Dop


Bugünkü açılış maçına özel Dünya Kupası'ndaki top ile karşılaşma yapılacakmış. Ligimizde Nike toplar kullanılıyor bildiğiniz gibi, bu topa çoğu futbolcumuz (belki de hepsi) ilk defa vuracak. Hamit falan hergün vuruyor da, bize daha yeni nasip oldu. Elano, Keita, Kewell ve Neill kupada vurmuştu. Elano ve Keita artık yok. Socceroolar da maçı kaçırıyorlar Asya Kupası yüzünden. Ajax ise alışık olsa gerek. Açılış maçında 10 atmasınlar da.

Nerden Nereye 39




Güzel edit:


Retro 22


Wiltord genç, saçlar lüle.

Güzel İkili 27

Retro 21


Sene 2002. Şu fotoğraftaki Batuhan Karadeniz'i sadece ben görmüyorum sanırım?

Salak

Benim belki pek hakkım yok ama, tam da aynı sebepten hakkım var bi'şeyler yazmaya. Akşam ve gece (şu anda saat 6'ya geliyor) twitter semalarında bi ton hüzünlü muhabbet dönmüş. İşte sövenler, kaç maça gittiğini sesli (yazılı?) hesaplamaya çalışanlar, en güzel anlarını anlatanlar, çok da akıllıca olmayan bir şekilde orayı yıkacak dozere sövenler ve daha bir sürü.

Belki 1 ya da 2 kez bahsetmişimdir burda. Ben hiç Ali Sami Yen'de maç izlemedim. İzleyemedim ya da. Karşıdan bakacak birileri için, bu durum benim "yeterince Galatasaraylı olmadığım" manasına gelebilir belki. Çünkü 23 yaşındayım, hani çıkıp biri diyebilir de, "ulan hiç mi denk getiremedin amına koduğum" diye. Bi' ton kez de İstanbul'a gitmiş olmama rağmen, gidemedim işte. Her seferinde, her gidemediğimde, geçerli sebeplerim de vardı. Bi' kısmında ufak olmam, bi' kısmında yeterli paranın olmaması, bi' kısmında da belki, yanında gidecek adam olmaması.

Galatasaray maçı izledim, hazırlık maçıydı ama olsun. O da bok varmış gibi, Olimpiyattaydı. Dönüşümüz 43 saat falan sürmüştü sanırım. Bu, başka da yok.
09 sonbaharında en başta maça gitme niyetiyle (3-0 biten Bjk maçı) İstanbul'a çıktık yola. Yine olmadı. Bu sezon başı, hatta yazın, o kadar söyledik, "ulan bu devre son, gittik gittik anasını satıyım". Bu kez de sağolsun, takım yamuk yaptı. Bırak stada gitmeyi, bir ara o kadar senedir "gönül verdiğim" takımı bırakma noktasına geldim. Öyle böyle, bu devre de yalan oldu;ve şimdi buradayız.

2002 yılı. Daha doğrusu 02 kışı. Annemin bi' iş görüşmesi falan vardı. Beraber gidecektik. İşyeri de Mecidiyeköy'de. "Hobaa". İndik abi otobüsten. Tam da stadın orda. Otobüs geçti gitti, arkasından stad yükseldi. Ne kadar bakakaldım bilmiyorum. Görüşmeden dönerken karşıya geçtik. Daha da yakınlaştım. O zaman "Galatasaray Megastore" muhabbeti var işte. Ufak ufak büfe gibi forma vs satılan yerler. Forma alacaktık, niyeyse vazgeçtik falan. En yakın temasım bu işte Sami Yen ile.

Yani kısacası, orda onlarca kez maç izlemiş olanlar, daha beterinin olabileceğini düşünüp, (ya da bu yazıyı okuyarak, görüp) hallerine şükretsinler. O kadar acı-tatlı anınız var. Adam orda 3-2'lik Real maçına şahit olmuş misal. E siksalağı, ben o maçı canlı olarak tv'den de izleyememiştim, çünkü Teleon veriyordu falan filan. O yüzden üzüntünüzü de efendi gibi yaşayın. Salak salak işler yapmayın. Siz o kadar kendinizden geçiyorsanız, ben ne bok yiyeyim?

Marta


Kadınlar futbolunun Messi'si. Aslında Messi'den de öte. Kıyaslandığı Ronaldo gibi rakipleri de yok. Tek bir isim var, o da Marta. 5. kez üst üste kazandı altın topu. Erkeklerde Messi'nin 5 kez üst üste kazanamayacağı kesin. O sebeple imkansız bir iş başardı diyebiliriz.

Merak ettiğim şu. Bu kadın oldu da erkekler ligine geçiş yaptı. Ne yapabilir ? Aynı odada soyunup giyinemez, duş alamaz, bu kesin de; sahada ne yapabilir ? Aslında öyle bir şans verilmesini isterdim. 1 sezon özel izin çıksa mesela. Oynasa, neler yapardı acaba ?

Galatasaray da bir 10 numara arıyor bu aralar.

Retro 20


Meymenetsiz tipini siktiğimin yavşağı.