Biseswar


İkinci gelişlerinde de dayanamadılar. Ocak sayısı, son sayıları oldu. Alacak dergi kalmadı yemin ediyorum. Dergilere verdiğim para yüzde 66 azaldı 1.5-2 sene öncesine göre abi. Yanlış bilmiyorsam şu anda basketbol dergisi yok piyasada. Rezillik.

Nerden Nereye 80

Diamantidis


Beşiktaş ömür törpüsü bu sene, maçlar dayanılmaz derecede insanın canını sıkıyor. İkinci devreden sonra özellikle. Beşiktaş'ın can sıkıcı futbolu Lig tv'nin edi-büdü minvalinde yayında konuşlandırdığı spikerimsilerle daha bi' çekilmez hal alıyor. Tamam, yorum yapın; o sığ düşüncelerinizi salın ortalığa, ama nolur biraz geliştirin/değiştirin kendinizi. Sene başından beri her Beşiktaş maçında aynı kelimeleri duymaktan ziyadesiyle sıkıldım. Özellikle Fernandes ile ilgili olan kısımları... Tamam abi, Fernandes bu ligin çok üstünde bi' topçu. Ona katılmayan yok. Övebilirsin ama, abartıp olayın amına koyarsan izleyicide antipati tohumlarının (WTF?) çimlenmesine sebep olursun. Bıktım yeminlen, özellikle sesi hafiften Winnie The Pooh minvalinde çıkan denyodan. Herifin bi' ''Fernandes gel beni sik'' demediği kalıyor maç esnasında. Kaç haftadır aynı, yok ayağında mıknatıs, yok attığı her çalım 100 bin €, yok korneri... Yeter ulan, dozunda bırakın şunu. Takımda en sevdiğim oyuncudan tiksindirmeye başladınız beni. Sadece bu Winnie yapmıyor bunu tabii, geçen günkü Barça-Leverkusen maçında beni Messi'den soğuttu E.T. (aka supernatural). ''Ahahahaha Messi, ver de vereyim ahahah'' modunda maç anlatılır mı lan? Bırakın şu yavşaklıkları da işinizi yapın. Maç izleme keyfimizin içine sıçmayın.

Varese


Futbol-NBA birlikteliğini yansıtan çok foto var ama, bu herhalde en şaşırtıcı olanı. Bir Duncan hayranı olarak da böyle bir fotoğrafın varlığına çok sevindim. Bizimkiler 99'da şampiyon olduktan sonra, İtalya'ya McDonald's Chmapionship için gitmişti. O günlerde çekilen bir fotoğraf. Ama hangisi hangisinin hayranı da, böyle bir buluşma gerçekleşmiş. Ya da sadece göstermelik mi, bilemiyorum. Timmy'nin de başka bir futbol takımı formasıyla resmi yoktur herhalde.

Börülce


Aylardır içimize sinmeden muhabbetini ettiğimiz Play-Off eksikmiş gibi, adı değişti başımıza Süper Final oldu. Logosunu da tanıttılar. İyidir-kötüdür, o başka. Burada gizli amaçlar var abi. Yemezler. Türk genci yemez.

Dün öğlen vakti spor haberlerini izlerken, yeniden takımın başına geçen Tayfur Havutçu'nun 4-4-2 oynatacağından bahsettiler. Peki 4-4-2'yi nasıl oynayacaklar? Elbette logoda yıldızların dizildiği gibi, taktik dilinde "diamond" dediğimiz cinsten. Carvalhal döneminde de birkaç kez böyle yer aldılar sahada. İşte bu kadar çabuk yansıdı takımlara. İlaveten, Galatasaray'ın saha içi dizilişini de zorlarsak (ama bayağı zorlarsak) diamond'a benzetebiliriz. Anlayacağınız hep planlı işler bunlar. Süper Final sürerken diğer iki takım da bu dizilişe dönerse hiç şaşırmayın. Her şey ayarlı. Hepsi kurgulanmış. Her şeyi gören göz. Üçgenler. Kulelere uçak çarpmadı.

Retro 197

Reload

Fotoğraf Yahoo. Amerikalılar bu tip şeylere çok dikkat eder. Seneye ensidabıley final four'u Atlanta'da yapılacak, dün gece de New Orleans'taki finalde bunun reklamı yapılıyor ama "Atlanta" yerine "Alanta" yazmışlar. Neyse konumuz o değil.

Anthony Davis. Henüz geçen sene liseyi bitiren bu arkadaşımız bu sene kolej basketbolunun tabir-i caizse amına koydu. Sikilmedik göt bırakmadı. 40 maçta takımı sezonu 38-2 bitirirken, kendisi de 14.2 sayı, 10.4 ribaunt, 4.7 blok ortalamalarıyla oynadı. Henüz freshman olduğunu tekrarlayalım, yani kolejdeki ilk senesi. Maç başına 4.7 inanılmaz bir rakam, daha inanılmazı ise pota altındaki blok tehditinin, istatistiklerle açıklanmayacak derecede çok daha büyük olduğu. Bu sene National Player of the Year ödülünü kazandı ve bu ünvana ulaşan tarihteki ilk Kentucky oyuncusu, Durant'ten sonraki ilk freshman. Aynı zamanda takımı dün gece Kansas'ı 67-59 yenerek 1998'den beri ilk kez şampiyon oldu, kendisi de final four'un en değerli oyuncusu seçildi. Turnuva istatistikleri de 13.6 sayı, 12.3 ribaunt, 4.8 blok.

Bu adam çok büyük ihtimalle draft'ın ilk sırasından seçilecek. Son yılların en güçlü draft sınıfının ilk sırası. Fiziksel olarak gelişimi çok önemli tabii ama enbiey'de de sırıtmayacağını ve büyük bir güç olacağını düşünüyorum ben. Şimdiden bir fenomen, profesyonel kariyeri de umarım başarılı geçecektir. Fakat bugün şöyle bir yazıyla karşılaştım ve sinirlerim tepeme çıktı. Bu ne ak ya? Çocuğun dedikleri tamamen saçmalık. Hoş eğer doğruysa ortada çok daha büyük bir saçmalık var. Sırf adamın fiziksel görünümü güzel değil diye bir numaradan onu seçmemek nedir lan? "Taraftarın sevgilisi falan olması zor." bu cümle neee? Hayatımda daha saçma bir cümle duymadım sanırım. Adam sanki güzellik yarışmasına geliyor, Hakan Akkaya-Ivana Sert-Uğurkan Erez üçlüsünün karşısına falan çıkıyor. Olm bu adam basketçi, eline ver topu smaç bassın, ribaunt çeksin, uçanı kaçanı bloklasın. Lan olm adamın kaşından, dişinden size ne amınakoyim? Taraftarın sevgilisi olmazmış, çok forma satmazmış, haaassiktir.

Şuna saatlerdir gülüyorum ama, yalan yok.

Starbuck


Şurada işte armanın etrafına bi' çerçeve koymak gerekiyor abi. Geçen sezon vardı mesela formalarında. Şöyle çekeceksin sarı renkte. Nerde başlayıp, nerde bittiği görünmüyor yoksa.


Retro 196