, bu ülkenin en büyük köşe yazarlarından ve gazetecilerinden biri olan mükemmel insan, büyük narsist, hbb Hıncal Uluç, yıllardır bu hatayı yapıyor. Eminim bir vakitler birileri eleştirmiştir bu meseleyi, kaç yıldır yazıyor sonuçta. O da ya "bu konu üstünden beni yıpratmaya çalışıyorlar" demiştir, ya "kusurum imzamdır" demiştir, ya da "takılmayın böyle şeylere" çekmiştir her zamanki üst-bakışıyla.
Normal, Ekşi sözlük'ü filan bırak, kıçı kırık sözlüklerde bile bu salaklığı ısrarla yapıp, bir de savunanlar var. Aptallar. Ahmaklar.
Onlar yaparsa bu adam haydi haydi yapar, niye yapmasın. Çok normal.

Hacı


-


Al işte. Manzaraya bak.
Bir de Hüseyin'den, NTVSpor'dan:

Küfretmeyim diyordum blogda uzun zamandır, yoktu benim postlarda küfür.
Şu kadar söyleyim bu son post için:
Amınakoduğumun evladı.

Laz Amigo Pasaport Çıkışında


Geçen GS Tribünlerinden dem vurduğumuz yazıda belirtmiştim Yeni Açık'taki kendini bilmez laz amigoyu. O adam işte bugün Elano'nun gelişinde pasaport kontrole kadar gitmiş bir de elini omzuna atıyor. Haldun Üstünel'in yanındaki denyo. Temizleyin abi kulübü böyle adamlardan, çapulculardan.

Geri

Takımının başka renk forma giymesinin sebebini anlayamayan, buna karşı çıkan herkes gerizekalıdır. Bu, bağnazlığın, geri kafalılığın, aptallığın kanıtıdır. Bu kadar da kesin. Bilmiyorsan git öğren.

Jasaitis Galatasaray Cafe Crown'da

Son dakika gelişmesi. İlk Lappappa'da. Ayrıntılar sonra.

Taksim


Ufak halinden bir şey anlaşılmıyor bunların ama, tıklayınca fazlasıyla güleceksiniz. Az öncekinin Taksim versiyonu. Bunları Ekşi'de paylaşan arkadaşlara ise gönülden teşekkürler.

"Alırlar Alırlar"


Ah yazık...

Trust


On kere yüz kere bin kere.

Elano

Nası ya, gece gece...

xxx

Şimdi bizim hücum hatttımız Arda-Kewell-Elano-Baros-Keita mı olacak? Hocamız da Rijkaard?
Hayır, inanmıyorum...

Hüseyin'den: Abi amınakoyım FM gibi hücum hattımız oldu. Onu bırak da frikik atan adamımız oldu lan!.. Alex mi Elano mu? haha.

Döndü


Michael Schumacher'in Massa'nın yokluğunda Ferrari için yarışacağı resmen açıklandı. Formula 1'i yeniden efendi gibi izlemeye başlamak için bundan güzel gerekçe olamaz. Nitekim son zamanlarda her şeyi deneyip kendinden uzaklaştırmayı başarıyordu bu organizasyon. Varsın puan bile alamasın, onu bir kez daha pistte göreceğiz ya, yeter.

Galatasaray Tribünleri 09-10

Efendim bildiğiniz üzere Galatasaray'ın tek taraftar oluşumu ultrAslan bu seneden itibaren bütün alt oluşumlarıyla beraber Eski Açık'ta yer alacağını açıklamıştı.
Tobol maçına gideli bayağı oldu ama bugüneymiş kısmet. Yeni Açık Üst'teydim kuzen ve bir arkadaşla beraber, numaralı tarafta. Bu vesileyle yeni yerleşim ve avantaj-dezavantajları hakkında gözlem yapma fırsatım oldu.
Bir kere Eski Açık'a geçme kararının yerinde olmadığını söylemek yanlış olur. Özellikle Amerika'da olduğum süreç içerisinde maçları digitürkwebtv'den izleyebildiğim için, Kapalı'nın kalbinden başlayan tezahüratlar o ses hızı farkından dolayı iki kere geliyordu televizyona. Ayrıca Kapalı Tribün biletleri fahişleştikçe kombine alanlar azalıyordu, bu da iyiye işaret değildi. Velhasılı uA Eski Açık'a geçiş yaptı. Öğrenci kombinesi 1+4 taksitten 475 ytl olunca bitti direk kombineler doğal olarak. Ya bundan sonra paraya kıyıp Kapalı kombinesi alanlar, ya da "Ben Kapalı'dan gitmem abi" gibi bir mentaliteye sahip olan 300-400 kadar taraftar yine Kapalı'nın göbeğinde yerini almıştı.
Biz Yeni Açık'taki dangalak amigolar tarafından ilk yirmi dakika "Saldır Galatasaray oooooooooleeeeeey" diye bağırtılırken ben sesimi "hocam Eski'ye uyalım" diye kaybettim. Ha uyduk, uyalım derken bir de kendi başına tezahürata başlayan Kapalı çıktı. Oranın müdavimleriymiş ağalar, ne uydular ne sustular.
Önümüzdeki sigara içen, laz, yüzünü ilk defa gördüğüm çapulcu amigosu da şunu yaptırdı bize. Anlatmak biraz zor. Şimdi iki yumruğunuzu kaldırarak şu tezahüratı yapıyorsunuz, Kapalı'ya dönerek: "Kapalı şaşırma Eski Açık'ı dinle!" Melodi de "yönetim uyuma taraftara sahip çık!" Ne kafiye var, ne ses uyumu. Aptal aptal hareketler. Susmadı tabii adamlar. İki bin yetele vermişler, susmazlar.
Gelişmeleri tabii geçeriz buraya da bu sene çok tribün kavgası görecek Galatasaray. Üç senelik tribün hasreti dolayısıyla siktiriboktan Yeni Açık'ı bağırtmaktan bir hafta sessiz modda gezdim ama şunu da belirteyim. Yeni Açık'tan başka bilet bulamazsam gitmem abi maça. Bu kadar yani, gitmem. Siz de gitmeyin, çekirdekçi değilseniz.

Sivas'ın Yollarına


"Geçen sene insanların şampiyonluk yarışında birinci gelmesi için kıçlarını yırttıkları bir Anadolu takımı, Türkiye şartlarında kadrosunun yarısını kaldırıp çöpe atarsa, 'Teknik Direktör' sıfatıyla kenarda duran o genç de hala kabadayılık taslarsa, o Anadolu takımına Avrupa'da n'olur?" sorusunun cevabını izliyorum 43 dakikadır.

Birinci sene şans dedik, ikinci sene de sistemleri oturdu, bir-iki kritik transferle aynı şeyi yaptılar. Söz ettiğim sistem ne? Şu: Dörtlü defans önü üç tane ön libero, sağında solunda iki açık ve Mehmet Yıldız. Kafadan yedi oyuncu kendi yarı alanlarında takılıyorlar. Alan daraltıp kısa topların ardından dikey bir topla Mehmet Yıldız'ı buluyorlar. Ve maçın tek golü. Bu kadar.

Şimdi bu sistemden Mehmet Yıldız gibi Türkiye'nin en iyi sağa-sola deplase olan, en kuvvetli Türk forvetini çıkarıp Ersen Martin gibi bir santrforu koyarsanız ne olur? Bu akşamki hücum etkinliği.

Sivas'ın geçen sene ligde gol yemediği maç sayısı 20. 34 maçta 28 gol yemişler. Bu takımın stoperleri Bilica ve yanında Murat Sözgelmez, Diallo, Sedat Bayrak ve Kanfory Sylla. Şimdi bu stoperlerin sadece biri kadroda. Sedat Bayrak. Yanında da bence Türkiye sınırları içindeki en kazma iki stoperden biri Yasin Çakmak var. Bu kadar iyi bir istatistik tutturan takımın kalecisi Michael Petkovic'in bu akşam yediği gollerdeki hatasını da koyunca üzerine durumun ne kadar vahim olduğu ortada.

Balili gibi bir oyuncu takımdan gönderilip yerine Erman Kılıç monte ediliyor. Kabul edilebilir. Geçen sene yıldızı ön liberoda parlayan İbrahim Dağaşan orta sahanın ortasına kaydırılırken arkasına M'Bemba koyuluyor ve M'Bemba Anderlecht maçının ilk yarısında öyle bir görüntü veriyor ki sanki adam hayatında hiç defansın önünde oynamamış. Selçuk Şahin gibi. Pozisyon alma filan yok.

Sivas'a büyük takım muamelesi yapılıyor artık. Kimse çıkıp demesin "sakatları vardı" diye. Bu adamlar şampiyon olsaydı direk Şampiyonlar Ligi gruplarına kalacaklardı, sıkıntıya bakın. Kazara Beşiktaş da elenseydi ön elemede alın size eğlence. Bu yüzdendir ki benim düşüncem Avrupa'da iş yapabilecek seviyeye gelene kadar Anadolu takımlarımız şampiyon olmasın hocam, ikinci de olmasın.

Bir-iki laf da Bülent Uygun'a koyayım buraya kadar gelmişken. Bülent Hocam çok antipatiksin. Tamam Türkiye şartlarında böyle konuşanlara prim veriliyor olabilir, ama yapmamalısın. Türkiye'de çok sakat, çok değişik şeyler var. Herkes bunlara uysa vay halimize. Her şeye demeç verme abi, tamam körün taşı kelin başına bir şeyler yaptın. Biraz vâkur ol. Küçük dağları sen yaratmadın. Kıçı boklu bir antrenörsün sonuçta. Piyasa yapacağım derken kendi kendini yakıyorsun. Ne kadar büyük bir taktisyen olduğun da bu akşam ortaya çıktı. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde çıktığın mentalite kadar adamsın. -Uzaydan gelen edit: 3-0 gerideyken santrfor çıkarıp santrfor alıyorsun...- Bence bu blog aleminde takılan "apaç" da ya sensin, ya da kardeşin filan. Birazdan damlar buraya, bana da sallar.

Bu sene Sivas'tan hiçbir şey beklemiyorum ben, siz de beklemeyin. Bursa, Antep filan iş yapabilir ama bu Sivas'tan hiçbir şey olmaz. Yedinci filan olurlar işte. Klasik Gençlerbirliği davaları.

Bu arada TRT de şu "ofsayıt" Ömer Üründül'ü kovsun kardeşim. Bize olunca "yok ofsayıt yok..." Onlara olunca ses yok. Adamların neredeyse gollerini yediler yok.

Zurna

Ne zamandır aklımda, unutuyorum. Blogumuzun ayakta kalmasında büyük maddi ve manevi emeği olan Zurnacı Besim Abi'ye burdan selam, saygı ve sevgilerimizi yolluyoruz. Adamınız abi.

Hakim

Memphis Grizzlies, Hakim Warrick'in haklarından vazgeçmiş, eleman serbest kalmış. Ya ben cidden bazen bu Nba'de dönen işleri anlamıyorum. Bu adamı ne diye serbest bırakırsın. Şimdi Hüseyin gelir yazar, "abi salary bilmem ne". Zerre umrumda değil, bu karar saçma abi. O tip daha iyi birini mi alacaksın yani, mesela Josh Smith filan? Anlamıyorum abi, salakça yani, gereksiz.
Geçen bir ara durulmuştu, şimdi yine hareketlendi gibi piyasa. Şaka maka biz alsak bu Warrick'i. Sessiz sakin işini yapar, ribaund alır, arada içine vurur filan.

4


Ekşi'de bizim formaya yazılanlara bakıyorum. Bir tanesi şunu demiş;"4 forma var, biri siyah, biri beyaz..." "Noooluyo lan!" dedim linke tıkladım. Linkten bu çıktı. Arkadaş neredeyse 1 aydır giyilen antrenman tişörtünü forma anlamış. Demek ki ilgili bayağı takımıyla.
Aynı arkadaş bir de şöyle demiş:"4 formadan sadece biri sarı-kırmızı. Sarı veya kırmızı şort yok. Kendi renklerinizden mi sıkıldınız?"

Neyse şimdi.

Rutin

Belli bir forma deseni olan, formasını belirleyip koruyan takımlarda şöyle bir sorun var:Sonuçta takımınızın forması çubukluysa, çubuklu formayla yapılacak kombinasyonlar bellidir. Ve bir süre sonra tekrara düşmek kaçınılmazdır. Bu uzun zaman önce yaptığım bir tespit. Bu sezonun Inter-home formasını görünce yine içimde alevlendi. Bu sezon giyecekleri forma bir kere çok basit, sade. Hadi o olur, sorun yok. Beğenen-beğenmeyen meselesi ayrı. Ama bu formanın neredeyse aynısı, 00-01'de giyildi. Tek fark çubukların kalınlığı ve yerleşimi. Bu meseleyi çözmek tasarımcıların işi ama, görünüşe bakılırsa onlar da bir yerde pes ediyor.
Barça bu sorunu bir anlamda çözmüş gibi. Tarihlerinde ilk giydikleri forma parçalı olduğu için, ara sıra parçalı forma giyip -geçen sezon olduğu gibi- tekdüzeliğe izin vermiyorlar. Ama Manchester United ne yapsın? Ne kadar farklı tasarım yapılabilir ki kırmızı düz üst-düz beyaz alt'a. Bu sezon eski tasarımlardan birinden esinlendiler ve gayet hoş oldu mesela. Sonra ne yaparlar bilinmez. Veya Milan bu sene yakayı beyaz yapma yoluna gitti. Daha bir güzel oldu forma.

Çubuklu, düz, parçalı forma giyen takımların hemen hemen hepsinde var bu sorun. Taraftar kısmı değişikliği pek sevmez gerçi. Bu durum işlerine gelebilir ama, dikkatli göz bir süre sonra rutinden sıkılacaktır.

Formalar


Mor'un boktan olduğunu düşünüyorum. Parçalı'yı daha detaylı görmem gerek. Beyaz da güzel gibi duruyor ama yine de detaylı bakmak gerek. Forma uzmanımız Lappapzade Efendi'ye dönüyoruz efendim.

Lamarcus&Didier

Röp

Benim de sık sık kafamı kurcalayan, bir müziği dinleme-icra etme-günlük hayata ve fikirlere yansıtma zinciri konusunda güzel bir röportaj. O döverim möverim kısmı sıçmış biraz ama, güzel gene de, önerilir. Özellikle son cümleye insanın "Hadi len ordan, o kadar basit mi" diyesi geliyor ama, öyle. Buyrun okuyun efem.

Ibo



Hadi hayırlı olsun. Yeni sezonu ip, halat ve bilumum dalga motoruyla çekiyorum.

The Re-Union

Voj'a göre Lamar Odom Heat'e yakın. Olursa ilginç olur. Chalmers-Wade-Odom-Beasley-J.O. Wade'in kalması da kesinleşmiş gibi olur herhalde önümüzdeki sene gelecek olan sağlam bir play-off'un ardından.